Masal ve Hakikat Arasında
1284 yılında Hamelin köyünü fareler basar. Fareler ambarlardaki tahıllardan tutun da evlerin mutfaklarındaki yiyeceklere kadar her şeye dadanırlar. İnsanlar bu küçük hayvanlardan öyle rahatsızdır ki çareler arayıp dururlar. Günün birinde köye bir adam gelir. Kendisine bir torba altın verilirse köyü farelerden temizleyebileceğini söyler. Kabul ederler. Adam kavalını çıkarır. Sesin cazibesine katılan fareler köy meydanında toplanır. Kendilerinden geçmişlerdir. Kavalcı köyün çıkışına yürür, ormanı geçer ve nehre ulaşır. Hem kavalını çalar hem de karşıya yürür. Fareler de peşinden gider, boğularak ölürler. Geri dönen kavalcı hak ettiği altınları ister. Artık köyde fare kalmadığından altınları vermekten kaçınırlar. Kavalcı bu kez köyün çocuklarını peşine takar…
Masalın nasıl ortaya çıktığı konusunda ortaya atılan birbirinden farklı görüşler olsa da dikkat çekici olan Hamelin kasabasının tarihi kayıtlarında 1384 tarihli “Çocuklarımız gideli yüz yıl oldu” notudur. Masaldaki fareler kaybolan çocukları temsil ediyor. Sonuçta masallar gerçeğin acı yanlarıyla başa çıkabilmeyi ve onu dönüştürerek insanlığa aktarabilmeyi sağlıyor.
Çocukların toplu bir hastalık (veba, kitlesel delilik vb.) etkisiyle ölümlerinin yahut gizemli bir göçün sonucu olarak ortadan kaybolduğu düşüncesi hâlâ tartışılıyor. Yerel belgelerde çocukların kaybolduğu tarih olarak 26 Haziran gösteriliyor. Bu, pagan yaz ortası kutlaması tarihi.
Diğer seçenek bu çocukların tarihin utanç verici hadiselerinden biri olan “Çocuk Haçlı Seferleri” için evlerinden ayrılarak kaybolup gitmiş olmaları.
Çocuk Haçlı Seferi
Nicholas
Almanya’da Nicholas isimli bir çocuk kendisinin Musa gibi denizi yaracağını ve Cenova’dan Filistin’e kadar arkasına aldığı orduyla yürüyeceğini söyleyerek taraftar topluyor, vaazlar veriyordu. Hristiyan mezarlarını Arapların elinden kurtarması gerektiğini, bunu rüyasında ona görünen meleğin söylediğini anlatıyordu. Kendisi gibi dindar çocukları etkisi altına aldı. Yaklaşık 20 bin kişi olarak Köln’den ayrıldılar. Ren Nehri boyunca yürüdüler. Nehir kenarında yürümenin yararı susuzluk çekmemekti ama açlık büyük bir belaydı. Hastalıklar, salgınlar, kazalar derken 13 bin kişi öldü. Cenova’ya vardıklarında 7 bin kişi kalmışlardı. Burada da Nicholas’ın mucize yaratacağı beklentisi denizin yarılmamasıyla sönümlendi. Bu 7 bin kişinin büyük bir bölümü Cenova’dan ayrılmamaya karar verdi. Ne var ki Nicholas kendisinin mucizeler yaratacağına inanıyordu. Kendine inananlarla birlikte Roma’ya yürüdü. Papa 3. Innocentius ile görüştü. Papa bu kendinden geçmiş çocuğa “evine dönmesi” için telkinde bulundu. Nicholaus geri dönmediyse de peşine takılan ve hayatta kalan çoğu çocuk evine döndü. Nicholas’ın babası onu yoldan çıkaran kişi olarak görüldüğünden idam edildi. Nicholas’ın akıbeti bilinmiyor.
Stephen (Etienne)
Fransa’da da bir başka çocuk Kral Philip’e giderek kırlarda koyunlarını güderken İsa’nın kendisine göründüğünü ve krala iletilmek üzere bir mektup verdiğini söyledi. Mektupta haçlı seferleri yapılması için Stephen isimli bu çocuğun vaaz vermesi gerektiği yazıyordu. 2. Philippe, bundan hiç hoşlanmadı ve çocuğa Papa’nın Nicholas’a dediği gibi “evine dön” tavsiyesi verdi. Ne var ki Stephen Saint Dennis katedrali önünde vaazlar verip bir kitle edinmeye başladı. Nicholas’ın yanındaki gençler flamalar hazırlamışlardı. “İsa efendimiz Hıristiyanlığı yücelt!”, “İsa efendimiz bize gerçek Haç’ı ihsan et!” yazan bu flamalarla Hıttin’de kaybedilen Haç’a atıfta bulunulduğu için Stephen’ın (Etienne) hareketini haçlı seferi olarak sınıflandırabiliyoruz.
Stephen, Nicholas gibi denizin önünde yarılacağına inanıyordu. Bu kez vaazlardan etkilenen yalnızca çocuklar değildi. Yetişkin insanlar da çocuğu son derece etkileyici buluyordu. 1212’de 30 bin kişilik bir haçlı ordusu kuruldu. Nicholas’ın ve ona inanıp peşinden gidenlerin başına gelenler Stephen’ın ordusunun da kaderi oldu. Daha fenası bu ordudaki çocukların büyük bir bölümü Marsilya’dan kendilerine yardım eli uzatmış gibi görünen tüccarların gemilerine bindirilip köle olarak satıldılar. Cezayir’de, İskenderiye’de ve Bağdat’ta esir olarak satılan, din değiştirmeye zorlanan ve öldürülen çocuklar vardı.
İlgili kroniklerde bu çocuklar “pueri” (Latince çocuk anlamında) sözcüğüyle tanımlanır. Ancak pueri burada yalnızca çocukları değil fiziksel olarak zayıf, çelimsiz, “yoksul” olanları da kapsıyor. Çocuk Haçlı Seferleri’ne katılanların tamamının çocuk olmadığı düşünülürse kelimenin taşıdığı anlam daha iyi anlaşılabilir.
Masumiyet Çağı
Bu toplumsal hareketler Papa 3. İnnocentius’un Haçlı Seferleri’ne toplumunu büyük ölçüde hazırladığının bir kanıtı olabilir. “Masumiyet” çağı olan çocukluğun Hıristiyanlıkla aynı hedefe yönelmesinin dönem toplumunda güçlü bir hissiyat yarattığı söylenebilir. Çocukların ölmesi de masumiyetin yitirilmesidir.
Kendinize “tüm bu çocuklar hangi kavalcının peşine takılıp nehirde boğuldu?” diye sorarsanız insanlığın kirli yüzüyle karşılaşabilirsiniz. Nihayetinde tanrı adına alınıp verilen, kutsallık atfedilen, soylu amaçlarla süslenen girişimlerin perde arkasında bolca acı var. Belki de insanlık farelerle başa çıkmayı öğrenmeli. Bunu kendi başına yapmalı.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply