ANKARA- Ünlü ekonomist Nouriel Roubini, para değişim işlemlerinin merkezi otorite yerine farklı birçok kullanıcı arasında dağıtılmış şekilde gerçekleştirilmesi prensibine dayanan kripto paraların "kocaman bir aldatmaca" olduğunu söyledi. Kriptonun "takas sistemine geri dönmek gibi bir şey" olduğunu, para olarak adlandırılamayacağını dile getiren Roubini, "Bence kripto yok olacak, tarihin ekonomi ve finansal çöplüğüne gidecek" dedi.
Roubini, Berkeley Üniversitesi'nden meslektaşı ve 35 yıllık dostu Profesör Barry Einchengreen ile geçtiğimiz haftalarda yaptığı röportajında, kripto para, dijital para, çok kutuplu dünyaya geçiş, insanlığın ve teknolojinin geleceği hakkındaki görüşlerini de dobra dobra anlattı. Geleceğin ekonomisi açısından büyük yankı yaratan söyleşiyi, sizler için çevirdik.
"Kripto, 'para' falan değil"
Prof. Barry Eichengreen: Peki kripto paraların da köpük olduğunu mu düşünüyorsunuz? Köpükse 10 yılı aşkın süredir varlıklarını hâlâ sürdürüyorlar.
Prof. Nouriel Roubini: Bahsettiğiniz gibi bir anlamda ortak bir köpük. Öncelikle 20 binden fazla araştırma, kripto paraların yüzde 80'inin hileli olduğunu gösteriyor. Kalan yüzde 15'i yüzde 100 değer kaybetti, geriye yüzde 5 kaldı. En önde gelenleri olan Etherium ve Bitcoin'i ele alalım. Geçen kasımda tavan yaptıklarından bu yana yüzde 75 değer kaybına uğradılar. İlk 10'a giren kripto paraların değer kaybı yüzde 80 oldu. Sonraki 900'ü yüzde 90 eridi. Her şeyden önce bu kocaman bir aldatmacadır. İkincisi köpük fena patlamıştır. Siz ve ben sadece ekonomi tarihçisi değil, aynı zamanda ekonomistiz de. Bu şeyleri para olarak adlandırmak şaka gibi. Bir şeyin para olabilmesi için değer konulabilir olması gerekir, Bitcoin'de bu yok. İkinci olarak ödeme yapabilmelisiniz. Bitcoin ile saniyede 5 aktarım gerçekleştirebilirsiniz, Visa ile 50 bin. İstikrar diye bir şey yok. Bitcoin gecede yüzde 20 yukarı ya da aşağı gidebilir. Çok sayıda blok zincir ve Bitcoin konferansına katıldım. Oralarda bile Bitcoin ile ödeme kabul etmiyorlar. Neden? Çünkü yüzde 10-15'lik kâr marjları bir gecede yüzde 20 gibi bir düşüşle buharlaşabilir. Aptal değiller. O yüzden dolar ya da euro istiyorlar. Son olarak bir parasal sistemde standart bir sayısal değerlendirme yapmak lazım değil mi? Mal ve hizmetlerin değerlerini karşılaştırabilmemiz lazım. Mesela ben Pepsi alırken Pepsi coini, Coca Cola alırken de cola coinini kullanırsam, fiyatlarının düşüp düşmediğini nasıl anlayacağım? Taş devrinde bile tek bir parasal sistem vardı. Kripto sanki takas sistemine geri dönmek gibi bir şey!
“Kripto paralar tarihin derinliklerine gömülecek”
Prof. Barry Eichengreen: Kripto paraların ortadan kalkacağını mı düşünüyorsunuz?
