Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Ekonomi yazarı Muratoğlu'ndan yıl sonu dolar tahmini...

Ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, yaz aylarından sonra kur şoku yaşanabileceğine dikkat çekerek, "Yıl sonu dolar 20 lirayı görebilir ama olması gereken çok daha fazlası. Ekonomi, her zaman piyasalarda beklenti satın alır. Şu anda Türkiye'yi iyiye götürecek tek bir beklenti yok. En büyük beklenti seçim" ifadelerini kullandı.

İlknur Yağumli

ANKARA- Ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) "döviz kısıntısı kararı"nın sermaye kontrolü olduğunu söyledi. Muratoğlu, Merkez Bankası'nın politika faizini 900 baz puan artırsa bile bunun dolar kuruna etki etmeyeceğini belirterek, ekonomiyle ilgili yeni kararlar açıklanabileceğine işaret etti. Muratoğlu, yaz aylarından sonra 2018 Ağustos ayında olduğu gibi kur şoku yaşanabileceğine dikkat çekerek, "Yıl sonu dolar 20 lirayı görebilir ama olması gereken çok daha fazlası... Enflasyon rakamları ortada ancak döviz sadece enflasyonla birebir ilişkili değil. Aynı zamanda beklenti ile ilgili. Piyasalar her zaman beklentiyi satın alır. Şu anda piyasalarda, Türkiye'yi iyiye götürecek tek bir beklenti yok. En büyük beklenti seçim. Seçime kadar kimse yatırım yapmaz" ifadelerini kullandı.

Ekonomi yazarı Muratoğlu, BDDK'nın "TL krediler için döviz kısıntısı" kararını ve bu kararın piyasalara etkisini GAZETE DURUM'a şöyle değerlendirdi: 

BDDK kararının üzerinden bir hafta geçti, döviz kurunda kısmi gerilemenin ardından dalgalanmalar kaldığı yerden devam ediyor. Kamu bankaları kapı arkasından döviz satmaya devam ediyor mu?

Merkez Bankası, karar açıklandıktan sonra kapı arkasından ilk gün yaklaşık 1 milyar dolara yakın döviz satışı yaptı. BDDK'nın hamlesi iki tarz hareketi beraberinde getirdi. Birincisi, elinde fazla döviz olan en azından küçük KOBİ'ler, şirketler ya da kredi almak isteyen firmalar, döviz satacaklardı. İkincisi, ters bir şey olduğunda döviz alıp döviz varlıklarını büyütmemeleri hedeflendi. Zaten esas önemlisi o. Döviz satmaları değil, yeni döviz almamaları. 

"Döviz kısıntısı kararı" sermaye kontrolü mü, kambiyo rejiminden dönüş mü?

Faizi 900 baz puan artırsalar bile bu, dövize herhangi bir etki etmeyeceği için, çareler çaresiz gibi gözüküyor. Uzatmaları oynuyoruz. Bu da bir süre gider, bir süre sonra yeni bir karar alırlar. Bunun anlamı sermaye kontrolüdür, kambiyo kontrolü değildir. Kambiyo kontrolü sadece döviz için yapılıyormuş gibi gösterilir. Bu işin küçüğü büyüğü olmaz. Ekmek de çalsanız, araba da çalsanız bunun adı hırsızlıktır. Sermaye kontrolü getirdiler, daha sert bir şekilde devam edecek. Durum öyle bir raddeye geldi ki Merkez Bankası'nın bir cami avlusunda avuç açmadığı kaldı.

BDDK'nın böyle bir karar alma yetkisi var mı?

Bu son kararı BDDK kanunen alamaz çünkü Anayasa'ya aykırı. Anayasa'da sözleşme fikrine aykırı. Müşteri ve banka istediği gibi anlaşma yapar, BDDK buna en fazla çerçeve çizebilir. "Sen buna asla kredi veremezsin" diye özel bankaya söyleyemez. Mesela ihracatçılara verilen kredilerin tamamı ve şirketlerin dosyası Merkez Bankası'na gidiyor. Merkez Bankası, şirketin nakit akışına bakıyor. Eğer kredi istiyorsa "Bu şirketin doları mı var, madem öyle gitsin dolarını bozsun yetmezse Türk lirası kredi veririm. Doları olana neden kredi vereyim?" diyor. Bu çok sakıncalı. Ama gelin görün ki bu, son kararla birlikte değil son üç aydır uygulanıyor. Sadece şikayetler o kadar arttı ki davalar, açılma durumuna gelince mecburen Kanun Hükmünde Kararname çıkarmak zorunda kaldılar.

Merkez Bankası, kuru ne zamana kadar baskılayabilir, kur şoku bekliyor musunuz?

