6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

Kültür Atölyesi 8 Kasım

8 Kasım 2022 - Günün filmi, kitabı, sahne etkinlikleri ve sergisi...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Coupez! - Kestik! (2022) - Michel Hazanavicius


2011 yapımı The Artist filmiyle Oscar ödülüne layık görülen Fransız yönetmen Michel Hazanavicius'ün son filmi "Coupez!", günün vizyon filmi.

2022, İngiltere-Fransa-Japonya ortak yapımı filmin senaryosu 2017, Japonya yapımı "One Cut of the Dead"e dayanıyor. Coupez!'nin senaryosu, Japonya yapımının yazarları Shin'ichirô Ueda ve Ryoichi Wada'dan Michel Hazanavicius'un kaleminden çıktı.

Cannes Film Festivali'nde açılış filmi olarak gösterilen Coupez!'nin başrollerinde Romain Duris ve Bérénice Bejo yer alıyor.

Filmin konusu:

Kullanılmayan bir fabrikada, Z sınıfı bir korku filmi çekimi yapılmaktadır. Ekip yorgun teknisyenlerden ve ilgisiz oyunculardan oluşur. Sadece yönetmen bu düşük bütçeli zombi filmine hayat vermek için gerekli enerjiye sahip görünür. Özellikle zor bir çekime hazırlanılırken gerçek zombilerin seti basmasıyla çekim sekteye uğrar. Kamerada her şey olabildiğince normal gözükür. Kamera arkasında, binbir takla atan ekip filmi kurtarmak için ağızlarından bir kelimeyi düşürmez: Kestik!

Cannes Film Festivali’nin açılış filmi gerçek bir kan banyosu, ama aslında aşırı hareketli bir korku-komedi filmi ya da sinema sanatına saygı duruşunda bulunan bir zombi filmi ya da bir zombi filmi parodisi hakkında temposu hiç düşmeyen bir parodi. Coupez!, 2017 yapımı kült Japon filmi One Cut of the Dead’in yeniden yapımı olan düşük bütçeli bir korku filmi çekimi sırasında seti gerçek zombilerin basmasını konu alıyor. Asla taviz vermeyen huysuz yönetmense plan sekans bir sahneyi hedefliyor ve kısıtlı parayı ve zamanı harcamamak için asla ve asla çekimleri durdurmuyor. Dünya prömiyerini yaptığı Cannes’da izleyicileri kahkahaya boğan, eleştirmenlerden de tam not alan filmin müzikleri büyük besteci Alexandre Desplat’ya ait.



RAFLARDA BUGÜN

Büyük Geri Tepme: Popülizm ve Pandemi Sonrası Politika - Paolo Gerbaudo

İtalyan sosyolog Paolo Gerbaudo'nun 2021 yılında kaleme aldığı kitabı "Büyük Geri Tepme: Popülizm ve Pandemi Sonrası Politika" (Orijinal adı: The Great Recoil: Politics after Populism and Pandemic), Türkçe çevirisiyle raflarda.

Ayrıntı Yayınları'nın inceleme kategorisinde baskısını gerçekleştirdiği kitap, Kıvanç Tanrıyar çevirisiyle okurla buluştu.

Tanıtım bülteninden:

Koronavirüs, neoliberalizmin sonunu mu getiriyor? Kitap, sosyalist solun bu krizle gelen ve çöküş gibi görünen yeni başlangıcı fırsata çevirip çevirmeyeceğini iyimserlikle sorguluyor. Neoliberalizm, nam-ı diğer küreselleşme, çöküş evresine geçtiyse yerine ne gelecek? Büyük Geri Tepme bu sorulara cevap ararken bir dizi karşıt ikiliği, Hegelci tez-antitez-sentez üçgeninde inceliyor. Yazara göre bu çağ, Büyük Geri Tepme Çağı’dır ve karıncayiyen tarafından sembolize edilir. Karıncayiyenin saldırganlığa başvurmaması, kendi kendini savunmak için düşmanını barışçıl yöntemlerle kendinden itmesi, neoliberalizmin gerileyişiyle birlikte toplumun kendi kendini tefekkür ederek içe dönme aşamasına geçtiği momenti imleyen Büyük Geri Tepme Çağı’nda anlamlı bir benzetmedir. Bu figürün seçilmesinin bir diğer nedeni de salgının karıncayiyenden türediğini iddia eden komplo teorileridir.

Gerbaudo, yeni devletçiliği üç nirengi noktasına bağlayarak inceler: egemenlik, koruma ve kontrol. Sağ cenahın savunduğu egemenlikçilik adı verilen akım, egemenliği ulus devlet mekanizmasına dayanarak toprak üzerindeki egemenlik meselesi olarak ele alırken, sosyalist sol egemenliği halkın egemenliği olarak kurguluyor. Sosyalist sol, neoliberal düzenin aktörü elitlerin yol açtığı derin gelir eşitsizliklerini Keynesçi sosyal demokrat ekonomik reform bağlamında azaltarak, kısacası zenginin elinden alıp işçi sınıfına ve kamu hizmetlerine aktararak halkı zenginden korumaya odaklanıyor.

Korumanın pratikteki tezahürü olan kontrolden anlaşılan ise devletin uyguladığı sınır kontrolleri, çevre kontrolleri, sermaye kontrolleridir. Neoliberalizm, emek ile servet arasındaki bağıntıda sermaye akışlarındaki devlet denetiminin büyük ölçüde azaltılması, gümrük vergilerinin büyük ölçüde kaldırılması gibi kontrolleri asgariye indirgeyen girişimci, açıklığa dayanan eksopolitikaya dayandığından korumanın baş düşmanıdır. Ulusal sağın buna karşı geliştirdiği politika “bireysel mülkiyetçilik” olduğundan kendini işçi dostu gibi gösterse de, vergilendirmelerle ilgili radikal bir yol izlememesinin de gösterdiği üzere ilerici sosyalist sol ile yolları ayrılır. Sol ise, buna karşılık iklim değişiklikleri ile ilgili politikalardan, gelir adaletsizliğine karşı yeni kontrol mekanizmaları benimseyen aktivist devlet anlayışını içeren toplumsal korumacılığa dayanır.

