TYB Kurucusu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, hayatını kaybetti
TYB Kurucusu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, hayatını kaybetti
Tartışmaların odağındaki Imane Khelif altın madalya kazandı
Tartışmaların odağındaki Imane Khelif altın madalya kazandı
Deadpool & Wolverine rekora doymuyor
Deadpool & Wolverine rekora doymuyor
Özel, İmamoğlu ve Yavaş Filenin Sultanları'nı izledi
Özel, İmamoğlu ve Yavaş Filenin Sultanları'nı izledi
123456789
TYB Kurucusu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, hayatını kaybetti
TYB Kurucusu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, hayatını kaybetti
Tartışmaların odağındaki Imane Khelif altın madalya kazandı
Tartışmaların odağındaki Imane Khelif altın madalya kazandı
Deadpool & Wolverine rekora doymuyor
Deadpool & Wolverine rekora doymuyor
Özel, İmamoğlu ve Yavaş Filenin Sultanları'nı izledi
Özel, İmamoğlu ve Yavaş Filenin Sultanları'nı izledi
123456789

Psikolog Günaydın: Suça yatkınlık hiç bu kadar yüksek olmamıştı

Müzisyen Onur Şener'in öldürülmesini değerlendiren Psikolog Metin Günaydın, "Bu cinayetlerin, asayiş olaylarının artmasının sebebi, ülkedeki politik ve sosyolojik durumla alakalı. Çünkü daha çok maddi-manevi varlıklı insanların suça eğilimi arttı. Bugün bir ülkede üniversite mezunu bir insan, doktor, mühendis suç işlemeye başlıyorsa bu kesinlikle politik ve sosyolojik bir olaydır” dedi.

İleyda Özmen

ANKARA- Başkent'in Çankaya ilçesinde bir eğlence yerinde istekte bulunulan şarkıyı bilmediği gerekçesiyle çıkan tartışmada müzisyen Onur Şener'in öldürülmesi, toplumda suç  oranlarının artmasının nedenlerini gündeme getirdi. Yaşanan olayı psikolojik açıdan değerlendiren Psikolog Metin Günaydın, hiçbir dönemde suça yatkınlığın bu kadar yüksek olmadığını vurgulayarak, çarpıcı bir tespitte bulundu. Günaydın, "Bu cinayetlerin, asayiş olaylarının artmasının sebebi, ülkedeki politik ve sosyolojik durumla alakalı. Çünkü daha çok maddi-manevi varlıklı insanların suça eğilimi arttı. Bugün bir ülkede üniversite mezunu bir insan, doktor, mühendis suç işlemeye başlıyorsa bu kesinlikle politik ve sosyolojik bir olaydır” dedi.

Ankara Çayyolu'ndaki bir eğlence yerinde üç kişi, istekte bulundukları şarkıyı bilmediği gerekçesiyle tartıştıkları müzisyen Onur Şener'i ağır yaraladı. Şener, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Sanatçı Haluk Levent, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, katillerden ikisin Çalışma Bakanlığı'nda bürokrat, diğerinin ise kamu savunma şirketi TAI'de mühendis olduğunu açıkladı.

Şener'in öldürülmesini ülkedeki politik ve sosyolojik duruma bağlayan Psikolog Günaydın, yaşanan cinayeti psikolojik açıdan GAZETE DURUM'a şöyle değerlendirdi:

Birey suçun cezasını kendi kesmek istiyor: Herkes kendi adaletini sağlamaya çalışıyor. Suç oranının artmasıyla suçun niteliği de değişiyor. Yani suç oranı arttıkça yaşanan bu durumların suç olmadığına dair bir kanaat oluşuyor. Toplumda suç oranı arttıkça cezalandırılması gereken suçların çok daha ağır olduğuna dair bir kanaat oluşuyor. Sadece, çocuklara tecavüz etmek, kadınları öldürmek, birinin kolunu bacağını kesmek gibi hunharca işlenen cinayetlerin cezalandırılması gerektiği düşünülüyor. Bir adamın kafasına şişeyle vurmak, cezalandırılması gereken bir davranış değilmiş gibi bir algı oluşuyor. Adaletin ortadan kalması, böyle suçların yeterince cezalandırılmaması, insanlarda bu davranışların artmasına yol açıyor. Dolayısıyla bu cinayeti işleyen kişiler büyük ihtimalle Onur Şener'i öldürmek için yapmadılar. Onların istek şarkılarını çalmayışı, kişiler tarafından bir suç olarak algılanıyor ve bu suçun cezasını da birey kendi kesmek istiyor, adaleti kendisi sağlamak istiyor. Bir yandan da bozulan bir algı var. Bu, bir adamı dövmenin, kafasına şişeyle vurmanın suç olmadığına dair bir algı. Nasıl oluştu? Maalesef adaletin ortadan kalmasıyla. Çok üzücü bir durum.

Bireylerin bu davranışı sergilemesi psikolojik açıdan kaygı verici: Adaletin ortadan kalktığı bir ortam düşünün. Birisi başka birini bıçaklıyor, ifade veriyor ve serbest kalıyor. Böyle düşünen ve gören kişiyi hiçbir şey durduramaz. Eskiden azılı suçlular “yatar çıkarım” diyorlardı. Şimdi kimse bunu demeye gerek bile duymuyor. Bu insanların artık suç işliyor olması, meselenin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Saldırganların görev yaptığı devlet kurumlarında çalışabilmek için en az yüksekokul mezunu olmak gerekiyor. Yüksekokul okuyan bir birey bile kendi adaletini sağlama konusunda bu kadar sağlıksız ve antisosyal bir davranış sergileyebiliyorsa okumamış insanın neler yapabileceğini düşünemiyorum. Bahsedilen mekanda eğlenebilmek için ortalama gelir seviyesinin üstünde olmak gerekiyor. Asgari ücretli birisi o mekanda eğlenemez. Belirli bir kitlenin gittiği mekânda, bireylerin bu davranışı sergilemesi psikolojik açıdan kaygı verici. Toplumun karakteri, yapısı bozulmuş.

Hiçbir dönemde suça yatkınlık bu kadar yüksek olmamıştı: Üzüntüden ne diyeceğimi bilmiyorum. Söyleyeceğim sözlerle profesyonel kimliğimi de zedelemek istemiyorum. Çocukların babasının öldürülmüş olması çok tramvatik bir durum. Çocuklar hayatı boyunca babalarının nasıl öldürülmüş olduğunu öğrenerek yaşayacaklar. Şimdi belki küçükler neler olduğunu çok iyi anlayamasalar da ilerleyen zamanda babasının öldürülmesinin nasıl mümkün olabileceğini, toplum yapısının ne kadar bozulmuş olabileceğini idrak etmek insanlığa büyük bir darbe vuracak. Çocukları büyük bir risk bekliyor. Çünkü hiçbir dönemde suça yatkınlık bu kadar yüksek olmamıştı. Maddi manevi güçlü insanlarda suça eğilimin arttığını görüyoruz. Bu cinayetlerin, asayiş olaylarının, davranışların artmasının sebebi, ülkedeki politik ve sosyolojik durumla alakalı bir durum. Çünkü daha çok maddi manevi varlıklı insanların suça eğilimi arttı. Yıllardır eğitimsiz insanların suç işlemesi “onların cahilliği, eğitimsizliği” olarak görülüyordu. Bugün üniversite mezunu bir insan, doktor, mühendis suç işlemeye başlıyorsa, bu kesinlikle politik ve sosyolojik bir olaydır.