6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

Kültür Atölyesi 20 Eylül

20 Eylül 2022 - Günün filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Burçlar (2022) - Devrim Yalçın


İddialı oyuncu kadrosuyla dikkat çeken yerli yapım "Burçlar", günün vizyon filmi.

2022, Türkiye yapımı filmin yönetmenliğini Devrim Yalçın; senaristliğini Ebru Erten üstleniyor.

Epey iddialı bir kadroyu buluşturan filmin başrollerinde Ferman Akgül, Gözde Mutluer, Onur Büyüktopçu ve Ali Ersan Duru yer alıyor.

Başrollere usta oyuncular, Suna Yıldızoğlu, Asuman Dabak, Cengiz Küçükayvaz, Nazlı Tosunoğlu, Ayten Uncuoğlu, Deniz Özerman eşlik ediyor.

Filmin konusu:

Burcu, en büyük saplantısı astroloji olan gayet başarılı bir iş insanıdır. Sinan da onu etkilemek için çeşitli planlar yapmaktadır. Gerçek aşkın savunucusu "Burçlar Masası", Sinan’ın bu sinsi planlarına izin vermez ve ona hiç de hazırlıklı olmadığı bir sürpriz planlarken Burcu’yu her sabah yeni bir burca uyandırmaya karar verir.

Astroloji tutkunlarının ilgisini çekecek Burçlar filmi, usta oyuncuların performansıyla Zodyak'ın 12 burcunu bir aşk etrafında topluyor.



RAFLARDA BUGÜN

Ten ve Gölge - Hulki Aktunç


Türk şiirinin deneysel kalemlerinden ödüllü şair ve yazar Hulki Aktunç'un 1985 yılında kaleme aldığı öykü kitabı "Ten ve Gölge", yeni baskısıyla raflarda.

Yazarın üçüncü öykü kitabı olan Ten ve Gölge'nin baskısı Yapı Kredi Yayınları tarafından gerçekleştirildi.

Aktunç, Ten ve Gölge için bir söyleşisinde, “Kentli bireyin kıstırılmak istendiği şablondan dışarıya sıçrama çabalarını saptayan öyküler” der.

Yazar Asuman Susam, bir yazısında kitabı şöyle değerlendirir: “Metafor ve imge yoğunluğu olan metinlerdir Ten ve Gölge’dekiler. Yoğun ve katmanlı anlatımını buna borçludur öyküler. Aynı zamanda temsil nitelikleriyle kimileri alegorik özelliktedir… Ten ve Gölge, Türkçenin eşsiz, biricik metinlerindendir. Hem öyküdür hem ondan öte ve fazlası. O fazla oluşu ortaya çıkaran, kabına sığmazlık eden dildir.”

Gerçeğin algılanma biçimi; biçemi; dili ve modern öykücülüğümüze getirdiği yenilikler bakımından her zaman öne çıkan bir kitap Ten ve Gölge.

Kitaptan bir kesit:

"Dinleyecek kimseler bulayım bulmayayım. Kimse nedir zaten. Kimse de benim, böylece kendi kendime mufassal kıssa başlayıp uzun efsane söylüyorum. Birileri oluyorum ben, söyledikçe söyledikçe. O birilerine anlatırken de bir küçük tatlı ölümün çırpıntısıyla yalanlar söylüyorum ey düş. Ey kara esi.”

“Hulki: Türkçenin seramik ustası.” -Cemal Süreya, 999. Gün: Üstü Kalsın



SAHNEDE BUGÜN

Ted Bundy


"Seri katil" teriminin kullanıma girmesine sebep olan Amerika'nın ilk seri katili Ted Bundy'nin elektrikli sandalyedeki son saatini anlatan tiyatro oyunu "Ted Bundy", bu akşam Başkent'te izleyicisiyle buluşuyor.

Kosta Kortidis'in kaleme aldığı ödüllü oyunun yönetmenliğini Sinan Pekinton üstleniyor. Oyun, Serkan Melikoğlu ve Esat Tanrıverdi performansıyla sahneye konuluyor.

Tanıtım bülteninden:

Cinayet ve tecavüzden sanık ve mahkum seri katil Theodore Robert Bundy’nin hayattaki son 53 dakikası…

1974-1978 yılları arasında resmi makamların ispatlayabildiği cinayet ve tecavüz sayısı 36. Fakat bunlar sadece kanıtlanmış olanlar… 1978 yılında hapishaneden ikinci kaçışından sonra tekrar yakalanan ve 10 yıl boyunca masum olduğunu söyleyen bir katil. 11 yıl boyunca anlamsız bir reddediş…

Sonra anlamsızca bir kabul ediş ve mahkum oluş!

Kan donduran bir hikâyenin sahne temsili için Ted Bundy bu akşam saat 20.00'de Çankaya Sahne'de.



Semplice Quartet ve Jacques Ammon

 

İstanbul'da oda müziği rüzgârı esmeye devam ediyor. Semplice Quartet ve Jacques Ammon, bu akşam II. Uluslararası Oda Müziği Festivali kapsamında sahnede.