Prof. Nouriel Roubini: Bazı kriptolar -bahsettiğim nedenlerden ötürü para diyemeyeceğim, varlık bile diyemeyeceğim- biraz daha uzun ömürlü olabilir. Ama paranın ya da finansın geleceğinin kriptoda olduğunu düşünmüyorum. Paranın geleceğini de fintech'te (finansal teknoloji) görüyorum. Fintech büyük veriye dayanıyor. Yapay zekâ ve makine öğrenmesi finansal kararları veriyor, 5G hepsinin birlikte hareketini sağlıyor. Ödemeler sisteminde bir devrim gerçekleşmesini bekliyorum. Alipay, Wechat pay, Venmo, Paypal, Hindistan'da UPI sistemi, Kenya'da Paisa bunlardan sadece birkaçı. Milyarlarca insan milyarlarca para transferi yapabilir. Gelecekte ödemeler sistemi bu yöne evriliyor. Bütün bunların kripto ile bir ilgisi yok. Bence kripto yok olacak, tarihin ekonomi ve finansal çöplüğüne gidecek.
Gelecek merkez bankalarının çıkaracağı dijital paralarda
Prof. Barry Eichengreen: Kripto konusundaki şüphelerinizi göz önüne alınca, Çin Merkez Bankası'nın dijital parasının oyunu değiştireceğine, Çin parası renminbinin uluslararası para transferlerinde doları tahtından edeceğine ilişkin görüşünüzü şaşkınlıkla karşıladım. Merkez bankaların dijital paraları da kripto gibi değil mi? Çin Merkez Bankası'nın dijital parasını ancak Çin'de yaşıyorsanız kullanabilirsiniz. Uluslararası para transferlerinde de kullanılacağına gerçekten inanıyor musunuz?
Prof. Nouriel Roubini: Her şeyden önce bana göre merkez bankalarının dijital paraları, kripto para olmayacak. Aslında bildiğimiz anlamda bir blok zincir de olmayacak. Özel bir blok zincir olacak, merkezileşmiş, ilgili makamlardan izin almış, para transferleri bir dizi kurum tarafından teyit edilen... Dijital olacaklar, ki zaten yüzde 99'u dijital hale geldi bile. Sadece fiziksel kâğıt ya da bozuk paraya dönüşmeyecekler. Blok zincir kategorisi sadece kâğıt üzerinde kalacak. Renminbinin doları tahtından edip edemeyeceğine ilişkin sorunuza gelince, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra uluslararası para sisteminde dolar 1971-72'ye kadar altına endeksliydi. O zamandan buyana “çok kutuplu bir dünya parası çıkarma” fikri üzerinde duruldu. Bu, Bretton Woods sisteminde Keynes'in fikriydi. Bunu denedik de. Renminbi bunun bir çeşidi.
Çin sadece parasıyla değil, sistemiyle geliyor; tek rezerv para dönemi bitiyor
Murakami küresel hale gelebilecek yapay bir şeyler deniyor. Geopolitik açıdan bakınca, bana göre dünya bölünecek, karmaşık, çeşitlenmiş altyapılara, 2 finansal ve ticari bloka ayrılacak. Bir tarafta Amerika ve müttefikleri, diğer tarafta İran ve Çin. Çin'in hâlihazırda içeride bizimkinden de üstün, sofistike ödemeler sistemi var. Alipay, Wechat pay gibi. Şimdi renminbinin uluslararası rezerv para olmasını deneyecekler. Bu kolay olmayacak. Kendi müttefikleri ve vassalları üzerinde bunu başarabilirler. Çin; oldubittiye getirip, sadece parasal sistemi değil, finansal sistemi ve ödemeler sistemini, 5G sistemini, teknoloji sistemini ve takip sistemini müttefiklerine ve vassallarına empoze edebilir. Bu ülkeler teknolojik, siyasi, ekonomik, ticari, parasal, jeopolitik açılardan Çin'in nüfuzu altına girebilir. Tek kutuplu parasal dünyada büyük sorunlar yaşadık. Çok kutupluluğu deniyoruz. Bence biri ABD merkezli, diğeri Çin merkezli iki kutuplu bir dünyaya gidiyoruz. Tek başat bir rezerv para zamanla tarihe karışacak. Bu tabii hemen olmayacak, aşama aşama iki kutuplu, bölünmüş, Balkanlaşma, parçalanma geçirmiş, tedarik zincirinden güvenli ticarete farklılaşmış bir dünyaya geçiyoruz.
İşler kontrolden çıkarsa yarı iletken şoku, hiçbir şoka benzemeyecek
Prof. Barry Eichengreen: Küreselleşmenin sonunu ve ne anlama geldiğini konuşmanın zamanı geldi. Çin ile ABD arasındaki gerilimi hepimiz biliyoruz. Apple iPhone üretimini Çin'den Hindistan'a taşıyor. Hindistan peki böyle bir dünyada size göre hangi blokta yer alacak? Hem ABD hem de Çin ile iş yapmak isteyen bir blok olmayacak mı? Küreselleşme 21. yüzyılda iliklerimize kadar işlemedi mi? Bir anda yok olabilir mi?
Prof. Nouriel Roubini: İki kutuplu dünya oluşsa da Balkanlaşma, parçalanma, bölünmüş bir dünya olacak. Küreselleşmenin son 20-30 yılında gördüğümüz birleşme, bir araya gelmelerden çok farklı bir dünya olacak. Aynı blok içinde rakip olarak nasıl üretim yapabilirsiniz? Mesela yarı iletkenleri alalım. Yüzde 50'si Tayvan'da üretiliyor. Yüzde 80'i yüksek teknoloji ürünler için. Bu bir tehdit. Zira ABD, bu üretimi sağlayacak teknolojinin Çin'e verilmesini yasakladı. Çin bu alanda henüz bağımsız değil. Ama nihayetinde bir çatışma olduğunda ya biz ya Çin oradaki fabrikaları bombalayacak. Ya da ablukaya alacak. Bu durumda yarı iletkenlerde bir şok yaşanacak. Bu bizim şimdiye kadar yaşadığımız şoklardan çok daha ağır bir şok olacak. 1970'lerdeki petrol şokundan bile ağır. Sanırım herkes kabul eder, gördüğümüz hemen her şeyde artık çip var. ABD, hadi bu fabrikaları dost ülkelere taşıyalım demiyor. Güney Kore'de Samsung'a ve Tayvan firmasına “Gelin ABD'de fabrika açın” diye baskı yapıyor. Hem de ekosistemi bile olmamasına rağmen. Ama bu fabrikaları ABD'de yaparsanız, üretim maliyetlerini artıracaksınız.
"Çin tost makinenizden sizi dinliyor hale gelecek"
Mesela 5G'yi ele alalım. 5G'de Çin firması Wang Wei'yi istemiyoruz, zira arka kapıdan Çin hükümetinin sızacağını biliyoruz. Ama diğerleri yaparsa maliyet yüzde 30 daha fazla olacak, verimlilikleri de Wang Wei'den yüzde 20 daha düşük. Sonuçta 5G yapımı Batı'ya yüzde 50 daha pahalıya patlayacak. Yani üretimi içeri taşırsanız ulusal güvenlik açısından doğru bir iş yapsanız da ciddi bir ekonomik maliyeti olacak. Ve son olarak bugün 5G temelde cep telefonlarını iyileştiriyor. Yarın büyük veri, yapay zekâ, nesnelerin interneti ile birleşip sistem oluşturunca, milyonlarca araç birbirine çarpmadan yollarda dolaşınca bu da ulusal güvenlik meselesi oluşturacak. İleride elektronik ev aletleri dahil her şey 5G çip ile donatılınca, Çin tost makinenizden bile sizi dinleyebilir duruma gelecek. Gelecekte kendi blokunuzda, müttefiklerinizle ticaret yapsanız bile, bunun ağır bir ekonomik maliyeti olacak. Evet, küreselleşmeden keskin bir dönüş yaşıyoruz. Soğuk savaş yaşanacak ama ne kadar soğuk olacak? Geçmişte Sovyetler Birliği vardı, kendi içinde çöktü. Ama Çin, Sovyetler gibi çökecek bir güç değil, aksine yükselen bir güç. Soğuk savaş yaşanacaktır, sıcak savaşa dönüşme ihtimali bile var. Tayvan bağımsızlığını ilan etmedikçe, bombalayacaklarını sanmıyorum.
