Gülse Birsel'in Vural Çelik'e vedası tepki çekti
Gülse Birsel'in Vural Çelik'e vedası tepki çekti
MÜSLÜMANLAR VE İSRAİL
MÜSLÜMANLAR VE İSRAİL
Çizdiği karikatür,
Çizdiği karikatür, "dünya birinciliği" ödülü aldı
Dubai çikolatası
Dubai çikolatası
123456789
Gülse Birsel'in Vural Çelik'e vedası tepki çekti
Gülse Birsel'in Vural Çelik'e vedası tepki çekti
MÜSLÜMANLAR VE İSRAİL
MÜSLÜMANLAR VE İSRAİL
Çizdiği karikatür,
Çizdiği karikatür, "dünya birinciliği" ödülü aldı
Dubai çikolatası
Dubai çikolatası
123456789

“Eğitimin insanlara verdiği ukalalık..."

Müzisyen Onur Şener'in öldürülmesi olayını değerlendiren Eğitim Yönetimi Profesörü Hasan Şimşek, cinayete karışan iki müfettiş ve mühendis için “Eğitimin insanlara verdiği ukalalık, boş bir özgüven de var. 'Maganda' ruhlu insanlarda eğitim başka bir şey veriyor, başka bir şekle bürünüyor bu insanlar" ifadelerini kullandı.

İleyda Özmen

ANKARA- Ankara Çayyolu'ndaki bir eğlence yerine gelen üç kişi, istekte bulundukları şarkıyı bilmediği gerekçesiyle tartıştıkları müzisyen Onur Şener'i mekân çıkışında ağır yaraladı. Şener, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Cinayetle ilgili tutuklanan 3 kişiden ikisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda müfettiş, diğerinin ise TAI'de mühendis olduğu belirtildi. Eğitim Yönetimi Profesörü Hasan Şimşek, cinayete karışan müfettişler ve mühendis için, “Eğitimin insanlara verdiği ukalalık, boş bir özgüven de var. Bu insanlar birazcık bilgi görgü sahibi oldukları için edindiği eğitimle gelen bilgiyi ve dili insanları manipüle etmek için de kullanabiliyor. 'Maganda' ruhlu insanlarda eğitim başka bir şey veriyor, başka bir şekle bürünüyor bu insanlar. İşte orada hukukun devreye girip bu insanları dizginlemesi lazım. Hukuk da olmadığı zaman herkesin kendi problemini kendi çözdüğü, sokakların mahkeme olduğu bir duruma geliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

GAZETE DURUM'a konuşan Prof. Dr. Hasan Şimşek, olaya karışan kişilerin eğitim durumunu ele alarak, şunları söyledi:

Dayanışma duygusunu, empati duygusunu tamamen yok ediyor: Neoliberalizmin bize dayattığı eğitim sistemleri yarışmacı, rekabetçi bir insan türü ortaya çıkarttı. Bu neoliberal politikalar; sosyal değerler, insanlık, hümanizma, saygı, sevgi gibi duyguları maalesef geri plana atıyor. Bunun bir öncekini İkinci Dünya Savaşı'na yol açan koşullarda gördük. Liberalizmin özü budur: İnsanı değerlerinden soyutlar. Bir anlamda vahşi bir dünyada ayakta kalmak zorunda bırakır. Sosyal değerler, toplumsal değerler çöktüğü için insanlar yalpalayabiliyorlar. Modern eğitim sisteminin ve toplumun, içinde bulunduğumuz siyasal atmosferin bizi getirdiği hal. İnsan hayatının hiçbir anlamı, değeri yok. Sadece hedonisttik değer var. Yani Benim zevkim, benim ilgim, benim param, benim geleceğim... Bu dayanışma duygusunu, empati duygusunu tamamen yok ediyor.

Akıntıya kapılmış giden bir insan problemiyle karşı karşıyayız: Toplumda hukukun artık ayaklar altına alındığı, herkesin kendi işini kendi gördüğü, ortada bir haksızlık olduğunu algılıyorsa birey, onun gereğini yerine getiriyor. Böyle bir vahşi düzen bizi bu hale getirdi. Sonuçta çok ciddi bir insanlık sorunuyla karşı karşıyayız. Savaşlardan kaçan insanlar, insanların hayatıyla oynayan politikacılar... Değerlerden arınmış, akıntıya kapılmış giden bir insan problemiyle karşı karşıyayız. Neoliberal değerler sisteminin, bireyci, herkesin kendi işini kendi gördüğü değerler sisteminin bizi getirdiği nokta bu. Yaşanan olay çok üzüntü verici bir durum. Bir insan hayatı istediğim parçayı çalmadın diye son noktayı koyabiliyor. Bir insanın gözünde bu kadar basit yani. Artık bu noktaya da geldik.

Eğitimin insanlara verdiği ukalalık, boş bir özgüven de var: Bu cehaleti kutsamak değil. Geçmişte bu tür kutsamalar oldu. “Cahil halkın selasetine güveniyorum” diyen insanlar da çıktı. Ben onu söylemek istemiyorum ama eğitimin insanlara verdiği ukalalık, boş bir özgüven de var. Bu insanlar birazcık bilgi görgü sahibi oldukları için edindiği eğitimle gelen bilgiyi ve dili insanları manipüle etmek için de kullanabiliyor. En çok kırmızı ışık ihlali yapanlar bu insanlardan çıkabiliyor. Edindikleri eğitimi ve dili insanları kandırmak ve manipüle etmek için de kullanabiliyorlar. Tam olarak insani değerlerden soyutlanmış, bu değerler sisteminden geçmiş insanlar ben merkezci ve ukala oluyorlar. Bu insanlar toplumun azınlık kısmı tabii. Eğitimli insanın çoğunluğunda olumlu değerleri görüyoruz ama bu bir anlamda maganda ruhlu insanlara eğitim başka bir şey veriyor, başka bir şekle bürünüyor bu insanlar. İşte orada hukukun devreye girip bu insanları dizginlemesi lazım. Hukuk da olmadığı zaman İngilizce "vigilante justice" dediğimiz herkesin kendi problemini kendi çözdüğü, sokakların mahkeme olduğu bir duruma geliyoruz.

Hukuksuzluğun, başıboşluğun göstergesi: Yaşanan olay, hukuk sisteminin çöktüğünü gösteriyor. Bu durum toplumu kaosa sürükler. İnsanlar kendilerini yargılıyorlar ve verdikleri kararı da icra ediyorlar. Bu hukuksuzluğun, başıboşluğun göstergesi. Hukuk azaldığında bu insanların sayısının arttığını görüyoruz ya da daha çok görünür hale geliyorlar. Buna benzer çok olay yaşıyoruz ama bu en vahimlerinden bir tanesi. Bizim gibi Ortadoğulu toplumlarda akıldan ziyada duyguların hakim olduğu toplumlarda çok tehlikeli bir durum bu. Duyguların aklın önünde gittiği bir toplum. İnsanlar her an patlamaya hazır ve kimin ne olduğunu kestiremiyorsunuz. Bu ürkütücü bir seviye. Çok yazık.