Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

İktisatçı Sönmez: "Bu, geleceğe dönük umutsuzluğu gösteriyor"

Ekonomi yazarı Mustafa Sönmez, tüketici güven endeksinde yaşanan düşüşün erken seçim talebi olarak okunabileceğini belirterek, "Bu aynı zamanda tek adam sisteminin dört yılına dair bir referandumdur. Toplum bu sisteme onay vermemiştir" dedi.

İlknur Yağumli

ANKARA- İktisatçı Mustafa Sönmez, haziranda tüketici güven endeksinin "dip" yapmasını, "Bu, bir dışavurumdur. İnsanlar yaşadıkları geçim sorununu, geleceğe dönük umutsuzluklarını bu şekilde ifade ediyorlar. Dolayısıyla güven konusu, yaşanan ekonomik konjonktürle birebir ilişkilidir" sözleriyle değerlendirdi. 

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın iş birliğiyle hazırlanan ve dün açıklanan tüketici güven endeksi, haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 6,2 oranında azaldı. Mayıs ayında 67,6 olan endeks, bu ay 63,4 oldu. Tüketici güven endeksi "dip" seviyeye ulaştı. Ekonomi yazarı Mustafa Sönmez, tüketici güven endeksinde yaşanan tarihi düşüşü GAZETE DURUM'a değerlendirdi. Sönmez, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Tüketici güven endeksinin dip yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tüketici güven endeksi, önemli bir endeks. Hane halkına 12 ay mevcut durumla ilgili beklentileri sorulur. Bunlar 12 ay sonra bir iyileşme olacak mı, bir dayanıklı tüketim malı alma eğilimi var mı, ekonominin geleceği ile ilgili beklentisi nasıl gibi sorulardır. O anlamda tüketici demek biraz da seçmen demektir aslında. Dolayısıyla buradan ekonomiye ilişkin mesajlar olduğu kadar politik mesajlar üretmek de mümkün. Güven endeksi değerinde ciddi bir azalma var aydan aya. Geçen yıl 82'ye yaklaşan bu değer, bugün 63'e indi yani 20'ye yakın değer kaybı var bir yıl içinde. Bu da Erdoğan iktidarına olan güvensizliğin hızla arttığını ortaya koyuyor ve politik olarak da önümüzdeki bir yılda bile bir düzelme olmayacağına dair bir mesaj veriyor. Bunun TÜİK tarafından yapılıyor olması oldukça önemli. Devlet eliyle yapılan bir anket ciddi bir güvensizlik ortaya koyuyor. İlerleyen günlerde tamamlayıcı endeksler yayımlanacak. Reel sektör endeksi ile sektörel güven endeksleri. Sonra bunun bileşeni olan ekonomi güven endeksi üretiliyor. Burada da aynı eğilimi göreceğiz.

12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi mayısta yüzde 4 iken bu ay yüzde -10 olarak açıklandı. Tüketici, satın alma gücünü kaybederken umudunu da mı kaybediyor? Ekonomik kriz derinleştikçe tüketicinin ekonomiye güveni azalıyor mu?

Tabii. Tüketici bir yandan enflasyonu görürken diğer yandan elindeki geliri görüyor. Enflasyonla baş etme ihtimalinin zayıf olduğunu da görüyor. Dolayısıyla kendisini böyle ifade ediyor. Bu iktidarla bu işlerin düzelmeyeceğine dair hissiyatını ortaya koymuş oluyor. Bu bir dışavurumdur. İnsanlar yaşadıkları geçim sorununu, geleceğe dönük umutsuzluklarını bu şekilde ifade ediyorlar. Dolayısıyla güven konusu, yaşanan ekonomik konjonktürle birebir ilişkilidir.

Tüketici güven endeksi için "iktidarın güven oyu" deniliyor. Açıklanan veriler seçim için nasıl bir sinyal veriyor?

Erdoğan, 2018'de Cumhurbaşkanı Hükûmet Sistemi'ni başlattığında tüketici güven endeksi değeri 92'ydi. Bu endeks, 92'den 63'e geriledi yani 30 puanlık bir azalma söz konusu. İki gün sonra 24 Haziran seçimlerinin dördüncü yılı olacak. Bu dört yılda hiçbir iyileşme yok. Bu aynı zamanda Erdoğan iktidarının dört yılına dair bir referandumdur. Toplum onay vermemiştir. Bir şekilde bu, hükûmet sisteminin, tek adam sisteminin iyilik getirmediğine dair bir güven oylaması gibi de okunabilir. 

Bu veriler erken seçim habercisi mi? Vatandaşın seçim talebi var mı?

Tüketici, maddi durumunun iyileşeceğini, ekonominin iyileşeceğini öngörmüyor. Buna bağlı olarak dayanıklı tüketim malı harcaması yapmaktan da önemli ölçüde kaçınıyor. Bu da tüketicinin geleceğe dair güvensizliğini koruduğunu ortaya koyuyor. Halkta erken seçim beklentisi var. Bu veriler de onu gösteriyor. Böyle bir güvensizlik içinde olan insanlar bunu aşmanın yolunun sandık olduğunun, bunun bir politik mesele olduğunun farkındalar. Bu verileri aslında erken seçim talebi olarak okuyabiliriz.