Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

Kültür Atölyesi 17 Haziran

17 Haziran 2022 - Günün filmi, kitabı ve sahne etkinlikleri...

Gülara Subaşı

BEYAZ PERDEDE BUGÜN

C'mon C'mon - Yaşamaya Bak (2021) - Mike Mills

Bağımsız filmlerin başarılı yapımcısı A24, sinemaseverlere sıra dışı bir hikâye sunuyor. Yönetmenliği ve senaristliğini Oscar adaylığı bulunan Mike Mills'in üstlendiği, şiirsel siyah-beyaz drama "C'mon C'mon" bugün vizyona girdi.

Başrolünde, Joker ile En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ı kazanan Joaquin Phoenix ve çocuk oyuncu Woody Norman'ı gördüğümüz yapımın görüntü yönetmenliğini, The Favourite ile Oscar adayı olan, American Honey, Marriage Story, Sorry We Missed You, Philomena gibi önemli filmlerin görüntü yönetmeni Robbie Ryan üstlendi.

Filmin dünya prömiyeri, 48. Telluride Film Festivali'nde yapıldı. BAFTA ödülü adaylığı olan C'mon C'mon aday gösterildiği 50 ödülden 13'ünü kazandı.

Günlük İngiliz gazetesi The Guradian'dan eleştirmen Peter Bradshaw, C'mon C'mon'u şöyle değerlendirdi: "Phoenix'in sempatisi ve çekiciliği yanında kamera, inanılmaz eğitimli Norman'ın her hareketini ve jestini şımartıyor. Birbiriyle uyuşmayan bu iki karakterin ilişkilerindeki komedi, kahkahalardan çok kenetlenmeye doğru gidiyor. Etkileyici şekilde kurgulanmış bir film, bir ödül kazanma makinesi, orta yaş özleminin monokrom bir hayali."

Dokunaklı ve insanın içini ısıtan bir yol filmi niteliğindeki C'mon C'mon'un senaryosunu da yazan yönetmen Mills, hikâyede yola çıktığı noktanın kendi babalık deneyimi ve çocuğuyla ilişkisi olduğunu söylüyor. Çocuğuyla beraber geçirdiği vakti çok mahrem olarak değerlendirse de hayattaki bütün büyük endişelerinin yine çocuğuyla baş başayken olduğunu fark ediyor.

Filmin konusu:

Johnny, çocuklar ile dünyanın belirsizliği hakkında röportajlar yapmak için ülkeyi dolaşan duygusal olarak uyuşmuş ve yumuşak sözlü bir radyo gazetecisidir. Babası manik bipolar bozuklukla mücadele eden Jesse, Johnny'nin kız kardeşinin zeki ve bir o kadar da hassas oğludur. Kız kardeşi Johnny'den yeğenine bakmasını rica ettiğinde, Jesse eyaletler arası bu yolculuğa katılmış olur. İkili arasındaki bağ, şehirler geride bırakıldıkça değiştikçe gelişir. Bu yolculuk, geçmiş ve gelecek arasındaki bağlar üzerine hassas ve derin bir hikâyeye dönüşür.

Los Angeles'tan New York'a oradan New Orleans'a uzanan yolculukta, bu ikili arasındaki soğuk rüzgârların kendisini dingin meltemlere bıraktığına tanık olacaksınız. Alışılmışın dışında bir sinema deneyimi yaşamak için bu iki renkli sanat yapıtının akışına teslim olabilirsiniz.


RAFLARDA BUGÜN

Justine: Erdemin Felaketleri - Marquis de Sade

Döneminin "sakıncalı" görülen ve ömrünün yarısını hapiste geçiren 18. Yüzyıl'ın Fransız yazarı Maruis de Sade'ın toplatılan kitabı "Justine: Erdemin Felaketleri" (Orijinal adı: Justine ou Les Malheurs de la Vert), bu haftanın yeni çıkanları arasında.

Fransız sanat eleştirmeni Guillaume Apollinaire'ın "Yaşamış en özgür ruh" olarak andığı Sade, yazılarında ahlâkı, yasayı, dini ögeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlâksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunan cüretkâr bir sanatçı.

En önemli eserlerinden biri olan Justine, 1791’de çıktı. Yayımlandıktan sonra bizzat Napoléon Bonaparte tarafından eserin yazarının tutuklanması emri verildi ve Sade hapse girerken Justine toplatılıp imha edildi.

İthaki Yayınları tarafından basılan kitabı, Fransızca aslından Birsel Uzma Türkçeleştirdi.

Bir “anti masal” olarak da okunabilecek Justine’de Sade, on iki yaşında oldukça erdemli bir kız olan Justine’in çalışmak ve para kazanmak için düştüğü yollarda “ahlâklı” kalma mücadelesini anlatır. Karşılaştığı kötü insanlar ve talihsiz durumlara rağmen hayatı boyunca doğruluktan ve iyilikten ayrılmayan Justine, her seferinde daha çok acı çeker ve her türlü sapkınlığa maruz kalır.

Ahlâk, erdem, iyilik, acı ve sapkınlık üzerine dönemi için çok sivri bir analiz yürüten Sade'ın yasaklı kitabı, 2022 Haziran'ının yeni çıkanları arasında raflardaki yerini aldı.


