Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
Küçük Prens Haliç Kongre Merkezi'ne geliyor
Küçük Prens Haliç Kongre Merkezi'ne geliyor
Ferdi Tayfur'un oğlu yıllar sonra ortaya çıktı
Ferdi Tayfur'un oğlu yıllar sonra ortaya çıktı
Mehmet Ali Erbil kumarbaz
Mehmet Ali Erbil kumarbaz
123456789
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
Umut Akyürek, kızı Melek Bal Ertuğrul ile
Küçük Prens Haliç Kongre Merkezi'ne geliyor
Küçük Prens Haliç Kongre Merkezi'ne geliyor
Ferdi Tayfur'un oğlu yıllar sonra ortaya çıktı
Ferdi Tayfur'un oğlu yıllar sonra ortaya çıktı
Mehmet Ali Erbil kumarbaz
Mehmet Ali Erbil kumarbaz
123456789

ABD sınırlarımızı kuşattı

ABD Yunanistan’daki üslerinin sayısını artırırken, Rum Kesimi’ne fiilen yerleşti.

Haber Merkezi

ABD - ABD’de 5 Kasım’da yapılan seçimlerin ardından seçilen Donald Trump’ın, göreve geldiğinde dış politika açısından hangi kararları alacağı, Afganistan’da olduğu gibi askerlerini nereden geri çekeceği merak konusu olurken, özellikle Ege ve Akdeniz’de Amerikan üslerinin artması dikkat çekiyor. Nitekim Trump’ın ilk başkanlık döneminde silah ambargosunun kaldırılmasıyla başlayan, Başkan Joe Biden döneminde de askeri iş birliği anlaşmasıyla genişleyen ABD-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ilişkileri çerçevesinde, Amerikan güçlerinin Ada’daki yığınağı hız kesmeden sürüyor.

Hatırlanacağı üzere, ABD yönetimi, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarını başlatmasını fırsat bilerek, Yunanistan’daki üslerini ve varlığını artırmıştı. Özellikle Dedeağaç’taki yığınağı, “Ukrayna’ya gönderilecek teçhizat için sevkiyat noktası” olarak açıklayan ABD’nin, bunun dışında da Atina’nın kendisine tahsis ettiği bazı üslere yerleştiği haberleri yer almıştı.

İsrail’in Gazze ve Lübnan’a saldırıları sırasında da Rum Kesimi’ne fiilen yerleşen, hatta bazı tahliye ve yardım operasyonlarını da buradan yürüten ABD, şimdi de Ada’da kendisine başka üsler edindi.

Son olarak Rum basınında çıkan haberlerde, ABD ordusunun, Rum Kesimi’nin Lefkoşe dışında Larnaka, Baf ve Limasol kentlerine adeta yerleştiği, burada tüm üslerde varlığını artırdığı kaydedildi.

Rum medyasında yayımlanan uydu görüntülerinde, Larnaka havaalanında C-130 nakliye uçağı, CH-47 Chinook ve Bell UH-1 nakliye helikopterlerinin yanı sıra, Baf’ta bulunan Andreas Papandreu Hava Üssü’nde dikey iniş kalkış yapabilen V-22 nakliye uçakları dikkat çekiyor. “Simerini” gazetesi, manşetten “Kıbrıs ABD’nin ve NATO’nun Üssü” başlığıyla verdiği haberinde, eski bir Türk köyü olan Mari’deki Evangelos Florakis Deniz Üssü’nün yanına kurulan helikopter üssünün yapım çalışmasında yer alan ABD askeri araç gereçlere yer verdi. Bu limana büyük gemilerin yanaşamadığı, bu yüzden de Rumların limanı genişletme kararı aldığı da bildirildi.

Bu arada Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis, devlet radyosuna verdiği söyleşide, ABD’lilerin Güney Kıbrıs’ta sürekli varlık gösterip göstermeyeceği sorusuna, “ABD’nin Kıbrıs’ta sürekli varlığını da, Avrupa devletinin (Fransa) sürekli varlık göstermesini de göz ardı etmiyorum” yanıtını verdi. Hristodulidis, başka bir soru üzerine Mari’deki üste Fransız askeri varlığını kabul ederek, Rum Savunma Bakanı Vasilis Palmas’ın bu nedenle Fransa’yı ziyaret ettiğini dile getirdi.

Rum muhalefetiyse, bu yakınlaşmayı eleştiriyor. Aşırı solcu AKEL’e yakın “Haravgi” gazetesi, Güney Kıbrıs’ın ABD güdümüne girmekte olduğunu savunarak, “ABD’nin vagonuna bağlandık... Bu bizi bilinmeyen sulara götürür” ifadelerini kullandı.

Türkiye karşıtlığıyla bilinen eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin’in, geçtiğimiz günlerde “National Interest” için kaleme aldığı analizi, zamanlama açısından manidar ve dikkat çekici.

Yaklaşık bir hafta önce yayımlanan analizde, Birleşik Krallık’ın Ada’dan çekilmesini, İngiltere’nin Akrotiri ve Dikelya üslerini ABD’ye devrederek, Kıbrıs’taki sömürge varlığını sona erdirmesi gerektiğini savunan Rubin, ABD’nin Kıbrıs’taki bu üsleri kiralayarak hem Doğu Akdeniz’deki varlığını güçlendirebileceğini hem de Kıbrıs-ABD ilişkilerini derinleştirebileceğini öne sürdü. Rubin’e göre, bu gelişmeler Kıbrıs’ın sömürge geçmişinden tamamen kurtulmasına yardımcı olurken, Türkiye’nin Ada’daki etkisi ve Kuzey Kıbrıs’taki durum da uluslararası toplumun gündeminde kalmaya devam edecek.