Vitor Pereira'dan Ferdi Kadıoğlu iddiası
Vitor Pereira'dan Ferdi Kadıoğlu iddiası
Boca Juniors'tan Medina için Fenerbahçe açıklaması
Boca Juniors'tan Medina için Fenerbahçe açıklaması
Edirne Sarayı rıhtımı gün yüzüne çıkıyor
Edirne Sarayı rıhtımı gün yüzüne çıkıyor
Az gören çocuklara okul uygulaması
Az gören çocuklara okul uygulaması
123456789
Vitor Pereira'dan Ferdi Kadıoğlu iddiası
Vitor Pereira'dan Ferdi Kadıoğlu iddiası
Boca Juniors'tan Medina için Fenerbahçe açıklaması
Boca Juniors'tan Medina için Fenerbahçe açıklaması
Edirne Sarayı rıhtımı gün yüzüne çıkıyor
Edirne Sarayı rıhtımı gün yüzüne çıkıyor
Az gören çocuklara okul uygulaması
Az gören çocuklara okul uygulaması
123456789

Kanatlandıran değil, yere bağlayan aşk: Öpücük

Viyana Sesesyonu'nun en önemli temsilcisi olan Avusturyalı sembolist ressam Gustav Klimt'in en ünlü eseri Öpücük (Özgün adı: Der Kuss), ressamın "Altın Dönemi"nin zirvesinde, 1907-1908 yıllarında resmettiği, aşkı ve erotizmi zarif biçimde işlediği tabloların biri.

Gülara Subaşı


Popüler kültürde son derece yaygın kullanılan Öpücük tablosu, yaratıcısının adını gölgede bırakacak şekilde ünlenir ve aşkın bir sembolü haline gelir. Altın varak, gümüş ve platin içeren bir tuval üzerine yağlı boyayla resmedilen Öpücük, 1908 yılında "Liebespaar" (Sevgili) başlığıyla sergilenir.

Resimde sarı bir tonla resmedilen bir kadın ve erkek figürü göze çarpar. Erkek kadından yüksekte konumlandırılır ve kadını çevreleyecek şekilde ayakta durur. İki eliyle tuttuğu yan yatmış kafasına doğru uzanarak diz çökmüş kadını yanağından öper. Kadın, sevgilisinin boynuna doladığı kolundan güç alarak kendini ana bırakır ve gözleri hazdan kapalıdır. Çiftin vücutları insanla madde arasına giren makineye tepki olarak ortaya çıkan çağdaş Art Nouveau (sezesyonizm) tarzından ve geçmişin el sanatlarına dönmeyi amaçlayan erken Arts and Crafts akımının organik formlarından etkilenen bir tarzda dekore edilmiş ayrıntılı güzel elbiselerle iç içe işlenir.


Klimt, Öpücük'te altın rengi ve gerçekten saf altın kullandığı, düz bir arka plana karşı samimi bir kucaklaşma ve öpüşmeyle kenetlenmiş bir çifti tasvir eder. İki figür, kadının çıplak bacaklarının altında biten çiçekli ve masalsı bir çayır parçasının tam kenarına konumlanır.

Babası bir altın oymacısı olan Klimt’in yaşamı altın madenini yakından tanımakla geçer. Ressam, İtalya Ravenna şehrine yaptığı yolculukta gördüğü Bizans mozaiklerinde sıkça kullanılan altından son derece etkilenir. Ressamın tuvalinde altın kullanarak veya altın sarısı boyayla yaptığı resimler, bu yüzden “Altın Dönem” eseri resimleri olarak adlandırılır.


Tabloda görünen iki kişinin tek vücut haline gelmesi, aynı tonlarda elbiselerle vücutlarının gizlenmiş olması dolayısıyla bir yanılsama oluşturarak tabloda tek özne olduğuna inandırır izleyicisini. Aşkın birleştirici gücünü vurgulaması açısından Öpücük, Klimt'in erotik-sembolist eserleri arasında sınıflandırılır. Bu sarılma ve kenetlenme hali bedensel birlikteliğin ötesine geçerek duygusal bir tekliği simgeler.


Erkeğin, geometrik desenler ve ince kıvrımlarla oluşturulan hardal sarısı elbisesi tüm vücudunu gizler. Çıplak boynunun üzerinde kadına doğru eğildiği için görünmeyen yüzü ve üzerinde taşıdığı sarının tonu olmayan tek renk olarak yeşil sarmaşıktan tacıyla tablonun tam ortasına yerleşir.

Çiçekten yapılmış rengarenk bir çayır üzerinde diz çökmüş, keyiften gözlerini kapamış olarak görünen kadın, sarmal çiçek kümelerinden meydana gelen elbise içinde resmedilir. Bir eliyle, yüzünü tutan sevgilisinin elini desteklerken kafasını, öpücüğü karşılayacak şekilde yana yatırarak boynunu, yukarı yönlü bir açıyla büker.


Çiçeklerle kaplı çayırın ucunda tek vücut olan çift, aşkla bağlandıkları bedenleriyle ucunda bulundukları uçuruma da tutunurlar. Kadının bacaklarından onu yerde tutan sarmaşıklar, ikili için düşmemenin bir güvencesidir.

Resmin geneline dengeli biçimde dağıtılan desenler, Art Nouveau ve Arts and Crafts akımının organik formlarını yansıtır. Klimt, arka planda Fransız ressam Edgar Degas ve diğer modernistlerin çalışmalarının iki ve üç boyutluluk arasındaki çatışmasını akla getirir.

Öpücük'te Klimt'in, Apollo'nun Ovid anlatısının başkalaşımından sonra Daphne'yi öptüğü anı temsil ettiği de iddia edilir. Sanat tarihçileri, ayrıca Öpücük'ün Orfeus'un Evridiki'yi okşamak için döndüğü ve aşkını sonsuza dek kaybettiği anı tasvir ediyor gibi göründüğünü söyler. Resimde olduğu gibi, yarı saydam resmedilen kadın hikâyede solmaya veya kaybolmaya referans olarak okunur.


Eserin künyesi:

Orijinal adı: Der Kuss

Ressam: Gustav Klimt

Konum: Avusturya Belverede Galerisi, Landstrasse

Tarih: 1907-1908

Akım: Art Nouveau

180 cm × 180 cm tuval üzerine yağlı boya