Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Kafa karıştıran Suriyeli politikası

Suriye’de, Mart 2011’de başlayan çatışmalar ve ardından gelen iç savaş, milyonlarca kişiyi evsiz bıraktı. Yaşanan iç savaş nedeniyle milyonlarca sığınmacı, güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin açıkladığı verilere göre, 13 milyon 500 bin Suriyeli yerinden edilirken, 6 milyon 800 bini de mülteci olarak 128 ülkede hayatına devam ediyor. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre Türkiye’de, 3 milyon 559 bin Suriyeli bulunuyor.

Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ni coğrafi kısıtlama ile uygulaması nedeniyle sadece Avrupa’dan gelen ve mülteci tanımına uygun kişilere mülteci hakları tanınıyor. Sözleşmeye göre Avrupa dışından gelenlere ise geçici koruma statüsü veriliyor. AK Parti iktidarı, önce Suriyeliler için hukuksal geçerliliği olmayan ‘misafir’ söylemini kullanırken göçün hızlanmasıyla daha sonra ‘geçici koruma statüsünü’ devreye soktu.

Suriye’de iç çatışmalarla beraber açık kapı politikası uygulayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriyeliler’e ev sahipliği yapacağını duyurmuştu. Ancak açık kapı politikasının, ülkenin kaldıramayacağı yoğunlukta bir göç hareketine yol açması, sığınmacıların hedef haline gelmesine neden oldu.

Suriye İç Savaşı’nın başladığı yıl olan 2011’den bu yana, Türkiye’ye gelen Suriyeliler’in durumu hem toplumda hem de siyasetçiler arasında en çok tartışılan konulardan birisi oldu. Suriyeli sığınmacıların sayılarının artması, belirgin bir biçimde ucuz iş gücüyle çalıştırılmalarının kamuoyunda görülmesi, sosyal medyadaki dezenformasyon, Avrupa Birliği’nin Suriyeli sığınmacılar için yeterli fonu Türkiye’ye sağlamaması, siyasetçilerin iç politikada konjonktüre göre sığınmacılar açısından farklı söylemlerde bulunmasına yol açtı.

Kim ne demişti?

Recep Tayyip Erdoğan

Savaşın ilk günlerinde, 6 Ağustos 2011 tarihinde, Suriye’deki savaşı “iç mesele” olarak değerlendiren dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz Suriye konusunu bir dış mesele olarak, bir dış sorun olarak görmüyoruz. Suriye meselesi bizim bir iç meselemizdir” derken göç dalgasının başladığı dönemde Suriyeliler’e kapılarının açık olduğunu söyledi: “Bizim kapıları kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil” açıklamalarında bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan olduğu dönemde, 5 Eylül 2012 tarihinde, muhalefetin Suriye politikalarına yönelik eleştirilerine cevap verirken şöyle konuşmuştu: “İnşallah biz en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii’nde namazımızı da kılacağız.”

Erdoğan, 2014 yılında cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yurt içi gezisini, mültecilerin yoğun yaşadığı Gaziantep’e yapmıştı. Burada yaşayan mültecilerle görüşen Erdoğan, “Yaklaşık dört yıldır sizi misafir etmenin memnuniyeti içindeyiz. Sizler muhacir oldunuz. Mecburiyet içinde yurtlarınızı terk ettiniz. Kim ne derse desin bize yük değilsiniz. Sizi daha iyi şartlarda misafir etmeyi isterdik” ifadelerini kullanmıştı.

Daha önce sığınmacılar için sınırın açılıp açılmayacağına ilişkin bilgi veren Erdoğan, 2016 yılında yaptığı konuşmada, AB'nin Türkiye'ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar euroluk ödemenin gelmediğine dikkat çekerek, "Kusura bakmayın alnımızda enayi yazmıyor. Edirne'den insanları otobüslere bindirdik geri çevirdik. Bu 1 olur 2 olur. Kapıları açarız hadi hayırlı yolculuklar deriz" demişti. Erdoğan’ın yine aynı yıl, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye ile müzakerelerin geçici olarak askıya alınmasını tavsiye etmesine tepki göstererek, "Daha ileri giderseniz, sınır kapıları açılır" demesi de bu görüşü desteklemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Temmuz 2016 tarihinde, İstanbul’daki bir konuşmasında Suriyeli sığınmacılar konusuna değinerek, vatandaşlık verilmesine karşı çıkanları eleştirmişti. Erdoğan, şunları söylemişti: “Şimdi, Suriye'den ülkemize gelen 2 milyon 700 bin muhacir var değil mi? Biz de hamdolsun ensarız. Ne büyük makam bu ya, ne büyük makam.”

Erdoğan, 8 Kasım 2019 tarihinde, Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde yaptığı konuşmada, "Hani birileri diyor ya 'Suriyeliler gitsin.' Asla biz bunlara eyvallah edemeyiz." ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan, 10 Aralık 2019'da yaptığı açıklamada, "Bay Kemal rahatsız olur" diyerek Suriyelilere vatandaşlık vermeye devam edeceklerini vurgulamıştı. Erdoğan o konuşmasında, şöyle demişti: "110 bin Suriyeliye vatandaşlık verdik. Diğerleri için de vatandaşlık sürecini daha da artırma konumundayız. Çünkü bu insanlar ülkemde kaçak köçek yaşamasın. Herhangi bir kurumda, kuruluşta rahatlıkla işini bulsun, çalışsın. Ha tabi buna Bay Kemal rahatsız olur!"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 Mart 2020 tarihinde, AK Parti Grup Toplantısı'nda sığınmacılarla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: "40 milyar doları bu işte harcayan Türkiye, evelallah bir 40 daha harcar. Bu milletin bereketli olan kesesi vardır.”

Erdoğan, benzer bir tutumu geçen ay da devam ettirdi. Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 15 Mart 2022 tarihinde düzenlenen “Uluslararası İyilik Ödülleri” töreninde Suriyeli mültecilere ilişkin şunları söyledi: “Bu güzel ülkemizde ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz çünkü biz ensarın ne olduğunu, muhacirin ne olduğunu çok iyi biliriz. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz.”

Erdoğan, söylemini değiştirdi

Erdoğan, 18 Nisan 2022 tarihinde, Avrupa Birliği büyükelçileriyle gerçekleştirdiği iftar programında aynı konuya ilişkin bu kez farklı bir söylem geliştirdi. Suriyeli mültecilerin “onurlu ve gönüllü geri dönüşü” için ellerinden gelen gayretleri gösterdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye’nin 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere yaklaşık beş milyon mülteciye ev sahipliği yaptığından bahsederek, “Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sığınmacı tartışmalarına ilişkin 20 Nisan 2022'de gerçekleştirdiği grup toplantısı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunurken, sığınmacılara ilişkin tartışmalara da değindi. Erdoğan, "Huzurlu bir ortam sağlayınca zaten kendileri gönüllü olarak oraya dönecektir" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 19 Nisan 2022 tarihinde yaptığı açıklamada, Suriyeli sığınmacılar konusunda, "Bu bayram ve önümüzdeki bayram içinde güvenli bölgelere gidiş konusunda bizim de bir tahdidimiz, kısıtımız söz konusu. Bayram gidişine müsaade etmeme konusunda kısıtımız var" dedi.

Soylu, konuşmasının devamında, Suriyeli sığınmacı meselesinin provoke edildiğini belirterek, "Bu insanlar elbette ki kendi memleketlerine geri dönecekler. 490 bin üzerindeki Suriyeli güvenli bölgelere döndüler, bundan sonra da dönecekler.” açıklamasında bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde, 12 Eylül 2021 tarihinde, gazetecilere konuşurken, "Başta Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği'yle, Suriyeliler başta olmak üzere mültecilerin ülkelerine döndürülmesi için çalışmalarımız var'' ifadelerini kullanmıştı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki

AK Partili Mehmet Özhaseki, 26 Temmuz 2021 tarihinde katıldığı bir TV programında o dönemde tartışılan sığınmacı sorunuyla ilgili, "Bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyor; boşuna popülizm yapmayın, gönderemezsiniz" görüşünü savunmuştu.

AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay

Türkiye'de bulunan Suriyeli göçmenlerin ekonomiye önemli katkıları olduğunu savunan AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, 26 Temmuz 2021 tarihinde bir gazeteye verdiği demeçte, şunları söylemişti: "İşverenler, yatırımcılar, sanayiciler Suriyelilerden çok memnun. Çok önemli bazı yerlerde Suriyelileri çekin, bu ülke ekonomisi çöker."

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 2 Eylül 2021 tarihinde MYK toplantısının ardından basın açıklaması yaparken, göçmen akınıyla ilgili konuşmuştu. Çelik, "Bundan sonra Türkiye'nin bir tek mülteci daha alacak durumu yoktur. Herkes Afgan göçünü önlemek için elini taşın altına koymalı" demişti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli

MHP Lideri Devlet Bahçeli partisinin 19 Şubat 2013’teki grup toplantısında Suriyeli sığınmacılar için “Evini barkını geride bırakmaya mecbur kalan Suriyeli kardeşlerimizin varlığı tam anlamıyla trajediye dönüşmüştür” dedikten sonra şunları kaydetmişti: “Ne var ki ülkemizde bazı sığınmacıların çıkardığı olaylar, karıştıkları kavga ve sebep oldukları sıkıntılar vatandaşlarımız açısından makul ve üstesinden gelinebilir sınırlar içinde kalmamıştır.”

Bahçeli, 31 Temmuz 2021’de ise “Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır. Küresel ve bölgesel güçlerin bu düzensiz göçteki parmak izlerini iyi araştırmak gerekmektedir” diyerek, bayram ve tatillerde Suriye’ye giden mültecilerin geri dönmelerine izin verilmemesini istemişti.

MHP Lideri, partisinin 19 Nisan 2022 tarihli grup toplantısında ise Erdoğan gibi mültecilerle ilgili söylemini değiştirdi: “Demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Türkiye’de geçici koruma statüsüyle bulunurken asayiş ve toplumsal huzuru kim bozuyorsa, derhal, gözünün yaşına bakılmadan, sınır dışı edilmelidir. Suriye’de ateş söner sönmez, herkes evine Türkiye’nin güvencesi altında kavuşmalıdır. Ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sunanlar da başımızın üstündedir. Onlara diyecek bir şeyimiz yok.”