Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

Kültür Atölyesi 2 Kasım

2 Kasım 2022 - Günün filmi, kitabı, sahne etkinlikleri ve sergisi...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

Kafes: İki Savaş Arasında (2022) - Cenk İzgören


Cenk İzgören'in yönetmenliğini, senaryosunu ve başrolünü üstlendiği "Kafes: İki Savaş Arasında", günün vizyon filmi.

2022, yerli yapım filmin oyuncu kadrosunda Adem Aslan, Merve Ateş, Murat Aslan, Ahmet Dizdaroğlu ve Açelya Yılmaz yer alıyor.

Filmin konusu:

Yetiştirme yurtlarında büyüyen Burak askerlik hizmeti sırasında gazi olmuş yoksul, post-travmatik stres bozukluğu yaşayan, eski bir MMA (Karma Dövüş Sanatları) kafes dövüşçüsüdür. Şimdilerde kafeslerde cins kedi yetiştirmektedir fakat kedileri enfeksiyon sonucu ölür. Ringlere dönmek zorunda kalır. Bir dövüşte rakibinin ölümüne sebep olur ve adamın kimsesiz kalmış bir kızı olduğunu öğrenir. Savaşın yok ettiklerini yine savaş meydanlarında aramaktan başka çaresi olmayan Burak’ın yolu yine hayal kırıklıklarıyla dolu olacaktır.

Travma sonrasının sayısız yabancı yapımlarının başarılı bir yerli temsilcisi olmaya aday film, savaşın insan zihni üzerindeki etkisini sanatsal bir yolla ele alıyor.



RAFLARDA BUGÜN

Çocuklarım - Guzel Yahina


Ödüllü Rus yazar ve senarist Guzel Yahina'nın 2018 yılında kaleme aldığı romanı "Çocuklarım" (Orijinal adı: Detiy Mayi), yeni çıkanlar raflarında.

Baskısı İnkılap Kitabevi tarafından gerçekleştirilen kitap, Uğur Büke çevirisiyle okurla buluştu.

Tanıtım bülteninden:

“Bir zamanlar yabancı bir ülkeden gelenler tarafından yaratılan ve bugün geçmişte kaybolan o dünyayı; Volga Almanlarının parlak, özgün, canlı dünyasını anlatmak istedim. Ama bu aynı zamanda yüreğimizdeki korkuların kaynağı olup, bir taraftan bu korkuları yenmenin çaresi olacak kadar büyük bir sevginin hikâyesi.” –Guzel Yahina

Çocuklarım, 1920-30 yılları arasında, Volga Nehri boyunca süregiden bir hikâyeyi anlatır. Alman asıllı Rus vatandaşı Yakob Bach, Gnadental’de yaşayan bir köy okulu öğretmenidir. Hayli zaman önce dünyaya sırtını dönmüş olan Bach, gözlerden uzak bir çiftlikte bir yandan biricik kızı Ançe’yi büyütürken bir yandan da adını gizleyerek hikâyeler yazar ve derken, yazdıkları trajik bir biçimde gerçeğe dönüşmeye başlar. Bach’ın yarattığı kurgular, Volga kıyılarında aşk, siyaset ve ölümleriyle, dünyanın akışına karışır.

“Güzel Yahina’nın yazım biçimi çok keskin. Cümleler kısa ve gereksiz hiçbir şey yok. Karşımızda uzun yıllardır beklediğimiz çok ciddi bir kitap var.” –Pavel Basinski



SAHNEDE BUGÜN

Bir Kadın İçin Düet


Türk edebiyatının eserleri pek çok dile çevrilen yazarlarından Aziz Nesin'in 1979 yılında kaleme aldığı oyunu "Bir Kadın İçin Düet", bu akşam Başkent'te sahnede.

Yönetmenliğini Berk Yalman'ın üstlendiği oyun, Rabia Kaya ve Damla Alabay'ın performansıyla sahneye konuyor.