Küresel ısınmayı mevcut teknoloji ile durdurmak imkânsız
Prof. Barry Eichengreen: İklim değişikliği konusunda teknoloji bir şeyler değiştirebilir mi?
Prof. Nouriel Roubini: Mevcut teknolojilerle net 0 karbon emisyonu hedefi için ekonomilerin kontağını kapatmalısınız. Ekonomilerin son 60 yılın en büyük kapanmalarını yaşadığı 2020 kovid kapanmalarında bile emisyon sadece yüzde 9 düştü. Şimdi tekrar yükseliyor. Ekonomileri temiz enerjiye dönüştürmek ise yüksek meblağlarda para gerektiriyor ve o kadar para yok. Üçüncü çözüm jeomühendislikle Güneş'ten gelen ışınları atmosfere kaplanacak bir tozla uzaya geri yansıtmak. Kısaca şu anki teknolojilerle iklim değişikliğine, ekonomik büyümelerden taviz vermeden ulaşabileceğimiz bir çözüm yolumuz yok. Ülkelerin önünde hem iç hem de dış sınırlayıcı faktörler var. ABD'de Cumhuriyetçiler küresel ısınmanın olduğuna bile inanmıyor ve bu bir sorun.
"Asıl felaketi gençler yaşayacak ama oy hakları olmadığı için umursanmıyorlar"
İkincisi kuşaklar arasında bir problem var. Ben 64 yaşındayım. Asıl felaketleri çocuklar, gençler yaşayacak ve onların çoğu da henüz oy verecek yaşa gelmedi. Yaşlılar çok da umursamıyor ama oy kullanıyorlar. Gelecek kuşakları ve insanlığın geleceğini çok da düşünmüyoruz ve içecek kutularımızı hâlâ yola atıyoruz. Uluslararası açıdansa iki problemimiz var. Birincisi ülkelerden biri sera gazı salınımını azaltmak için emek ve para harcar diğerleri yapmazsa küresel ısınma devam eder ve beni de vurur. O yüzden ülkelerin birlikte hareket etmeleri gerekiyor. İkinci olarak bu problemi biz Batı yarattık. Endüstri devrimi ile birlikte atmosfere 200 yıldır karbon emisyonu yapıyoruz. Atmosferde mevcut karbon türevi gazların yüzde 90'ını biz saldık. Çin ile Hindistan sonradan katıldılar. Çin ile Hindistan'dan emisyonlarını kısmalarını istediğimizde, “Bunu 200 yıldır siz yaptınız, sizin eseriniz. Biz de gelirimizi sizin seviyenize çıkarınca, belki 200 yıl sonra bunu düşünürüz” diyorlar.
Nükleer füzyon olmazsa insanlığın işi “bitik”
Karbon vergisi falan da önerilebilir. Çevre konusundaki araştırmalarından ötürü Nobel Ödülü alan Yale'den meslektaşım Ekonomist William Nordhaus'a göre, Paris Anlaşması'nda öngörülen 1,5 derece hedefi için dünya genelinde karbon vergisi, ton başına ortalama 200 dolar olmalı. Halen mevcut uygulama ise sadece 2 dolar. ABD'de daha da altında. Herkes petrol fiyatlarının artışından dolayı akaryakıt vergilerini yükselteceğine, tam tersine düşürüyor. Hangi ülkede bir politikacı ton başına 200 dolar karbon vergisini göze alabilir? Bence çözüm teknolojiden gelebilir. Nükleer füzyon ile ucuz ve sera etkisi yaratmayan enerji elde edilebilir. İnsanlar gelecek 15-20 yılda füzyon enerjiyi elde edebileceğimizi düşünüyor. Ama bu zamana kadar da bu gezegeni geri dönüşü olmayacak biçimde tahrip edebiliriz. Bizi kurtaracak teknolojiye erişsek bile, bu teknoloji geldiğinde iş işten geçmiş olabilir.
