6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

Arnolfini'nin Evlenmesi

588 yıl önce Flaman ressam Jan van Eyck tarafından resmedilen Arnolfini'nin Evlenmesi (Özgün adı: Portret van Giovanni Arnolfini en zijn vrouw, Giovanni Arnolfini ve karısı'nın portresi), hâlâ gizemini koruyor. Boyut olarak küçük olmasına rağmen çok fazla detay barındıran, Batı sanatının en orijinal ve karmaşık tablosu, fikir birliğine varılmayan çeşitli okumalara sahip...

Gülara Subaşı

Flaman ressam Jan Van Eyck'ın ayrıntılarla dolu eseri, sembolik resmin kilometre taşlarından biri olarak kabul edilir. Tabloda görülen iki kişi, o dönemde Brüj'de (Brugge) yaşamış İtalyan tüccar Giovanni Arnolfini ve eşi Giovanna Cenami'dir. Arnolfini Portrait, dikey (ortogonal) perspektif tekniğiyle yapılmış ilk interiör (iç mekan) resimlerdendir. Bu teknik sayesinde resimde görülen figürler hemen önünüzdeymiş de bir adım atsanız resmin içine girecekmişsiniz duygusu verir.

İncelikli ve özenli giysileri Giovanni ve Giovanna'nın üst sınıfa mensup bireyler olduğunu gösterir. Çiftin kıyafetleri, tacir statüsüne uyan unsurlar olarak dönem için muazzam pahalılıkta resmedilmiştir. Giovanna'nın elbisesinin yeşili umudu sembolize eder. Beyaz şapkası saflığa, bekarete ve temizliğe gönderme yapar. Kadının saçları modaya uygun, boynuz şekli verilerek mütevazı biçimde toplanmış ve beyaz bir örtü ile örtülüdür. Yeşil cüppesi, o zamanın en pahalı pigmentlerinden biriyle resmedilmiştir. Cüppenin altında başka bir pahalı pigmentli renk olan mavi vardır. Giovanna, çoğunlukla kraliyetle ve soylulukla ilişkilendirilen mavi rengi, parasının yetebileceğini çok aşırıya kaçmadan göstererek üzerinde taşır. Boynunda altın bir kolye görünen Giovanna, sağ elini yukarı bakacak şekilde eşine doğru uzatır, Giovanni eşinin elini alttan desteklerken kendi sağ elini kutsar gibi dik tutar. Arnolfini eşinin elini sağ eliyle değil sol eliyle tutar, bu da evliliğin “dengi dengine” olmadığını sembolize eder.

  

İkilinin resimde konumlanışı tesadüfi değildir. Giovanni Arnolfini, pencere tarafına, eş deyişle evin dışına doğru konumlanmıştır. Burada erkeğin dış dünyayla bağlantısı vurgulanırken, Giovanna'nın odanın iç tarafında yer alması kadın ve ev arasındaki kurulu rolleri pekiştirir.

Resimde bir düğün veya nişan töreninin gerçekleştirildiği düşünülür. İzleyenin dikkatini çekecek şekilde ikilinin tam ortasında konumlandırılmış dışbükey ayna bu düğüne işaret eder. Dikkatli bakıldığında aynada damat ve gelinin yansımalarının dışında çiftin tam karşısında duran iki kişinin daha varlığı seçilir. Bu kişilerin, o anda evlilik yemini eden çiftin şahitleri olması olasıdır. Aynanın hemen üstünde yer alan "Johannes van Eyck buradaydı" (Johannes van Eyck fuit hic 1434) yazısı, bu şahitlerden birinin van Eyck'ın bizzat kendisi olma olasılığını doğurur. Dönem koşulları sebebiyle çiftin gizli bir evlilik yaptıkları ve van Eyck'tan fırçasıyla olaya şahitlik etmesini istedikleri yorumları da söz konusudur. Ressamın yanındaki diğer kişinin resmin izleyicisi olduğuna dair okumalar yapılmıştır. Böylece van Eyck, eserini inceleyen kişiyi de tablonun içine dahil ederek özdüşünümsel bir teknik kullanır.

