Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Türkiye’ye Musul daveti
Türkiye’ye Musul daveti
Atatürk anısına özel konser
Atatürk anısına özel konser
123456789
Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Türkiye’ye Musul daveti
Türkiye’ye Musul daveti
Atatürk anısına özel konser
Atatürk anısına özel konser
123456789

"Erdoğan'a meydan okuyan eski bir muhasebeci"

Wall Street Journal’in, Orta Doğu Temsilcisi Jared Malsin, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir röportaj gerçekleştirdi. Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, şimdiye kadarki en zorlu seçim sınavıyla karşı karşıya olduğu belirtilirken, ana rakibinin, uzun süredir politikanın içerisinde olan ve ‘az bir karizmaya’ sahip Kemal Kılıçdaroğlu olduğu ifade edildi. 

WSJ’a göre, Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile birlikte Türk siyasetinin demirbaşlarından. Deneyimli bir devlet adamı olduğu için geniş çapta saygı görüyor, soluk bir kamu kişiliği olmasından ötürü eleştiriliyor. Yazıda, Kılıçdaroğlu’nun, altılı ittifaka liderlik etme göreviyle karşı karşıya olduğu belirtilirken, ittifakın henüz bir aday seçmediği ancak Kılıçdaroğlu’nun, ittifakın en büyük partisinin lideri olduğu hatırlatıldı. 

Kılıçdaroğlu’nun, ince ve beyaz saçlı olduğunun, tel çerçeveli gözlük kullanmasının altı çizilirken, ana akım ekonomi politikasını restore etmeyi kampanyasının merkezi haline getirdiği vurgulandı. Wall Street Journal, Kılıçdaroğlu’nun, ülkede azalan hukukun üstünlüğü ve yükselen hayat pahalılığı hakkında düzenlediği mitinglerde büyük kalabalıklar toplamasına dikkat çekti.

“Tencereye yenilmeyecek hükümet yoktur”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, The Wall Street Journal'a verdiği röportajda krizin Erdoğan’ı devireceğini iddia ederek, "Tencereye yenilmeyecek hükümet yoktur" dedi.

Yazıda, Kılıçdaroğlu’nun yıllarca Maliye Bakanlığı'nda muhasebeci olarak görev yaptığı ve 2010 yılından bu yana CHP'nin lideri olduğu anımsatıldı. Kılıçdaroğlu’nun, 2017 yılında, Erdoğan'ın referandumuyla kurulan cumhurbaşkanlığı sisteminin kaldırılmasını savunduğu, iktidarın merkezileşmesini protesto etmek için Ankara’dan İstanbul’a yürüdüğü de hatırlatıldı. 

“Beyaz Türklerin partisi”

Kılıçdaroğlu’nun sakin bir siyasetçi olduğu, kamu politikasının ayrıntıları hakkında uzun soluklu politikaları benimsediğinin vurgulandığı yazıda, CHP’nin, kendisini modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün laik, batılılaştırıcı ideolojisi olan Kemalizm'in meşalesi olarak gördüğü ifade edildi. Erdoğan'ın destekçileri de dahil olmak üzere eleştirmenlerin, CHP'yi, 1999'da İslamcı AK Parti iktidara gelmeden önce ülkeyi on yıllar boyunca yüksek sesle yöneten seçkin “beyaz Türklerin” partisi olarak gördükleri belirtildi.

“Türk halkı Erdoğan’ı istemiyor”

WSJ, bir düşünce kuruluşu olan IstanPol'un Genel Koordinatörü Seren Selvin Korkmaz’ın görüşlerine de yer verdi. Korkmaz, Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiden gelmesinin onun için zayıflık olduğunu belirtse de, “Öte yandan da Türk halkı yeni bir Erdoğan istemiyor” dedi.

Haberde, Erdoğan’ın, 2003'te başbakan olduğundan bu yana, ustaca manevralar ve siyasi konuşmalarıyla iktidarda kaldığı belirtildi. Erdoğan’ın görevde kalmak için, muhalefetin adayının kim olması gerektiği ve halkın Kılıçdaroğlu’na karşı isteksizliği de dahil olmak üzere, en iyi şansının muhalefetin zayıf yönlerinden yararlanmak olduğu vurgulandı.

"Diğer muhalefet liderleri Erdoğan’a karşı daha üstün"

WSJ’nin haberine göre, Türkiye'de ekonomik krizinin derinleşmeye başladığı geçen yıldan bu yana, Kılıçdaroğlu, anketlerde genellikle Erdoğan'ı geride bıraktı. Anketler, diğer muhalefet liderlerinin cumhurbaşkanına karşı daha üstün olduğunu gösterdi. Ekrem İmamoğlu için ‘sevilen’ tabirini kullanan gazete, İmamoğlu’nun Erdoğan’ı geride bıraktığını dile getirdi. Haberde eski bir İçişleri Bakanı ve merkez sağ ikonu olan muhalefet ittifakı ortağı Meral Akşener'in de Erdoğan'a olan üstünlüğüne değinildi.

