Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

"İnsanlık ancak nükleer füzyon ile kurtulur"

Ünlü Ekonomist Prof. Dr. Nouriel Roubini, insanlığı bekleyen büyük tehlikelere dikkat çekti. İklim krizi, yapay zekânın insan iş gücünün yerini alması, stagflasyon ve kriz endişelerini dile getiren Roubini, gelecek 30 yılda nükleer füzyonun bulunması ve iklim değişikliğinin yavaşlatılması halinde insanlığın kurtulabileceği öngörüsünde bulundu.

Hale Tuna Kuterdem

ANKARA- Ekonominin gurularından Prof. Dr. Nouriel Roubini, teknoloji sayesinde insanların yan gelip yatacağını zannedenlerin büyük hayal kırıklığına uğrayacağını söyledi. Mevcut teknolojilerle iklim krizinin üstesinden gelinemeyeceğini belirten Roubini, gelecek 30 yılda nükleer füzyonun bulunması ve iklim değişikliğinin yavaşlatılması halinde insanlığın kurtulabileceği öngörüsünde bulundu. Roubini'nin bütün insanlığa bir çağrısı da var: Karbon ayak izinizi azaltın!

Roubini, Berkeley Üniversitesi'nden meslektaşı ve 35 yıllık dostu Profesör Barry Einchengreen ile geçtiğimiz haftalarda yaptığı röportajında, insanlığı bekleyen büyük tehlikelere dikkat çekti. İklim krizi, yapay zekânın insan iş gücünün yerini alması, stagflasyon ve kriz endişelerini dile getiren Roubini, çözümün enerji alanında yapılacak bir devrim olduğunu anlattı. Roubini, "Füzyonu gerçekleştirebilirsek, sonsuz temiz ve ucuz enerjiye sahip olacağız. Daha fazla gıdayı bu yöntemle üretebilirsek iklim problemini de çözeriz. Güçlü bir ekonomik büyüme yakalarız. Yüzde 5-6 büyüme sürdürülebilir hale gelir" diye konuştu. Eichengreen'in Roubini ile gerçekleştirdiği büyük yankı yaratan söyleşiyi, sizler için çevirdik.

“Beyaz yakalıların mesleklerini de robotlar kapacak”

Prof. Dr. Nouriel Roubini: Elitlerin teknoloji yatırımları da sermaye yoğun ve iş gücüne fazla ihtiyaç duymuyor. Makineniz ya da makineyi alacak paranız varsa sorun yok. Eğer becerileriniz ilk yüzde 10’a giriyorsanız da sorun yok. Zira yapay zekâ şimdi avukat, cerrah, banker, ekonomist olarak sizi daha üretken ve zeki yapıyor. Peki ya mavi yakalıysanız? Katma değer üretemiyorsanız? İşinize ve gelirinize yapay zekâ göz koyacak. Nihayetinde tepedeki yüzde 10’un durumu da tehlikeye girecek, çünkü yapay zekâ yaratıcı olan mesleklere bile el atacak. Düzenlemelerin bu sorunlara çözüm getireceğini sanmıyorum. Kesinlikle yoğun teknolojikleşmeye, işsizliğe de siyasi tepkiler olacaktır. Daha 1930’larda John Keynes de bunları yazmıştı. Ama o 40 saat yerine 10 saat çalışacağımızı öngörüyordu, insanların Rönesans insanı olacağını, kültürle, şiirle resimle falan uğraşacağını sanıyordu. Ama sorun şu ki insanların yüzde 80’inin işi olmayacak. Yüzde 10’luk beceri dilimine sahip olanlar da 40 değil 80 saat çalışmak zorunda kalacaklar. İstihdamda bile kendi içinde bölünme olacak, yok olan iş sahaları bir tarafta, daha üretken olmaya zorlananlar diğer tarafta. Herkesin teknoloji sayesinde yan gelip yatacağını, keyif çatacağını düşünmek hiç gerçekçi değil. Ekonomik pasta büyürse, kazananlara vergi getirebiliriz. Bu parayı da asgari geçim parası olarak, çizginin altında kalanlara dağıtabiliriz. Ancak insanlar saygı duyabilecekleri, onurlu yaşayabilecekleri bir işte çalışmak isterler. "Yemeğini ye, yaşamını sürdür" demek ne sosyal ne de siyasi olarak uzun vadede sürdürülebilir. Gerçekleşse bile evrensel "herkese asgari geçim parası"nın yol açacağı çeşitli komplikasyonlar olacaktır.