6'ncı Donizetti Klasik Müzik Ödülleri'nde “Yılın Oda Müziği Grubu” ödülüne layık görülen, ISA, Aix en Provence gibi önemli festivallere davet edilen Semplice Quartet, 2009 yılından bu yana başarılı konser performansları, baroktan günümüze tüm dönemlere uzanan ilgisi ve sanatın bütün disiplinleriyle etkileşim içinde. 1989 yılında Claudio Arrau Uluslararası Piyano Yarışması’nda elde ettiği büyük başarıyla birlikte uluslararası tanınırlık kazanan Jacques Ammon, Wiener Konzerthaus, Chatelet Paris, Concertgebouw Amsterdam, Wigmore Hall, Palau de la Musica başta olmak üzere dünyanın birçok prestijli salonunda konserler verdi. Ammon ve Semplice Quartet, II. İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali kapsamında bir araya geliyor.

Dinletide, Gedik Sanat’ın verdiği siparişle hayat bulan "Mozaik" projesinin de İstanbul prömiyeri gerçekleştirilecek.

Kemanda Murat Erginol ve Yaren Budak, viyolada Pınar Dinçer, viyolonselde Burak Ayrancı ve piyanoda Jacques Ammon sahnede olacak.

Program:

F. Say (1970) Yaylı Çalgılar Dörtlüsü “Divorce” Op. 29 (15’)

- Allegro maestoso - Andante - Presto

Mozaik (Türkiye Prömiyeri) (30’)

B. Büyükyıldırım, Teke - E. Demirel, Seikilos

E. Eryılmaz, Bolulu ama Rasim - A. Keçebaşoğlu, Kırık Halay

B. Köprülü, Marmara Dörtlüsü - U. Öztekin, Ani Harabeleri

C. Oslu, Nemrut Heykellerinin Türküsü

ARA

D. Şostakoviç (1970) Piyanolu Beşli Sol minör Op. 57 (36’)

- Prelude: Lento - Fugue: Adagio - Scherzo: Allegretto

- Intermezzo: Lento - Finale: Allegretto


Semplice Quartet ve Jacques Ammon, ruhu dinlendiren unutulmaz bir müzik deneyimi için saat 20.00'de Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda sahnede olacak.



GALERİDE BUGÜN

Boşluklar / Voids


Ressam Ahu Akgün'ün “Boşluklar / Voids” başlıklı ikinci kişisel resim ve enstalasyon sergisi, İstanbulluların bugünkü kültür-sanat durağı.

Sanatçı Akgün sergide, yaşadığı kayıpların ardında oluşan duygu durumlarının yarattığı, elle tutulamayan boşluklara odaklanıyor. Sergide sanatçının şefkatli ve şiirsel bir yaklaşımla resmettiği tuval çalışmaları ve kurumaya yüz tutan çiçek demetlerinden oluşan enstalasyonu yer alıyor.

Sergi, sanatçının yaşamında iz bırakan insanların, duyguların, mekânların, objelerin ardından zamanla ortaya çıkan ve değişen yas tutma hâlinin dönüştürdüğü “şeylere” odaklanarak iyileşme sürecini izleyiciye sunuyor.

Sanatçı, resimlerinde kayıplarının etrafında dolaşarak asıl olan öznelerin yerine, onlarla arasında kalan boşlukları, dönüştükleri yeni hâlleri gözler önüne seriyor. Boşlukların zamanla değişimine yeniden bakıyor ve dönüşen hâlin yarattığı hisleri kendi pratiğiyle yansıtıyor. Bunu yaparken bazen tüm sürece bazen sadece o ana tanıklık eden nesneleri resmine dahil ediyor.

Sanatçının resimlerinde yer alan her nesne, somut bir var olma nedeninin yanında kendi dönüşümleriyle yas sonrası dönüşüme de işaret ediyor.

Sergiye ismini veren Boşluklar resminde, ressamın çocukluğunda dekorasyon amaçlı evinin her köşesini dolaşan ve artık paçavraya dönüşmüş, annesi için çöp; kendisi için kıymetli olan mor bir yazma yer alıyor.

Her bir kayıp ilmiğin, kaybolan zamanı hatırlatması bir metafor olarak izleyicinin karşısına çıkıyor. Sanatçı, "Oyun Dışı" serisinde; "savunma", "saldırı" ve "eskiv" başlıkları altında yitirilen özneyle dövüştüğü anlardan sekansları izleyiciye yansıtıyor.

Dönüşüm teması etrafında şekillenen sergi; öznenin, bir kayıp karşısında kaldığı zihinsel düğüm süreci ardından durumu kabul etmesi ve bunu hayatına dahil etmesine odaklanıyor.

Açılışı 9 Eylül'de gerçekleştirilen sergi, 15 Ekim tarihine kadar Mixer'de izlenebilir.