"Rusya-Ukrayna Savaşı, Erdoğan’ın profilinin yükselmesini sağladı"

Yazıda, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, Erdoğan'a, bölgesel krizde Türkiye'ye -yönlendiren bir lider olarak- güven sağlayacak bir dış politika olayına dönüşebileceği öne sürüldü. Türkiye'nin krizdeki rolünün, bazı yabancı liderlerin kendisini bir otokrat olarak görmesinden yıllar sonra Erdoğan'ın dünya lideri olarak profilinin yükselmesini sağladığını iddia eden gazete, geçen yıl göreve başladıktan sonra Erdoğan ile aylarca görüşmeyen Başkan Joe Biden’ın, Erdoğan’a, mart ayındaki krizde arabuluculuk rolü için övgüde bulunmasını da hatırlattı. 

Hükümetin Ukrayna krizini ele alış şeklinin, Erdoğan'ın anketlerde küçük bir sıçrama yapmasına yardımcı olduğunu belirten gazete, Türkiye’de yapılan anketlerden bahsetti. MetroPOLL'ün anketine yer veren gazete, iktidardaki AK Parti'nin oy payının mart ayında şubata göre yüzde 3 oranında arttığının altını çizdi.

"Kılıçdaroğlu, dış politika konusunda çizgisini belirlemekte zorlanıyor"

Haberde, Kılıçdaroğlu’nun dış politika konusunda çizgisini belirlemekte zorlandığı öne sürüldü. Kılıçdaroğlu’na, Ukrayna krizini Erdoğan'dan farklı olarak nasıl ele alacağı sorulduğunda, Kılıçdaroğlu, hükümetin bazı yaklaşımlarını yansıtan bir politikanın ana hatlarını şu şekilde dile getirdi: “İktidara geldiğimizde Türkiye'nin ulusal çıkarlarını ön planda tutacağız ve Rusya ile daha dengeli ve iyi komşuluk ilişkileri kurarken, yükü ve sorumluluğu NATO ile daha adil paylaşacağız.”

“Türkiye, Ortadoğu ülkesi değil”

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Rusya ile yaptığı silah anlaşmasını iptal edip etmeyeceğini söylemezken, Erdoğan'ın Türk kurumlarını aşındırdığı ve ülkenin Avrupa'daki itibarını zedelediği yıllardan sonra, duraklama dönemine giren Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım başvurusunun başlatılmasından yana olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “Türkiye bir Ortadoğu ülkesi olarak değil, Batı medeniyetinin bir parçası olarak kalkınmak istiyor” ifadelerini kullandı.

“Erdoğan, meydan okumayı kabul etmedi”

Röportajda, Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın karizmasına sahip olmadığı iddiasını ise somut örneklerle savuşturmaya çalıştı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a 2017 yılında televizyonda bir münazara yapmak için meydan okurken, “Sana karizmanın ne olduğunu göstereceğim. Karşıma çık!" dediğini hatırlattı. Erdoğan ise bu meydan okumayı kabul etmemişti.

“Akşener’in gölgesinde kalıyor”

Yazıda, Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan'ın muhafazakar tabanından oyları çekmekle tehdit eden, hızla büyüyen bir merkez sağ partinin kurucusu olan ana koalisyon ortağı eski İçişleri Bakanı Akşener'in gölgesinde kaldığı da öne sürüldü.

2017'de kurulan İyi Parti’nin, şimdiden anketlere göre üçüncü, parlamentodaki sandalye sayısına göre dördüncü büyük parti olduğuna vurgu yapılırken, Akşener’in geçtiğimiz günlerde Erdoğan'ı Çin'e yakınlaştığı için eleştirmesi ve bunun, Akşener’in hükümete sağdan saldırma yeteneğinin bir örneği olduğunun altı çizildi.

Röportajda, Ankara merkezli Türkiye Ekonomik Araştırmalar Vakfı'nda politika analisti olan Selim Koru’nun görüşlerine de yer verildi. Koru, “Kılıçdaroğlu gerçekten zayıf bir dış politika insanı” dedi. Koru, Meral Akşener’in, dış politika konusunda Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi olduğunu ifade ederek, "Akşener biraz daha şahin ve dış politika söz konusu olduğunda biraz daha şahsiyetli bir kişiliğe sahip." sözlerini dile getirdi.

"Türk halkı yeni bir alternatife hazır"

WSJ, bazı Türk seçmenlerinin, Kılıçdaroğlu'nun zayıflıklarını ve bir bütün olarak muhalefetin kusurlarını görmezden gelmeye, kötü ekonomi ve hükümetin aşırı güç kullanımı nedeniyle yeni bir alternatife hazır olduklarını belirtti.

“Kamu kaynaklarının israfına son vermede kararlıyız”

Yazının sonunda, Kılıçdaroğlu’nun, halkı ekonomiyi canlandırma konusunda ikna etmesi gerektiğinin altı çizildi. Röportajda, ekonomiyi nasıl düzelteceği sorulduğunda Kılıçdaroğlu, bağımsız bir Merkez Bankası Başkanı’nın atanması, yolsuzluğun ortadan kaldırılması ve ekonomik politikalar için bir “Stratejik Planlama Teşkilatı” kurulması da dahil olmak üzere gerçekleştireceği bir dizi değişiklikten söz etti. Kılıçdaroğlu, sözlerine son verirken, “Kamu kaynaklarının israfına son vermek konusunda çok kararlıyız” dedi.