Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Kılıçdaroğlu'ndan kadınlara: "Söz erkeklerin eline sizi muhtaç etmeyeceğim"

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu ziyaretinde, kadınlarla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, kadınlara aile destekleri sigortasını tanıttı.

Anka Haber Ajansı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Kadınlar Buluşması’nda şöyle konuştu:

“Kadınlara sözüm erkeklerin eline sizi muhtaç etmeyeceğim. Kadın ve erkek arasındaki eşitliği de sağlayacağız; kadın ve erkek arasında eşitlik olmalı. Çalışmak ise kadın da çalışıyor, yönetmek ise kadın da yönetiyor… Kadına yönelik şiddet, buna en ağır cezayı getireceğiz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Geçmişte çok da ayrıştık, sağcıydı solcuydu, ortacıydı, bilmem neciydi… Şimdi hepimiz demokrasiden yana ve otoriter rejimden yana olmak gibi bir tercihte bulunacağız. Demokrasiden yana olanların tamamının bize katılmasını istiyorum. Evinde huzur isteyenlerin bize katılmasını istiyorum” dedi.

"Neden komşumuzun kimliğini sorgular hale geldik?"

Kılıçdaroğlu, "Tarlada nasıl çalıştığı biliyorum, nasıl emek harcadığını biliyorum. Erkekler kahvede oyun oynarken kadınların nasıl çalıştığını biliyorum. Bütün bunların hepsini biliyoruz aslında… Sadece Karadeniz’de değil, Urfa’daki kadın da, Diyarbakır’daki kadın da, Adana’daki kadın da öyle çalışıyor. Peki öyle çalışıyor da günün neredeyse 24 saati çalışıyor da bu kadınların sosyal güvenliği var mı? Bu kadınların bir hakkı hukuku var mı? O nedenle her evde en az asgari ücret kadar bir güvence olmalı. Baştan söyleyeyim, bunu bulan biz değiliz aslında. Uluslararası Çalışma Örgütü diye bir örgüt var, dokuz sigorta dalını uygulamayı ön görüyor bütün dünyada. Dokuz sigorta dalı… Analık sigortası, işsizlik sigortası, hastalık sigortası, iş kazası sigortası, meslek hastalığı sigortası gibi sigorta var… Bir sigorta dalı da ‘aile destekleri sigortası’; aile destekleri sigortasının özü şu: geliri olmayan ve ya geliri asgari ücretin altında olan ailelere asgari gelir güvencesi veriliyor. Ve dolayısıyla hiçbir aile, ‘benim gelirim yok’ diyemiyor o ülkede, bu sigorta hayata geçtiğinde. Bizim temel amacımız aile gelirinin kadının hesabına yatırmak. Kadın gidecek, memur gibi, işçi gibi, emekli gibi aylığını alacak, çoluk çocuğunun ihtiyacını karşılayacak. Neden kadının banka hesabı diyoruz; nedeni şu; bir evin ihtiyaçlarını en iyi bilen kişi o evdeki kadındır. Neye ihtiyaç olduğunu o kadın bilir. Dolayısıyla, evin erkeğine değil, parayı kadının banka hesabına yatıracağız ve kadın gidecek, alacak parayı, çekecek ve o parayla çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak." dedi. 

"Türkiye'yi bu ayıptan kurtaracağız"

Kılıçdaroğlu, "Evde eğer bir engelli varsa ve hane engelliye bakmak zorundaysa ayrıca ek para verilecek. Çocuk varsa, okula gidiyorsa, üniversiteye gidiyorsa ayrıca ek para verilecek. Onlara burs imkânı sağlanacak. Böylece, hani derler ya ‘kimse yardıma muhtaç olmasın’ diye, ‘kimse kimseye minnet etmesin’ diye böyle bir toplumsal barışı sağlayacağız. Bunun adı aile destekleri sigortasıdır. Bunun için de prim ödenecek mi? Hayır bunda prim yok; çalışırken prim var ama aile destekleri sigortasında herhangi bir prim söz konusu değil. Aile destekleri sigortasının özü, ailenin gelir düzeyidir. Gelir düşükse, o düşük olan tamamlanacak. Hiç gelir yoksa yine o gelir güvencesi aileye verilmiş olacak, işin özü de bu. Şimdi aklınıza şu soru gelebilir: ‘Bu kanun vardı, aile destekleri sigortası vardı; bu ne zaman Türkiye’de kanunlaştı’, 1971 yılında… 51 yıldır uygulanmıyor, niye uygulanmıyor? Uygulanmamasının nedeni şu: ben gideyim fakir bir aileye diyeyim ki, ‘ben sana bir yardım paketi verdim, sen de bana oy ver.’ Ben sana yardım edeceğim, sen de bana oyunu ver. Türkiye’yi bu ayıptan kurtaracağız. Bize ister oy versin ister vermesin. O aile bizim ailemizdir, o çocuklar bizim de çocuklarımızdır. O aile de huzur içinde geleceğini güvence altına alması lazım, dolayısıyla herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir atmosferi sağlamamız lazım. Biz bu kanunu çıkaracağız ve aile destekleri sigortası ile bu memlekette, bu güzel topraklarda, bu cennet memlekette hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, her çocuğun karnı doyacak, her çocuğun huzur içinde, güzellikler içinde yaşayacak." dedi. 

