Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Kültür Atölyesi 5 Ekim

5 Ekim 2022 - Günün filmi, kitabı, sahne etkinlikleri ve sergisi...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Alabora Aşk (2022) - Ali Can Gebeş


Cemal Hünal ve Belçim Bilgin'i başrollerinde buluşturan "Alabora Aşk", haftanın vizyon fimlerinden.

2022, yerli yapım, romantik dram filmi Alabora Aşk'ın yönetmenliğini Ali Can Gebeş üstleniyor.

Filmin senaryosu, Alican Yaraş, Aysuda Ülkü Zeren ve Gebeş'e ait.

Başrollerinde Belçim Bilgin ve Cemal Hünal'ın yer aldığı yapımın oyuncu kadrosunda ayrıca Erkan Can, Rüçhan Çalışkur, İlhan Şeşen, Tuna Orhan, Serhan Kansu, Nergis Çorakçı, Ruhi Sarı, Funda İlhan gibi isimler yer alıyor.

Filmin konusu:

Küçük bir Karadeniz kasabasında balıkçılık yapan Ali ve Esma’nın yılan hikayesine dönen aşkları bir türlü nikah masasına gidemez. Her defasında türlü aksiliklerle karşılaşan genç çift, her şeyin yoluna girdiğine inandıkları bir anda, yakın arkadaşları tarafından korkunç bir ihanete uğrarlar. Bir anda teknesi dahil sahip olduğu her şeyi kaybeden Ali Kaptan, verdiği sözleri tutamadığı ve Esma’yı bir kez daha hayal kırıklığına uğrattığı için deliye döner. Esma, sevdiği adamı tanımakta zorlanırken, bir yandan da sağlığı giderek kötüleşen babasını kurtarmaya çalışır. Ali, sıkıştığı cendereden kurtulmaya çalışırken delilikle dahilik arasında bir plan yapar. Esma ise babası için çok zor bir seçim yapmak zorunda bırakılır. Fırtınanın ortasında kalan ve dev dalgalarla mücadele etmek zorunda olan bu iki cesur yüreğin hesaba katmadığı bir şey vardır: Hırs! En büyük aşkları bile alabora edebilen bu duygu, Esma ve Ali’nin kavuşabilme ümidini de yok edebilecek midir?



RAFLARDA BUGÜN

Korku Metropolü İstanbul - Uğur Tanyeli


Kamusal mekanda korku üzerine çalışmalarını sürdüren Mimar Uğur Tanyeli'nin şehre dair merak uyandıran kitabı "Korku Metropolü İstanbul", yeni çıkanlar raflarında.

Baskısı Metis Yayınları tarafından gerçekleştirilen kitap, İstanbul'un 18'inci yüzyıldan bugününe uzanan analizle, korku ve mekan arasındaki ilişkiyi haritalandırıyor.

Tanıtım bülteninden:

Mekânlar sadece taşla, betonla, demirle var edilmez. Korkular başta olmak üzere psikososyal haller de mekân kurucudur. Genelde metropoller, özelde İstanbul, korku ortamlarıdır ve bu anlamda korku kişisel değil toplumsal bir kaygıdır. Öyleyse mekânın toplumsallığından ve zorunlu olarak da siyasallığından konuşmak gerekir. Mekânda korkulur, mekândan korkulur. Mekânda sıkılınır, mekândan sıkılınır. Bu haller de mekânda dışa vurulur. Mekânı korkutmayacak hale getirmek için düşsel ve gerçek otoriteler tesis edilir. Dolayısıyla aşınmayacak kadar sıkı bir güvenlik düzeni arzulanır, bir disiplin rejimi inşa etmek için uğraşılır.

İstanbullular en azından 18'inci yüzyıldan başlayarak korkmak için hiçbir fırsatı kaçırmamış gibidirler. Kadın toplumsal kimliğindeki değişimlerden, otoritelerin protesto edilmesinden, kadın erkek mesire yerlerinde özgürce dolaşmaktan, kentteki yer ve sokak adlarından, kentsel ortamın çirkinleşmesinden, kente yeni göçmenlerin gelişinden, ötekileştirilen eski yeni her güç odağından, örneğin Bizans’tan, Batı’dan, hatta doğadan ve tarih yazmaktan korkulur.

Hepsinin ardında da toplumsal “porozite korkusu” yatar. Kişilerin kentsel konum ve statülerini değiştirmelerinden, insanların ait oldukları yer ve toplumsallıklara sabitlenmeyip özgürleşmelerinden, öznelerin daha önce deneyimlemedikleri sulara, enginlere açılmasından endişe edilir.

Korkularla paralize olunur; okurken size de çok tanıdık gelecek birçok ketlenme böyle oluşur. Bu kitap, iki yüzyıldır kılıktan kılığa girerek metropoliten mekânı tanımlamayı hâlâ sürdüren bir psikososyal ortamda nasıl bir “korkular imparatorluğu” inşa edildiğini tartışıyor.



SAHNEDE BUGÜN

Sefiller


Fransa'nın büyük romantik kalemi Victor Hugo'nun 19'uncu yüzyıla kazandırdığı en büyük eser Sefiller, prömiyeriyle bu akşam Başkent'te sahnede.

