İzmir'de "Türk Kafası"nı çiniyle buluşturan sergi!

Semra İğtaç

İZMİR- Çini sanatçısı Almula İdil Kılıç’ın "Türk Düğümü ve Osmanlı Kalyonları" isimli çini sergisi İKSEV Galeri'de sanatseverlerle buluştu. “Türk Kafası” da denilen kavuğa benzeyen düğümden ilham aldığını belirten  Kılıç, sergide geleneksel çini tekniğinin yanı sıra gravür, resim, uyarlama, ebru uygulaması, minyatür, kazıma ve turkuaz uygulamasından örnekler bulunduğunu söyledi.

Ankara ve Kütahya'da birçok çini ustasından özel dersler alan sanatçı Almula İdil Kılıç, 2009-2010 yıllarında karma sergiye katılarak çalışmalarını sanatseverlerin beğenisine sundu. Klasik çini çalışmalarının yanı sıra, Türk dünyasının çeşitli bölgelerinden geleneksel giysi, resim ve desenlerini çiniye aktaran sanatçı, ilk kişisel sergisini “Altay'dan Tuna'ya, Baykal'dan Ural'a” ismiyle 2012'de Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Sanat Galerisinde açtı. Kılıç, son olarak 1-30 Ekim 2022 tarihlerinde New York'ta gerçekleşen "The Anatolian Artist Festival" e geleneksel Türk Çini sanatını temsilen katılarak, Amerika 'da ülkemizi başarı ile temsil etti. Almula İdil Kılıç'ın İzmir'de gerçekleştirdiği ilk sergisinde farklı koleksiyonlarından çalışmaların yanı sıra İzmir'e özel hazırladığı eserler de yer alıyor.

Kılıç'ın “Türk Düğümü ve Osmanlı Kalyonları” isimli son koleksiyonu Temmuz 2017 tarihinde İstanbul Deniz Müzesi'nde, Ocak 2018 tarihinde M. Rahmi Koç Ankara müzesinde, Ağustos 2018'de de Bodrum Belediyesi Hakan Aykan Kültür ve Sanat Merkezi'nde sergilendi. Çini işleyen ustalardan bu sanatın inceliklerini öğrendiğini GAZETE DURUM'a anlatan Kılıç, Bodrum'da ilk kez "Türk Düğümü" ile karşılaştığını söyledi.

“Türk Kafası” da denilen kavuğa benzeyen düğümden ilham aldığını vurgulayan Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sergide ağırlıklı olarak, kalyonlar, gemiler, deniz, balık ve İstanbul var. ‘Türk düğümü’ dediğimiz, deniz literatürüne de geçmiş bir bağlama şekli.  Bodrum'da Turgut Reis limanında bir standın önünde başladı bu yolculuk. Günlerce gidip geldim. Büyülenmiş gibi bakıyordum düğümlere. Adının Türk Düğümü olduğunu öğrendim önce. Türk Kafası da deniliyormuş. Kavuğa benzeyen bu düğüm beni büyülemişti gerçekten. Kalyonlar geldi aklıma. Düğümsüz kalyon olmazdı. O anda sergi yolculuğu başladı. Hayatta  bir yolculuk aslında. Yolculuk hayallerimin gökyüzünde başlayıp toprakta bitmesi gibi, bu sergi yolculuğu da sürprizlerle doluydu. Turgut Reis'te başlayan bu yolculuk, Ankara'da büyüdü ve İstanbul'da ilk sergiyle devam etti. Çini yolculuğu ise başlı başına bir serüven. Çamurun şekillenmesi, fırınlanması, boyanması ve tekrar fırınlanması heyecanlı, merak dolu bir bekleyişin ardından hayallerinizdeki renkleri görmek tarifsiz bir mutluluk. Gözlerinizde bir kere o ışık yanarsa çiniden asla vazgeçemezsiniz... Sadece mutlu olmak ve çevrenizi mutlu etmek için bile olsa çini yaparsınız. 'Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur' diyor Mevlana. Benim kalbimde olanlar, aklımdan geçenler bunlardı. Fırçamdan objelere dökülenler de... Bugün, sergimi İzmirli sanatseverlerle buluşturmaktan çok mutluyum. Eserlerimin arasında Konak'taki Şadırvan altı caminin çini tablosu da yer alıyor. İzmir dışardan göründüğü gibi bir tatil şehri değil. İzmir'de bambaşka bir kültürle karşılaştım. Her bir noktasında ayrı bir tarih yatıyor. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin izlerini canlı tuttuğunu yakın tarihimizi çok güzel yaşattığını gördüm. Cumhuriyete ve Atatürk'e sahip çıkan bir kent kimliğine sahip olduğunu gördüm." 

Osmanlı'dan kalan en nadide kültür-sanat miraslardan biri olan çini sanatının eşsiz örneklerini sanata gönül verenler, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı Almula İdil Kılıç'ın 100'e yakın eserini ocak ayı sonuna kadar  İKSEV Galeri'de ziyaret edilebilecek.