Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Kültür Atölyesi 22 Eylül

22 Eylül 2022 - Günün filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Dokunma Hurdacının Kızı (2022) - Hakan Gürtop


Gerçek bir hayat hikâyesinden uyarlanan çarpıcı bir dram "Dokunma Hurdacının Kızı", haftanın vizyon filmlerinden.

2022, Türkiye yapımı filmin yönetmenliğini Hakan Gürtop; senaristliğini Erdal Babur ve Hülya Kılıç üstleniyor.

Filmin oyuncu kadrosu Abidin Yerebakan, Fatma Yılmaz, Betül Şahin, Belma Mamati, Zeynep Doğan, Ayşe Doğan, Güray Yılmaz, Sami Çelik, Murat Emre Üstün, Oğuz Han Burak Üstün, Gülsüm Baylık, Tamer Gül, Cenk Sarıkaya, Melih Kurtuluş isimleri yer aldı. Ferhat Göçer, Metin Şentürk, Faruk Sofuoğlu ve Erkan Petekkaya'nın da konuk oyuncu olarak yer aldığı projenin yapımcılığını Afrikalı Ali ve Serdar Erken'in üstlendi.

Filmin konusu:

Film, genç yaştaki öğrencisi Kader’in hastalığına çare olabileceğini öğrenen öğretmen Hediye’nin hikâyesini anlatıyor. Geçimini hurdacılıkla kazanan ve yoksul bir ailenin kızı olan Hediye, ilçe kaymakamının ona sunduğu imkânlar sayesinde okuyup başarılı bir öğretmen olur. Bunun yanında Hediye, içine kapanık ve travmaları olan bir kadındır. 9 yaşındaki öğrencisi Kader’in rahatsızlanıp hastaneye kaldırılması sonucu Kader’in kanser olduğunu öğrenir. Yapılan tetkiklere göre tek çare ilik naklidir ve uygun donörün Hediye olduğu ortaya çıkar.

Hediye donör olmayı kabul eder fakat bu kararla hayatı bir kez daha alt üst olur. Çünkü Kader, Hediye’ye henüz çocukken kendisine tecavüz eden Can’ın kızıdır. Hediye şimdi, hayati bir kararla karşı karşıyadır. Ya kurban edildiği geçmişini bir kenara bırakacak ya da masum bir çocuğu kendi geçmişine kurban verecektir.

Çocuk istismarına dikkat çekerek, bu suçu gündeme taşıyan Dokunma Hurdacının Kızı, Türkiye'de ilk defa çocuk istismarını anlatan film olarak sinemaseverlerin karşısına çıkıyor.



RAFLARDA BUGÜN

Aykırı Kültür - Paul E. Willis


Sosyoloji ve kültürel çalışmalar alanındaki çalışmalarıyla tanınan İngiliz sosyal bilimci Paul E. Willis'in ilk olarak 1978 yılında yayımlanan kitabı "Aykırı Kültür", yazarın yeni önsözüyle raflardaki yerini aldı.

Baskısı Ayrıntı Yayınları tarafından gerçekleştirilen kitap, Gökben Demirbaş çevirisiyle okuyucusuyla buluştu.

Tanıtım bülteninden:

Bir İngiliz kültürel çalışmalar klasiği Aykırı Kültür, okuru 1960’ların iki önemli gençlik kültürünün –motorcu oğlanların ve hippilerin– dünyasına götürüyor. Motorcu oğlanlar, geç 1950’lerin erken rock’n’roll müziğini dinleyen işçi sınıfı motorcularıydı. Buna karşın hippiler uzun saçlı ve progressive müzik âşığı orta-sınıf uyuşturucu kullanıcılarıydı. İki grup da kapitalist kitle iletişim araçları ve ticaretin tahakkümündeki daha geniş toplumun karşısında kendi kültürel biçimlerini ve anlamlarını yaratmak için eşitsiz ama kahramanca bir mücadeleye giriştiler. Bugün, farklı yollarla, son derece yaygın hale gelen kültürel deneyin, kimliğin öz-kurulumunun ve öz-küratörlüğün öncüleriydiler.

Paul Willis, Aykırı Kültür’de, popüler kültürleri anlamak için önemli ve hâlâ son derece geçerli olan bir teori ve metodoloji geliştiriyor. Yeni önsözü, kitapta araştırılan dönemle bugünün kültürel anları arasındaki bu bağı irdeliyor.

"Yeniden keşfedilmesi gereken unutulmuş bir hazine." -Mats Trondman, Anna&Stefan Lund: Eurpoean Journal of Cultural Studies.

"Uzun süredir baskısı bulunmayan, Paul Willis’in motorcu oğlanlar ve hippiler hakkındaki bu klasik çalışmasının yeni basımı, geçmişte ve günümüzde dışlanmış kültürlerle ilgilenen herkesin okuması gereken bir kaynak." -Mitch Duneier, Sidewalk'un yazarı.

"Günümüzde kaynak gösterilmeye devam eden Aykırı Kültür, etnografik ve kültürel sosyolojik araştırmanın güçlü bir sembolüdür. Zaman geçtikçe daha çok anlam kazandı; birlikte sunduğu araştırmalar günümüzde 20'nci yüzyılın ortasının altkültürlerinin örnek niteliğinde rekonsrüksiyonları olarak değerlendirilebilir. Zamanlarının ruhunu gerçekten yakalamışlar ve biz de bu kitabı yeniden okuyarak o ruhu yeniden hissedebiliriz. Fakat Aykırı Kültür’ün temel katkısı, tarihsel değil, güncel olmasıdır. Bu iki araştırma, etnografinin makro-düzey kültürel yapıların araştırılmasına katkı sunabileceğini göstermiştir." -Jeffrey C. Alexander, Yale Üniversitesi.



SAHNEDE BUGÜN

Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım


Cumhuriyet dönemi edebiyatının usta kalemlerinden Haldun Taner'in 1964 yılında yazdığı, Türk tiyatrosunun hiciv klasiklerinden "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" bu akşam Başkent'te sahnede.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın sahneye koyduğu oyunun yönetmenliğini Erdal Ozan Metin üstleniyor.

Oyunun konusu:

Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, II'nci Meşrutiyet'ten 1960'ların sonuna kadarki zaman diliminde, Türkiye yakın tarihinde gerçekleşen toplumsal değişimleri Vicdani ve Efruz adlı iki karakterin yaşam hikâyeleri aracılığıyla anlatır. İki çocukluk arkadaşı olan baş karakterlerden Vicdani, saf, iyi niyetli, dürüst ve uysal bir kişidir. Efruz ise köşe dönücü, iş bitirici, fırsatçı biridir. Oyunda, bu karakterler üzerinden devleti sömürenler ve devlete itaat edenler arasındaki dengesizlik anlatılır.

Oyun, bu akşam saat 20.00'de Ankaralı tiyatroseverler için Gençlik Parkı Tiyatro Salonu'nda sahnede.



Mabel Matiz


Sesinin eşsiz tınısıyla müzik dünyasına farklı bir nüans katan Mabel Matiz, bu akşam İzmirli dinleyenleriyle buluşuyor.

Mabel Matiz sahne adıyla tanınan Fatih Karaca, bu ismi "Kumral Ada Mavi Tuna" romanında yer alan "Tuna" karakterinin takma adı "Mabel" ve "çok sarhoş, düşkün kimse" anlamlarına gelen Eski Yunanca kökenli kelime "matiz"in birleşiminden oluşturur.

Müzik eğitimine üniversite zamanlarında aldığı gitar ve şan dersleriyle başlayan Mabel Matiz, ilk bestelerini üniversite yıllarında yapar. Kendi adını taşıyan, Birhan Keskin ve Yalçın Tosun'a ait iki şiir dışında bütün söz ve müziklerin sanatçıya ait olduğu, 12 şarkılık ve akustik band temalı debut albümü "Mabel Matiz", Mayıs 2011’de yayınlanır. İkinci albümü "Yaşım Çocuk", 2013'te piyasaya sürülür. Albüm "Zor Değil", "Aşk Yok Olmaktır", "Yaşım Çocuk", "Alaimisema" gibi şarkılarıyla ses getirir, birçok ödül alır ve Milliyet Sanat dergisi okurları tarafından "Yılın Albümü" seçilir.

Sanatçının, aynı yıl yayınlanan "Sultan Süleyman" cover'ı tüm zamanların en başarılı Türkçe cover yorumlarından biri olarak kabul edilir. Dördüncü stüdyo albümü "Maya", 2018'de yayımlanır.

Klipleri, kalıplara sığdırılamayan tarzı, yorumları ve şarkı sözleriyle Türkçe müziğin ve popüler kültürünün öne çıkan isimlerinden biri olan Mabel Matiz, duruşuyla da büyük kitleleri etkilemeye devam ediyor.

10 yılı aşan müzik kariyerinin en sevilen çıktılarını sevenleriyle buluşturmaya gelen Mabel Matiz, bu akşam saat 21.00'de İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnede.



GALERİDE BUGÜN

Kırk Kapılı Oda: Günümüz Sanatçıları Sergilerinin 40 Yılı


İstanbullu sanatseverler bugün, Akbank Sanat'ın düzenlediği "Kırk Kapılı Oda: Günümüz Sanatçıları Sergilerinin 40 Yılı" başlıklı sergide buluşuyor.

Sergi konsepti ve sergileme tasarımını Bülent Erkmen'in; küratörlüğü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman'ın üstlendiği Kırk Kapılı Oda, Akbank Sanat'ın her yıl düzenlediği "Günümüz Sanatçıları" sergilerinin 40 yılına ışık tutan bir dokümantasyonu niteliğinde.

Kahraman, sergi için şunları söylüyor:

"Sanat her şeye ama en çok da kendisine muhaliftir. Sanatın ayrıcalığı budur. Türkiye’nin kısıtlı koşullarında sanat, bu özgürlüğü hatta bu sertliği ancak Günümüz Sanatçıları sergileri gibi yenilikçi, değişken, devingen bir yapı içinde gerçekleyebilirdi. Kırk yıllık tarih, bu yargıyı kanıtlıyor ve onun tanıklığıdır. Günümüz Sanatçıları sergilerinin gelenekseli aşan ve tarihsel olan niteliği ve başarısı budur. Günümüz Sanatçıları sergileri, kırk kapılı bir odadır. O oda belleğin labirentlerini saklıyor içinde. Her kapı bir serüvene ve gize açılıyor. Labirentte yol bulmak kadar kaybolmak da erdemdir."

Kırk Kapılı Oda'da, 40 yılın sergilerine katılan ve katkısı olan bin 147 kişinin isimleri, girişte bulunan bir panel üzerinde görülebiliyor. Sergide, 40 yılın tüm bilgileri ve belgeleri bir dokümantasyon anlayışıyla 40 ekranda izleniyor.

Köklü bir sanat yolculuğunun arşivini izleyicisine sunan ve açılışı 10 Eylül'de gerçekleştirilen Kırk Kapılı Oda, 19 Kasım'a kadar Akbank Sanat'ta ziyaret edilebilir.