Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Sanayi üretimindeki düşüş topluma nasıl yansıyacak? İktisatçı Sönmez yanıtladı...

İktisatçı Mustafa Sönmez, sanayi üretimindeki gerilemenin ekonomide durulma, istihdamda azalma ve açık işsizlikte artış gibi sonuçlara neden olacağını belirtti.

Deniz Dalgıç

ANKARA- Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre sanayi üretimi temmuz ayında yüzde 6,2 azalırken, yıllık 2,4 arttı. İktisatçı Mustafa Sönmez, sanayi üretimindeki gerilemenin ekonomide durulma, istihdamda azalma ve açık işsizlikte artış gibi sonuçlara neden olacağını belirtti. Elektrik ve doğal gaza yapılan son zamların sanayide maliyeti artıracağını ifade eden Sönmez, “Bu zamlar üretimi azaltmak için 'bahane' olacaktır. Artık bu zorlama bahardan kışa geçiş dönemi başladı. Bunun seçime yakın bir konjonktürde olması önemli. Bu, seçmen memnuniyetsizliğini artıracaktır” dedi.

Sönmez, TÜİK'in temmuz ayı için açıkladığı sanayi üretimindeki gerilemeyi GAZETE DURUM'a değerlendirdi. Sönmez'e sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:

TÜİK’e göre sanayi üretimi aylık yüzde 6,2 azalırken, yıllık 2,4 arttı. Bu veriler neye işaret ediyor?

Sanayi ekonominin ana gövdesidir. Sanayi üretimi bir yavaşlama işareti veriyor. Temmuzda hazirana göre yüzde 6,2 düşüş olmuş. Yıllık büyüme hızı yüzde 2,4. Ekonomi biraz zorlama büyüyordu. Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 7,5'e kadar büyüdüğümüz açıklandı. Talep kışkırtıldı. İnsanların enflasyona karşı paralarını değerlendirmeleri için tüketimi öne çekerek bir talep oluşturdular. Ayrıca ihracat rüzgârı buna eşlik etti. Bu sayede ilk yarıda yüzde 7,5 büyüme oldu. Bu doğal bir büyüme değil. Sadece zorlanmış enflasyon telaşıyla gerçekleşen bir talebin yarattığı büyümeydi. Bu veriler, büyümeden durgunluğa geçişin göstergesidir. Eskisi gibi bir büyüme olmayacak. Hem iç talep hem de dış talep düşecek. Çünkü Avrupa'nın yaşadığı ekonomik durgunluktan dolayı pazar daralıyor. Yılın ikinci yarısında daha düşük bir büyüme olabilir. Hükümet bunu öngörüyor. Orta vadeli planda büyüme tahminini yüzde 5'e indirmişler. Yüzde 5'ten de aşağı inerek yüzde 4-3,5 olabilir. Bu “ekonominin durulması” demek. Birçok yerde işlerin yavaşlaması anlamına gelir. Yeni iş yaratılamaması, işi olanların işten çıkarılması söz konusu olabilir. Özetle, sanayi üretimindeki gerileme, yılın geri kalan kısmında ekonomide durulma, istihdamda azalma, açık işsizlikte artış gibi sonuçlara işaret ediyor.

Elektriğe ve doğal gaza gelen son zamlardan sonra sanayi, üretimde daha fazla frene basar mı?

Tabii onlar da maliyet unsuru. Talep azaldığı için sanayi kesimi, üretimi azaltacaktır. Bu zamlar üretimi azaltmak için “bahane” olacaktır. Artık bu zorlama bahardan kışa geçiş dönemi başladı. Bunun seçime yakın bir konjonktürde olması önemli. Bu, seçmen memnuniyetsizliğini artıracaktır.

Elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar sanayi ürünlerinin ihracatını nasıl etkiler?

Bunlar da bir maliyet kalemi. Sanayi üretiminin maliyetleri bununla birlikte artacak. Bu maliyetlerle üretim yapmak daha da zorlaşacak. Üretici yani sanayici fiyatlarını artıracak. Tüketici fiyatları da belli ölçülerde etkilenecek. Evlere gelen elektrik ve doğal gaz zamları da hane halkının geçimini zorlaştıracak.

Sanayi üretiminde Nisan 2020’den bu yana en sert gerileme izlendi. Bu ekonomide kırmızı alarm anlamına gelir mi?

Bu beklenmedik bir durum değildi. Ortadaki büyüme enflasyondan kaçış büyümesidir. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme değildir. Bunun arkasından yorulma ve durgunluk geleceğini bekliyorduk. Bir alarmdan ziyade beklenen bir durum olduğunu belirtmeliyim. Erdoğan iktidarı buna boyun eğmemek için başta konut sektörü olmak üzere büyüme temposunun düşmemesi için yeni rüzgârlar yaratmaya çalışacak.

Sizce etkili olacak mı?

Bir yere kadar olur. Çok fazla etkili olmaz. Çünkü, burada önemli olan tüketici talebi. Tüketici talebi çok yavaşladı. İnsanlar ancak gıda, konut ve ulaşım ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Hatta orada da çok çeşitli tasarruflara gidiyorlar. Orada da çok net bir geçinememe ve talep problemi var. Belirleyici olan budur. Seçimden dolayı bunu belirleyici hamleler yapacaklardır. Yıl sonunda asgari ücrete bir zam zaten yapılacaktır. Enflasyon farkı emekli ve memurlara verilecektir. Bunun yanı sıra insanlara başka hoşluklar yapmayı denerler. Ama bunların seçmenin şimdiye kadar oluşmuş fikrini, davranışını değiştirmesini beklemiyorum.

Bu veriler iç tüketimin azaldığı anlamına gelir mi?

Tabii ki. Zaten iç tüketime dair göstergeler de azalmaya işaret ediyor. Hane halkı borçlanmasında yavaşlama var. Bütün bunlar iç talebin azaldığını gösteriyor. Bu azalmanın sonucudur ki hem ihracatta hem de ithalatta talep düşüyor. Sanayi üretimi de yavaşlıyor.

Sanayi üretiminin yeniden yükselişe geçmesi için ne yapılması gerekir?

İstikrarlı bir büyüme yakalamak önemli. Türkiye'nin en önemli problemi üç haneye yaklaşan enflasyonu aşabilmektir. Bu istikrar sağlanıp, döviz düşürülüp, Türk lirası değer kazandıktan sonra sürdürülebilir bir büyüme olabilir. Bu da güven veren bir politikadan, hükümetten geçiyor. O nedenle seçim ve seçim sonuçları önemli.