Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

Kültür Atölyesi 6-7 Ağustos

6-7 Ağustos 2022 - Bu hafta sonunun filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE HAFTA SONU

Thirteen Lives - On Üç Yaşam (2022) - Ron Howard


Oscar Ödüllü Amerikan yönetmen Ron Howard'ın son filmi "Thirteen Lives" Amazon Prime'da gösterime girdi.

2022, İngiltere-ABD ortak yapımı olan film, 2018'de yaşanan gerçek bir olaya dayanıyor. Filmin senaryosu William Nicholson ve Don MacPherson tarafından kaleme alındı.

Başrollerinde Viggo Mortensen, Colin Farrell ve Joel Edgerton'ın yer aldığı yapım, Heartland Uluslararası Film Festivali'nde Howard'a "Truly Moving Film Ödülü"nü kazandırdı.

"5000 kişi. 17 ülke. Dünyayı birleştiren 1 mucize" sloganıyla gösterime giren film için Time yazarlarından Stephanie Zacharek şunları söylüyor:

"Sonunu bilmeseydik film dayanılmaz derece gerilimli olurdu. Neyse ki Thirteen Lives'ı izlerken geleceği okuyabilme avantajına sahibiz. Filmin canlandırıcı, gelişigüzel, kahramanca başrol performanslarından bahsetmeye gerek bile yok. Film, Howard'ın konusunda ehil hikaye anlatma becerilerinin keyfini çıkarmak için bizi özgür bırakıyor."

Filmin konusu:

Tayland'da sel felaketi sonrası bir grup erkek çocuğu ve onların futbol koçları, sular altındaki Tham Luang yeraltı mağarasında mahsur kalır. Yanlarında erzak olmayan ekip, oksijen seviyelerinin de düşmesiyle birlikte bir ölüm kalım savaşıyla burun burunadır. Dünyanın dört bir yanından onları kurtarmak için Tayland’a gelen insanlar, yerel halkla birlikte çocukları kurtarmak için çalışır. Gerçek hikâyeden uyarlanan film, çocukların kurtarılma operasyonunu anlatıyor.

Filmde Viggo Mortensen’i, mağara arama kurtarma konusunda uzmanlaşmış İngiliz Richard Stanton karakterine hayat verirken izleyeceğiz. Colin Farrell, mağara dalışında uzman ve sualtı arama kurtarma ekibinin lideri John Volanthen olarak karşımıza çıkacak. Joel Edgerton ise 30 yılı aşkın mağara dalışı tecrübesine sahip bir anestezi uzmanı olan Dr. Richard Harris’i canlandıracak.


RAFLARDA HAFTA SONU

Ahsen - Seçil Pala


Seçil Pala'nın ikinci kitabı, "Ahsen: Bir Drag Queen Romanı", yeni çıkanlar raflarında.

İlham verici bir hayat hikâyesini okurla buluşturan bu biyografik roman, Düşbaz Kitaplar tarafından basıldı.

Tanıtım bülteninden:

“Ahsen, benim için birlikte çalıştığım bir meslektaşımdan çok öte bir dost, kelimenin tam manasıyla candır… Emin olun eğer dünyanın bir başka ülkesinde doğsaydı, Ahsen şimdilerde çoktan bir dünya markasıydı. İyi ki bizimle… Daima bizimle…” -İzzet Çapa

Bomboştu… Dayalı döşeli evi kapı duvar kalmıştı. Mecazen değil. Bir kapı, pencerelerden uçuşan perdeler, ıssız duvarlar. Sadece odalar da değildi ki boşalan, bir anda geçmişiyle ve geleceğiyle kendisi de bomboş kalmıştı. Yine ve yeniden. Ahsen.

Annesi, babası, halası, babaannesi, üvey annesi, Çiğdem, Ahmet, Cenk… Arkadaşları ve ailesi. Ama en çok da hayalleri, arzuları, istekleri yön verdi hayatına; bazen umudunu kaybetti, bazen sevdiklerini ama neticede hiç vazgeçmedi, inat etti, çalıştı, çabaladı ve nihayet tacını taktı. Artık kraliçeydi, Kraliçe Ahsen.

1973 yılında açılan roman, Ahsen Gönülce’nin hikâyesini doğumundan başlayarak günümüze dek, bir drag queen’in doğuşunu, varoluşunu ve yükselişini, "öteki" trajedisinden uzak bir anlatımla, inadın ve çalışmanın aynalamasıyla okurlarla buluşturuyor.

Seçil Pala’nın sıcacık dilini, özgün üslubuyla buluşturduğu Ahsen: Bir Drag Queen romanı, bireyin kendisini keşfetme ve topluma kabul ettirme sürecini değil, azimle kendini var etme hikâyesini anlatırken Türkçede yazılmış ilk drag queen romanı olmasının yanı sıra mevcut külliyata başkaldırıyor.

Bookinton yazarlarından Günnur Aksakal Baykan ile gerçekleştirdiği bir röportajda Pala, kitabı için şunları söylüyor: "Bu bir drag queen romanı olsa da aslında bir başarı hikâyesi. Ahsen’in en zor zamanların üstesinden nasıl geldiğini, gelişime açık olmasının ve fırsatları değerlendirmesinin ona neler getirdiğini anlatıyor. Hepimiz hayatımızda irili ufaklı zorluklar yaşıyoruz. Aslında bize 'Bak o üstesinden geldi, sen de gelirsin!' diye bağıran bir roman."



SAHNEDE HAFTA SONU

TOTLAR


Macar yazar István György Örkény tarafından 1966 yılında kaleme alınan "TOTLAR" (Özgün adı: Toték), 50 yılı aşkın süreden sonra Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konuyor.

Çevirisi Hilmi Ortaç tarafından yapılan 2 perdelik oyunun rejisör koltuğunda, Devlet Tiyatroları'nda 40'tan fazla oyunda oyunculuk ve rejisörlük yapan sanatçı Adnan Erbaş yer alıyor.

Oyunun konusu:

Sakin bir Macar köyünde, oğullarını savaşa yollayan Tot ailesinin hikâyesidir oyun. Onlar savaştaki oğullarının yolunu gözlerken, köye, oğullarının komutanı misafir olarak gelir. Oğullarının biraz olsun daha iyi koşullarda olması için aile her türlü fedakarlığı gösterecektir. Böylece Tot ailesi garip, yepyeni bir hayatla karşılaşır. Kahkaha ve gözyaşının yan yana bulunduğu tüm hayatlar gibidir onlarınki. Oyun, “Kardeştir hep buralarda gözyaşı ve kahkaha…” diyerek açar perdesini.

Yönetmen Erbaş, eserin yazarı Örkény 20 yaşlarındayken İkinci Dünya Savaşı'nın başladığını, asker olarak görev yaptığı Macar ordusunun, Rusya'ya doğru yola çıktığını, bu sırada esir düştüğünü ve 1946 yılına kadar esaretinin sürdürdüğünü anlattı.

Yazarın, esaret yıllarında insan onuru ve haysiyetini yakından görebilme şansı bulduğunu ifade eden Erbaş, "Esaret yıllarına ait izlenimlerini eserinde çok güzel anlatıyor. İnsan haysiyetini acıtarak değil de eğlenerek aktarıyor. Türkçeye çevrilmiş başka eserleri de var. Kendine has üslup oluşturmuş. Üzülüyor, sonrasında da gülüyorsunuz... Eserimizin türü kara komedi. Hepimizin yaşadığı acılara, biraz uzak bakış açısıyla gülen bir yorumu var. Oyunda hep umut var. Türünün tek örneği, özel bir yazar" diye konuştu.

Hüzün ve güldürüyü izleyicisine bir arada sunan kara komedi TOTLAR, Ankaralı izleyicisi için Cumartesi akşamı saat 20.30'da Macunköy Açık Hava Yaz Sahnesi'nde.



Hande Yener


Sahne performansı, etkileyici şovları, ses getiren kostümleri ve Türk pop müziğine damga vuran şarkılarıyla Hande Yener Pazar akşamı İstanbullu dinleyicisiyle buluşuyor.

Poll Production organizasyonuyla gerçekleşecek Paraf Kuruçeşme Açıkhava Konserleri kapsamında sahne alacak olan Yener, 20 yılı aşan müzik kariyerinin en beğenilen ürünlerini sevenleriyle birlikte seslendirecek.

Çıkış yaptığı 2000'lerin başından itibaren pop listelerinde üst sıralara yükselen şarkılarıyla Türk pop müziğinde kendine yer edinen Yener, müziğinin yanı sıra kıyafetleri ve değişkenlik gösteren imajıyla da adından bahsettirdi. Zaman zaman müzikal tarzında da değişiklikler yaptı; bir dönem pop müzikten elektronik müziğe geçiş yapsa da bu dönem kısa sürdü ve tekrar pop müzik yapmaya başladı. Kariyerindeki değişken adımları köşe yazarları tarafından birçok kez incelenerek yorumlandı. İlk stüdyo albümü "Senden İbaret"i 2000 yılında yayımlayan Yener, bu albümün ardından MÜ-YAP sertifikalı "Sen Yoluna... Ben Yoluma... (2002)", "Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor (2004)" ve "Apayrı (2006)" dahil olmak üzere çeşitli başarılar yakalayarak 2000'lerin en iyileri arasında gösterilen albümler hazırlayıp satışa sundu. Bugüne kadar beş Altın Kelebek Ödülü ve dört Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı.

2000'li yılların başından beri pop müziğe yön veren ve şarkılarıyla gönülleri fetheden onlarca müzik ödülünün sahibi Hande Yener, dinleyenleri için pazar akşamı saat 21.00'de Kuruçeşme Açıkhava Sahnesi'nde olacak.