Büyük Geri Tepme, egemenlik sorunsalını antikçağ premodern döneme dek Platon’dan Hobbes’a ve Rousseau’ya bir dizi siyaset felsefecisinin egemenlik teorilerine dayandırıyor. Ayrıca Friedrich Hayek, Karl Popper ve Ludwig von Mises gibi bir dizi neoliberal kuramcının kuramlarını eleştirel bir gözle inceliyor. Bu kitap sadece koronavirüs ile değil, salgından sonra ekonominin nereye varacağı ve iklim değişikliği gibi bir dizi önemli soruyu da içinde barındırdığından uzun süre gündemden düşmeyecek.



SAHNEDE BUGÜN

Bir İnsan Bir Ağaç Bir Köpek


20'nci yüzyıl Bulgar edebiyatının tartışmasız en önemli sesi olarak anılan Bulgar yazar Yordan Radiçkov'un 1979 yılında kaleme aldığı "Bi İnsan Bir Ağaç Bir Köpek" (Orijinal adı: Lazaritsa), bu akşam Ankara'da sahnede.

Hüseyin Mevsim çevirisiyle sahneye konulan oyunun yönetmenliğini Umut Toprak üstleniyor.

Bora Karakul'un tek kişilik performansıyla izleyicisiyle buluşan oyunda Karakul'a sahnede direk dansıyla Ateş eşlik ediyor.

Oyunun konusu:

İnsanın doğa karşısındaki hakimiyeti, doğanın insan karşısında direnmesini anlatan oyunda bir köpek sahibi Lazar, köpeğinin kuduz olduğunu düşünür ve onu ormana götürüp öldürmeyi planlar. Köpeği zincirle bir ağaca bağlar, tüfekle nişan alır ancak mermi köpeğe değil, zincire isabet eder. Ve işte o anda bütün dengeler değişir, tutsak olan köpek özgürlüğüne kavuşurken, doğanın ve köpeğin efendisi Lazar, korkudan ağaca tırmanıp tutsaklaşır.

Tanıtım bülteninden:

İnsan doğada her şeye egemen olmak ister

Belki egemen olur.

Bir süre. Doğanın izin verdiği kadar.

Ya da sebep olduğu felaketler ona dönene kadar.

Gün gelir her şeye egemen olmadığını anlar.

Belki.

Ve belki de kendini inandırır her şeye egemen olduğuna.

Bir İnsan Bir Köpek Bir Ağaç, bu akşam saat 20.00'de Fade Stage and Coffe sahnesinde.


Yüksek Sadakat

Türk müziğinin uzun soluklu rock gruplarının öne çıkanı Yüksek Sadakat, bu akşam Denizli'de sahnede.

Grup 25 yıllık müzik hayatı boyunca dillerden düşmeyen ve günümüzde hâlâ dinlenen birçok liste başı parçaya imza attı.

Temelleri 1997 yılında İstanbul'da bas gitarist Kutlu Özmakinacı tarafından atılan Yüksek Sadakat resmi olarak 2004 yılında kurulur. Kurulduğu günden beri sık sık vokal ve baterist değiştiren grubun güncel kadrosunda; vokalde Kenan Vural, gitarda Serkan Özgen, bas gitarda Kutlu Özmakinacı, klavyede Uğur Onakut, bateride Sefa Deniz Alemdar bulunuyor.

Grup şu ana kadar beş stüdyo albümüne sahip olup, son albümü "Rengarenk"i 24 Eylül 2021'de piyasaya sürdü.

"Belki üstünüzden bir kuş geçecek" bu nostaljik müzik yolculuğu için Yüksek Sadakat, bu akşam saat 20.00'de Denizli Açıkhava Tiyatrosu sahnesinde.



GALERİDE BUGÜN

At'a Yolculuk


Ressam ve öğretim üyesi Fevzi Karakoç'un "At'a Sendon" başlıklı kişisel resim sergisi, İstanbullu sanatseverlerin bugünkü kültür-sanat durağı.

Küratörlüğünü Mehmet Lütfi Şen'in üstlendiği sergi için Şen, şunları söylüyor: "Bu sergi, entelektüel sanatçı yaklaşımının öncülerinden Fevzi Karakoç'un ülkemizdeki sanat algısının gelişimini sağlayan çalışmalarından oluşuyor. Sanatçının erken dönem ve güncel çalışma örneklerinin yer aldığı serginin ana öznesi at. Karakoç'un tuvallerinde at her zaman özgün ve özgür oldu. Bu anlamda sanatçının ata yaklaşımı, atın ehlileşme öncesi kadar keskin özgürlüklerin bitmeyen senfonisi gibi. Sanatçı, sanat yaklaşımıyla yeryüzündeki at türlerine bir yenisini, 'Fevzi Karakoç Atı'nı' eklemiş oldu. Buradan baktığımızda, at üzerine 'At'a Senfoni' ismi verdiği özel bir kitap yazan Necip Fazıl Kısakürek'in kitap ismi, bizim sergimizin de ismi oldu."

8 Ekim'de, Zeytinburnu Belediyesi'nin yeni kültür sanat sezonunda açılışı gerçekleştirilen sergi, 20 Kasım'a kadar haftanın her günü 10.00-21.00 saatlerinde, Zeytinburnu kültür ve Sanat Merkezi'nde izlenebilir.