İnsan makine birleşmesine gidiyoruz, sapiensler yok olacak
Prof. Barry Eichengreen: Bir konu daha var. Size yapay zekâ konusunda itiraz ediyorum. İlk itirazım yapay zekâ diye bir şey olmadığını söylemiştiniz. Yapay zekânın aslında bir devrim olmadığını savunuyorsunuz. Yapay zekânın aslında farklı bir kılıfa bürünmüş bir derin öğrenme olduğunu belirtiyorsunuz. "Bilgisayarlara büyük veri yüklüyoruz, sonra onu kesip parçalıyoruz, otonomlukları söz konusu değil" diyorsunuz. Sizin kitabınızdaki distopik görüşünüze ikinci itirazım, yapay zekânın mesleklerimizi ele geçireceği, politikalarımızı mahvedeceği, savaş alanlarını dönüştüreceği. Biz düzenlemelerle bu durumları kontrol . Finans piyasalarından daha iyi kurallara bağlarsak, olumsuz değil olumlu sonuçlar elde edebiliriz.
Prof. Nouriel Roubini: Önemli ve geçerli noktalar. Ben uzman değilim, birçok şeyi kitabımı yazarken öğrendim. En azından bilim insanları arasında baskın görüş, öyle bir süreçten geçiyoruz ki sonu süper zekâya çıkıyor. Teklik, nihayetinde makinelerin düşünmesi, otonom olmaları. Başta çoğunlukla rutin, mavi yakalı işlerde otomasyona geçileceğini düşünüyorduk. Şimdi fark ettik ki bilişsel işler de kendi içlerinde istediğiniz gibi bölünebiliyor. Her biri otomasyonlaşabiliyor. Müzik parçaları gibi yaratıcı şeyler üretebiliyoruz. Yapay zekânın ürettiği parçaların billboardlarda ilk 10’a girmesi an meselesi. Resimde geldikleri nokta inanılmaz. Daha da üretken olmaları üzerinde çalışılıyor. Bir aşamadan sonra makinalar kendi başlarına yapacaklar. Yani yaratıcı şeyler bile makineler tarafından yapılabilecek. Bazı felsefeciler sapienslerin makine insan birleşmesiyle yeryüzünden silineceğine inanıyor. Makine-insan birleşmesi ile yeterince akıllı olacağız, sonsuza dek yaşayacağız, bilincimiz, hatıralarımız hepsi biyonik insana yüklenecek. Ancak bu ütopya bile değil. Çünkü insanlığın çok çok küçük bir bölümü kendini böyle “upgrade” edebilecek. Diğer her şey yok olacak. Sadece meslekleri değil, sapienslerin kendileri tarihten silinecek. Ama bu arada biz hayvanlar arasında öncellerini yok eden tek türüz. Ortaya çıktığımızda neandertalleri, homo erectusları yok ettik. Şimdi süper zekâya ulaşınca sapiens de yok olacak. Bu önümüzdeki birkaç yüzyılda olabilir. Sapiensliği bırakıp belki de insanlığın bir üst versiyonu formuna geçeceğiz. Yavaşlatabilir miyiz? Olabilir. Ama teknolojiye karşı tepkiler de olacaktır. Tıpkı küreselleşmeye tepkiler olduğu gibi. Çünkü küreselleşme de kazananlar ve kaybedenlerini yarattı. Kaybedenlerin zararlarını asla tanzim etmedik. Şimdi de tepkisini çekiyoruz.
Ünlü ekonomist Roubini'den buhran uyarısı-1 / "90 yılın en büyük buhranına sürükleniyoruz"
SÖYLEŞİNİN DEVAMI YARINA...
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply