Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

TVHB 70 Yaşında

Sahipsiz hayvanlar da aslında veteriner hekimliği hizmetlerinin etkisizleştirilmesinin bir sonucudur.

Haber Merkezi

ANKARA - Türk Veteriner Hekimleri Birliği, (TVHB) 70’inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Ankara’da bir otelde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı ile TVHB Başkanı Murat Arslan, son yıllarda veteriner hekimliğinde yaşanan sorunların hayvan sağlığına, hayvancılığa ve toplum sağlığına olan etkileri, TVHB’nin son zamanlarda yaptığı çalışmalar, hayvan haklarıyla ilgili izlenecek yol haritası ve sahipsiz hayvan popülasyon sorunu ile hayvansal gıdalardaki fiyat artışı hakkında açıklamalarda bulundu.

En başta veteriner değil veteriner hekim kavramının kullanılmasına vurgu yaptılar.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan'ın açıklamaları şöyle:

Cumhuriyetin 100 yılı boyunca salgınların önlenmesi, halk sağlığının korunması, halkımızın yeterli ve sağlıklı hayvansal gıda tüketmesinin adeta sigortası olan veteriner hekimlerin pasifleştirilmesi, görevleri dışındaki alanlarda çalıştırılması, çalışanlarının ve emeklilerine uygulanan ayrımcılık, neye hizmet etmektedir?

Elbette ki, yapılan bu ayrımcılığı rutin mevzuat değişiklikleri, meslekler arası çatışmalar ya da uygulanan genel politikaların bir yansıması olarak görmek büyük bir yanılgı olacaktır.

Bu olsa olsa; bu ülkemizi ticari pazar olarak gören uluslararası gıda kartellerinin uyguladıkları planlarla açıklanabilir.

Çünkü planları yapanlar biliyorlar ki; Bu ülkenin veteriner hekimleri aldıkları eğitim sayesinde bu haksız ve ölçüsüz çarkın karşısında ülkesinin çıkarlarının ve toplum sağlığının tarafında durmaktadırlar!

Peki bu yıpratılma, yok sayılma süreci nasıl işletildi? İlk olarak, Veteriner hekimliği ve hayvan sağlığı hizmetlerini güçlendirmek için anayasaya uygun olarak, Cenevre Sözleşmesi gereğince kurulan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ile bağlı il ve ilçe teşkilatları 1984 yılında kapatıldı.

Ardından hayvan sağlığı üzerine eğitimi ve bilgisi olmayan kişilerin bu alanlarda çalışmasının önü açıldı. Bu şekilde koruyucu hekimliğin ve hayvancılığımızın darbe alması için tüm şartlar sağlanmış oldu. Bununla da yetinilmedi. Fakülte sayısı arttırılarak en zorlu eğitimlerden biri olan veteriner hekimlik eğitimi değersizleştirildi, çalışanların ücret ve özlük hakları açısından eşdeğer mesleklerle aralarında uçurumlar oluşturuldu. Yüksek pirim ödeyen emeklilerin maaşları, benzer mesleklerin neredeyse yarısına düşürüldü.

Kanunlarımız gereği sağlık sınıfı olan veteriner hekimler, ikincil mevzuatlarla bu sınıftan çıkarıldı, sağlık çalışanları ve emeklilerine yapılan tüm iyileştirmelerin dışında tutuldular. Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamına alınmayan veteriner hekimler şiddetin adeta kucağına itildiler. Hayvan sağlığının, koruyucu hekimlik hizmetlerinin büyük bölümü, tedavi edici hizmetlerin tamamı konusunda sorumluluk verilen serbest veteriner hekimler yetki ve güvenlikten yoksun şekilde çalıştıkları yetmezmiş gibi, sahada uygulanamaz olduğu ispatlanmış e-reçete gibi mevzuatlarla ağır para ceza cezaları ile karşı karşıya bırakıldılar.

Gelinen noktada, veteriner hekimlik mesleği ciddi zarar görmüş, yeni mezunlar geleceklerini yurt dışında aramak zorunda bırakılmışlardır. Ancak en büyük zararı hayvancılığımız, ekonomimiz, toplum sağlığı, eti, sütü fahiş fiyata alan vatandaşımız görmüştür.

Son yıllarda tartışma konusu olan sahipsiz hayvanlar da aslında veteriner hekimliği hizmetlerinin etkisizleştirilmesinin bir sonucudur. Güvenli gıda, vektör mücadelesi ile çevre sağlığı görevleri de olan yerel yönetimler, veteriner hekimliği sadece kısırlaştırmaya indirgeyerek Veteriner İşleri Müdürlükleri kurmaktan kaçınmışlardır.

TVHB’in 70. Kuruluş yıl dönümünde yediden yetmişe herkesi tekrar uyarmak istiyoruz. Yukarıda bahsettiğimiz sorunlara bir an önce önlem alınamazsa çözümü giderek zorlaşacaktır. Çözümün en temel adımları ise Uluslararası Cenevre Sözleşmesi’ne (3245 sayılı kanun) uygun olarak, doğrudan bir bakana bağlı ve taşra örgütlenmesi olan “Veteriner Hekimlik Hizmetleri Yetkili Otoritesi”nin oluşturulması ve Veteriner hekimlerin sağlık çalışanı olduğu gerçeğinin uygulamaya konularak özlük haklarının verilmesidir. Taleplerimiz, dayanağını yürürlükteki mevzuattan ve anayasamızın eşitlik ilkesinden alan haklı taleplerdir.

Veteriner hekimlerin Cumhuriyetin 100 yıllık gelişimine izi asla silinemez katkılar verdiğini sözlerine ekleyen Arslan, “1900’lü yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan ve başa çıkılamayan ‘sığır vebası’ hastalığına karşı ülkemizdeki veteriner hekimler ürettikleri serumlarla o günün tankları sayılan sığırlarla savaşın seyrini değiştirmişlerdir. Bu başarı karşısında, Mareşal Fevzi Çakmak, ‘Eğer Türk Veteriner Hekimleri olmasaydı istiklalimizi kazanamayacaktık’ demiştir” ifadelerini kullandı.

Değerli basın mensupları, sizlere mesleğimizin sorunlarını anlatmaya çalıştım önce, sizler de çok iyi biliyorsunuz ki akademik mesleklerin sorunları sadece o mesleğin mensuplarını ilgilendirmez, asıl olarak toplumu ilgilendirir, çünkü bu meslekler kamusal görevleri olan mesleklerdir, tıpkı sizin mesleğiniz gibi.

Size yukarıda anlattığım sorunların bir sonucu olarak mesleğimizin serbest hekimlik alanında daralmalar başlamıştır, büyükbaş hekimleri kliniklerini kapatmaya başladılar bir süredir. Bu şu anlama gelir, kırsaldaki aile işletmeleri bir süre sonra hayvan sağlığı hizmetlerine ulaşamayacaklar.

2010’lu yıllardan beri ithalat artmış durumda, önce piyasayı düzenlemek için başlatılan ithalat şu anda ihtiyaçtan devam etmektedir. Son birkaç yıldır dişi hayvanlar, hatta bir dönem gebe hayvanlar bile kesildi, bunun nedeni yetiştiricinin artan maliyetleri karşılayamamasıdır. Bugün hayvan sayımız düşmüş, ete ihtiyacımız artmış durumdadır. Üzülerek söylüyorum, Bir süre sonra öyle görünüyor ki paramız olsa da hayvansal gıdaya ulaşmak zorlaşacak. Şu anda yüksek fiyatlar ve ekonomik nedenlerle hayvansal gıdaya ulaşılamıyor ve özellikle çocukların fiziksel ve bilişsel gelişimi için hayvansal protein son derece önemli.

İşte bu nedenle bile kamuda veteriner hekimliği hizmetlerini güçlendirmek istiyoruz, bu nedenle hayvancılık politikalarında yetişmiş veteriner hekimlerimizin sözü olsun istiyoruz, veteriner hekimlik için verdiğimiz mücadelenin hayvan sağlığı hizmetleri için olduğunun, yani toplumsal sonuçları da olduğunun anlaşılmasını istiyoruz ifadelerini kullandı.

Gazete Durum olarak kanuni düzenleme ile sorumuza: Önce Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları başkanlığı ile görüştüklerini sonra Tarım Bakanlığı ile irtibata geçtiklerini ve yasal düzenleme için görüşme halinde olduklarını söylediler.