“Kim iktidara gelirse gelsin yumuşak iniş ihtimali bence 0!”

Prof. Dr. Barry Eichengreen: Ekonomi tarihçisi olarak söylemeliyim ki geçmişte de teknolojiye tepkiler oldu. Finansal kriz ve tehditler konusuna geri dönecek olursak, Jay Powell ya da Janet Yellen olsaydınız, üzerimize gelmekte olan devasa finansal krizi yumuşatmak için neler yapardınız?

Prof. Dr. Nouriel Roubini: Dürüst olarak söylemek gerekirse, bir parça geç kaldık. Enflasyon cininin şişeden çıktığı, arz şokları yaşandığı göz önüne alınırsa, finansal istikrar problemi yaşamasaydık bile enflasyonla mücadele resesyona yol açacaktı. Sistemde aşırı miktarda para olduğu göz önüne alındığında, enflasyonla mücadele finansal bir çöküşe yol açacak, ekonomik çöküş daha da şiddetli olacak. O kadar borç yarattık, o kadar köpük oluşturduk ki, bu köpük şimdi patlıyor. Ne yazık ki kötü politikalar ve şansın yaver gitmemesinin bir sonucu olarak arz şoklar… Eğer sadece stagflasyonun olduğu 1970’lerin krizi gibi bir kriz yaşarsak çok şanslı olacağız. Enflasyonun olmadığı bir küresel finansal kriz yaşarsak da çok şanslı olacağız. 1970’lerin de 2008 krizinin de en kötü noktalarını bir araya getirdik. Açık konuşmak gerekirse hiçbir Cumhuriyetçi ya da Demokrat yönetim, hiçbir merkez bankası, Powell ya da Ben Bernanke ayarında bile olsa hiçbir parlak ekonomist bu problemi çözemez. Artık çok geç. Maalesef geçmişte hatalar yaptık, kendi tuzağımızı kendimiz hazırladık. Söylediğim gibi kriz patlayacak, merkez bankalar borçları enflasyonla eritmeye çalışacak. Ama her zaman herkesi kandıramazsınız. Nihayetinde enflasyon beklentisi ile artan bono tahvil faizleri, faiz hadlerinde kısa dönemli yeni ayarlamalar gelecek, Arjantin tipi bir hiper enflasyona gidilmedikçe bunlar da problemi çözemeyecek. Ama ben hiper enflasyonun geleceğini sanmıyorum. Sonunda enflasyon, resesyon stagflasyon bekliyor, ve halen bu krizin içindeyiz. Çıkmak da kolay değil.

“Bu yıl resesyona giriyoruz, kriz beklenenden uzun sürecek”

Prof. Dr. Barry Eichengreen: Peki bize zaman verebilir misiniz? Devasa krizin başlangıcı yıl sonu mu, gelecek yılın ilk yarısı mı? İkinci yarısı mı?

Prof. Dr. Nouriel Roubini: Mega trendler yavaş çekim gibidir. Jeopolitik risklerin oluşması on yıllar alabilir. Çin ile ABD’nin Tayvan yüzünden kafa kafaya çarpışmasını 10 yıl içinde ya da daha erken göreceğiz. Bazıları Ukrayna-Rusya Savaşı'nın nükleer savaşa evrilebileceği, gelecek 12 ay içinde NATO’nun da bu savaşa çekilebileceğini savunuyor. Putin umutsuzluğa sürüklenmez, çifte darbe yemezse bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum. Yavaş çekim tren enkazı gibi küresel iklim değişikliğinden bahsediyoruz. Yeni salgın ne zaman ortaya çıkacak, bilmiyoruz. Ama daha büyük bir salgın gelecektir. Liberal demokrasi aşınıyor, küreselleşmeden uzaklaşma bir gecede gerçekleşmiyor, uzaklaşma süreci devam ediyor. Kısa vadede şunları öngörüyorum:

