Manisa'da kurulacak fabrika için iş ilanları yayımlandı
Manisa'da kurulacak fabrika için iş ilanları yayımlandı
İdil Bilgen, Bingöl'e atandı
İdil Bilgen, Bingöl'e atandı
Kenti karıştıran atama
Kenti karıştıran atama
Aşiret düğünlerinde paranın kaynağı nereden geliyor
Aşiret düğünlerinde paranın kaynağı nereden geliyor
123456789
Manisa'da kurulacak fabrika için iş ilanları yayımlandı
Manisa'da kurulacak fabrika için iş ilanları yayımlandı
İdil Bilgen, Bingöl'e atandı
İdil Bilgen, Bingöl'e atandı
Kenti karıştıran atama
Kenti karıştıran atama
Aşiret düğünlerinde paranın kaynağı nereden geliyor
Aşiret düğünlerinde paranın kaynağı nereden geliyor
123456789

Eriş: "Milyonlarca çocuk sadece okulda yemek yiyor"

Eğitimci-Yazar Bahar Eriş, dünyada milyonlarca çocuğun sadece okuldayken yemeğe erişebildiğine dikkat çekti.

İlknur Yağumli

ANKARA- Eğitimci-Yazar Bahar Eriş, dünyada 50 milyon çocuğun beslenme yetersizliğinin en tehlikeli biçimi olan "boya göre aşırı zayıflık"tan etkilendiğini bildirdi. Bu rakamın 2022’ye kadar 9 milyon daha artabileceğini belirten Eriş, "Dünyada milyonlarca çocuk sadece okuldayken yemeğe erişim sağlayabiliyor" dedi.

Yoksulluğun çocuklardaki etkilerine değinen Eriş, bunun en tehlikeli biçimini yetersiz beslenme olarak değerlendirdi. Eşitsizliğin derinleştiğini vurgulayan Eriş, "Dünyada milyonlarca çocuk, sadece okuldayken yemeğe erişim sağlayabiliyor. Okuldaki yemek olmadığında hasta olma riski var, okulu bırakma riski var, dolayısıyla yoksulluk döngüsünü kırma konusunda şansını kaybeden çok çocuk oldu" diye konuştu. Eriş, pandeminin çocuklarda bıraktığı enkazın etkilerini de anlattı.

GAZETE DURUM yazarı Bahar Eriş, Türkiye'de her geçen gün derinleşen yoksulluğun çocukları nasıl etkilediğini, psikososyal olarak ne tür sorunlara yol açtığını, pandeminin etkilerini ve kalıcı miras haline gelen yoksulluğu değerlendirdi. Eriş'in açıklamaları şu şekilde:

"Pandemi, çocukları etkileyen en büyük kriz: Pandemiye hazırlıksız yakalandık. Eğitim alanına özgü ne gibi zorluklar yaşandı diye bakarsak, uzaktan eğitimi oluşturma ve sürdürmede zorluklar, okulu bırakma oranlarında artış, eğitime erişimde eşitsizlik, öğrenme kayıpları, hazırlıksız yakalanan kaygılı ebeveynler, yetersiz beslenme, ev içi şiddete maruz kalma, sosyal izolasyon, teknolojiye ulaşamama, ebeveynlerin desteksiz kalması gibi belli başlı sorunlardan söz edebiliriz.

UNICEF 75 yıllık tarihinde çocukları etkileyen en büyük krizin bu olduğunu söylüyor. 2021 Aralık tarihli bir raporları var. Bulgular endişe verici. Ekim 2020 itibarıyla pandemi, ülkelerin yüzde 93’ünde kritik ruh sağlığı hizmetlerini kesintiye uğrattı veya durdurdu. 2030’dan önce çocuk yaşta evlilik vakalarında 10 milyonluk bir artış meydana gelebilir. Pandeminin getirdiği yoksulluk artışı sebebiyle 9 milyon çocuk daha 2022 sonuna kadar çocuk işçi olma riski altında.

50 milyon çocuk 'boya göre aşırı zayıf': 50 milyon çocuk beslenme yetersizliğinin en tehlikeli biçimi olan 'boya göre aşırı zayıflık'tan mustarip. Bu rakam 2022’ye kadar 9 milyon daha artabilir. Beslenme ve zihinsel ve fiziksel gelişim arasında yakın ilişki var. Dünyada milyonlarca çocuk sadece okuldayken yemeğe erişim sağlayabiliyor. Okuldaki yemek olmadığında hasta olma riski var, okulu bırakma riski var, dolayısıyla yoksulluk döngüsünü kırma konusunda şansını kaybeden çok çocuk oldu. 2020 Nisan ayında açıklanan BM raporunda okulların kapatılmasıyla dünya çapında sadece okul yemeklerine erişimi olan 370 milyon çocuğun beslenme açısından risk altında olduğu ortaya kondu.

Pandemi derinleşen yoksulluğu artırdı: UNESCO raporuna göre de dünya genelinde 1.6 milyar öğrenci eğitim hayatından pandemi nedeniyle 4.5 ay kaybetmiş. Eğitimi aksayan öğrenciler beceri ve eğitim eksikliği nedeniyle hayat boyu kazançlarından toplamda 17 trilyon dolar kaybedecek rapora göre. Pandeminin derinleşen etkisiyle yoksulluğun arttığı, eşitsizliklerin güçlendiği ve çocuk haklarının daha önce benzeri görülmemiş düzeylerde tehdit altında olduğu belirtiliyor.

Uzaktan eğitime erişimi olmayan dünyanın dörtte üçü yoksul veya kırsaldaki çocuklardan oluşuyor. Bu da zaten var olan eşitsizliğin daha da derinleşmesi demek. Salgın döneminde aile içi şiddette de artış görüldü. Bu durumun özellikle yoksul hanelerde böyle olduğunu kestirmek güç değil. Bu da çocukların gelişimi için ayrı bir risk unsuru.

En olumsuz etkilenen grup sığınmacı çocuklar: Pandemiden her aile farklı şekillerde etkilendi elbette. Ailelerin eğitim ve gelir düzeyi, çocuk sayısı, dijital araçlara erişim, sosyal destek sistemleri belirleyici oldu. Mesela özel gereksinimli çocuğu olan aileler en ağır etkilenenlerden. Onlar zaten normal koşullarda da özel eğitim hizmetleri almakta zorlanıyordu, pandemiyle birlikte bu daha da zorlaştı. Sayıları giderek artan sığınmacı çocuklar da en olumsuz etkilenen gruplar arasında.

Okul öncesi dönem çok kritik: Tablo iç açıcı değil. Çözüm nerede? Dünya Bankası bu konuda bir rapor hazırladı. Raporda  özellikle yoksul aileler için erişilebilir erken çocukluk eğitim modellerinin yaygınlaştırılmasına vurgu vardı. Okul öncesi dönem çok kritik. Çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal gelişim fırsatlarına eşit erişimi, ebeveyn eğitimi, yani kaliteli bir erken çocukluk dönemi müdahalesi olmadan bu sorunları aşmak zor. Ebeveynlerin sosyal destek görmesi de kritik. Pandemiyle ilgili araştırmalara göre, ebeveynlerin sosyal desteği varsa, evdeki sorumluluklar paylaşılıyorsa çocuklarına da daha iyi destek olabiliyorlar."