GALERİDE HAFTA SONU

Bodrumania


Muğlalı sanatseverler bu hafta sonu Ardan Özmenoğlu'nun "Bodrumania" isimli kişisel sergisinde buluşuyor.

Tanıtım metninden:

Büyük ölçekli cam heykeller, Post-It ve neon gibi malzemelerle çalışan Özmenoğlu, Bodrumania sergisinde Bodrum’un mavi denizi, begonvillerinin pembesi, beyaz evleri, doğa harikası koyları, nefes kesici gün batımları, ayın yükselişi ve dolunayda oluşan mehtapları gibi eşsiz manzaralarından ilham alıyor. Bodrum’un bu doğal güzelliklerinin orada yaşamadan anlaşılamayacağını düşünen sanatçı, aynı zamanda yarımadanın sunduğu bakir koylarından, bilindik restoranlarındaki lezzetlere uzanan, herkesi kendine aşık eden lokal özelliklerine dokunuyor.

Özmenoğlu, sergisinde Bodrum’un kendine has üç sembolü üzerine yoğunlaşıyor. Denizinin mavisini, begonvilinin pembesini ve evlerinin beyazını ele alan sanatçı, Halikarnas Balıkçısı ve Zeki Müren gibi önemli sanatçıların ilham noktası olan, hakkında şiirler yazılan, şarkılar bestelenen Bodrum’un benzersiz güzelliklerini eserlerine taşıyor. Yarımadanın artık içinde yaşarken gözden kaçan büyüleyiciliğini ön plana çıkaran sergi, ziyaretçilerini Bodrum’la ilgili hislerini ve deneyimlerini tazelemeye davet ediyor.

Açılışını 5 Ağustos'ta gerçekleştiren sergi, 23 Eylül'e kadar Zai Yaşam Bodrum'da izlenebilir.



KÜLT(ür)lenelim...

American Psycho - Amerikan Sapığı (2000) - Mary Harron


Christian Bale'in performansıyla kendisine hayran bıraktığı 2000, ABD-Kanada ortak psikolojik gerilim yapımı "American Psycho" günün kültü filmi.

Sosyal farkındalık yaratan bağımsız filmleriyle ünlü Kanadalı yönetmen Mary Harron'un rejisiyle gerçekleştirilen filmin hikâyesi, Bret Easton Ellis'in 1991 tarihli aynı adlı romanına dayanıyor. Filmin senaryosu Harron ve Guinevere Turner tarafından ortak kaleme alındı.

Başrollerinde Christian Bale, Justin Theroux ve Josh Lucas'ın yer aldığı yapım, Bale'e performansıyla Faro Island Film Festival'inde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandırdı.

Filmde Willem Dafoe, Jared Leto, Chloë Sevigny, Samantha Mathis, Cara Seymour ve Reese Witherspoon yardımcı rollerde görünüyor.

Uluslararası Korku Cemiyeti Ödülleri'nde En İyi Film seçilen American Psycho'nun toplam 8 ödülü ve 13 adaylığı bulunuyor.

Filmin konusu:

Zengin bir New York yatırım bankacılığı yöneticisi 27 yaşındaki Patrick Bateman, genç ve iyi görünümlü bir adamdır. Bateman, şiddetli, hedonist fantezilerinin daha derinlerine inerken alternatif psikopatik egosunu iş arkadaşlarından ve arkadaşlarından gizlemeye çalışır. Yaşadığı ikili hayatının birinde soğukkanlılıkla gerçekleştirdiği suçlar, psikolojik olarak üzerindeki ağırlığını hissettirmeye başlayınca bu gizleme, onun için hiç kolay olmayacaktır.

Film, birçok eleştirmen tarafından, erkeklerin cinsel güvensizliği, sığlıkları, ilgisizliklerini gizlemek için materyalizme takıntılarıyla 1980'lerin New York'unun rahatına düşkün ve hedonist Wall Street seçkinleri üzerine eleştirel ve mizahi bir yorumu olarak okundu.

The Village Voice yazarlarından Angelica Jade Bastien film için şunları söylüyor:

"Mary Harron'ın American Psycho'su pek çok şeydir. 1980'lerin Amerika'sının ışıltılı çürümesi hakkında bir hiciv. Christian Bale'in bir aktör olarak becerileri için mükemmel bir vitrin. Uyarlandığı romanın en iyi uyarlaması. Ancak film, her şeyden çok, dikkatini erkeklerin kibrine ve şiddetine çevirdiğinde kadın bakışının gücünün çarpıcı bir örneğidir."

Korku ve kara komediyi harmanlayarak 1980'lerin yuppie kültürünü ve tüketiciliğini Bateman'ın üzerinden hicveden bu yapımı izlerken Bale'ın performansı karşısında ürpereceksiniz.