Kültür Atölyesi 6 Temmuz

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

The Princess (2022) - Le-Van Kiet

Vietnamlı yönetmen Le-Van Kiet'in Bulgaristan ve ABD ortak yapım aksiyon filmi "The Princess", Disney +'ta gösterimde.

Karanlık fantezi, aksiyon ve komedi türlerinde değerlendirilen filmin senaryosu Ben Lustig ve Hake Thornton tarafından yazıldı.

Yapımı 20th Century of Fox'a ait olan The Princess'in başrollerinde Joey King, Olga Kurylenko ve Antoni Davidov yer alıyor.

Filmin konusu:

İradesi güçlü bir prenses, nişanlısı olan zalim sosyopatla evlenmeyi reddedince, kaçırılır ve babasının şatosunun uzak bir kulesine kapatılır. Tüm prenses normlarıyla yüzleşerek istemediği bir evliliği gerçekleştirmeyi kabul etmez. Prenses, babasının tahtını gasp etmekten asla vazgeçmeyen, kinci ve hor görülen bir talibiyle karşılaştıktan sonra, kendisini, ailesini ve krallığı kurtarmak için harekete geçer.

"Ölümü tekrar tekrar reddediyor" sloganıyla gösterime giren film, bir peri masalı dünyasında, bir kılıçla taçtan daha rahat olan ve krallığını acımasız paralı askerlerden kurtarması gereken genç bir kraliyet ailesi üyesinin hikâyesini anlatıyor.

RAFLARDA BUGÜN

Hasan Polat: Gerçekti Hayal Oldu - Devrim Hacısalihoğlu

Gazeteci Devrim Hacısalihoğlu'nun Türk siyasi tarihinin önemli aktörü Hasan Polat'ın hayatını anlattığı kitabı, "Hasan Polat: Gerçekti Hayal Oldu" yeni çıkanlar raflarında.

Serander Yayınları tarafından basılan kitabın sunuşu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından yazıldı.

İmamoğlu, kitap için şunları söylüyor: "Hasan Polat: Hayaldi Gerçek Oldu kitabı, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde iktidar olan Demokrat Parti’nin bir milletvekilinin, çocuklarını Nâzım Hikmet şiirlerini ezbere okuyarak büyüten sıra dışı bir şahsiyetin hikâyesini anlatıyor. Eserde, Hasan Polat’ın 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e, Savaş Dinçel’den Metin Kurt’a, İsmet Sezgin’den Kemal Gürüz’e, Trabzon’dan Ankara’ya önemli tarihî kişilikler eşliğinde, olaylar dramatik bir dille ele alınmış. Bu anlamda kitap yakın tarihimize de selam duran aydınlatıcı ve belgeleyici bir eser."

Tanıtım bülteninden:

Hasan Polat, futbolun, siyasetin ve bürokrasinin hep göz önünde olduğu, sürekli merak edildiği, önemini hiç yitirmediği bir kentin, Trabzon’un, futbolcu-siyasetçi-bürokrat kimliklerini birlikte taşıyan, ama böyle olmakla birlikte, son dönemde öne çıkan “Trabzonlu bürokrat” imgesinin, kitabın yazarının deyimiyle “negatif teyidi” niteliğinde bir şahsiyet.

Bunların dışında, kitabın ilerleyen sayfalarında göreceğiniz ve Hasan Polat’ın hayatı boyunca karşılaştığı olaylar, tanıştığı kişiler, bulunduğu mekanlar, maruz kaldığı durumlar neredeyse bir romanda karşımıza çıkacak cinsten.

Devrim Hacısalihoğlu’nun akıcı bir dille kaleme aldığı bu kitap, sadece merakla okuyacağınız bir yaşam öyküsü değil, dersler çıkarıp üzerine düşüneceğimiz bir “memleket hikâyesi” aynı zamanda.

SAHNEDE BUGÜN

Bir Baba Hamlet

Çağdaş Alman yazar Sebastian Seidel tarafından yazılan oyun "Bir Baba Hamlet", Emrah Eren rejisörlüğünde sahnede.

Yücel Erten tarafından Türkçeleştirilen oyun, İstanbullu tiyatroseverlerin bu akşamki durağı.

Usta oyuncular Şevket Çoruh ve Günay Karacaoğlu tarafından sahneye koyulan oyun, 2 perdeden oluşuyor.

Tanıtım bülteninden:

Kalaslarından dekor, heveslerinden oyun yapmak üzere yola çıkmış iki cüretkâr oyuncu, kendilerine kurban olarak Shakespeare'in başyapıtı Hamlet'i seçmişlerdir. Can siperane bir cesaretle seyircinin önünde buna yeltenirler ama kısa sürede temsil can havline dönüşür.

Biri, oyunculuk için istediği ortamı bulamadığı anlaşılan Shakespeare uzmanı gibi davranan yarım porsiyon aktör; diğeri de şarkı söyleme hevesiyle sürekli müzikallerden dem vuran bir şaşkın...

Eli yüzü düzgün, başı sonu belli, dört başı mamur, babalar gibi bir Hamlet düşlerlerken, ortaya çıkan kepazelik "Bir Baba Hamlet"e dönüşür.

Beş asır devirmiş, tarihte kim bilir kaç kişinin derisinin altına işlemiş, ruhunu beslemiş Hamlet’i kalbinize gömün. Eli yüzü düzgün, başı sonu belli, dört başı mamur, babalar gibi bir temsili de aklınızdan bile geçirmeyin. Çünkü tüm bu safsatadan ortaya sadece "Bir Baba Hamlet" çıkıyor.

Sebastian Seidel'in komik olanın tadını çıkaran özgün metni, Yücel Erten'in usta işi çevirisi ve Baba Sahne'nin babacan yorumuyla bu toprakların tiyatro geleneğine de göz kırpan "Bir Baba Hamlet", tiyatro yapma aşkının baş döndürücü güzelliği ile aptallaştırıcı büyüsüne ayna tutuyor.

"Ha unutmadan,

Çürümüş bir şeyler var Danimarka Krallığı'nda!"

Alternatif bir Hamlet temsilinin nasıl yaratılamadığını kahkahalarla izlemek isteyenler için Bir Baba Hamlet, bu akşam 21.00'da Kadıköy Belediyesi Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro'da.

Pinhâni

Türk alternatif rock gruplarının başarılı gruplarından Pinhâni, 18 yıllık müzik serüveninin unutulmaz parçalarını müzikseverlerle buluşturmaya geliyor.

Bu akşam Muğla'da sahne alacak olan grup, "Beni Sen İnandır", "Ne Güzel Güldün" ve "Hele Bi Gel" gibi dillere pelesenk olmuş şarkılarıyla müzik dünyasındaki yerini gün geçtikçe sağlamlaştırıyor.

Türkiye'nin en sevilen müzik gruplarından Pinhâni, 2004 yılında kuruldu. Tüm müzik camiasının diline dolanan "Dünyadan Uzak" teklisinin yanı sıra ilk albümlerinden günümüze kadar en sevilen şarkılarından oluşan bir konser vermeye hazırlanıyor. Vokalde Sinan Kaynakçı, gitarda Akın Eldes ve Eray Polat, Klavye, bas gitarda Selim Aydın, davulda Hami Ünlü yer alıyor. Pinhâni son olarak pandemi döneminde evde kaydettikleri yeni şarkılar ve eski şarkılarından oluşan "Küçük Bi Evde" adlı albümlerini dijital platformda yayınladı.

Konserlerinde kendi şarkılarının yanı sıra geleneksel türkülere de yer veren, yerel olmadan evrensel olunamayacağını kabul eden Pinhâni, saat 22.00'de Datça Cennetköy Beach&Restoran'da.

GALERİDE BUGÜN

Kırmızı Yine Kırmızı

Ressam Habip Aydoğdu'nun "Kırmızı Yine Kırmızı" başlıklı sergisi, Ankaralı sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.

Yaşam ve toplumsal olaylarla olan ilişkisini her zaman canlı tutan Habip Aydoğdu, 2019 yılında açılması planlanan, fakat koronavirüs pandemisinin getirdiği kısıtlamalar çerçevesinde müze ve galerilerin ziyarete kapanması ile ertelenen sergisinde ziyaretçilerini ağırlıyor.

2022 yılına gelindiğinde konsepti tamamen değişmiş olarak hayata geçirilen sergi, Aydoğdu’nun bir nevi koronavirüs günlüğü olarak da yorumlanabilir. Hasan Çakır, sergiyi şu sözlerle anlatıyor:

“Arsız bir bitki, kızıl bir çiçek gibi bütün dünyayı sardı sarmaladı COVID-19 virüsü. Korona, ölümü, burnumuzun dibine kadar yakınlaştırdı. Korkudan kabuklarımıza çekilmek zorunda kaldık. Kaybettiğimiz dostları bile son yolculuklarında yalnız bıraktık. Korku ve kaygının hâkim olduğu yalnızlık ortamlarında, kendimizle baş başa kaldık. Her musibet gibi, bu felaketin de faydaları olmadı değil. Belleğimizdeki pek çok çekmeceyi karıştırmaya, önemsemediğimiz kimi duygu ve düşünceleri yeniden hatırlamaya başladık. Gördük ki yolun sonu, öyle sandığımız kadar da uzak değil. Zaman hızla akıyor. Oysa yapılacak o kadar çok iş var ki… Böyle bir duygu ve düşünce ikliminde boy verdi bu sergideki resimler…"

Özgür Aydoğdu'nun gözüyle Habip Aydoğdu'nun yaşamını, kişiliğini, çalışma biçimini belgeleyen ve yorumlayan siyah-beyaz fotoğraflara da yer verilen sergiye, videoları ile Serhat Özdemir katkıda bulunuyor. 9 yıl sonra Başkentlilerle buluşan Aydoğdu'nun eserleri arasında sanatseverlerin Ankara galerilerinde görme imkanı bulamadıkları büyük boyutlu eserler de bulunuyor.

19 Nisan'dan bu yana kapıları açık olan sergi, 30 Temmuz'a kadar Ulus’taki Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi İş Sanat Ankara Sanat Galerisi’nde gezilebilir.