Oyunun konusu:

Aziz Nesin'in 1979 yılında yazdığı, Berk Yalman'ın yönettiği Bir Kadın İçin Düet oyunu, dul bir kadının yalnızlığını anlatıyor. Tek perdelik dram türünde yazılan bu kısa oyun, psikolojik-gerilim türünde bir rejiyle seyirciyle buluşuyor. Oyun boyunca sahnede iki kadın karakter bulunuyor. Ancak bu iki kadın karakter aslında tek bir kadının iç sesi şeklinde bütünleşmiş durumda. Evin sahibi olan kadın, kocasının ölümünden sonra kocasının çalışma sevgisine rağmen her gece eve geldiğine, yalnızlığa itildiğine ve birlikteyken hiç mutlu olmadığına kendini inandırır. Bir gün yabancı bir kadın gelir, kocasını tanıdığını ve onunla tanışmak istediğini söyler. Oyun "Yaşarken öldü" repliğiyle sona erer.

Bir Kadın İçin Düet, bu akşam saat 19.00'da Farabi Sahnesi'nde.



Voyages


Genç Türk piyanist ve besteci Cem Esen, üç dünya yıldızı müzisyenle İstanbul'da sahnede.

Flütte Cem Önertürk, kemanda Elvin Hoxha Ganiyev, viyolonselde Poyraz Baltacıgil ve piyanoda Cem Esen'den oluşan Voyages, İstanbullu klasik müzikseverler için Esen'in bestelerini seslendirecek.

Yurt içi ve yurt dışında önemli konser salonlarında sahne alan Prof. Dr. Cem Önertürk , halen Bilkent Senfoni Orkestrası, Ankara Filarmoni Orkestrası, Tekfen Filarmoni Orkestrası, Hezarfen Ensemble, Goodfellas Ensemble, Ensemble Nodus, Anadolu Nefesli Beşlisi, TrioNeo, DuoSonant, Anka Duo ve AFO Solistleri isimli müzik toplulukları ile kariyerine devam ediyor.

Elvin Hoxha Ganiyev, prestijli uluslararası yarışmalarda çok sayıda ödül ve derece kazandı. 2021 George Enescu Uluslararası Keman Yarışması'nda yarı finalistlik ve özel iPalpiti Ödülü'nün sahibi. Aynı yıl yarı finalist olduğu Uluslararası Jascha Heifetz Keman Yarışması'nda İzleyici Ödülü'ne layık görüldü. Ganiyev ayrıca David Oistrakh Keman Yarışması, Lipinski-Wieniawski Genç Müzisyenler İçin Yarışma, Berliner Altın Madalya Uluslararası Müzik Yarışması ve Viyana Uluslararası Müzik Yarışması da dahil olmak üzere diğer birçok saygın uluslararası müzik yarışması ödülünü de kazandı.

Poyraz Baltacıgil, 2019 yılında “Larsen Strings”in bünyesine Performing Artist olarak katılıp, burada Renaud Capuçon, Gautier Capuçon, Daniel Müller-Schott, Alina Pogostkina, Nicolas Altstaedt, Pablo Ferrandez, Milan Milisavljevic, Esther Abrami, Troels Svane, Narek Hakhnazaryan ve Tobias Breider gibi önemli müzisyenlerin içinde yer almaya başladı. Baltacıgil, Natalia Gutman’ın jüri başkanı olduğu “Benyamin Sönmez Ulusal Çello Yarışması”nda birincilik ödülünü, Bulgaristan’daki “International Competition Young Virtuosos” yarışmasında üçüncülük ödülünü kazanan sanatçı, Andante Dergisi'nin her sene düzenlediği Donizetti Müzik Ödülleri'nin altıncısında, "Yılın En İyi Genç Müzisyeni" ödülüne layık görüldü.

Cem Esen, Kazakistan'da Delfhi Oyunları Piyano Yarışması'nda Bronz Madalya, A. Adnan Saygun Piyano Yarışması'nda birincilik, Vedat Kosal Piyano Yarışması'nda ikincilik ödülüne layık görüldüğü gibi, toplam 11 farklı ulusal ve uluslararası piyano yarışmasında ödül sahibi oldu. İKSV Festivali, 13. ve 19. Antalya Piyano Festivali ve Sofya Müzik Festivali'ne davet edilerek konserler verdi. 2020 yılında T.O.Y.P. tarafından "Kültürel Başarı" dalında birinci seçildi. Kozmik Varyasyonlar Op.10 eseri Bursa Senfoni tarafından, Senfonik Bale Süiti Op.22 eseri Çukurova Senfoni tarafından seslendirilerek dünya prömiyerleri yapıldı.

