Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

10-11 Eylül Kültür Atölyesi

10-11 Eylül 2022 - Bu hafta sonunun filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE HAFTA SONU

Ah Be Birader (2018) – Ahmet Kapucu


Ahmet Kapucu yönetmenliğindeki 2018 yapım Türk komedi filmi “Ah Be Birader” hafta sonunun vizyon filmi.

Senaristliğini de Kapucu’nun üstlendiği filmin başrollerinde Ufuk Özkan, Anıl İlter ve Sevcan Yaşar yer alıyor.

Filmin konusu:

Birbirlerinden çok farklı yaşayan iki kardeşin hikâyesi konu edilen Ah Be Birader’de, Anıl İlter Ali, Ufuk Özkan da Orhan rollerine hayat veriyor. Filmde, Orhan oldukça atılgan ve korkusuz bir adamdır. Piyasada hiçbir zaman parasını bırakmayan yeraltı dünyasının sevdiği saydığı bir adamdır ve çevresine topladığı adamlarıyla tefecilik yapmaktadır. Orhan’ın hayatında kadınların biri gelir biri gider. Beyaz yakalı düz bir hayatı kendine seçen Ali, oldukça çekingen bir adamdır ve bir gün evlenmek istediği kadına yüzük alırken bir soygunun ortasında kalır. Başına türlü belalar gelince de yeraltı dünyasında tefecilik yapan abisine sığınır.



RAFLARDA BUGÜN

Bay W.H.’nin Portresi - Oscar Wilde


İğneli üslubuyla geç Victoria dönemi Büyük Britanya'sının en başarılı ve ünlü yazarlarından İrlanda’nın en yetkin kalemi Oscar Wilde’in 1889 yılında kaleme alınan hikâye "Bay W.H.'nin Portresi", yeni baskısıyla okurla buluştu.

Can Yayınları tarafından basılan kitabı, Kaya Genç Türkçeleştirdi.

Kitabın konusu:

Wilde’ın edebî bir gizemin perdelerini araladığı bu eseri, aynı zamanda dönemin eşcinselliğe dayalı katı önyargılarına da cüretkâr bir meydan okuma niteliğindedir. Shakespeare’in Soneler’ini ithaf ettiği gizemli W.H.’nin kim olduğu yüzyıllardır edebiyat çevrelerinin epeyce kafa yorduğu bir konudur. Wilde’sa ortaya atılan sayısız teoriden edebiyat eleştirmeni Thomas Tyrwhitt’inkini, skandal etkisi yaratan romanına konu alır. W.H’nin Willie Hughes adlı genç bir aktör olduğu ve Shakespeare’in bu genç adama âşık olduğu teorisine kafayı takıp araştırmaya koyulan başkarakter Erskine, araştırmaları sırasında kendi cinsel kimliğini de ister istemez mercek altına alır.



SAHNEDE BUGÜN

Bencilin Bahçesi


Pazar günü, Başkentli minikler için hazırlanmış “Bencilin Bahçesi” isimli çocuk oyunu sahnede.

İrlanda edebiyatının usta kalemi Oscar Wilde’ın 1888’de yayımlanan Bencil Dev isimli öyküsüne dayanan oyunu kukla için uyarlayan ve yöneten Haluk Yüce.

Tek perdelik oyunu, Marina Yüce ve Şirin Ceylan Özen sahneye koyuyor.

Oyunun konusu:

Dev, bahçesini kimseyle paylaşmak istemez, bahçesine giren çocukları kovar ve onların girmesini engellemek için bir duvar örmeye karar verir. Kış geçer, bahar gelir, her yerde ağaçlar yeşerir, çiçekler açar ama Bencil Dev'in bahçesine bir türlü bahar gelmez. Orada hâlâ kış mevsimi devam etmektedir. Dev bu duruma bir türlü anlam veremez. Fakat bir gün çocukların oyun oynarken duvar bahçesinde açılan deliği fark etmesiyle o delikten bahçeye girmeleri, bahçenin de canlanmasına yol açar. Dev duvarının kırıldığını görünce önce sinirlenir fakat sonradan anlar ki bahçesine bahar çocuklarla birlikte gelmiş. Sonunda Dev, yaptığı duvarı kaldırır, çocukların bahçede özgürce oynamalarına izin verir ve onlarla arkadaş olur. Oyun dekor ve kuklalarının şemsiyelerden yapıldığı bu oyun, çocuklarla interaktif olarak oynanmaktadır.

3-9 yaş arası izleyicisini bekleyen Bencilin Bahçesi, Pazar günü saat 13.00’da Tiyatro Tempo Sahnesi'nde.



