Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
123456789
Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Reza Zarrab, Miami'de evlendi
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
123456789

Kültür Atölyesi 26 Ekim

26 Ekim 2022 - Günün filmi, kitabı, sahne etkinlikleri ve sergisi...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Sevmedim Deme (2022) - Burak Kuka


Son dönemin popüler müziklerine birlikte imza atan Burak Bulut ve Kurtuluş Kuş'un sektöre girişi ve öncesinde yaşananları konu edinen film, "Sevmedim Deme" günün vizyon filmi.

Filmin yönetmenliğini Burak Kuka; müzisyenlerin geçek haya hikâyesine dayanan senaryoyu Eylül İdiman üstleniyor.

Filmin başrollerinde Burak Bulut ve Kurtuluş Kuş yer alırken kadroda Ceyda Ateş, Şebnem Dönmez, Rıza Akın, Nebil Sayın, Yalçın Hafızoğlu yer alıyor.

Filmin konusu:

Sevmedim Deme şarkısıyla çıkış yapan Kurtuluş Kuş ve Burak Bulut’un tanınma hikâyesi ve birlikte olan yolculukları beyazperdeye taşınıyor. Birbirlerini tanımasalar da aynı amaç uğruna mücadele eden ve müziğin birleştirici gücü sayesinde birbirleriyle yolu kesişen iki müzisyenin hikâyesini konu ediyor.

Zorlu bir hayattan gelen ve müziğe duydukları tutku ortak olan Kurtuluş ve Burak vazgeçmemenin, kendine inanmanın, mücadele etmenin ve çok çalışmanın insanı nerelere taşıyacağını anlatıyor.



RAFLARDA BUGÜN

Thomas Mann ve Ailesi - Tilmann Lahme


Alman yazar ve edebiyat tarihçisi Tilmann Lahme'nin 2015 yılında kaleme aldığı kitabı "Thomas Mann ve Ailesi", günün yeni çıkanı.

Can Yayınları'nın belgesel roman kategorisinde baskısını gerçekleştirdiği kitap, Kasım Eğit ve Yadigar Eğit çevirisiyle okurla buluştu.

Tanıtım bülteninden:

Bir ailenin sekiz ferdi, sekiz farklı bakış açısı. Avrupa edebiyatının en köklü ve sıra dışı ailelerinden biri olan Mann ailesinin hikâyesi hiç bu şekilde anlatılmadı.

Thomas Mann’ın devasa gölgesini rakipleri kadar ailesindekiler de hisseder. Her daim yanında olan eşi Katia, onu çocuklarından korur: babası gibi ünlü bir yazar olmak isteyen oğlu Klaus; tutkuyla seven ve tutkuyla nefret eden büyük kızları Erika; mutluluğu ailesinden uzaklarda arayan çekingen Golo; müzisyen olmak isteyen ve ailenin beklentilerine karşı koyan Michael; hayvanlarla konuşmak ve dünyayı kurtarmak isteyen, babasının gözbebeği Elisabeth ve herkesin alay ettiği Monika.

Hayatı uçlarda yaşayan, anne babasının servetini yok eden, hepsi Hitler’e düşman olacak çocuklar. Hayat onları nereye savuracak? Tilmann Lahme’nin belgesel romanı, Mann ailesinin sevgiyle, tarihsel sınavlarla ve ihanetle dolu destansı öyküsünü anlatıyor.

"Elindeki malzemeyi olağanüstü bir şekilde anlatan, ilk bakışta eğlenceli ama aslında son derece hüzünlü bir kitap." -Süddeutsche Zeitung



SAHNEDE BUGÜN

Annemin Son Çığlıkları


Amerikan oyun yazarı Julie Jensen'ın 2000 yılında kaleme aldığı "Annemin Son Çığlıkları" (Orijinal adı: Last Lists of My Mad Mother) oyunu bu akşam Başkentli izleyicisiyle buluşuyor.

İzmir Devlet Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu eser, Ekin Tunçay Turan çevirisi ve Bengisu Gürbüzer Doğru rejisiyle izleniyor.

Annemin Son Çığlıkları, Menekşe Özyiğit, Hülya Böceklioğlu, Hülya Dilek Arda, Mina Yorulmaz, Pınar Egeli Karadağ, Erdinç Aytaç Özgür'ün performanslarıyla sahnede.