Üç dünya yıldızı sanatçının Cem Esen’in parçalarını seslendirmek üzere eserlerin bestecisiyle beraber aynı sahnede olacağı program bu akşam saat 20.00'de Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda.



GALERİDE BUGÜN

Natamam


İstanbullu sanatseverlerin uğrak noktalarından olan ressam Nedret Sekban'ın "Natamam" başlıklı kişisel sergisini izlemek için bugün son gün.

Galeri Selvin küratörlüğünde hazırlanan resim sergisi, figüratif ressam Sekban'ın çingeneler, deniz, balıkçılar, dalgalar, demiryolu işçileri ve Karadeniz’e ait realist çerçevedeki gözlemlerini yansıtan eserlerinden oluşuyor.

Sekban, Natamam için şunları söylüyor: “Benim resmimin kaynağı görünen dünyayı doğrudan yansıtan bir gerçekçilik değil; gözlemlediğim doğa ve insan varlığının dünyasıyla özdeşleşecek kadar öznelleşen (bir) ressamın kişisel yorum payından, dahası bu yorum payı ve kendi psikolojik bünyesi, dünyaya bakış açısıyla gözlemlenen olgunun gerçeği ya da dramı arasındaki ortak paydada bütünleşen bir gerçeğinde ifadesidir. Öğrenciliğimden bu yana ben, gerçek ve elle tutulur bir dünyadan beslenirim. Bunun için hayatın içinde olmaya gayret ederim. Bu konuda benden önce kalem oynatmış, imge kurmuş olanları izlerim. Çünkü onlar ustalarımdır, bana rehberlik ederler. Hayata ve ustalarıma öğrenci olmak onurunu hiçbir şeye değişmem. Öğrenmeye devam ederim. 'Öğrenmek asıl olarak göstergelerle ilgilidir, göstergeler soyut bir bilginin değil zamansal bir çıraklığın konusudur.'

Amacı da konusu da insan olan yaratımı geleneğinin temsilcilerinden biri olmaya çalışırım. Geleneksel temsile dayalı farklı üsluplardan yararlanırken onları tekrarlamak yerine günümüz koşullarına uyarlamayı denerim. Aynı zamanda ‘gelenek belirli bir etkinlik ya da deneyimi yinelenen toplumsal uygulamalarla yapılanmış olan geçmişin, bugünün ve geleceğin içine yerleştirilen bir zaman ve uzam kullanma yoludur. Bütünüyle durağanda değildir. Çünkü kültürel mirasını kendinden önce gelenlerden devralan her yeni kuşak tarafından yeniden icat edilmek zorundadır.’

Bizim resim tarihimizde olduğu gibi batı sanatı tarihinde de desen genellikle resme hazırlık olarak değerlendirilmiş ve öyle sunulmuştur... Son dönemlerde özellikle 1980’lerden sonra, dünyanın çeşitli bölgelerinden farklı malzeme ve yüzeylere taşınan siyah-beyaz ve desenden münferit ifade tarzları büyük gösterilerle önemli sanat organizasyonlarında yer bulunca eski genel yargıya rağmen, desende artık kendine bağımsız bir yer edinmiş oldu.

Benim için ise desen, zaten resimdir. Resimde desen. Natamam adlı sergim, tamamlanmamış bir; DESEN-RESİM, RESİM-DESEN yolculuğudur!

Malzeme olarak kâğıt ve tuval üzerine kullandığım kurşun kalem, füzen, pastel, akrilik ve yağlı boya resimlerimde çizgi; serbest, hareketli dolaşırken ton olur ışık-gölgeyi kurar, modle olur hacmi gösterir, renk taşıyan malzemeyi bulunca da imgenin nesnel karşılığını işaret ederek kompozisyonun içinde farklı yollarla olsa da hiçbir zaman bitiremeyeceğini bildiği yolculuğuna devam eder...”

Açılışı 5 Ekim'de gerçekleştirilen sergi, bu akşama kadar İstanbul Ortaköy Hüsrev Kethüda Hamamı’nda izlenebilir.