İstanbul Rooftop Festival


Son baharı karşılamak, yazı uğurlamak ve çatılardan güneşi elektronik müzik eşliğinde dans ederek batırmanın keyfine varmak isteyen müzikseverler için bugün İstanbul’da Rooftop Festival başlıyor.

Yerli ve yabancı müzisyenlerin özel performansları, İstanbul’un en seçkin teraslarının harika manzaraları, lezzetli atıştırmalıklar, birbirinden farklı workshop deneyimleri ve çok daha fazlası için İstanbul Rooftop Festival, katılımcılarını bekliyor.

İstanbul’un farklı noktalarındaki teraslarda gerçekleştirilecek müzik deneyimi için uluslararası elektronik müzik insanları bir araya geliyor.

Teraslar: B. Heaven Roof, J.W. Marriott Istanbul Bosphorus Sky Karaköy, Kastel Teras, Klein Garten, Los Altos, Swissotel 16 Roof, W Otel Secret Garden, Zoe Garden Grand Pera, Rixos Pera Istanbul

Sanatçılar: Elder Island (DJ set), Fakear, Session Victim (live), Jacob Groening, Oceanvs Orientalis (live), BeeGee, The Oddness, Menachem 26, Müjver, Ali Gültekin, Baban, Bahadır G, Bussi, Can Balta, Can Tanca, Cihangir Aslan (live), Cloud 18 (live), Corn & Cotton, Cisetta, Doruk, Doruk Güralp, Emre Şenol, Ezgi, Gaia Ekho, Gökay Belen, Görkem Çay, Hemi, İlker Aksungar, Jamie S, Kantel, Konuralp, Koray T, Kutay Soyocak, Lâlonjoje & Levent Alp, Merve Baykal, Merve Deniz, Schnell Schnell, Solak, Violations Radio, Zoe Dona

İki gün sürecek festival, cumartesi günü saat 15.00’te İstanbul’un eşsiz manzarasındaki farklı çatılarda başlıyor.



Nowhere. Now Here.


Sanatçı Mehmet Sinan Kuran’ın Latince'de "ölümden sonraki yaşam" anlamına gelen "Posthumous" başlıklı bir önceki sergisinin genişletilmiş bir devamı olan “Nowhere. Now Here.” başlıklı kişisel sergisi, hafta sonu izleyicisiyle buluşmaya devam ediyor.

İzleyiciyi hayattaki olasılıkları sorgulamaya davet eden sergide ruhun özgürleşmesine odaklanan sanatçı, sergiyi neşeli bir anmaya dönüştürerek canlı bir anlatım sunuyor.

"Nowhere. Now Here.", çizim, heykel, resim, seramik, ışıklı kutu, cam, buluntu obje, eskiz defteri ve yerleştirme gibi farklı disiplinlerin ışığında Kuran'ın ironi, neşe ve hüzün dolu sanatsal yaklaşımının yanı sıra çoğulcu bir dünya görüşü sunuyor. Çocukluk, gençlik, orta yaş ve yaşlılık gibi hayatımızın farklı evrelerinde kazanılan deneyimlerin ruhun katmanlarını ve önemini yansıtan Kuran, neşeli bir ritüelle kendi ölüm törenini inşa eder, huzurlu, keyifli bir yaşamın yeni yollarını keşfeder. Ve izleyenine ışıkla dolu kaotik bir dünya sunar.

Sanatçı, Nietzsche'nin çocuk temsilini tersine çevirerek sanatseverleri bir yolculuğa çıkarıyor. Kuran, "The Curious Case of Benjamin Button" filminde olduğu gibi, çocuklukla yaşlılık arasındaki durumu tersine çeviriyor ve doğum ve ölüm, gençlik ve yaşlılık, bilgi ve cehalete ışık tutuyor.

Bilimkurgu, mit ya da origami gibi ritüelistik bir inancı katlayan sanatçı, birey ne kadar yüksek bilince erişir ve yaşla birlikte tüm dünyayı deneyimlerse, o kadar çocuksu ve daha çok insan olacağı bir kavramsal çerçeve oluşturuyor. Huzur buldukça çocuksulaşmaya odaklanıyor.

Sanatçı, her bir çizimin veya figürün ölümlülüğün değerini, yaşamın sonunu ve ölümlü olmanın anlamını sunduğu “Yer, Gökyüzü ve Deniz” adlı üç evren yaratarak, ölüm kavramını çok neşeli, şenlikli bir şenlikte gözler önüne seriyor.

Mehmet Sinan Kuran'ın kendi ölümüyle ilgili bir güzelleştirmeyle yeni bir dünyanın temellerini atan yeni yapıtlarından bir seçkinin yer aldığı "Nowhere. Now Here.", Anna Laudel İstanbul'da 4 Aralık 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.