  • Enflasyon kısa vadede gitmeyecek.
  • Negatif arz şokları olacak.
  • Enflasyonla mücadele ekonomilerde sert inişi beraberinde getirecek.
  • Kısa süreli bir resesyon görmeyeceğiz. Borç sorunu da eşlik ettiğinden çok derin ve çok uzun süreli olacaktır. 3 yıldır herkes para politikalarını sıkılaştırmaları gerekirken para musluklarını açtı. Sadece biz değil, küresel ölçekte herkes yaptı. Şimdi yine hep birlikte sıkılaşmak gerekiyor. Bu da finansal ve reel ekonomiyi daha da boğacak.
  • Finansal ve ekonomik çöküşle birlikte merkez bankaları daha da zor durumda kalacak. Enflasyona karşı kararlı duracaklar. Bu, hisse senetlerinde, bonolarda, çeşitli varlıklarda kayıpları daha da büyütecek.

Bütün bu tahminlere bakarsanız, enflasyonun inatçı olduğunu görürsünüz. Şansın yaver gitmemesi ile kötü politikalar bir araya gelince, sert iniş ihtimali, yumuşak inişten daha yüksek. Merkez bankaları şimdi "Merak etmeyin biraz canımız acıyacak ama yumuşak iniş yapıyoruz" diyorlar. İngiltere Merkez Bankası 5 puanlık negatif ekonomik büyüme bekliyor. Avrupa Merkez Bankası yetkilileriyle de konuştum. Bu yıl 3. ve 4. çeyrekte negatif büyüme bekliyorlar. Gelecek yılın ortalarında eğilimin değişeceğini umuyorlar. Amerikan Merkez Bankası (Fed) bile resesyondan bahsediyor. Sert inişin nasıl olacağı konuşuluyor. Normalde bono piyasası çökerse, para borsaya girer, borsa çökerse bono tahvil piyasasına. Büyüme ile resesyon arasında ters ilişki var. Enflasyon yüksek olursa, faiz oranları yükselir. Hisse senedi piyasalarına düzeltme gelir. Ancak bonoların faizlerinin yükselmesi, aslında fiyatlarının düşmesi anlamına gelir. Yani bazı bonolara yatırdığınızda para kaybedersiniz. Bu yıl S&P yüzde 25 düştü. Güvenli bulduğumuz hükümet bonoları yüzde 30 düştü. Faiz oranı ise sadece yüzde 1’den yüzde 4’e çıktı. Özetle hisse senedinde para kaybettiniz, bonoların çoğunda para kaybettiniz. Kaçacak yeriniz yok. Nakit paranız da enflasyonda eridi. Bunlar halen oluyor. Avrupa’nın bu yılın üçüncü çeyreğinde resesyona gireceğini düşünüyorum. İngiltere zaten resesyonda. ABD yıl sonuna kadar resesyona girecek. En gelişmiş ekonomiler resesyona giriyor. Çin giderek yavaşlıyor. Çin için büyümenin yüzde 3’te kalması, aslında bir resesyondur. Gelişmekte olan piyasalar zorda. Geçenlerde IMF’nin yönetim kurulu toplantısındaydım, masada karamsar hava hakimdi. Kısaca sert inişteyiz, sorun nasıl olacağı ve ne kadar süreceği.

“En yakın tehdit enflasyon, resesyon, stagflasyon döngüsü”

Prof. Dr. Barry Eichengreen: Peki mega tehditler arasında bir sıralama yaparsanız hangisini başa koyarsınız?

