Kültür Atölyesi 30-31 Temmuz

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE HAFTA SONU

DC League of Super-Pets - DC Süper Evciller Takımı (2022) - Jared Stern & Sam Levine

Hafta sonunu aksiyon dolu bir animasyon filmiyle taçlandırmak isteyenler için "DC League of Super-Pets", vizyonda.

2022, ABD yapımı filmin yönetmenliğini Jared Stern ve Sam Levine üstlendi. 3D bilgisayar animasyonlu komedi filminin senaryosu, Stern ve John Whittington tarafından yazıldı.

Stern, film için ilk adımı, bir hayvan barınağı üzerinde çalıştıktan sonra attı. Barınakta yaşlı hayvanların sahiplenilme olasılığının daha düşük olduğunu fark etti ve "Ya bu evcil hayvanların süper güçleri varsa?" diye merak ederek film çekme kararı aldı.

"Otur, bekle, dünyayı kurtar" sloganıyla gösterime giren filmin orijinal dublajını Dwayne Johnson, Kevin Hart ve Kate McKinnon yaptı.

Filmin konusu:

DC'nin yeni uzun metrajlı animasyon filmi "DC League of Super-Pets"de başrolde bu kez süper kahramanların evcil hayvanları var. Superman'in köpeği, Batman'in tazısı, Supergirl'ün atı, Wonder Woman'ın kangrusu, Aquaman'in deniz atı ve Flash'ın kaplumbağasıyla sıra dışı bir süper kahraman hikâyesi beyaz perdede.

Aynı süper güçleri paylaşan ve Metropolis’te yan yana suçlularla savaşan Süper Köpek Krypto ve Superman, yakın arkadaştır. Superman ve Adalet Birliği’nin üyeleri kaçırılınca Süper Köpek Krypto, hemen harekete geçer. Süper kahramanları kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girişmesi gereken Krypto, barınakta yaşayan bir sokak çetesini yeni keşfettikleri güçlerinde ustalaşmaya ve süper kahramanları kurtarmak için kendisiyle aynı takımda yer almaya ikna etmeye çalışır.

RAFLARDA HAFTA SONU

Vahşi Hayvanlara İnanmak - Nastassja Martin

Fransız antropolog ve arktik halklar uzmanı Nastassja Martin'in ikinci kitabı "Vahşi Hayvanlara İnanmak", ilk baskısıyla raflarda.

Ayı saldırısından sağ kurtulan bir antropoloğun kaleme aldığı kitap, Can yayınları tarafından basıldı ve Gülce Bacalan tarafından Türkçeleştirildi.

Tanıtım bülteninden:

Antropolojik bir araştırma için ormanın derinliklerinde, doğayla mümkün olduğunca iç içe yaşayan anlatıcı, 25 Ağustos 2015’te, Rusya’nın Kamçatka bölgesinde bir ayıyla karşı karşıya gelir ve iki dünya arasındaki sınırlar çöker. Bu karşılaşma ondan yüzünün yarısını almakla kalmaz, efsane gerçekle, geçmiş şimdiki zamanla buluşur. Bölge halkı için o artık bir “miedka”, yani iki dünya arasında yaşayan yarı insan yarı ayıdır. Kuzey Kutbu halkları konusunda uzman bir antropolog olan Nastassja Martin, yüzünü paramparça eden ayının saldırısından kurtulduktan sonra geçirdiği dönüşümü anlattığı bu sıra dışı kitapta, hayvanda ötekilik gören natüralizmden son derece uzak, farklı bir yüzleşme deneyimi sunuyor.

“Martin rasyonel düşünceyle tanımlanmaya çalışılan, insan ile insandışının diyalog kurduğu belirsiz alanları soruşturuyor.” -Le Monde

SAHNEDE HAFTA SONU

Bülent Beyin Hikâyesi

İstanbulluların pazar akşamki kültür-sanat durağı, ilginç hikâyesiyle izleyiciyle buluşan "Bülent Beyin Hikâyesi".

Senaryosunu Uğraş Güneş'in kaleme aldığı ve yönetmenliğini Murat Eken'in üstlendiği oyunun başrolünde Bülent Emrah Parlak yer alıyor.

Direklerarası Seyircileri'nin oluşturduğu “Halk Jürisi” üyeleri, oyunu "Özgün Yeni Oyun" kategorisinde ödüllendirdi.

Tanıtım bülteninden:

Beyninizi nasıl bilirdiniz? Karışık? Buruşuk? Mucizevi? Yetersiz?… Beyniniz sizi yönetirken içeride neler oluyor dersiniz? Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde, kızdığınızda, aşık olduğunuzda, depresyona girdiğinizde beyniniz ne gibi mücadeleler veriyor? Beyin ve diğer organlar iletişimini nasıl sağlıyor? Beyin bütün organlara sözünü geçirip yönetebiliyor mu? Ya insan beyni de insan olabilseydi? Bu yönetim mücadelesinde beyin ve organların arasında yaşananlar Bülent Emrah Parlak’ın beyni, Burcu Biricik, Barış Arduç, Sarp Apak, Şahin Irmak, Ersin Korkut, Onur Buldu, Uğur Bilgin, Necip Memili, Melis Birkan, Gülhan Tekin, Haki Biçici, Erdem Baş ve Murat Eken’in diğer organları canlandırdığı 2 perdelik Bülent Beyin Hikayesi ile muhteşem bir kahkaha tufanına hazır olun!

Bu yenilikçi oyun, pazar akşamı saat 21.00'de Kadıköy Göztepe Özgürlük Parkı Amfi Tiyatro sahnesinde.

Berkay

Türk pop dünyasının başarılı isimlerinden Berkay, yüksek enerjili sahne performansıyla cumartesi akşamı Ankaralı müzikseverlerle buluşuyor.

1981 Ankara doğumlu Berkay Şahin, gençlik yıllarında İzmir’de yaşarken Bodrum, Antalya, Çeşme ve Kuşadası gibi tatil beldelerinde sahne aldı. 2010 yılında çıkardığı "Ele İnat" albümüyle "En İyi Sanatçı" ödülünü kazanan sanatçı, 2011’de de yükselişini sürdürerek ödüller toplamaya devam etti. Berkay, 2018 yaz döneminde 74 konser vererek kendi rekorunu kırdı. Fazla ara vermeden art arda çıkardığı "Aşk Melekleri", "Arabest" ve "Yansıma" albümleriyle pop müzik dünyasında yerini sağlamlaştıran sanatçı, aynı zamanda üretkenliğini konserleriyle taçlandırarak dinleyicileriyle iletişimini canlı tutmaya fazlasıyla önem veriyor. Enerji dolu sahne performansıyla her geçen gün hayranlarına yenisini ekleyen Berkay, konserlerine hız kesmeden devam ediyor.

Ünlü şarkıcı Berkay, sevilen şarkılarını seslendirmek için 21.00'de If Armada AVM Açıkhava sahnesinde olacak.

GALERİDE HAFTA SONU

Ve Şimdi İyi Haberler

Hafta sonunu basın tarihinin sanatla buluştuğu noktada geçirmek isteyen İstanbullular için, "Ve Şimdi İyi Haberler" sergisinin kapıları açık.

Pera Müzesi, Annette ve Peter Nobel’in koleksiyonundan eserlerle oluşturulan sergiyi sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi, matbaanın icadıyla birlikte 18'inci yüzyıl sonlarında düzenli gazetecilik faaliyetinin oluşması, 19'uncu yüzyılda resimli dergilerin basılmasından yola çıkarak kitleselleşen iletişim araçları ve sanat arasındaki diyaloğa odaklanıyor.

