Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

Burası ne Hawai ne de Bahama burası

Konya'nın Beyşehir ilçesinde bulunan Beyşehir Gölü, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olma özelliğine sahip.

AZE Haber Ajansı

KONYA - Konya'nın Beyşehir ilçesinde bulunan Beyşehir Gölü, Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olma özelliğine sahip. Bu eşsiz gölde tam 33 ada yer alıyor. Bunlardan biri olan Kül Adası, yapısı ve hakkında anlatılan efsanelerle öne çıkıyor...

10 dekarlık alana sahip olan Kül Adası'na günümüzde sadece balıkçı tekneleriyle ulaşmak mümkün. Adanın turizme kazandırılması halinde Konya için yeni bir çekim merkezi olması bekleniyor.

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Beyşehir Gölü'nün tarihsel süreçte insanoğlunun yaşamının merkezinde olduğunu belirtiyor. Göldeki adalar, Amazonlar ve Anamaslar gibi efsanelere konu olmuş.

Beyşehir Gölü'nde 30'dan fazla ada bulunsa da, Kül Adası'nın üzerinde hiçbir yeşillik veya ağaçlık bulunmuyor. Prof. Dr. Muşmal, bu benzersiz yapının efsaneleri besleyen coğrafi şartlardan kaynaklandığına dikkat çekiyor.

Beyşehir Gölü'nün tabanında çok sayıda düden bulunuyor. Efsane, bu düdenlerin birinde bir beyin ava düşkün oğlunun atıyla birlikte sulara kapılıp kaybolmasıyla başlıyor. Ardından bu trajedik olayın sonucunda Kül Adası'nın ortaya çıktığına inanılıyor.

Rivayete göre, köydekiler ne kadar yün, tüy, kıl, keçe ve kül varsa topluyorlar ve bu mistik çukura atıyorlar. Kül Adası adını alan bu yer, çukurun hemen yanı başında. İlk önce yünleri topluyorlar, sonra kılları, keçeleri, tüyleri... Ancak çukur hiç doldurulamıyor. Sonunda, köyün lideri bir karar veriyor: ''Kışın sonunda, evinde kül olan herkes getirecek ve buraya boşaltacak.'' Ve insanlar, yıllar boyunca kül getiriyorlar. Bu süreç içerisinde, çukur büyüyor ve adeta bir tepeye dönüşüyor.

Efsaneye göre, Kül Adası böyle oluşmuş. Yaşlılar bu hikayeye bir de şunu ekliyorlar: Köylülerin elinde bu kül dökme işlemi için verilen makbuzlar bile varmış. Bazı yaşlılar, bu makbuzları çocukken gördüklerini iddia ediyorlar, bu makbuzlarla kül getirenlerin işlemi.