Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
TikTok yerine Rednote
TikTok yerine Rednote
123456789
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Uludağ sömestir tatilinde doldu
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
Zahide Yetiş'in programındaki skandala inceleme
TikTok yerine Rednote
TikTok yerine Rednote
123456789

Doç. Dr. Karbuz'dan korkutan brent petrol tahmini...

Doç. Dr. Sohbet Karbuz, tüm enerji formlarının dahil olduğu tarih boyunca görülmemiş bir kriz yaşandığını söyleyerek, brent petrolün yıl sonuna kadar 200 doları görebileceğine işaret etti.

İlknur Yağumli

ANKARA- Paris'te Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği'nde (OME) Petrol ve Gaz Direktörü Doç. Dr. Sohbet Karbuz, brent petrol fiyatının yıl sonuna kadar 200 doları görebileceğine işaret etti. Karbuz, "Fiyatların bu kadar yüksek olmasının sebebi ham petrolden ziyade, petrol ürünleri. Tarih boyunca ham petrol ve petrol ürünleri arasındaki makas bu kadar yüksek olmamıştı. Elektriğin, doğal gazın, petrolün tüm enerji formlarının dahil olduğu küresel çapta bir kriz yaşıyoruz" ifadelerini kullandı. Karbuz, petrol fiyatlarındaki artışın jeopolitik etkenlerine de değinerek, Rus petrolüne uygulanan yaptırımların enerji krizini derinleştireceği vurgusunu yaptı.

Doç. Dr Karbuz GAZETE DURUM'un sorularını şu şekilde yanıtladı:

"Fiyatlar üç haneli kalmaya devam edecek. Umarım birinci hanesi iki olmaz, yıl sonuna kadar bunu da görebiliriz. Brent petrol fiyatı 200 dolara kadar rahat çıkabilir. Gün içinde 124 doları görmüş olması tarihi zirveyi tazeleyip üzerine çıkacağı anlamına geliyor. Çünkü piyasa allak bullak. 2015 Paris Anlaşması’ndan beridir ne petrol ne gaz sektörüne yatırım yapmaktan çekiniyor insanlar. Sadece petrol arama gazı üretim yatırımları yüzde 50 azaldı. Fiyatların bu kadar yüksek olmasının sebebi ham petrolden ziyade, petrol ürünleri. Çünkü biz ham petrolü yakmıyoruz, petrol ürünlerini yakıyoruz. Bu ürünler de rafinerilerde işlenerek gelen ham petrolün rafinerilerde işlenmesi ile petrol ürünü oluyor ama rafineri yatırımları senelerdir yapılmadı.

Tüm enerji formlarının dahil olduğu tarihi bir kriz

Genel olarak baktığımızda normalde petrol ürünleri fiyatlarının daha da yukarı çıkması bekleniyor. Bu olunca bir şekilde dolaylı veya dolaysız olarak doğal gaz ve elektrik fiyatlarına da yansıyacaktır. Zaten şu anda küresel olarak enerji krizi içerisindeyiz, bu elektriğin, doğal gazın, petrolün aynı anda yaşandığı bir kriz. Tarih boyunca henüz yaşanmadı bu. Tüm enerji formlarının fosil yakıtların artı elektriğin dâhil olduğu küresel çapta bir kriz yaşıyoruz. Bunun derinleşmesi çok doğal. Yanlış politikalar ve jeopolitik gerginlik devam ettiği sürece.

Tüketici talebi törpülenmediği sürece kriz derinleşmeye mahkum

Bir şekilde ek zamlar kaçınılmaz görünüyor. Bu zamlara karşı talepte bir düşüş görmüyoruz Türkiye’de. Bugün Oxford’un açıkladığı bir veriye göre geçen sene Avrupa’daki doğal gaz mutlak olarak artış oranında en büyük artış Türkiye’de görülmüş. Bir taraftan şikayet ediyoruz ama diğer taraftan hiç kısıntı yok. Talep büyümeye devam ediyor. Avrupa’da da talep bir şekilde törpülenmediği sürece bu kriz derinleşmeye mahkum. Bu törpülenmek nasıl olur, fiyatı yansıtacaksınız nihai tüketiciye. Avrupa’daki gibi sübvansiyon yapmaya başlarsanız tüketimi teşvik edersiniz.

İhracat artışını, enerji fiyatlarını vatandaş sübvanse ediyor

Türkiye’de ihracat artıyor rekorlar kırılıyor deniliyor ama niye ihracat artıyor. Çünkü ucuz iş gücü, Avrupa’nın en ucuz iş gücü bizde ve Avrupa’nın en ucuz enerji fiyatları da bizde. Biz enerji fiyatlarını sübvanse ediyoruz. Ücretler enflasyon kadar artmadı, daha fazla ihracat yapılsın diye. Bu kime yarıyor? İhracat eden sanayicilere yarıyor. Biz daha fazla ihracat yapılsın diye vatandaş bunu sübvanse ediyor. İhracat artışını vatandaş sübvanse ediyor. Bu da yanlış bir şey. Sanayide enerji fiyatları arttırılması lazım. Türkiye’de şu anda hissedilmiyor kış geldiğinde krizin boyutları daha da hissedilecek.

