Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

Kültür Atölyesi 6 Ekim

6 Ekim 2022 - Günün filmi, kitabı, sahne etkinlikleri ve sergisi...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Hızlı Ayaklar - Olimpiyat Yolunda (2022) - Çağrı Cem Bayraklı


Minika ekranlarının sevilen çizgi dizisi Hızlı Ayaklar, Çağrı Cem Bayraklı yönetmenliğinde "Hızlı Ayaklar - Olimpiyat Yolunda" ismiyle beyazperdeye taşındı.

Senaristliğini Ali Hakaya Kaya'nın üstlendiği 2022, yerli yapım animasyon filminin başrollerinde; sesleriyle Deadpool'u konuşan ünlü dublaj sanatçısı Harun Can ve oyuncu Çetin Altay yer alıyor.

Filmin müzikleri Ferman Akgül ve Manga Grubu'na ait.

Filmin konusu:

Kendi branşında yıldız adayıyken yaşadığı sakatlıktan sonra sporu bırakmak durumunda kalan, umut vadeden sporcu Ali, pistlere veda edip bir spor mağazasında çalışmaya başlar. Ancak eski hocası Akif’in mağazaya gelmesiyle Ali’nin hayatı birden değişir. Akif Hoca, Karadeniz’de yaşayan ve Ali’nin spora geri dönmesini sağlayabilecek birinden bahseder. Ali hem kendi potansiyelini keşfetmek hem de herkese yukarıdan bakan, dönemin yıldız sporcusu Justin Carter’a meydan okumak için İstanbul’dan Karadeniz’in yemyeşil yaylalarına doğru heyecan verici bir yolculuğa çıkar.



RAFLARDA BUGÜN

Yaşadım Diyebilmek - Şahin Tekgündüz


Gazeteci, yazar, reklamcı Şahin Tekgöz'ün hayatının bilinmeyenlerini Türkiye'nin yakın tarihi üzerinden kurduğu otobiyografi kitabı "Yaşadım Diyebilmek", günün yeni çıkan kitabı.

Tiyatrodan gazeteciliğe, reklamcılıktan yazarlığa uzanan bir hayatı, içinde yaşadığı ülkenin siyasi ve toplumsal olaylarıyla yoğuran Yaşadım Diyebilmek, Yapı Kredi Yayınları tarafından okurla buluşturuldu.

Tanıtım bülteninden:

1937 yılında Nevşehir’de başlayıp Niğde’de geçirilen lise öğreniminden sonra Ankara’da devam eden, oradan da İstanbul’a uzanan bir hayat.

Bu hayatın içinde neler yok ki!

Artık pek az örneği kalmış taş evler, cin çıkaran hocalar, eldeki imkânlarla yürütülen ve daha sonra gelişerek Türkiye’de bazı ilklere imza atan fotoğrafçılık, sinemacılık, tiyatroculuk ve gazetecilik faaliyetleri, resim dersi alırken yaşanan dramlar, yutarcasına okunan kitaplar, hayatın öğütüp yıllar sonra insanın karşısına çıkardığı haylaz arkadaşlar, ciltçilik, üniversite yıllarında şekillenen siyasi görüşler, Menderes döneminin son yıllarının ve 27 Mayıs Darbesi'nin çalkantılı günleri, eğlenceli ve maceralı bir Yugoslavya seyahati, ABD Türkiye Büyükelçisi Komer’in ODTÜ’de yakılan arabası, Nurhak Dağları'nda öldürülen öğrenci lideri Sinan Cemgil ve arkadaşlarıyla yakın dostluk, ünlü şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in eserlerinin oluşum hikâyesi ve sakladığı bazı sırlar, Ankara ve İstanbul’da reklamcılık sektöründe pek çok ilke atılan imzalar, Türk kültür hayatına büyük eserler kazandıran bir yayınevi ve daha neler neler...

Türk reklamcılık sektörünün önde gelen isimlerinden Şahin Tekgündüz’ün anıları, Cumhuriyet devri Türkiye’sinde İç Anadolu’da bir memur çocuğu olarak başladığı, çalkantılı ve fırtınalı bir yolculukla İstanbul’da reklamcılık sektöründe devam eden hayatını aktarırken o dönemin Türk siyasi tarihi ve iş dünyasına da ışık tutuyor.

“Yaşadım Diyebilmek”, Türkiye’de örneği nispeten az görülen “meslek hayatı tarihi”ne güzel bir örnek.



SAHNEDE BUGÜN

Carmen


Fransız romantik yazar, arkeolog ve tarihçi Prosper Mérimée'nin 1845 yılında kaleme aldığı aynı adlı romanından Fransız Besteci Georges Bizet tarafından 1875'te uyarlanan "Carmen", bu akşam Ankara'da sahnede.

Bizet'yi dünyaya tanıtan Carmen, Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında izleyicisiyle buluşuyor.

Koreografi ve librettosu Arjantinli Koreograf Carlos Vilan'a ait olan 2 perdelik eser, Arjantinli Şef Tulio Gagliardo orkestrasıyla sahnede olacak.

Eserin konusu:

İspanya'nın Sevilla kentinde bir tütün fabrikasında çalışan Carmen, güzelliğiyle tüm erkekleri etkilemekte; kural tanımaz tavırlarıyla öne çıkmaktadır. Aşk ve sevda konularında savunmasız ve tecrübesiz olan asker Don Jose, kurallara bağlı biri olarak, nişanlısı Micaela ile evlenerek mutlu olmak hayaliyle yaşarken, Carmen'in cazibesine kayıtsız kalamaz, ona tutulur ve kuralları hiçe sayarak sevgilisi uğruna her türlü yasa dışı davranışı sergilemekten kaçınmaz. Ancak Carmen kısa sürede Don Jose'den sıkılır; boğa güreşçisi Escamillo'yu sevmektedir artık... Bu durum onun ölümünü hazırlıyordur. O buna rağmen davranışlarını inadına, pervasızca sürdürür.

Librettosu, Romantizm akımını kullanan Fransız Yazar Prosper Mérimée’nin İspanya gezisinden yola çıkarak yazdığı Carmen isimli romandan uyarlanan ve Georges Bizet’nin aslında opera için bestelediği, İspanya’nın Sevilla kentindeki bir tütün fabrikasında çalışmakta olan asi güzel Carmen’in, Don Jose ve Escamillo ile yaşadığı gelgitli ve kural tanımaz aşk ilişkisini anlatan “Carmen” eseri, 2021-2022 sezonunda, muhteşem müziği ve sahneyi dolduran görselliğiyle izleyicilerin karşısında olacak.

Dünyanın en ünlü operalarından olan Carmen, İzmir Devlet Opera ve Balesi temsiliyle bu akşam saat 20.00'de Büyük Tiyatro sahnesinde.



Abdullah Ibrahim


Cape caz alt türünün önde gelen isimlerinden Güney Afrikalı Piyanist ve Besteci Abdullah Ibrahim, bu akşam İstanbullu müzikseverlerle buluşuyor.

32'nci Akbank Caz Festivali kapsamında dinleyicisiyle buluşan Ibrahim'in müziği, geleneksel Afrika şarkılarından AME Kilisesi ve Gospel müziğine, modern caz ve diğer Batı tarzlarına kadar, Cape Town'un çok kültürlü liman bölgelerinde çocukluğunun müzikal etkilerinin çoğunu yansıtıyor.

Cape Town doğumlu Müzisyen ve Besteci Abdullah Ibrahim, 80 yılı aşkın süredir piyano başında. Kariyeri boyunca gerek solo gerekse orkestralar eşliğinde yaptığı üretimlerde geleneksel Afrika müziklerini, farklı coğrafya veya zamanlarla özdeşleşmiş stillerle buluşturmayı önceledi.

Gençlik yıllarında çeşitli orkestraların parçası olduktan sonra 1959’da Kippie Moeketsi ve Hugh Masekela gibi müzisyenler eşliğinde Jazz Epistles isimli yediliyi kurdu ve 1960’ta topluluğun ilk albümü “Jazz Epistle, Verse 1”ı yayınladı.

Apartheid rejiminin baskıları sebebiyle ülkesinden ayrılıp önce Avrupa’ya, ardından New York’a taşındı. Burada Ornette Coleman, Pharoah Sanders, Duke Ellington gibi isimlerle çalıştı. Aralarında Claire Denis’nin “Chocolat” (1988) ve “No Fear, No Die” (1990) yapımları da olmak üzere birçok film için besteler yaptı, ödüller kazandı.

Grubu Ekaya ve çeşitli big band’lerle kayıtlar yapmaya devam eden müzisyen, son olarak 2020’de solo piyano albümü “Solotude”u yayınladı. Albüm 2020 pandemi kısıtlamaları esnasında teknik ekip dışında kimsenin bulunmadığı Almanya’daki Hirzinger Hall’da kaydedildi.

Yalnızca caz sahnesinin değil, küresel müzik tarihinin değerli figürlerinden biri olan Abdullah Ibrahim, bu akşam saat 20.30'da Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda sahnede olacak.



GALERİDE BUGÜN

Hikâyeler Yürür


İstanbullu sanatseverler bugün Betül Aksu, Tayyibe Benek, Didem Erbaş, Dilara Göl, Ali Kanal ve Özge Yağcı’nın eserlerinden oluşan “Hikâyeler Yürür” başlıklı grup sergisinde buluşuyor.

Küratörlüğünü Emre Akaltın’ın üstlendiği Hikâyeler Yürür başlıklı sergi, görsel kültüre dair bir ayak sürüme, belki bazen takılma, tökezleme gibi durumlardan yola çıkarak hikâyelerin doğası üzerine kurgulanıyor.

Sergi, önceden kurgulanmış hazır sahneler, tasarlanmış algoritmalar, hız akışı ve otomasyonun karşısına, tamamı kurgulanmamış deneyimleri koyuyor. Sanatçıların üretimleri, kesintiye uğrama, boşluklara yer açma, sabır ve yavaşlama aracılığıyla hikâyelerin doğasını sorgulamaya açıyor.

Sergide yer alan eserler, sonsuz bir akış içerisinde hazır şekilde bulunan anlatılara ve üsluplara karşılık, istemsizliğe ve kendiliğindenliğe öncelik veriyor, deneyimin doğasına göndermede bulunuyor.

​Açılışı 14 Eylül'de gerçekleştirilen sergi, 28 Ekim'e kadar hafta içi her gün 09.00-17.00 saatleri arasında Kasa Galeri’de izlenebilir.