Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

Kültür Atölyesi 17-18 Eylül

17-18 Eylül 2022 - Bu hafta sonunun filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE HAFTA SONU

Three Thousand Years of Longing - Üç Bin Yıllık Bekleyiş (2022) - George Miller


Mad Max: Fury Road'un yönetmeni George Miller'ın, başrollerinde Tilda Swinton ve Idris Elba'yı buluşturan son filmi "Three Thousand Years of Longing", hafta sonunun vizyon filmi.

İngiliz yazar A.S. Byatt'ın 1994 yılında yayımlanan, Türkçeye Çeşm-i Bülbülün İçindeki Cin ismiyle çevrilen (Orijinal adı: The Djinn in the Nightingale's Eye) kısa öyküsünden uyarlanan filmin senaryosunu, yönetmen George Miller ve Augusta Gore kaleme aldı.

Dünya prömiyeri, 2022'de Cannes Film Festivali'nde gerçekleştirilen filmin başrollerinde ödüllü oyuncu Tilda Swinton ve Idris Elba yer alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda yer alan Türk isimler de dikkat çekiyor. Zerrin Tekindor, Ece Yüksel, Burcu Gölgedar ve Erdil Yaşaroğlu'nun dahil olduğu filmin bazı sahneleri İstanbul'da çekildi.

"Dile benden ne dilersen..." sloganıyla gösterime giren film için Variety'den Peter Debruge, şunları söyledi: "Bugünlerde izleyiciler bir film yapımcısının elindeki numaralar konusunda o kadar bilgili ki, filmin en büyük başarısı hayal gücümüzü ele geçirmesi ve onu seyirciler için 2 saat boyunca diri tutmasıdır. Theree Thousand Years of Longing, bu sayede tahmin edilebilirliğe meydan okuyor."

Filmin konusu:

Yaşamından memnun ve mantığıyla hareket eden akademisyen olan Dr. Alithea Binnie, İstanbul'da bir konferansa katıldığı sırada kazara bir cini şişesindeki esaretten serbest bırakır. Cin ona hapsedilme hikâyesini anlatırken üç dilek hakkı verir. Bir otel odasında yaptıkları bu konuşma, ikisinin de tahmin etmediği sonuçlara sebep olacaktır. Özgürlük karşısında vaat edilen üç dilek hakkı, zamanı, mekanı ve duyguları karmaşıklaştıran bir boyut açacaktır.

Sinematografi harikası bu epik-fantastik romantizmi seyrederken usta oyunculuklarla harmanlanan renkler ve görselliğin içinde kaybolacaksınız.



RAFLARDA HAFTA SONU

Filin Düşüşü - Ali Deniz Uslu


Gazeteci-yazar Ali Deniz Uslu’nun insanlık, sistem ve varoluş sorgularıyla işlediği yeni şiir kitabı “Filin Düşüşü”, hafta sonunun yeni çıkanı.

İnkılâp Kitabevi tarafından basılan kitapta Uslu, Kaan Kayımoğlu’nun usta çizimleri eşliğinde modern dünyada sessiz çığlıklar atan okurlara ulaşmayı hedefliyor.

Tanıtım bülteninden:

Sesler ölüyor,

Şekiller ölüyor,

Gece ölüyor,

Gündüz ölüyor,

Yığınlar için kargaşa zamanı.

Meraklısı için intihar kılavuzları satılıyor.

Eksiksiz kusurlar var içimde.

Hemen teslim mutsuzluklar,

İki artı bir zindanlar...

Tuhaf bir kimyaya bulandık!

Arınma vakti geçiyor.

Anlaşılmamanın uğultusu ağır.

İblisin barınağına giriş ücretsiz.

Ali Deniz Uslu’nun yeni dünya düzeninde sömürü, yalan ve yozlaşmalar arasında sıkışan insanlara ayna tutan şiir kitabı Filin Düşüşü, modernitenin içinden bir nefes sunuyor. Alt katmanın felsefeyle dokunduğu Filin Düşüşü şiirleri, edebiyatseverleri isyan dolu bir yolculuğa çıkarmak için raflardaki yerini aldı.



SAHNEDE HAFTA SONU

Kocasını Pişiren Kadın


İngiliz yazar Debbie Isitt'in 1993 yılında kaleme aldığı, eleştirmenlerce en beğenilen oyunu "Kocasını Pişiren Kadın (Orijinal adı: The Woman Who Cooked Her Husband), cumartesi akşamı Ankara'da sahnede.

Yasemin Erbulun çevirisiyle izleyiciyle buluşan oyunun yönetmenliğini Levent Suner üstleniyor. Kocasını Pişiren Kadın; Miraç Eronat, Kadir Anıl Adıgüzel ve Gülizar Oltulu performansıyla sahneye konuluyor.

Tanıtım bülteninden:

Kocasını Pişiren Kadın, geçmişte öğrencim, asistanım, çalışma arkadaşım ve Türkiye’de Devlet Tiyatrolarının değerli sanatçılarından olan, ancak ne yazık ki gencecik yaşında aramızdan ayrılan sevgili Yasemin Erbulun’dan bizlere kalan tatlı bir hatıra aynı zamanda. Kocasını Pişiren Kadın, trajik olanla gülünç olanı, bir diğer deyişle tiyatronun ağlayan/ağlatan ve gülen/güldüren yüzünü bir araya getiren, kara komedi türünün başarılı bir örneği olarak dikkatleri üzerine çekmiş, İngiltere’nin ünlü West End tiyatroları başta olmak üzere birçok ülkede sahnelenmiş ve çok sayıda dile çevrilmiştir.

Yazar ve yönetmen olarak Debbie Isitt’in başarısı, olağan durumları sıra dışı bir üslupla anlatabilmesine bağlıdır. Sosyal alanda iyi bir gözlemci, bir aktivist ve feminist olan Isitt, oyunlarında, özellikle de “Kocasını Pişiren Kadın"da , kadın-erkek ilişkilerine farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış, trajik olanla komik olanı ustalıkla harmanlamıştır. Eğlenceli bir üsluba sahip olmasının yanı sıra, erkek egemen toplumda kadının yerini, kadına biçilen rolü ve toplumsal dayatmaları sorgulayan oyun, tematik olarak feminist tiyatro hareketinin bir uzantısı sayılabilir. Biçimsel olarak, 20'nci yüzyılın avangart çizgide gelişen tiyatro anlayışının anlatım olanaklarından yararlanan oyun, grotesk üslubu ve parodiyi içeren eleştirel tutumuyla sahnelemede birçok olanak sunmaktadır. Kadın sorunlarına trajikomik biçimde ve yazarın özel üslubuyla yaklaşan bu oyunu, eğlenceli olduğu kadar dikkat çekici söylemiyle beğeninize sunmak büyük bir mutluluk ve kıvanç.

Kocasını Pişiren Kadın, cumartesi akşamı saat 20.00'de Tatbikat Sahnesi'nde.



Boris Brejcha


Müzik tarzını "minimal techno" olarak tanımlayan Alman techno müzik efsanesi Boris Brejcha, ikonikleşmiş Venedik Karnavalı maskesiyle cumartesi gecesi İstanbul'da.

''The future will be Fcking Serious'' mottosuyla kurduğu plak şirketinin başarısı, tüm dünyada sayılamayacak sayıda sold-out konseri ve sürükleyici performansıyla Awakenings, Tomorrowland, Exit, Time Warp, Ultra gibi festivallerin vazgeçilmezi haline gelen maskeli kahramana, cumartesi akşamı Ann Clue, Deniz Bul ve Moritz Hofbauer eşlik edecek.

FCKNG Serious prodüksiyon ekibinin de yer alacağı, ses ve ışığın senkronize bir şekilde harikalar yaratacağı bu performans, unutulmazlar arasında yerini almaya hazırlanırken Brejcha, bu deneyime tanıklık edecek "cowboy"ları bekliyor.

6 yaşındayken Ramstein hava kazası sonucu yaralanan ve vücudunda yanıklar oluşan Brejca, kazadan dolayı yalnız bir çocukluk geçirdiğini anlatır. Çocukluk yıllarında klavye ve bateri çalan müzisyen, bir okul arkadaşının kendisine Hollanda'da gerçekleşen Thunderdome festivalinin CD'sini getirmesi üzerine hardcore techno müziğiyle tanışır.

Brejcha, 12 yaşında amatör olarak trance ağırlıklı elektronik müzik üretimine başlar. İleriki dönemlerde akademik başarı gösterememesinden ötürü okulu bırakarak nakliyecilik alanında mesleki eğitim görmeye başlayan Brejcha, mezun olduğu zaman yarı zamanlı Deutsche Telekom kurumunda çalışmaya başlar. Brejcha, 2006 yılında yayınladığı Monster ve Yellow Kitchen singlelarıyla Autist Records altında müzik prodüktörlüğü kariyerini başlatır. Aynı sene Brezilya'daki Universo Paralello festivalinde ilk DJ'lik çıkışını gerçekleştirir. 2007 yılında Raveline dergisi tarafından "Ausnahmetalent 2007" (İstisnai yetenek 2007) seçilir.

Unutulmaz bir techno müzik deneyimi ve sahne şovu için Boris Brejcha, Cumartesi akşamı KüçükÇiftlik Park'ta. Etkinlik için kapı açılış 16.00'da yapılacak.



Valeron


Mikanos'un elektronik müzik dünyasına kazandırdığı dünyaca ünlü DJ Valeron, pazar akşamı yerel enstrümanları evren üstü ritimlerle harmanladığı müziğiyle İstanbul'da.

Scorpios’un global endüstriye kazandırdığı ve son yıllarda müziğiyle büyük bir kitleyi kendi hikâyesine ortak eden Yunan müzik yapımcısı ve DJ Illias Valeron ya da sahne adıyla Valeron, Ege kıyılarının dokusunu barındıran, yerel enstrümanların ve doğaçlamaların ustaca harmanlandığı performansı ve Generic Music sunumuyla pazar akşamı İstanbullu müzikseverlerle olacak.

Mikonos adasında en iyi DJ olarak tanınan Valeron, sürekli değişen yerel müzik sahnesinin en uzun soluklu ve her yerde hazır bulunan isimlerinden biridir. Mikonos'a taşındıktan kısa bir süre sonra, adını karşı kıyıya da duyurarak deep house ve elektronik türde parçalar yayınlar. Başarısı onu Bercana Music etiketinin kurucusu olmaya ve halihazırda “Amare” ve “Aigaio” olmak üzere 2 kişisel albüm çıkarmaya kadar götürür. Valeron'un albümleri, geleneksel Yunan enstrümanlarının elektronik vuruşlarla benzersiz bir kombinasyonunu sunuyor. Valeron; klarnet, kaval, ney, buzuki, saz, ud, santur, kanun ve daha birçok enstrümanı Yunan müzisyenlerle birlikte canlı olarak icra ettiği “Scorpios World”e liderlik ediyor.

Türk müziğine damga vuran sanatçı ve şarkıların remiksleriyle Türkiye'de geniş bir kitleye ulaşan Valeron, Zeki Müren, Neval, Ayla Dikmen, Erol Evgin gibi isimlerin şarkılarını kendi tarzında yorumladığı remiksleriyle dikkat çekiyor.

Valeron ile birlikte sahnede 3 performans daha olacak. Estetiği arayan ve buna paralel olarak evrensel müzik algısına doğru tarihsel bir yolculuk halinde olan, dünyanın en önemli festivallerinde sergilediği kendine özgü, duru ve yerel ritimlerin, coğrafyalara has seslerin yer aldığı karakteristik performansıyla Oceanvs Orientalis,

Afro Organik janrda gerçekleştirdiği üretimlerin yanı sıra uzun yıllardır İstanbul eğlence hayatında önemli bir yeri olan usta DJ ve prodüktör Cünet Çilingiroğlu ve

Büyükbabasından kendisine miras kalan Sefarad kültürünü dinleyicisine aktaran, bugüne kadar prodüksiyonlarıyla birçok listede önemli yerler edinmeyi başaran Menachem 26.

Unutulmaz bir "hisli tekno" deneyimi için Valeron ve diğerleri pazar akşamı saat 19.00'da Klein Phönix Park'ta.



GALERİDE HAFTA SONU

Nude/Covered


Kimlik, kültür, tarih ve kişisel mitolojiler üzerinden nü/örtülü kavramları odağına alan "Nude/Covered" başlıklı karma sergi, hafta sonunun galeri etkinliği.

Pelda Aytaş, Eyhan Çelik, Gülfem Kessler, Dieter Mammel, Nihal Martlı ve Öykü Önal’ın yapıtları, bu kavramları derinlemesine ele alarak serginin gövdesini oluşturuyor.

Nü, plastik sanatların bir formu olarak sanat tarihinde bitmeyen bir gelenek, çıplak insan vücuduysa tarih öncesi sanatın ilk konularından birisiydi. John Berger, ünlü “Görme Biçimleri” kitabında konuyu şöyle yorumlamıştı: “Çıplaklık kendisini olduğu gibi ortaya koyar. Nü ise seyredilmek üzere ortaya konmuştur. Seyredilmek üzere ortaya çıkmak insanın derisinin, hiçbir zaman çıkarılıp atılamayacak bir çeşit örtüye dönüşmesi demektir. Nü hiçbir zaman çıplak olmayacaktır. Nü’lük bir çeşit giyinikliliktir.”

Tam da bu noktada Nude/Covered, çıplak bedene karşı yüzyıllardır oluşmuş cazibeyi de ele alarak idealize edilmiş bir form olarak nü/örtülü ile dürüst, doğal ve kişisel bir sanatsal ifade arasındaki dengeyi araştırıyor. Beden ve cinsel kimliğe dair büyük ölçüde değişkenlik gösteren çağdaş sosyal normlar üzerinden farklı anlayışları yansıtarak yalnızca bedensel değil aynı zamanda zihinsel ve anlamsal açıdan da nü/örtülü kavramlarını yorumluyor.

Açılışı 9 Eylül'de gerçekleştirilen Nude/Covered, 16 Ekim'e kadar C.A.M. Galeri'de izlenebilir.