Prof. Dr. Nouriel Roubini: Nereden baktığınıza bağlı. Gelecek 12 ay için enflasyon, durgunluklar ve stagflasyonu başa koyardım, bu kriz demek. Daha ağır bir durgunluk ve daha ağır bir finansal kriz tetiklenecek. Bence en yakın mega tehdit bu. Şüphesiz iklim değişikliği de var ve yol açtığı zararlar dünyanın her köşesinde artıyor ama bu daha çok yavaş çekim gidiyor. Jeopolitik meselelere gelince halen Rusya-Ukrayna Savaşı devam ediyor. Nükleer silahların ve NATO’nun da işe karışacağı ve daha ölümcül hale geleceği senaryoları var. Bunun ihtimalini bilmiyorum. ABD ile İsrail’in, nükleer silah üretmeye yaklaşan İran’a saldıracakları riski de göz ardı edilemeyecek bir risk. ABD ile Çin arasındaki Tayvan meselesini yavaş ilerleyen bir mesele olarak görüyorum. 5-10 yıl sonra kafa kafaya vuruşabilirler. Küresel ısınma bizi önümüzdeki 20-30 yılda yıkacak, ama yıkıcı etkilerini şimdiden gösteriyor. Özetlersek kısa vadede büyük modernleşmenin sonu geldi, yeni bir rejim geliyor: Büyük stagflasyon, istikrarsızlık ve kriz endişeleri. Bu istihdam piyasalarına ve finans sistemlerine kısa dönem tehditler.

“Bireysel olarak karbon ayak izini azaltın, uluslararası alanda da işbirliği şart”

Prof. Dr. Barry Eichengreen: Peki ne yapabiliriz?

Prof. Dr. Nouriel Roubini: Tek tek ya da topluca ulusal ölçeklerde karbon ayak izimizi azaltabiliriz. İş dünyası bunu yapabilir. Maalesef herkes temiz enerjiden, yeşilden bahsediyor ama sadece lafta. Eyleme geçilmiyor. Finansal kriz açısından ise kitabımda koca bir bölüm ayırdım, kendinizi enflasyona karşı nasıl koruyacağınızı anlattım. Kısa vadeli hazine kağıtları, enflasyona endeksli bonolar ve altın ve diğer değerli metaller, iklim değişikliğine dayanıklı gayrimenkuller… Bu tür varlık kombinasyonları sizi koruyabilir. İnsana yatırım yapın. Böylece makineler hüküm sürdüğünde bir kenara atılmazsınız. Bütün bu sorunlar ulusal ve küresel ölçekte, o yüzden ulusal ve küresel iş birliklerini gerektiriyor. Ama maalesef jeopolitik çatışmaların olduğu bir ortamda iş birlikleri zor. Çin ile iş birliğine gitmek giderek güçleşiyor. Pandemide, iklim değişikliklerinde küresel iş birliğine gidemiyoruz. Finansal istikrar konularında iş birliği yapamıyoruz. Çin bize güvenmediği için kendi alternatif parasal, finansal, ticari, yatırımsal ve kur sistemini kurmayı deniyor. Bu yeni dönem iş birliği değil, kıyasıya bir rekabet dönemi.

“Bütün sorunların çözümü nükleer füzyonda!”

Prof. Dr. Barry Eichengreen: Şimdi en zor soru, peki sizi geleceğe ilişkin ne iyimser kılar?

Prof. Dr. Nouriel Roubini: Bence çözüm jeopolitik falan değil. Eğer enerji alanında bir devrim yapabilirsek, yenilenebilirden bir şey çıkacağını sanmıyorum, füzyonu gerçekleştirebilirsek, sonsuz temiz ve ucuz enerjiye sahip olacağız. O sayede deniz suyunu tuzdan ayrıştırabilir, gıda üretiminde kullanabiliriz. Daha fazla gıdayı bu yöntemle üretebilirsek iklim problemini de çözeriz. Güçlü bir ekonomik büyüme yakalarız. Yüzde 5-6 büyüme sürdürülebilir hale gelir. Büyüme en iyi çözüm. Bu noktada teknoloji meslekleri ele geçirse bile, evrensel asgari geçim parası verilmesi de gündeme gelebilir. Teknolojik gelişmeler ekonomik pastayı kısa sürede büyütse de vergilerle eşitsizliğin giderilmesi halinde pandemi sorununu, ekonomik kriz sorununu, enflasyon sorununu, sağlık sorununu, borç sorununu hepsini aşabiliriz. Yapay zekâ da bundan böyle finansal kararların rasyonel verilmesini sağlayabilir. Yani bir mucize olmasının yolu teknolojiden geçiyor.

Ünlü ekonomist Roubini'den buhran uyarısı-1 / "90 yılın en büyük buhranına sürükleniyoruz"

Ünlü ekonomist Roubini'den buhran uyarısı-2 / "Kripto para tarih olacak"