  

Tablonun her köşesinde Hıristiyanlığa ilişkin ayrıntılar görülür. Aynanın çevresinde yer alan küçük madalyonlarda İsa'nın doğumundan çarmıha gerilişine dek uzanan süreç 10 resimle ifade edilir. Yatağın başlığında asılı küçük süpürge ve karşısındaki tespih, sırasıyla Protestanlığın iki temel öğüdü "çalışma" ve "dua etme"yi simgeler. Karyolanın ahşap başlığında bulunan küçük heykelcik, inanışa göre hamileleri ve doğacak bebekleri koruyan Aziz Margaret'tır. Bu detayla çiftin çocuk özlemi vurgulanır. Aynanın solunda duvarda asılı duran tespihe benzeyen dua boncukları dindarlığın göstergesidir. Tavanda asılı avizede yer alan mumluktan sadece birinde bir mum yanar. Bu, dönemin geleneklerine uygun olarak gelinin damada düğün öncesi verdiği mumdur. Yanan mum, Tanrı'nın ortamdaki sonsuz varlığını simgeler.

  

Tablonun en altında ortada konumlanmış köpek, sadakati temsil eder. Çiftin aksine, köpek izleyicinin bakışlarını karşılamak için öne doğru bakmaktadır. Köpeğin solunda yer alan takunyalar, damadın düğüne olan saygısını göstermek amacıyla çıkarılmıştır. Tahta takunyalar, odada gerçekleşen olayın kutsal doğasına atıfta bulunarak, İncil’de geçen “Ayakkabıları ayaklarından çıkar…” bölümüne yapılmış bir referans olarak da kabul edilebilir. Tablonun sol kenarında damadın arkasındaki masada bulunan portakallar, ilk günahtan öncesi insanın saflığının ve masumiyetinin simgesi olarak yerleştirilmiştir. Portakalların sayısı, zenginliği vurgulamak için fazladır, çünkü o dönemde oldukça lüks bir meyve olan ve Brüj'e başka ülkelerden getirtilen portakal, sadece üst sınıfın evlerinde bulunurdu. Pencere vitrayları ve yatağın yanında yer alan küçük oryantal halı da zenginlik ve lüksün diğer işaretleridir.

    

Tablonun ortasında, çiftin ellerinin birleştiği yerin arkasında kırmızı renkli yer koltuğu bulunur. Bu koltuğun ön kısmında kırmızı bir çift kadın terliği resmedilmiştir. Kadın terliklerinin alt okuması cinsellik olarak yapılsa da bu tabloda terlikler, arkasındaki koltukla birlikte değerlendirilmelidir. Giovanna'nın büyük karnına bakıldığında kadının hamile olduğu görülür. Bu eseri bu denli "ilk" ve "özel" kılan detaylardan biri de budur; evlilik dışı hamileliğin resmedilmesi. Bu hamilelik, dönemin etkilerinin yeni yeni hissedildiği ve eski aristokrat değerlerine son derece zıt, "Burjuva ahlâkı"nın anlaşılması açısından önem taşır. Kır soylu aristokrat kesime göre normal olan evlilikten sonra hamilelik iken, yeni gelişen şehirli (burjuva) ahlâkı bu normu yıkmıştır.


Şimdi de tablonun sol kenarına yerleştirilen pencereye bakalım. Pencereden, küçük bir bölümü görünen kiraz ağacını es geçmemek gerekir. Kiraz ağacı, yazın habercisidir, bu durumda çiftin bir ilkbahar günü evlendiği düşünülür lakin çiftin giysileri kışlıktır.  Kiraz, aynı zamanda sevgiyi sembolize eder.

Son teknik analizlerle resmin alt çiziminin aşamalar halinde yapıldığını biliyoruz. Önce iki figür, ana mobilyalar ve odanın temel mimarisi çizilmiştir. Van Eyck, ancak daha sonra teriyeri, avizeyi ve sandalyeyi eklemiştir. Eskizlerinde, çiftin yüzlerini ve vücutlarını değiştirmiştir. Ressamın tekniğine gelince, sadece fırçanın ucuyla değil sapıyla da resim yaptığını biliyoruz. Bazen kendi parmaklarıyla bile resim yapmıştır, köpeğin bacağının gölgesinde bir parmak izi görülebilir.

15'inci yüzyılın ortasında, 1434 yılında yapıldığı düşünüldüğünde tablo "nadir" olarak nitelenir. O dönemde İncil başta olmak üzere, dini kompozisyonların işlendiği resim sanatının konusunun mitler, devlet büyükleri, tarihi olaylar olduğu düşünülürse ülkenin zengin bir tüccarının evlilik gününün resmedilmesi, van Eyck'a kadar görülmüş şey değildi.

Eserin künyesi

Orijinal adı: Portret van Giovanni Arnolfini en zijn vrouw

Ressam: Jan van Eyck

Konum: Ulusal Galeri, Londra

Tarih: 1434

Dönem: Rönesans

Alt grup: Kuzey Rönesansı

82.2 x 60 cm, ahşap üzerine yağlıboya