"Fakir ailelerin çocukları iş sahibi olacak"

Kılıçdaroğlu, "Bu sigorta dalının bir özelliği daha var, biliyorsunuz, devlet belediyelere eleman alırlar değil mi? Torpili olan giriyor, torpili olmayan giremiyor. Geliri düşük olan, fakir bir ailenin torpili olur mu Allah aşkına? Torpili yok, kimi bulacaksın? Belediye başkanı mı, milletvekili mi, bakan mı, cumhurbaşkanı mı, başbakanı mı? Ulaşmaya şansları yok. O nedenle bu kanunla özel bir hüküm olacak. Devlet ya da belediyeler eleman alırlarken önce bu ailelerden alacaklar. Böylece fakir ailelerin çocukları iş sahibi olacak. Böylece adalet dediğimiz şeyi gerçekleştirmiş olacağız. Adalet olacak, bakın sosyal devlet diyoruz. Devlet var, başında bir sosyal kelimesi var. Sosyal devlet, fakiri fukaranın yanında duran devlet demektir. Sosyal devlet; herkesin hakkını hukukunu koruyan devlet demektir. Sosyal devlet, vatandaşları arasında ayrım yapmayan devlet demektir. Bu projenin temel amacı sağ elinin verdiğini sol el görmeyecek. Dolayısıyla fakir midir, aile yoksul mudur kimse bilmeyecek. Onu sadece sosyal devlet bilecek ve sosyal devlet onunla ilgilenecek. Haklarını telsim edecek." dedi. 

"Bu memlekette hiç kimse benim karnım aç demesin"

Kılıçdaroğlu, "Peki aileleri kim belirleyecek? Sosyal Destek Uzmanları… Bununla ilgili bir kurum kurulacak. Aile destekleri sigortası kurumu. Nasıl aile hekimleri varsa aileler içinde böyle organizasyonlar olacak. Her ailenin durumuna bakılacak, ailede yeni bir doğum mu oldu ‘ek para, bu aileye’ diyecekler. Üniversiteye mi gitti, ek ödemeler yapılacak. Dolayısıyla aile; huzur içinde, rahat içinde geçinebilecek. İmkânı varsa çocukları büyüdüyse, çocuklara iş imkânı sağlanacak. Eğer üniversiteye gidiyorlarsa, üniversitelerde burs verilebilecek bu ailelerin çocuklarına. Eğer yurtta kalacaklarsa bunlar için ücretsiz yurt imkânı sağlanacak. Bunun temel amacı şu: bu memlekette hepimiz huzur içinde yaşamalıyız. Bu memlekette hiç kimse ‘benim karnım aç’ demesin. Kimse ‘ben yoksulum’ demesin. Hiç kimse, birisine muhtaç olmasın." ifadelerini kullandı. 

"Kadınlara sözüm erkeklerin eline sizi muhtaç etmeyeceğim"

"O kadar zengin bir ülkedeyiz ki aslında biz… Her birimiz huzur içinde yaşayabilir. Birimizin milyonları olmayabilir ama en azından kimseye muhtaç olmayız. Ve kadınlara sözüm erkeklerin eline sizi muhtaç etmeyeceğim. Kadın ve erkek arasındaki eşitliği de sağlayacağız; kadın ve erkek arasında eşitlik olmalı. Çalışmak ise kadın da çalışıyor, yönetmek ise kadın da yönetiyor… Kadına yönelik şiddet, buna en ağır cezayı getireceğiz. Gitmiş adam karısını öldürmüş, katletmiş; hâkimin huzuruna çıkıyor kravat takmış iyi hal indirimi… ‘Cezanı indirdim’, böyle bir şey asla olmayacak. Varsa suçu sonuna kadar çekecek." 

İktidara geldiğimizde, ilk bir hafta içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni tekrardan uygulayacağız"

"Kız çocuklarının eğitimi son derece önemli. Çocukların eğitimi için ne gerekiyorsa yapılması lazım. Her anne evlatlarının üzerine titrer, evlatlarının okumasını ister evlatlarının meslek sahibi olmasını ister, evlatlarının iyi yaşamasını ister, güzel bir evlilik yapmalarını ister, torun sahibi olmak ister… Her annenin ortak talebidir. Bu talebi olabilmesi için ailede huzur olması, en azından huzurun olması lazım. Ailede en azından asgari gelir güvencesinin olması lazım, bunu sağladığımız takdirde pek çok sorunu da çözmüş olacağız. Bu ülkede bütün kadınlar rahat, huzur içinde yaşamalı; bu ülkede kadınlar bizim vermek istediğimiz vermek istediğimiz, vermek zorunda olduğumuz hakları teslim etmemiz gerekir. Bir İstanbul Sözleşmesi yapıldı, kadına yönelik şiddeti affetmeyeceğiz diyorlar. Adı İstanbul Sözleşmesi, bütün dünya imzaladı. Bizimkiler de imzaladılar bir süre sonra vazgeçtiler. Ben söz verdim, bütün kadınlara söz verdim iktidara geldiğimizde, ilk bir hafta içerisinde İstanbul Sözleşmesi’ni tekrardan uygulayacağız. Bakın bu işin sağı solu yok. Bu bir insani meseledir."