Oyunun konusu:

Oyun, annesi Alzheimer hastası olan Dot’un, annesinin son günlerinde yanında olmak ve bakımını üstlenmek çabasını işliyor. Dot’un annesi ve kız kardeşiyle ilişkisi üzerinden, yaşlılık ve aile ilişkileri konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Oyunda da dendiği gibi, çağımızın bu hastalığında “Tıpkı bir binanın yıkılışı gibi zihnin temeli çöküyor”... Bir evlat için annesinin son dakikalarından, çılgınlıklarından daha değerli ne olabilir?

Tek perdelik drama, bu akşam saat 20.00'de Küçük Tiyatro sahnesinde.



Duman


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Başkent'te gerçekleşen konser programlarında bugün Duman var.

Ankara Büyükşehir Belediyesi organizasyonuyla şehre gelen Türkiye'nin önde gelen rock gruplarından Duman, en sevilen şarkılarını Ankaralı dinleyicileri için seslendirecek.

20 yılı aşan müzik kariyerinin en sevilen çıktılarını sahneye taşıyacak olan grup, vokal ve gitarda Kaan Tangöze, geri vokal ve gitarda Batuhan Mutlugil, geri vokal ve bas gitarda Ari Barokas ve Davul'da Doğaç Titiz ile bayram sevinicini Başkent'e yayacak.

Ücretsiz olarak gerçekleştirilecek konser için Duman, bu akşam saat 19.00'da Atatürk Orman Çiftliği'nde sahnede olacak.



GALERİDE BUGÜN

Umutsuz Bekleyiş


İstanbullu sanatseverlerin bugünkü kültür-sanat durağı, Ercan Akın'ın "Umutsuz Bekleyiş" isimli kişisel fotoğraf sergisi.

Sanatçının 2015 ve 2022 yılları arasında Japonya ve Türkiye’de yaşadığı yolculuk deneyimlerinin duygusal izlerini taşıyan sergi, insani olarak yaşamına tanıklık eden hayali mekânlar ve bu mekânlardaki yalnızlık olgusunun ortaya koyduğu gerilime odaklanıyor.

Umutsuz Bekleyiş, kişisel yalnızlığı, yalnızlığın görünürlüğü ve sosyal yaşam içerisinde bir gözlemci olma durumuna işaret ederken, izolasyon, aidiyetsizlik, kısıtlı kaynaklar ve ruh sağlığı üzerine çarpıcı bir envanter ortaya koyuyor.

Akın’ın yapıtları izleyiciyi, sanatın yaratım anlamında sanatçıya güvenli bir sığınak mı sunduğu, yoksa yalnızlığa mı mahkum ettiği üzerine düşünmeye davet ediyor. Sergide yer alan yapıtlarda hayatımızın bir bölümünde baktığımız bulutsuz gökyüzü, neşeli bir mavi iken bir anda kasvetli bir gri tonu olarak karşımıza çıkıyor.

Sanatçının resimlerindeki portreler, çevresindeki boşlukla birlikte izleyiciye fiziksel olarak yalnız hissettiren bir konumda var olurken hayvan imgeleri, bir nevi tecrit “sembolü” olarak dikkat çekiyor. Ölü bir kırlangıç, fırtınalı havanın önünde eğilen bir ağaç veya ölü bir tavşan imgesi sanatçının kendini arama serüvenini ortaya koymak için izleyiciye ışık tutuyor.

Sergide, ne geldiği yerden kopabilen ne de olduğu yere bağlanabilen, bir tür gönüllü sürgün olarak yorumlanabilecek yaşam deneyimi ele alınıyor. Bu anlamda sergi, izleyiciye sanatçının varoluşun olumsuzluklarıyla nasıl yüzleştiğini içeren öznel bir deneyimin kapılarını aralarken, mekâna özgü enstalasyonlardan, resim ve fotoğrafa uzanan çok boyutlu plastik bir dil ve dramatik bir mekân ortaya koyuyor.

Açılışı 27 Eylül'de gerçekleştirilen sergi, 5 Kasım'a kadar Bozlu Art Project, Tarihi Mongeri Binası'nda izlenebilir.