Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Solakoğlu: “Çiftçiyi dar ağacına götürüyorlar”

TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu, artan yem ve enerji maliyetleri nedeniyle 1,5 ay içinde ev ve süt ürünlerine en az yüzde 30-35 oranında zam beklediklerini belirterek, "Hükümet et ve süt fiyatlarını baskılıyor. Yem fiyatlarına müdahale etmiyor. Gıda enflasyonunu kontrol etmek için çiftçiyi adeta dar ağacına götürüyorlar” dedi.

Deniz Dalgıç

ANKARA- Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Başkanı Sencer Solakoğlu, artan yem ve enerji maliyetleri nedeniyle 1,5 ay içinde ev ve süt ürünlerine en az yüzde 30-35 oranında zam beklediklerini söyledi. Hükümetin et ve süt fiyatlarını baskıladığını, ancak yeme müdahale edilmediğini belirten Solakoğlu, “Gıda enflasyonunu kontrol etmek için çiftçiyi adeta dar ağacına götürüyorlar” dedi.

TÜSEDAD Başkanı Solakoğlu, et ve sütün üretim maliyetlerini GAZETE DURUM'a değerlendirdi. Solakoğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Et ve süt ürünlerine yüzde 30-35 oranında zam geleceğini söylediniz. Bunun nedeni nedir?

Maliyetlerdeki artış çok yüksek. Özellikle yem ve enerji maliyetlerinde ciddi artış görmekteyiz.

Hayvan varlığı ne durumda?

Hayvan varlığı azalarak gidiyor. 150 bin başın ithalatına onay verildi ve şu anda çok daha yüksek fiyattan ithalat yapılıyor. İthal edilen hayvanları maliyetine satsalar çiftçideki 90 lira olan karkas yani kemikli et fiyatı 120 liraya çıkıyor. Bu yüzde 30 artışa denk geliyor. Raflara yansıması en az yüzde 35 olacaktır. Yurt dışındaki çiftçiden 110 liraya ithal ettikleri ürünü Türk çiftçisinin 90 liradan alması için zorlamaları yanlış. Hükümet, yurt dışındaki çiftçiye baskı yapamadığı için yurt dışındaki çiftçinin piyasası neyse o fiyatta tutuyor. Türkiye'ye geldiği zaman fiyatı baskılıyor. Şu anda Türk çiftçisini 110 liraya mal olan bir kilo kemikli eti, 90-95 lira bandından satmaya zorladılar.

Süt fiyatlarında durum ne olacak?

Sütte de arz sıkıntısı var. Üretim her geçen gün hızla azalıyor. Çünkü çok ciddi bir inek kesimi var. Arz sıkıntısı ve maliyet baskısından kaynaklı. Hesabımıza göre 8,5-9 lira bandında maliyeti olan ürünü 7,5 liraya satmaya zorluyorlar. Bunu hükümetin adamları, Ulusal Süt Konseyi eliyle yapıyorlar. Dolayısıyla bu fiyatlar zorlanıyor. “Yılbaşına kadar fiyatlar değişmeyecek” diyorlar. Gıda enflasyonunu kontrol etmek için çiftçiyi adeta dar ağacına götürüyorlar.

İneklerin beslenmesi dünya piyasasındaki dolarla satılan ürünlere bağlı olduğu için çiftçinin yapacak bir şeyi yok. Kimse yem fiyatlarına baskı yapmıyor. Herkes ete ve süte baskı yapıyor. Yemciler istediği kadar zam yapabilirken bu yemi alan çiftçiler zarar ediyor. Zarar edenler iki şey yaptılar. Birincisi, ürünü azalttılar. İkincisi, “Ben yaptım, sen bu işi yapma” diyerek, evlatlarını şehirlere gönderdiler. Şehirleşmeyi artırıyorlar.

Tüketim ne durumda?

Tüketim, tarihinin en düşük noktasında. Biz hayatımızda böyle bir tüketim düşüklüğü görmedik. Bu düşüş fiyat artışlarıyla daha çok olacak. Kendinizi üreticinin yerine koyun: Litresini 9 liradan ürettiğiniz sütü 7,5 liraya satarak 1,5 lira zarar ederseniz, kaç gün dayanabilirsiniz? Zarar ettiğiniz halde üretime devam eder misiniz? Bu koşullarda neden çiftçiden üretime devam etmesini bekliyorsunuz? Alım gücünün düşmesi, Türk lirasının değer kaybetmesi, yanlış ekonomi politikalarının sonucu. Dünyanın hiçbir yerinde bizim kadar yüksek enflasyonu olan yok. Kimsenin alım gücü bizim kadar düşmedi. Buna çiftçi sebep olmadı. O nedenle çözümü çiftçide aramasınlar. Çözümü gitsinler başka yerde arasınlar. Biz üretici olduğumuz kadar tüketiciyiz. Bizim de cebimiz yanıyor.