"Geçmişte çok da ayrıştık, sağcıydı solcuydu, ortacıydı, bilmem neciydi"

"Geçmişte çok da ayrıştık, sağcıydı solcuydu, ortacıydı, bilmem neciydi… Şimdi hepimiz demokrasiden yana ve otoriter rejimden yana olmak gibi bir tercihte bulunacağız. Demokrasiden yana olanların tamamının bize katılmasını istiyorum. Evinde huzur isteyenlerin bize katılmasını istiyorum. Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye düşünenlerin bize katılmasını istiyorum. Kadının, emeğin, hakkın verilmesi lazım; biz bunu vereceğiz diyenler bize katılsın."

"Elin oğluna dünyanın parasını verince var, fakire gelince mi yok"

"Elbette ki evlilikler çok önemlidir, elbette ki evliliklerin devamı çok önemlidir. Elbette ki, derler ya ‘bir yastıkta kocayın’ bunlar da çok önemlidir. Ama öyle şartlar olur ki, kadın ile koca anlaşamayabilir, ayrılabilirler. Kadın çocuğu ile babasının evine gittiğinde de orada huzur içinde yaşayamaz. Biz bunun da farkındayız, o zaman o kadına da el atmamız lazım. Buna ‘yeni başlangıçlar fonu’ diyoruz. Dediğimiz aile destekleri sigortası içinde o kadına da bir ev tutulacak, kadına mobilyaları alınacak, evlatları ile beraber huzur içinde yaşamaları sağlanacak. Ona da asgari ücret garantisi verilecek yani kimseye muhtaç etmeyeceğiz. Bu şu anlama geliyor: bu ülkede kadınların hakkı hukuku uzun yıllardır teslim edilmemekte. Bir erkek egemen yapı içinde hemen hemen yürüdük, yolumuza devam ediyoruz, ilk kez bu sigorta dalı ile beraber kadınlar artık kendi geleceklerini yüzde yüz sosyal devletin güvencesi altında görecekler. Aklınıza şu soru gelebilir: ‘çok güzel şeyler anlatıyorsunuz da para var mı’; bir şeyi unutmayın, bu kardeşiniz 27 buçuk yıldır devlette çalıştı. Herkes beni SSK Genel Müdürü olarak bilir ama benim asıl hayatımın, zamanımın, mesaimin geçtiği yer Maliye Bakanlığı’dır. Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır bütün hayatım bununla geçti. Türkiye zengin ülke, Türkiye’de kaynak var. Elin oğluna dünyanın parasını verince var, fakire gelince mi yok? Elin oğluna milyarları veriyorsunuz, üstelik milyarlarca dolar veriyorsunuz onlara…"

"Muhammed Ali Clay'in çiftliğini satın alacak, kendi geleceğini inşa edecek, Kılıçdaroğlu'da seyredecek"

"50 milyar dolar, 100 milyar dolar paralar gidiyor; hiç endişe etmeyin, bu ülkede fakirin fukaranın hakkını yiyen, tüyü bitmemiş çocuğumuzun evladımızın hakkını yiyenlerden o paraların tamamını alacağım. Oraya gidecek, milyar dolarlar alacak, milyar dolarları aldıktan sonra Londra’ya gidecek; Londra’dan villalar alacak, paraları transfer edecek; Amerika’ya götürecek, Manhattan’da gökdelen yapacak, Muhammed Ali Clay’in çiftliğini satın alacak, kendi geleceğini inşa edecek, Kılıçdaroğlu da seyredecek. Böyle bir şey yok. Ben sizin hakkınızı, hukukunuzu savunmazsam niye siyaset yapayım? Siyaset zenginleşme aracı değildir; bir adam ben siyasete girdim ve zenginleştim diyorsa bilin ki malı götürmüştür. Başka bir şey yok, siyaset zenginleşme aracı değil; siyaset, insana hizmet etme aracıdır, ülkeye hizmet etme aracıdır. Biz siyaseti böyle anlıyoruz, siyaseti böyle inşa etmek istiyoruz, doğrusu da budur; ahlaki olanı da budur. Siz bunu yaparsanız bu ülkede hiçimse aç ve açıkta kalmaz. Temel hedefimiz de bu. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı, herkesin gülümsediği, parklarında, caddelerinde, sokaklarında herkesin rahat gezebildiği, çocukların parkta oynadığı, yaşlıların çocuklar ile beraber eğlendiği güzel bir Türkiye inşa edebiliriz. Niye etmeyelim? Şu Karadeniz’in yeşilliğine bakın, Karadeniz’in maviliğine bakın… Bu kadar güzel bir coğrafyada hüzün olur mu Allah aşkına? Hüznün olmaması lazım." açıklamalarını yaptı. 

ANKA