Doların artacağını öngörüyorum, o kaçınılmaz ancak kısa vadede bir kur şoku öngörmüyorum. Çünkü şu anda dağılıma bakarsak Türkiye'de mevduatın yüzde 72'si, dövize endeksli ve diğer yandan yüzde 28'i Türk lirası. Yurt dışına bakıyoruz, yabancı gelmiyor, gelmesi yasak çünkü herhangi bir "line" açılmıyor onlara işlem yapılması için. Kur şoku olması için birilerinin çok ciddi anlamda döviz alması gerekir. Çok hızlı şekilde kuru yükseltmesi gerekir. Ama Türkiye'de yüzde 28 mevduat sahibi kaldıysa bu para zaten kolay kolay kur şoku yaratabilecek bir meblağ değil. Ama ne oluyor, parasal anlamda genişleme oluyor. Mesela asgari ücrete zam yapmaları parasal genişlemedir.

Kur şoku yaz aylarının bitmesinden sonra belki beklenebilir. Sonbahara doğru beklenebilir ama yaz aylarında turizm parasının da girmesiyle beraber piyasa nispeten rahatlayacaktır ama sert bir artış olmayacaktır. 16,50'de kuru ne kadar tutmaya çalışırlarsa, kur o kadar hızlı 17'ye gelir ve bunu da kur şoku olarak niteleyebilirsiniz ama bu da yaz aylarından sonra olabilir. Tabii ters bir şeyler olursa durum değişebilir. Gerçi olabilecek bütün ters şeyler oldu aklıma daha kötüsü gelmiyor.

Yıl sonu dolar tahmininiz nedir?

Yıl sonu dolar tahminim 20 lira civarında ama olması gereken çok daha fazlası. Enflasyon rakamları ortada ancak döviz sadece enflasyonla birebir ilişkili değil. Aynı zamanda beklenti ile ilgili. Özel sektörün bir yıl içinde yaklaşık 120 milyar dolar ödemesi var. Bunu normal şartlarda çeviriyor. Borçlu ne yapacak? Batmıyorsa borcunu ödeme yoluna gidecek. Türk lirası ile değil dolarla ödeyecek, o zaman ne olacak? Haliyle dolar talep etmeye başlayacak. Diğer taraftan halk talep etmese, şirketler talep etmese dahi zaten giderlerimiz o kadar yüksek ki kur durdurulabilecek gibi değil.

Ekonomik buhrana müdahale edebilmek adına iktidarın yapabileceği başka bir ekonomi hamlesi kaldı mı? Erken seçime gidilir mi?

Erken seçime gitmez. Erken seçime bir ay kala gider. O da çeşitli hukuki süreçleri aşmak için. Bu tabloyla erken seçime giderse kazanma şansının olmadığını o da biliyor ama kumarbaz psikolojisi. "Masadan kalkmayayım, ben biraz daha oynayayım, buradan kurtarırım" psikolojisi. Ama artık kurtaracak bir şey kalmadı. Piyasalar her zaman beklentiyi satın alır. Şu anda piyasalarda, Türkiye'yi iyiye götürecek tek bir beklenti yok. En büyük beklenti seçim. Seçime kadar kimse yatırım yapmaz.

Geniş halk kitlelerin geliri oldukça düşük. İnsanlar ilk başta enflasyon çok yükseldiği için ciddi harcama yaptılar. Niye? Bankaya yatırdıkları para zaten değer kaybetti. Haliyle insanlar tüketimlerini öne çektiler. Şimdi o para da bitmek üzere. Artık sadece yaşamak için para kullanacaklar, tüketmek için değil.

Ekonomide karar mekanizmaları, piyasalar kapandıktan sonra bir gece vakti ansızın karar açıklıyorlar. Hatırlarsınız, gelir endeksi senet açıklamaları gece 03.00’te yapılmıştı. Kararların gece açıklanıyor olmasının sebebi nedir? Piyasa bozucu bir eylem mi, kontrol amaçlı mı?

BDDK'nın kararı aslında çok ciddi tehlikeli bir karar. Ama bunu cuma gecesi açıklayınca haliyle iki tane avantajınız oluyor. Birincisi, piyasaların açılmasına iki gün kalıyor ve piyasalar buna alıştırılıyor. İkincisi bu kararlar öyle düzensiz, gereksiz kararlar ki düzeltmeye ihtiyaç duyuluyor. Cuma açıklanınca cumartesi ve pazar günleri bu kararlara düzeltmeler geliyor. Örneğin BDDK kararında abuk sabuk bir dille, "etrafından dolanma" lafı kullanıldı. BDDK'ya soruyorum, açıklasana bana "etrafından dolanma" nedir? Halk arasında kahvedeki dayı söylese anlarım. BDDK açıklamasında böyle teamüllere uygun olmayan özensiz bir dil kullanılması oldukça saçma. O kadar işi bilmeyen, bürokrasiden uzak kişiler tarafından yazılmış metinler ki bunlar, ekonominin ne olduğunu da bilmiyorlar. Kervan yolda düzülür tarzı kararnameler bunlar. Ne piyasa hakkında ne ekonomi hakkında fikirleri var.