Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Sanat tarihinde bir Fransız Devrimi belgesi: Marat'nın Ölümü

Fransız sanatının 19. yüzyıldaki temsilcisi, Neoklasik tarzdaki eserleriyle tanınan, sanat tarihinin en önemli ressamlarından Jacques-Louis David'in 1793 yılında resmettiği tablosu "Marat'nın Ölümü" (Özgün adı: La Mort de Marat), birçok ressam ve sanatçıya ilham kaynağı olan bir sanat eseri.

Gülara Subaşı


Jean-Paul Marat, Fransız Devrimi döneminde ateşli tonu, sivri dili ve kararlı duruşuyla dikkatleri üzerine çeken gazetecilerden biridir. Toplumun yoksul kesimine dair insan hakları söylemleri ve devrim dönemindeki yeni lider ve kurumlar üzerine yorumlarıyla tanınır.

Devrim döneminin bir diğer öznesi olan grup Jirodenler, monarşinin ortadan kalkmasına destek vermiş olmalarına rağmen devrimin cumhuriyetçi yönde ilerlemesine karşı çıkarlar. Radikal bir gazeteci olan Marat, Jirodenlerin tepkisini ciddi ölçüde üzerine çeker.


Bu zıtlaşmanın vardığı son noktada, bir Jiroden sempatizanı olan Charlotte Corday isimli kadın, 13 Temmuz 1793 tarihinde önemli belgeleri kendisine göstereceği bahanesiyle eve girerek Marat'yı öldürür.

Jacques-Louis David, yakın arkadaşı olan Marat'yı ölümünden hemen önceki gün evinde ziyaret eder. Kısa süre içinde ölüm haberini alan ressam, yakın arkadaşının ölümünü belgelemek ve onu ölümsüzleştirmek adına bu tabloyu yapar.

Eserde gazeteci, bıçaklanma sonrası küvette yatarken resmedilir. Marat, Devrim döneminde kraliyet polisinden kaçarken saklandığı kanalizasyonlardan bir çeşit deri hastalığı kapar. Bu deri hastalığının belirtilerini yatıştırmak için günün evde geçirdiği saatlerini onu rahatlatan su dolu bir küvetin içinde yazı işlerine devam ederek geçirir. Tabloda görülen su dolu küvet ve yazılarını yazmak için kullandığı önündeki yeşil örtülü masa, Marat'nın çalışmalarını sürdürdüğü ortamın betimlemesidir.


Corday, Marat'ya yeterince yaklaştıktan sonra sakladığı mutfak bıçağını çıkarıp, yazarın göğsüne saplar. Ölümcül bir yara alan Marat, eşine seslense de kısa süre içinde kan kaybından ölür. Cinayetin üzerine tutuklanan Corday, giyotinde idam edilirken 100 bin insanı kurtarmak için bir kişiyi öldürdüğünü söyler.

Göğsündeki yarayla kendinden geçen Marat'nın başı küvetin kenarına yaslı, güçsüz sağ kolu yere sarkar vaziyettedir. Yere doğru uzanan bu kol, Klasik Roma dönemi heykellerinin pozlarını anımsatır. Bu poz, Fransız devrimcilerinin savunduğu Roma Cumhuriyet dönemi ideallerine bir göndermedir ve Marat'nın politik duruşunu yansıtır.


Neoklasizm (Yeni Klasikçilik) akımının önde gelen temsilcilerinden olan David, bu figürle klasik eserlere öykünmesinin yanısıra, Marat'nın aşağı doğru süzülüşüyle Caravaggio'nun meşhur "İsanın Mezara Konulması"nı (Özgün adı: The Entombment of Christ, 1602) çağrıştırır. David'e göre Marat da tıpkı İsa Mesih gibi bir şehittir.


Marat'nın yere düşmüş elinde yazı yazdığı tüy kalem bulunur. David, kalemle aynı hizada ve renkte resmettiği cinayet aleti olan bıçak ve kalem arasında bir paralellik kurar. Ressam burada gazetecinin silahı olan kalem ve Jirodenlerin silahı olan bıçak arasındaki farkı ortaya koyarak bir anlam bütünlüğü oluşturur.


Marat'nın yazı tablasının üzerinde duran sol elinde Corday'ın eve girmek için kullandığı dilekçe notu görünür. Notta, "Benim büyük mutsuzluğum sizin hayırseverliğinize ulaşmama vesile olacaktır" yazar. Yazı mamasının üzerinde duran diğer kağıtta ise, "...bu çek kocası bu ülkeyi savunurken ölmüş, beş çocuk annesi kadına verilecek" yazar. Yoksul hakları üzerine çalışan Marat'nın maddi durumunun iyi olmadığını David, tablonun sol kenarındaki yamalı beyaz çarşafla izleyiciye iletir.


Yazı tablasının hemen yanında duran küçük masanın ön yüzüne imzasını atan David, tabloyu "Marat'ya" (A Marat) adar. Ressamın isminin altında görülen "L'an Deux" yazısı, "Yıl İki" anlamına gelir ve Devrim döneminde düzenlenmiş yeni takvime göre ikinci yılın içinde bulunulduğunu anlatmak için yerleştirilir.


Arkadaşının ölümünden epey etkilenen David, tabloyu cinayetten hemen sonra yapmaya başlar. Marat'yı resmederken gerçeklerden uzak bir idealizeye başvurur. Öyle ki Marat’nın deri hastalığı olan vücudunda hiçbir kusura rastlanmaz. Bir cinayet anını ortaya koyan bu eser, işlediği konuya rağmen herhangi bir şiddet ögesi içermez. Huzur dolu ve sakin bir uykuda gibi resmedilen Marat, yalın ve basit bir ortamda tek yönden gelen ışıkla aydınlatılır. David, tabloda arkadaşını arzu ettiği şehitlik mertebesine ulaştırır, onu adeta bir kahraman  olarak resmeder.

Eserin künyesi:

Orijinal adı: La Mort de Marat

Ressam: Jacques-Louis David

Konum: Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi

Tarih: 1793

Akım: Neoklasizm

165 cm x 128 cm, tuval üzerine yağlı boya