Kültür Atölyesi 24 Ağustos

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Memoria (2021)- Apichatpong Weerasethakul

Altın Palmiye ödüllü Taylandlı yönetmen Apichatpong Weerasethakul'un son uzun metraj filmi "Memoria" MUBI'de gösterimde.

 2021, Çin-Fransa-Almanya-Meksika-Tayland-İngiltere ortak yapımı filmin senaryosu, yönetmen Weerasethakul'a ait.

Dünya prömiyeri, 74'üncü Cannes Film Festivali'nde gerçekleştirilen Memoria, festivalde Jüri Özel Ödülü kazandı ve Altın Palmiye'ye aday gösterildi.

Filmin başrollerinde Oscar ve BAFTA ödüllü aktris Tilda Swinton, Agnes Brekke ve Daniel Giménez Cacho yer alıyor.

Filmin konusu:

İskoçya’dan gelip Bogota’daki hasta kız kardeşini ziyaret eden Jessica, burada bir arkeologla ve genç bir müzisyenle tanışır. Şehre alışmakta zorluk çeken Jessica, her gece kaynağını bir türlü bulamadığı tuhaf bir ses duymaya başlar ve uykuları bölünür. Duyduğu seslere tahammül edemeyen kadın, bu sırada tanıştığı bir balıkçıdan kafasının karışmasına neden olacak şeyler öğrenir. Kendisini asırlardır yaşayan bir uzaylı olarak tanıtan balıkçı, sesleri sadece kadının duyduğunu ve uykusuzluğunu yalnızca kendisinin çözebileceğini söyler.

Memleketi Tayland’ın dışında çektiği ilk filminde Apichatpong Weerasethakul, Tilda Swinton ile Kolombiya’da bir yolculuğa çıkıyor. Cannes’da Jüri Ödülü kazanan Memoria, tarih, hafıza ve kimliğin ağırlığını taşıyan, gizemli havası ve metafizik temalarıyla baş döndürücü bir film.

Gaipten mistisizme, ölüler âleminden ormanlara, maneviyatla doğayı ustaca birleştirerek beyazperdeye taşıyan Apichatpong Weerasethakul, bu kez başrole Tilda Swinton'ı yerleştirerek Kolombiya'da geçen başka bir gizemli hikâye anlatıyor.

The Times yazarlarından Kevin Maher, Memoria için şunları söylüyor: 

"Evet, Taylandlı film yapımcısı Apichatpong Weerasethakul bir dahi. Ve evet, Tayland dışındaki ilk çekimi olan bu yeni film, belki de şimdiye kadarki en erişilebilir filmi. Maestronun boğazı düğümlenen hüznün yanında derinden sinir bozucu korku anları yaratma yeteneğini konuşturuyor."

RAFLARDA BUGÜN

Krems’te Bükülü Zaman - Claudio Magris

İtalyan akademisyen ve yazar Caludio Magris'in 2019'da kaleme aldığı Kresm'te Bükülü Zaman" (Orijinal adı: Tempo curvo a Krems), günün yeni çıkan kitabı.

Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitabın çevirisi Esin Gören tarafından yapıldı.

Tanıtım bülteninden:

“… arkadaşlık, aşkın diğer adıdır, sımsıcak ve tehlikeli bir birlikte yürüyüştür, sevmek bir kumardır ama sonsuza kadardır, demek ki şimdidir…”

“Krems’te Bükülü Zaman” Claudio Magris’in yoğun, görkemli ve üslup açısından mükemmel beş hikâyesine yer veriyor. Pusuya yatmış bir melankoli içindeki kültürlü beş yaşlı adamın acı verici deneyimlerine odaklanıyor. Zaman da yaşlılık gibi bu kitabın kahramanlarından biri. Düşünceleri büyüteç altına alan ve zamanın kartlarını karıştıran belleğin sessiz nefesi, Einstein’ın görelilik teorisi ve “bükülü zaman”a kur yapıyor gibi görünüyor.

“Bir yıl, Dünya’nın Güneş etrafında dönmesi için gereken zaman anlamına gelir ve bir gün Dünya’nın kendi etrafında dönmesi için gereken zaman dilimidir, ama ne Dünya ne de Güneş yokken yıllar ve günler ne anlama geliyordu, var olmayan o yıllarda ne var olabilirdi ve ne meydana gelebilirdi? Her halükârda, yıllar içinde savaşlar başladı ve bitti – nerede bitti? Yara izleri hâlâ oradalar; bedende kazınan dövmeler gibi, dünyanın ve her birimizin derisinin altında yanmaya devam ediyorlar. Dünya haritası pürüzsüzdür, el onun çok renkli ve kaygan yüzeyini okşar, suların maviliğinin ve uzak adaların altında her şey bir kanama ve çürümeden ibarettir.”

“Günümüzün en büyük yazarlarından biri…” -Mario Vargas Llosa

SAHNEDE BUGÜN

Pasta Yesinler

İzmirli tiyatroseverler, bu akşam "Pasta Yesinler" isimli oyunda buluşuyor.

Heves Berksu tarafından yazılan ve Ant Aksan tarafından yönetilen oyunu tek kişilik performansıyla Elif Arslan sahneye koyuyor.

Tanıtım bülteninden:

Oyunun sonunda tüm seyircilere pasta ikram edilen bir mutfak komedisi desek?... Özel bir davet için seksen kişiyi ağırlamak zorunda kalan Peri Hanım’ın aklını kaçırması üzerine yeğeni Mine işleri ele almak zorunda kalır. Teyzesinin tarif defterlerinden ve onunla olan hatıralarından faydalanarak bu işin üstesinden gelir. Ancak hazırladığı tarifin gelen davetliler üzerinde farklı bir etkisi olacaktır.

Pasta Yesinler, mutfakta geçen, bir ailenin hayatına mutfaktan bakan bir oyun. Sürekli mühim misafirler ağırlayan, bununla övünen, her zaman büyük özenle hazırladığı yemeklerin tarifleri ve malzemeleri ile yaşayan ve başka hiçbir hayat yaşamayan Peri Hanım’ı ve Peri Hanım’ın evinde olan olayları yeğeni Mine’nin ağzından dinleriz.

Oyun, bir yandan kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkileri, bu ilişkilerdeki dengesizliği ve kuşaktan kuşağa nasıl evrildiğini incelerken, diğer yandan misafirlerin hayatlarını da mizahi bir dille sorgular. Pasta Yesinler, bizi, bu hayatı nasıl yaşadığımızı açık ve dürüst bir şekilde yeniden düşünmeye çağıran bir oyun.

İzleyicisine ilginç bir tiyatro deneyimi sunmayı vadeden tek perdelik Pasta Yesinler, bu akşam saat 20.00'de Peron Sanat Sahnesi'nde.

Kalben

Türk müziğinin sıra dışı isimlerinden başarılı şarkıcı Kalben, bu akşam Muğlalı müzikseverlerle için sahnede.

Müzisyen kimliğini yazarlığıyla birleştiren sanatçı, büyük kitlelerde büyük hisler uyandıran şarkılarını sevenleriyle birlikte söylemeye geliyor.

Müzikle ilgilenmeye 8 yaşında annesinin aldığı klavyeyle başlayan Kalben, ilk gitarına 14 yaşında sahip olur. Bu gitar ikinci el bir Santana'dır. 17 yaşında burslu olarak girdiği Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden 2007'de mezun olur. Çeşitli alanlarda çalışmayı denedikten sonra 2008'de, aynı üniversitenin Grafik Tasarım Bölümü'nde, Medya ve Kültürel Çalışmalar üzerine yüksek lisans yapmaya başlar ve 2011'de mezun olur. "Anı Saklamanın Yolları ve Yadigarlar" üzerine tez verdikten sonra iş bulmak için İstanbul'a taşınır. Universal Pictures bünyesinde Marka Müdürü olarak çalışmaya başlar. Sonrasında senaryo yazarlığı, editörlük, proje yöneticiliği, reklam yazarlığı, çevirmenlik gibi çeşitli işlerle meşgul olur. Ankara'da ve İstanbul'da nadiren müzik yapmaya, konser vermeye devam eder. 18 Ekim 2014'te Sofar Sounds kapsamında Galata'da bir evde sadece gitarıyla verdiği konserden yayınlanan "Sadece" videosu kısa zamanda Sofar videoları arasında en çok izlenen haline gelir.

Çıkardığı "Lulu" adlı çocuk romanı serisi sonrası, müzik hayatına başlar. "Aşk Kaç Beden Giyer?" dizisinde temizlikçi rolünü canlandırır. Sahne adını taşıyan ilk albümü "Kalben", Şubat 2016'da Doğan Music Company etiketiyle çıkar.

Kalben üçüncü stüdyo albümü "Kalp Hanım"ı Garaj Müzik etiketiyle 2020'de tüm dijital müzik platformlarda yayımlar.

Son albümü "Eski Dünyanın Yangını"nı Ocak 2022'de dinleyiciyle buluşturur.

Sevilen şarkılarının yanı sıra anlattığı hikâyelerle izleyenine bir performans sunan Kalben, konser için saat 22.00'de Datça Coop Live Sahnesi'nde olacak.

GALERİDE BUGÜN

OyunBu

İstanbullu sanatseverlerin bugünkü kültür-sanat durağı, "OyunBu" isimli grup sergisi.

Küratörlüğünü Emre Baykal'ın üstlendiği sergi, 59 sanatçının eserlerini bir araya getiriyor.

OyunBu başlıklı grup sergisi, Arter Koleksiyonu’ndan seçilen yapıtları çocukluk ve oyun kavramları etrafında bir araya getiriyor. Sergi, oyunun özgürleştiriciliğini, gerçekliği askıya alıp yeniden kurgulayışındaki kural tanımazlığını, gündelik olanın dışına taşma ve tamamen kendine ait bir düzen ve anlam üretme şekillerini, sanat yapıtları ve bu yapıtların sunduğu deneyimler bağlamında araştırmayı hedefliyor. Sanatın oyun kurucu niteliklerini oyun bozucu yanlarıyla birlikte ele alan OyunBu, rekabet, gerilim, şans, taklit, ritüel, sihir, esrime ve haz gibi kavramların izini sürerken hem yetişkinler hem de çocuklar için aslında kazananı olmayan ya da herkesin kazandığı bir oyun alanı açıyor.

Oyun ve oyuna ilişkin kavramların sanatçıların imgeleminde başlayıp sanat yapıtıyla tamamlanan yolculuğuna sergi boyunca farklı düşünme, yorumlama ve üretim süreçleri eşlik ediyor.

Sergide yer alan kimi yapıtlar, doğrudan oyunun kendisini ve araçlarını sanat bağlamına taşırken; sıra dışı form ve boyutlar, beklenmedik buluşmalar ve şaşırtıcı ilişkilenme biçimleriyle oyunun kuralını bozup yeni anlamlar, öneriler ve sorulara aracılık ediyor. OyunBu’da bir araya getirilen yapıtların bazıları ise sanatın tasarı ve üretim süreçlerindeki yöntem, tavır ve yaklaşımlar ile gündelik hayatın akışına aldırış etmeden kendi özgün dilini ve düzenini kuran oyunun şansa, belirsizliğe ve kaosa yer veren doğası arasındaki benzerlikleri ortaya koyuyor.

OyunBu, düş kurarken ciddiyetini hiç bozmayan çocukla oynamaktan asla vazgeçmeyen yetişkinin gerçekle hayal arasında salınan dünyalarına açılan kapıyı her iki tarafa doğru aralayıp buluşturmayı deniyor.

Sergi, 9 Nisan 2023'e kadar Arter'de izlenebilir.

KÜLT(ür)lenelim...

Whipslash (2014) - Damien Chazelle

Amerikalı film yönetmeni Damien Chazelle'in ödüllü kısa filmden uyarladığı "Whiplash", günün kült filmi.

2014, ABD yapımı filmin senaryosu Chazelle tarafından Princeton High School (New Jersey)'nin stüdyo grubundaki anılarından yola çıkılarak yazıldı.

Dünya prömiyeri Sundance Film Festivali'nde US Drama kategorisinde yapan Whiplash, festivalde açılış filmi olarak gösterildi.

Filmin başrollerinde etkileyici performanslarıyla J. K. Simmons, Miles Teller ve Melissa Benoist'in yer alıyor.

IMDb Top 100 listesinde 43'üncü sırada yer alan Whiplash, 3 dalda kazandığı Oscar ödüllerinin yanında 98 ödül ve 145 adaylığa sahip.

Filmin konusu:

Prestijli müzik okulu Shaffer'da 1'inci sınıfta okuyan 19 yaşındaki Andrew Neiman, hırslı bir davulcudur ve günün birinde efsaneler arasına girmeyi hayal etmektedir. Okulun en prestijli orkestrasının şefi Terrence Fletcher, son derece katı eğitim prensipleri uygulayan bir müzisyendir. Neiman'ın yeteneği bir gün Fletcher tarafından fark edilir ve genç adam okulun ana orkestrasına alınır. Fletcher'ın gözüne girebilmek için insanüstü bir çalışma sergileyen, ailesini ve özel hayatını bile bir kenara atan Neiman ile Fletcher'ın arasında tansiyonu hiç düşmeyecek bir öğretmen-öğrenci ilişkisi başlar.

"Büyüklüğe giden yol sizi uç noktalara sürükleyebilir" sloganıyla gösterime giren film için Film Comment yazarlarından Amy Taubin şunları söylüyor:

"Profesyonellik basamaklarını tırmanan Whiplash, Chazelle'e filmlerin ne olabileceğine ve ne olması gerektiğine dair saf ve tavizsiz bir vizyonla yönetmenlik ve yazarlığın her yönüne hakim olduğunu gösteriyor. Film gerçekten de bir müzikal, canlı caz çekirdeği, nabzınızı baştan sona yüksek tutan Justin Hurwitz'in ortam müziğiyle kaynaşmış harika bir dinleti sunuyor."