Volkan Yalçıntoklu çevirisiyle sahneye konan oyunun rejisörlüğünü İpek Atagün Gezener üstleniyor.

Oyunda, Jean Valjean'a Durukan Ordu, Piskopos'a Mehmet Akay, Javert'e Caner Kadir Gezener, Fantine'e Aslı Artuk, Mösyö Thenardier'e Şevki Çepa, Cosette'e Eda Aydınlı, Marius/Jandarma'ya Kadir Anıl Adıgüzel, Kadın/Madam Magloire/Ustabaşı/Kahya'ya Naime Sinem Lökbaş, Madam Thenardier/Kız Kardeş'e Övgü Yılmaz, I. Yüzbaşı/II. Yüzbaşı'ya Ümit Atalay ve Eponine'e Yasemin Bilgin hayat veriyor.

Oyunun konusu:

On dokuz yıl kürek mahkumluğu yapan Jean Valjean, hapisten çıktıktan sonra eski yaşamına dönmemek üzere ne kadar çabalasa da toplum tarafından dışlanır ve zorlu zamanlar geçirir. Ona tek iyi davranan ve evinin kapılarını açan piskopostur.

Tanıtım bülteninden:

Victor Hugo'nun çağlar ve coğrafyalar aşan eseri, Sefiller.

18'inci yüzyıl Fransa'sından, insanın evrensel hikâyesine uzanan; adaletin ve sevginin, acının ve umudun, dünün ve bugünün hikâyesi.

Şöyle diyor Hugo:

"Bir ermiş olmak istisnadır, dürüst bir insan olmak kuraldır. Yanılın, gücünüzü kaybedin, günah isleyin ama dürüst olun."

Sefiller, bu akşam saat 20.00'de Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde.



Melek Mosso


Son dönemin gündemden düşmeyen, müziğiyle dinleyenlerini büyüleyen sanatçı Melek Mosso, bu akşam Başkent'te sahnede.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara hemşehriliğinin 100'üncü yıl dönümü için, Ankara Büyükşehir Belediyesi organizasyonuyla Başkent'e gelen Mosso, sevilen şarkılarını dinleyenleriyle birlikte seslendirecek.

Kutlamada Mosso konseri öncesinde Yenimahalle Belediyesi TUBİL Halk Dansları Topluluğu ve Ankara Kulübü Derneği Seymenleri sahne alacak.

Ücretsiz gerçekleştirilecek kutlamalar için program saat 19.00'da başlayacak. Mosso program sonunda Atatürk Spor Salonu'nda sahnede olacak.



GALERİDE BUGÜN

Ne Gam Bâki, Ne Dem Bâki


Figüratif çağdaş ressam Mustafa Horasan'ın "Ne Gam Bâki, Ne Dem Bâki" başlıklı kişisel sergisi, İstanbullu sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor.

Sergi metnini sanat eleştirmeni ve yazar Beral Mara'nın kaleme aldığı Ne Gam Bâki, Ne Dem Bâki, insan ve hayvan figürlerini birleştirerek toplumsal koşullara ilişkin altmetinler içeren eserlerin birlikteliğinden oluşuyor.

Horasan’ın resimlerinde 2010’dan günümüze almaşık bedenler alacakaranlığın ürkütücü ortamından uzaklaşır, boşluğa yerleşir, bağımsızlaşır, özgürleşir, sadeleşir. Sürrealist anlatı doğrudan bedenlerin doğayla bütünleşen imgelerine odaklanır; izleyici Horasan’ın sunduğu hakikati bu almaşık bedenlerin taşıdığı göstergeler üstünden yorum yapmaya çağrılır.

Bu resim dizisinde de Horasan, 2018’de Ankara Siyah Beyaz Galeri’deki "Serseri Örümcek" başlıklı sergideki resimlerinde izlenen insan ve hayvanı bütünleştiren figürlerini, bu kez iki yıldır etkisi süren küresel virüs felaketini yaşayan dünyaya yerleştiriyor. Horasan bu dizide üretimindeki yeni bir değişimi sunuyor.

Hiciv özellikleri taşıyan, ama yine de acımasız almaşıklıktan vazgeçmeyen resimler, toplumun rahatsız edici güncel olaylarına ayna tutuyor ve tartışmayı kışkırtmak için gerçeküstücülük kullanıyor.

Zamanın tedirgin edici iklimi, benzeri görülmemiş felaketler, ayrımcılık etkilerinin hiciv, karikatür, grotesk, mizah imgeleri izleyiciyi iyice baştan çıkarmayı hedefliyor. Bu bir baştan çıkarma yöntemi; bilinçli bir saçmalığı, alışılmış bir fanteziyi ve atılgan bir tekinsizliği kucaklayan bir dili öneriyor ve izleyicinin yaşamsal konularla ister istemez ilgilenmesini istiyor.

Resimlerde güncel yaşamda yaygın sözcüklerin kullanılması, karmaşık gövdeli insanın mizahlaştırılması, yaygın illüstratif imgeler Horasan’ın bu resimlerle izleyicinin zorlanmadan zamanın gerçeğine ulaşmasını istediğini gösteriyor.

Açılışı 14 Eylül'de gerçekleştirilen Ne Gam Bâki, Ne Dem Bâki, 15 Ekim'e kadar Galeri Merkur'da izlenebilir.