“Ekonomi düzelmeden seçim olmaz”

Yelda Gökdağ

ANKARA- AK Parti, erken seçim iddialarına  son noktayı koydu. GAZETE DURUM’a konuşan AK Parti kaynakları, “Erken seçimle ilgili herhangi bir bilgi, bir hazırlık yok. Tayyip Bey, hesabını kışın enflasyonun düşmesi, ekonomik şartların görece iyileşmesi üzerine kurmuş durumda. İnsanların biraz daha ekonomik olarak rahatlamasını sağlamazsak seçime gidilmez” diye konuştu.

AK Parti’de yürütülen seçim hazırlıkları, seçim beyannamesinin çerçevesi ve erken seçim iddialarına AK Parti kaynaklarından yanıt geldi. GAZETE DURUM’a konuşan AK Partili üst düzey bir isim, “Erken seçimle ilgili herhangi bir bilgi, bir hazırlık yok. Tayyip Bey, hesabını kışın enflasyonun düşmesi, ekonomik şartların görece iyileşmesi üzerine kurmuş durumda. İnsanların biraz daha ekonomik olarak rahatlamasını sağlamazsak seçime gidilmez” bilgisini verdi.

AK Parti oylarının artış trendine girdiğini de belirten AK Partili isim, özetle şunları kaydetti:

Mutabakat olmadan erken seçim olmaz: Sayın Bahçeli kendi kendine "erken seçim" demez. Mutabakat sağlanması lazım. Oylar biraz arttı ama bu trendin devam etmesi gerekiyor. Bunun için aralık ayında asgari ücrete yüksek zam öngörülüyor. Yüzde 100 olmaz. Abartılı bir şey beklemeyin. 

AK Parti yüzde 37 düzeyinde: Bizdeki anketlerde AK Parti yüzde 35-37 civarında görünüyor. Yukarıya doğru bir ivme var. Bu, neye yeter neye yetmez, seçim atmosferi nasıl olur bunlar belli değil. Şu anki anket sonuçlarını ancak bir eğilim, bir trend olarak görebiliriz. Ama insanlar temennilerini, kızgınlıklarını, öfkelerini, ikinci tercihlerini böyle zamanlarda anketlere yansıtırlar. Sandığa gittiğinde ne yapacak, önemli olan o. Ben şahsen insanların sandığa gittiklerinde anketlerden daha farklı davranabileceklerini düşünüyorum. Tabii Millet İttifakı kimi aday çıkaracak bu da çok önemli.

Razı olacaklar gibi görünüyor: Kemal Bey çok istiyor. 6'lı Masa da Kemal Bey'e razı olacak gibi görünüyor. Ama bir ivme yakalayıp yakalamadığını sahaya çıkmadan göremeyiz. Mansur Yavaş, çok sesini çıkarmıyor. Herkesin gürültü yaptığı bir yerde sessizlikle prim yapıyor. Esasen sessizliğin prim yaptığı bir siyasi atmosfer, eleştiriye açık bir alan. Çünkü ortaya çıkmadan, ışıkların altına gelmeden, ne yapacağına ilişkin sadece bir varsayım üzerine bu kadar öne çıkması, ortada güçlü, etkileyici, karizmatik aday bulma zorluğuna işaret ediyor. Kemal Bey, şu anda asılarak kendisini öne çıkarmaya uğraşıyor. Ama AK Parti daha kötüleşir, piyasa kötü olur, herkes çok kızar ve seçmen 'Bunlar gitsin de kim gelirse gelsin' derse Kemal Bey oradan çıkar. Ama öyle bir durum olmazsa Kemal Bey için zor görünüyor.

Erken seçim toplantısı değil: Geçen haftaki toplantı erken seçim hazırlığı olarak yorumlanamaz. Öyle bir işaret yok. Zaten 10 ay var seçime. Eğer ekonomi daha kötü olmazsa ki bütün hesaplar onun üzerine, AK Parti'nin elinde iktidar da var... Çok çeşitli kesimlere destekler gelecek. Biraz cari açığı azaltıcı mahiyette gelişmeler de yaşanırsa olumlu sonuçları olur. Gelir dağılımında bir sorun olduğu ortada. Ama AK Parti genelde yoksul kesimden oy aldığı için o kesimi desteklemeye yönelik çok ciddi efor sarf etti. Bu geçici bir süreç. Sonuçta bir ekonomik model takip ediliyor bunun yerine oturması biraz zaman alıyor.

Çözüm önerisi sunmuyor: Bu bir geçiş süreci. Millet İttifakı, tüm söylemini Erdoğan ve AK Parti eleştirisi üzerine kuruyor ama Türkiye'nin kritik konularına ilişkin bir fikrini ya da çözüm önerisini ortaya koymuyor. Mesela Doğu Akdeniz'de ne yapacaklar? Amerika ile ilişkiler nasıl olacak, ne yapacaksınız bundan sonrası için? AB ile bundan sonraki adımları ne olacak? Rusya, ABD, AB ve Çin denkleminde nerede duracaklar? Bu alanları boş. Ekonomide ne yapacakları belli değil. Kürt meselesinde ne yapacakları ayrı bir muamma. Ne şiş yansın ne kebap gibi bir profil var ortada. Birbirlerinden de korkuyorlar masada. Onu rahatsız etmeyelim, bunu rahatsız etmeyelim diye... CHP kendi siyasal kimliğine ilişkin bir laf söyleyemez hale geldi.

Ekonominin daha iyi olması gerekli: Yeni söylemin kutuplaştırıcı olacağını düşünmüyorum, olmamasını da ümit ediyorum. Ne anlattığınızdan ziyade insanların ne yaşadığı, ne hissettiği önemli. Lafların ötesinde ekonominin sonbahar ve kışa kadar biraz daha iyi olması gerekiyor. Bütün hesap kitap, onun üzerine. Ondan sonra ne söylersen gider. Eğer ekonomi iyi olursa sözler yerine oturur ama ekonomi iyi olmazsa ne desen boş. "Uçuyoruz kaçıyoruz" da desen olmaz. Söylem çalışılıyor. Ama atmosferin bu işte bir fonksiyonu olur.

"Vaatlerimizi gerçekleştirmişiz"

GAZETE DURUM’a konuşan bir başka AK Partili isim ise geçtiğimiz hafta gerçekleşen seçim toplantısına ilişkin, “2002-2007-2011-2015-2018 tüm seçim beyannamelerini mukayeseli çalıştık. Bu seçim beyannamelerindeki gerçekleşme oranları neler? Mesela 2002'deki vaatlerimizin ne kadarını 2007'de gerçekleştirmişiz. Seçim beyannamesindeki vaatleri yüzde 70 ile 90 arasında hayata geçirmişiz. 2007-2015 arasında hem vaatleri daha çok gerçekleştirmişiz hem de o dönem en çok oy aldığımız en güçlü dönemdi” değerlendirmesinde bulundu.