Christoph Doswald’ın küratörlüğünde gerçekleşen sergi, yalnızca modern sanat tarihinin hatlarını izlemekle kalmıyor son 150 yılın, bilim, kültür ve siyasetteki en can alıcı meselelerini ele alan bir çalışma niteliği de taşıyor. Resim, fotoğraf, kolaj, desen, yerleştirme, video gibi farklı ifade araçlarıyla 164 sanatçının 300’e yakın eserinin yer aldığı sergi, modern ve güncel sanatın en önemli dönemlerini izlemeye olanak sağlıyor.

Düşünsel bir başlangıç noktası olarak gazeteden yola çıkan Ve Şimdi İyi Haberler, metin ve haber ilişkisine, fotoğrafın bulunmasının toplumu nasıl şekillendirdiğine ve totaliter sistemlerin kitle iletişim araçları üzerindeki güçlü etkisine odaklanıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası barış hareketi, medya endüstrilerinin tüketim kültürüyle ilişkisi, küreselleşmeyle birlikte sanatta öne çıkan eleştirel medya söylemi gibi önemli dönüm noktalarına işaret ediyor. Sergi, toplumsal cinsiyet, din, etnik köken gibi kavramların sanat ve medyadaki dönüşümünü ve sosyal medya toplumunun gelişimini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Alberto Giacometti, Aleksandr Rodchenko, Andy Warhol, Andreas Gursky, Jenny Holzer, Bedri Baykam, Barbara Kruger, Christo, David Hockney, Dennis Hopper, Elmgreen & Dragset, Fernand Légér, Georges Braque, Henri Cartier-Bresson, Joseph Beuys, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Le Corbusier, Malevich, Man Ray, Mayakovski gibi önemli sanatçıların "Basın Sanatı" olarak tanımlanan 300’e yakın eserini bir araya getiren Ve Şimdi İyi Haberler, Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisi 13 Nisan'dan bu yana ziyaretlerini ağırlıyor.

Ve Şimdi İyi Haberler, 7 Ağustos'a kadar Pera Müzesi'nde izlenebilir.

KÜLT(ür)lenlim...

Twin Peaks: Fire Walk With Me - İkiz Tepeler: Ateşte Benimle Yürü (1992) - David Lynch

Rüyaların yönetmeni David Lynch'ten metaforlarla dolu bir gerilim "Twin Pekas: Fire Walk With Me", hafta sonunun kült filmi.

David Lynch’in efsanevi dizisinin bir ön filmi olan hikâye, 1992 yılında film haline getirildi. Filmin senaryosu Lynch ve Roberts Engels Mark tarafından yazıldı.

Başrollerinde Sheryl Lee, Ray Wise ve Mädchen Amick'in yer aldığı sürreal yapım, Cannes Film Festivali'nde büyük ödül Altın Palmiye'ye aday gösterildi. "Laura Palmer ile tanışın... Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir kasabada... Ve herkesin saklayacak bir şeyi var" sloganıyla" gösterime giren filmin toplamda 4 ödülü, 7 adaylığı bulunuyor.

Filmin konusu:

Özel Ajanlar Chester Desmond ve Dale Cooper, gece vardiyasında çalışan bir garsonun gizemli ölümünü araştırırken, huzurlu Twin Peaks kasabasında tuhaf ipuçlarını ve gizemli kaybolmaları ortaya çıkarır. Bu onları Laura Palmer'ın sıkıntılı hayatının son yedi gününe ve nihayetinde katile götürür.

Brooklyn yazarlarından Kenji Fujishima, film için şunları söylüyor:

"Şimdiye kadar yapılmış en büyük korku filmlerinden biri, tam da korkuları hem içeriden hem de dışarıdan geldiği için. Laura Palmer'ın kaçmak için tek yolu ölümdür. Lynch, onu son derece yürekten bir ruhsal aşkınlık vizyonuyla gönderir, kahramanımızın - sonunda kendisinin düello yapan taraflarıyla barışması - arındırıcı kahkahalar yoluyla lütuf elde etmesi gibi."

Bu klasik anlatı dışı başyapıtı izlerken saf sinema zevkini tadacak ve kendinize üzerinde saatlerce düşünüp konuşabilecek bir uğraş hediye etmiş olacaksınız.