Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

"Yeni bir döviz şoku yaşanabilir"

Ekonomist Dr. Murat Kubilay, yeni bir döviz şokunun yaşanacağına işaret ederek, bu işin çok tehlikeli yerlere gelip finans sisteminin sarsılabileceği uyarısında bulundu.

Haber Merkezi

ANKARA- Ekonomist Dr. Murat Kubilay, Türk lirasındaki değer kaybına işaret ederek, Türkiye ekonomisinin gün geçtikçe dibe battığını söyledi. Kubilay, düşük ithalat ve düşük cari açık politikasının iflas ettiğini belirtti.

Martta cari açık 24,2 milyar dolara yükselirken ekonomistler, bu rakamın yıl sonu itibarıyla 45 dolar seviyesine çıkmasını bekliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre yüzde 70'i bulan enflasyon ve hayat pahalılığı ekonomi politikasının yakıcı bir sonucu olurken, hareketlenen döviz kuru 16 liraya dayandı.

Ekonomist Dr. Murat Kubilay, hükümetin uyguladığı yüksek döviz kuru politikasının amacını ve geldiği durumu değerlendirdi. Yüksek döviz kuruna dayalı sistemde hane halkının satın alma gücünün düşüp ithalat talebinin azalacağını ifade eden Kubilay, işgücü maliyeti, kiralar, araziler ucuzlayacağı için de üretimin öne çıkıp, ihracatın artacağını söyledi. Kubilay, Ukrayna Savaşı'yla birlikte emtia fiyatları ve enerji maliyetlerindeki yüksek artışlardan dolayı bu durumun öngörülenden daha kısa sürede ömrünü tamamladığını belirtti.

Kubilay, enflasyon artışıyla, ekonomide düşünüldüğü kadar rekabetçi güç oluşturulamadığını söylerken, “İhracat beklenen sıçramayı yapamadığı gibi enerjiden dolayı da ithalat istenildiği kadar düşürülemedi” dedi. Bunun sonucunda cari açığın artarak kur üzerinde baskı oluşmaya başladığını ifade ederek, tabloyu dengeleyebilecek bir sermaye girişinin yaşanmadığını belirtti. Kubilay, turizmden beklenen gelirlerin bugüne kadar yalnızca durumu ötelemeyi başardığını kaydetti.

Dolar 15 liraya ulaştıktan sonra tehlike fark edildi

Gazete Duvar'a konuşan Kubilay, “Dolar kuru 15 liraya ulaştıktan sonra ekonomi yönetiminin yavaş yavaş satıştan vazgeçip kuru serbest bırakması, eldeki satabileceği alanın daralmasını görmesi ve bunun çok daha tehlikeli yerlere geleceğini fark etmesiydi” dedi. Kubilay, Türkiye'nin dış borcunu (441 milyar dolar) ve ithalat yükümlülüklerini ödemekte sıkıntı yaşayabileceğini görüp çekilmesiyle hareketlilik yaşandığını dile getirdi.

Kubilay, dolar kurunu 16 seviyesinde sabitleyerek sorunu çözeceklerini düşündüklerini ancak döviz açığının yapısal olması nedeniyle başarılı olamayacaklarını ifade etti. Dolar kuru ne kadar aşağıda olursa ömrünün o kadar kısa olacağını anlatan Kubilay, “Daha yukarlardaki bir rakamı savunma hattı gibi seçerlerse süreci bir süre daha götürebilirler” dedi.

Yeniden bir kur şoku yaşanabilir

Ekonomist Kubilay, “Ukrayna Savaşı'nın yarattığı ithalat artışı, küresel merkez bankalarının son 40 yılın en yüksek enflasyonuna agresif şekilde yanıt verme istekleri, Türkiye'nin yapay politikalarla süreci bir yıl daha götürmesini engellemiş oldu” diye konuştu. Kur artışlarının üzerine yeniden bir kur şoku yaşanacağının sinyalini veren Kubilay, şu an kur şoku yaşanmadığını yalnızca dövizdeki arz-talep dengesinden kaynaklı doların hafif hafif arttığını ifade etti. Geçen yıl kasım ve aralık aylarında yaşanan benzer bir durumun önümüzdeki haftalarda gerçekleşebileceğine işaret etti.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun yapacağı toplantılarda telafi edici geri adımlar atılırsa, daha pozitif bir durumun olabileceğine işaret eden Kubilay, “Bu saatten sonra ya daha olağan politikalara geçiş ya da sermayenin serbestisini daha engelleyici politikalar tercih edilecek veya dışarıdan döviz kaynağı bulunacaktır” dedi. Kubilay, uzun yıllardan beri Körfez bölgesinden, Uzakdoğu'dan büyük paraların geleceğine dair şehir efsaneleri olduğunu ancak bunların gerçekleşmediğini belirterek, “İkili anlaşmalar Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmayacaktır. Belli bir yerden sonra tekrar tıkanma olacak ve yeni bir şok yaşanacak" uyarısında bulundu.

Merkez Bankası'nın 10-15 milyar doları kaldı

Kubilay, Merkez Bankası'nın dövizi baskılayacak rezervinin tükenme noktasına geldiği söylemleri üzerine tartışmaları üzerine, “Merkez Bankası rezervinde satılabilir düzeyde 10-15 milyar dolar düzeyinde bir para kaldı” bilgisini verdi. Turizm gelirlerinin bir kısmı önden gelmesine rağmen durumun bu olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Bu parayı 15 lira seviyesinde heba etmeyelim, İleride daha zor günler için saklayalım demelerine neden oldu.” Merkez Bankası'nın turizmden gelen paranın bir kısmını sattığını belirten Kubilay, kaynağın düşünülenden daha erken tükendiğini ifade etti. İktidarın bu bir süre daha önleyebileceğini ancak sonucun kaçınılmaz olduğundan bahsederek, “Bu iş tehlikeli yerlere kadar gelecek, öncekilerden çok daha farklı olacak. Sadece enflasyon değil, finansal sistem de sarsılacak” diye konuştu.

Enflasyonda iyileşme beklemek iyimser olur

Yeni bir kur atağı yaşanmadığı sürece enflasyonun daha makul adımlarla yükselmeye devam edeceğine dikkat çeken Kubilay, şöyle konuştu: “Enflasyonda bir iyileşme beklemek aşırı iyimserlik olur. Böyle bir iyileşme, tüm dünya konjonktüründe bir anda iyi bir gelişme olsa ancak öyle gerçekleşebilir. Ukrayna Savaşı bitse dahi Rusya'nın petrol ve gazı dışarıda bırakılmak istendiği için iyileşme mümkün değil."

ABD ekonomisinin güçlü olduğuna vurgu yapan Kubilay, asıl sorununun enflasyona odaklanma olduğunu söyledi. ABD Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele nedeniyle ilerleyen aylarda ekonomik büyümesinde sorunlar yaşayacağına işaret ederek, şunları kaydetti: “Bu tip dönemlerde ABD yüksek faiz verebildiği için Türkiye gibi riskli ülkelere para gitmek istemeyecek, haliyle Türkiye'nin de dış finansman kaynakları daralacak. Türkiye ekonomisini dış finansmanla döndürmeye çalıştığı için büyümesi zayıflayacak."