SAHNEDE BUGÜN

Notre Dame'ın Kamburu Müzikali

Victor Hugo'nun aşkı, Paris'in simgesi bir katedral üzerinden ördüğü Fransız klasiğinden uyarlanan "Notre Dame'ın Kamburu Müzikali" İstanbul'da.

Fransız İhtilali sonrası Paris'in karanlık günlerini bir çingene kadın, bir kambur zangoç, bir yüzbaşı ve bir din adamının özneleri olduğu bir aşk üzerinden anlatan başyapıt.

Müzikalin konusu:

Notre Dame Katedrali'nin ruhani ve dini lideri Claude Frollo, kilisenin önünde bir bebek bulup bakımını üstlenir. Çirkin ve kambur olan bu bebeğe, eksik anlamına gelen "Quasimodo" ismini verir. Büyüdüğünde kilisenin zangocu olan Quasimodo, bir gün sokakta gördüğü çingene kızı Esmeralda'ya aşık olur. Frollo’nun ve Kral'a bağlı komutan Phoebus'un da sevdayla bağlandığı bu çingene kız, dengeleri değiştirir. Zangoç ile Papaz’ın ruhlarında oluşan ikilemleri ve tepkileri romantik yaklaşımla ele alan müzikal, aşkı olayları dramatize eden şarkılar üzerinden etkileyici biçimde işler.

Yönetmenliğini Vural Bingöl'ün üstlendiği temsil, 20.30'da İstanbul Avrupa Trump Sahne'de olacak. Yıllandıkça etkisi artan bu Fransız klasiği, izleyenlerini katedralin çanlarından çıkan seslerle büyülemeye geliyor.


Adamlar

Alternatif müzik grubu Adamlar, bu akşam Eskişehir'de sevenleriyle buluşuyor.

Yazdıkları orijinal şarkı sözleriyle, büyük kitlelere ulaşan grup, şarkılarındaki ilham kaynaklarının Turgut Uyar şiirleri, Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ı, Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ı gibi Türk edebiyatının önemli eserleri olduğunu söylüyor.

Vokal ve elektronik gitarda Tolga Akdoğan, geri vokal ve elektronik gitarda Gürhan Öğütücü, davulda Berkan Tilavel, bas gitarda Berat İşçioğlu'nun yer aldığı grup, saat 21.00'de Eskişehir Milyon Performance Hall'de şarkılarına eşlik etmek isteyenleri bekliyor.

"Singer–Songwriter" geleneğinden gelse de Adamlar müziği, oldukça farklı janrları bir potada topluyor. Hip-Hop’tan uzun havaya, tangodan rock'ın en damar hallerine girip çıkan bir dalgalanma içinde seyreden Adamlar, Türkçe sözlü müzikler üretiyor. Sözlerin ve bestelerin sahibi ise Tolga Akdoğan.

2014 yılında çıkardıkları ilk albümlerinden bugüne kendine özgü müzikleri ile nevi şahsına münhasır hayran kitlesini çoktan oluşturan grup, Eskişehirli sevenlerini "rüyalarda buluşmaya" davet ediyor.



GALERİDE BUGÜN

Biraz Öncesi

Evren Erol'un mutluluğa ulaşma sürecini deneyimletmeyi amaçladığı heykel sergisi "Biraz Öncesi", bugün İstanbul'da ziyaret edilebilir.

Bilge Karasu'nun "Asıl mutluluk bu olsa gerek, ulaşmaya can attığımızın biraz öncesi" dizesinden yola çıkarak bir süreç tahlili yaratmayı hedefleyen Erol, "Olduğunu düşünmemiz istenen hedefler önemli değil; hiçbir zaman bir bütün de olmayacağız. Sadece 'farkında' olmak yeterli bu hayat için" diyor.

Tanıtım bülteninden:

“Hep eksikler yaşayacaksın - ve hep, fazlalıklar... Yaşamın bu olacak işte: eksik-fazla” diyor Oruç Aruoba Evren Erol’un sergisinin düşünsel kurgusunun dayandığı “de ki işte” kitabında. Sergideki figürler, duruyor, düşünüyor ve yürüyor... Hareket halindeler ama “henüz” var(a)mamışlar. Mutluluğun, neşenin kıymetini asıl acı çektiğimizde, üzüldüğümüzde anlamıyor muyuz? Hep iyilik hali yok. O yüzden bu sergi de size sonsuz bir umut ya da mutlu son vaat etmiyor, yalan sözler vermiyor. Evren Erol’un heykelleri gibi hayatta heyecan duyuyoruz, yükseliyoruz, bölünüyoruz, parçalanıyoruz, sonra tekrar süreçlere başlıyoruz.

17 Mayıs'tan bu yana kapıları açık olan sergi, İstanbul Bozlu Art Project'te 18 Haziran'a kadar izlenebilir.

Sergiyi gezerken farkındalık, mutluluk ve an üzerine düşünürken, önemli olanın varılacak yer mi, yoksa gidilen yol mu olduğuna karar vereceksiniz. Karşınızda, yolda olmayı mutluluğa ulaşma anına yeğleyen bir adamın eserleri.