Petrole talep var yatırım yok

Amerika’da bir şirketin CEO’su 1970’lerden beridir tekli rafineri yatırım olmadığını söyledi. Talep artıyor ama rafinerilere yatırım yok. Ham petrolü rafinerilerde işleyeceksiniz ki işte petrol ürünleri olsun. Dünya genelinde mevcut olan dizel krizinin bir nedeni de bu. Talep, bu kapanmalar sonrası geri gelmeye başladı ama arz bunu karşılayamıyor ve stoklar düşük. Talebin mevsimsel olarak arttığı yüksek sezona giriyoruz. Yatırım yok bir de gönüllü gönülsüz yaptırımlar var Rus petrol ürünlerine ve ham petrolüne. Bir taraftan dizel krizi diyoruz ondan sonra Rusya’dan petrol ürünü almayı yasaklıyoruz. Rusya önemli bir dizel ihracatçısı.

Rus petrolüne uygulanan yaptırımlar enerji krizini derinleştiriyor

Yatırımların yetersizliği, rafineri kapasitesinin yetersizliği, stokların düşük olması dışında jeopolitik gerginlikler de var. Sürekli kafayı karıştıran bir şey de 'Amerika’da petrol artsın veya Suudi Arabistan'da artsın, atıl kapasite var' gibi söylemler var. Şu anda biz Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde ne kadar atıl kapasite olduğunu bilmiyoruz bunlar sadece varsayımlar. Petrolde genellikle bir yanlışımız da her türlü ham petrolün üretimini biz mübah görüyoruz. Bize lazım olan Rus petrol kalitesini karşılayabilecek benzer kalitede petrolün olması. Şu anda kriz derinleşecek derken bu derinleşmesinde en önemli nedenlerden bir tanesi de Rus ham petrolün ve petrol ürünlerine uygulanan kesinti veya yaptırımlar.

Petrol ürünleri ile ham petrol arasındaki makas, tarihi zirvede

Birçok rafineri Rus petrolünün kalitesine uygun olarak yapılmış durumda. Dolayısıyla Rus petrolüne yakın kalitede bir şeyle Rus petrolünü telafi edeceksiniz. Buna yakın ne var? İran petrolü var, Venezuela petrolü var. Bu yüzdendir ki Amerika’da ne diyorlar, 'İran'la ve Venezuela'yı yaptırımlardan çıkaralım, Rusya’dan ihraç edilecek petrolü bunlarla ikame etmeye çalışalım'. Birleşik Arap Emirlikleri de Rus Ural petrolüne yakın kalitede. Ülkeler üretebildikleri kadar üretiyorlar ama bunları daha fazla artırması mümkün değil ve talep yerinde durmuyor. Talep artıyor ve dediğim gibi yaz sezonuna girdik. Bu talep nereden gelecek, rafinerilerin işleyeceği miktar belli, istedikleri gibi petrol kalitesi de bulamayınca bu tabii ki ürün piyasasına yansıyor ki petrol ürünleri ile ham petrol fiyatı arasındaki makasın tarih boyunca bu kadar yüksek olduğu görülmemişti.

Fiyatlar yüksek kalmaya mahkum

Yine Avrupa Birliği’nin yaptığı yanlış politikalar neticesinde tüketici koruma adı altında fiyatlara sübvansiyon uyguluyorlar. Bu durumda henüz talepte de bir düşüş görmedik, görmeyeceğiz. Fiyatı sübvanse ederseniz tüketimi teşvik ediyorsunuz. Özellikle gelişmiş ülkelerde, bu fiyatlar tüketicilerin ceplerini yakmaya başlamadı. Sadece gelişmekte olan ülkelerdeki insanların ekonomisi yakıyor. Eğer beklendiği gibi bir ekonomik durgunluğa veya stagflasyona, resesyona bunların çeşitli dereceleri var ona girersek, talepte bir düşüş görünmez ise ekonomi cephesinde, fiyatlar yüksek kalmaya mahkum.

Orta Doğu karışırsa brent petrolde iki yüz doların üzeri görülür

Orta Doğu'da küçük bir sıkışma, sıkışma derken küçük bir savaş ve önemli bir üreticiye herhangi bir saldırı bu fiyatları anında 20-30 dolar daha yukarı çekecektir. Energean şirketi İsrail’de üretime başlayacak. Lübnan, İsrail’e uyarı yaptı, üretim yapılacak alan Lübnan için ‘ihtilaflı alan’. Lübnan’la İsrail arasındaki deniz yetki arasındaki ihtilaf çok önemli, bu konu sıçrayabilir. Öyle bir risk var. Eğer o risk bir şekilde gerçekleşir ve İran da buna Hizbullah tarafından burnunu sokarsa Orta Doğu karışırsa brent petrolde iki yüz doların üzerini görmemiz çok normal. Orta Doğu karışabilir, karışırsa bu anında fiyatlara yansır ve zamanlama çok kötü. Jeopolitik gelişmelerin şu anda en sıcak yaşanan yavaş yavaş dumanı çıkan belirtileri bu."