Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

Uzmanından ebeveynlere altın tavsiyeler!

COVID-19 pandemisinde okuldan ve arkadaşlarından uzak kalan çocuklarda depresyon ve anksiyete giderek arttı. Çocuk Gelişimi Eğitimi Uzmanı ve aynı zamanda “Ela'nın Anaokulu Anıları” kitabı yazarı Nalan Özdemir ile hem kitabı hakkında hem de pandemi sürecini hâlâ atlatamayan ebeveynlerin neler yapması gerektiğini konuştuk.

İleyda Özmen

ANKARA- Koronavirüs yasakları döneminde okuldan ve arkadaşlarından uzak kalan çocuklarda depresyon ve anksiyete (kaygı) bozukluğu sıkça görüldü. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı, aynı zamanda “Ela'nın Anaokulu Anıları” kitabının yazarı Nalan Özdemir ile hem kitabı hakkında hem de pandemi sürecini hâlâ atlatamayan ebeveynlerin yapmaları gerekenleri konuştuk. Özdemir, anne-babalardan çocuklarına karantinanın olumlu yanlarını göstererek onları rahatlatmalarını istedi.

COVID-19 pandemisi boyunca okuldan uzak kalan ve kalabalıktan izole bir hayat süren çocuk ve ergenlerde çeşitli psikolojik sağlık sorunları ortaya çıktı. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Özdemir, karantina döneminin etkilerini yaşamaya devam eden ailelere yönelik tavsiyelerini ve çocuk yetiştirmedeki önemli noktaları GAZETE DURUM'a anlattı. Özdemir, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Dünya pandemi ile birlikte büyük bir değişim yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Bu süreç özellikle okul öncesi çocukları nasıl etkiledi? 

Gerçekten hem ülkemiz hem de tüm dünya için zor bir süreçti, ölümcül sonuçları olan bu salgın çoğumuzda korku, kaygı, öfke, çaresizlik, güvensizlik, geleceğe karşı ümitsizlik duyguları oluşturdu. Bunu çocuklara ne kadar yansıtmamaya çalışsak ta çocuklar da bu durumdan maalesef ki olumsuz etkilendiler. Çocuklarda, kaygılarda artış, yalnız yatamama, uyku sorunu, sık ağlama, tuvaletini kaçırma, içe kapanma, üzüntü hali, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, gibi ruhsal sorunlar ortaya çıkardı. Bu süreçte çocuklarla sağlıklı ilişkiler kurmak, söz ve davranışlarla güvende olduklarını hissettirmek, sordukları soruları cevapsız bırakmamak, konu hakkında onları tedirgin etmeyecek ama yaş grubuna göre açıklayıcı sohbetler etmek, olumlu rol model olmak, duygularını ifade etmelerini sağlamak çok önemli olmakla birlikte, ailenin yetersiz kaldığı durumlarda bir uzman desteğinden faydalanmak oldukça yararlı olacaktır. Ayrıca burada ailelerin çocuklarına, “Birbirimizle çok daha fazla vakit geçiriyoruz, sağlığımıza ve temizliğimize daha çok dikkat ediyoruz, hayatımızdaki güzel şeylerin ne kadar önemli olduklarının farkına varıyoruz ve ihtiyacı olan insanlara yardım ediyoruz” diyerek pandeminin olumlu yanlarını göstermeleri çocukları rahatlatacaktır.

“Ela’nın Anaokulu Anıları” kitabı neden çıktı?

Mesleğimin her anı benim için çok kıymetli ve değerliydi. Çünkü saf, temiz, çıkarsız, yüreklerle birlikte olurken hem öğreten hem de öğreten olmak inanılmaz mutlu ediyordu beni. Bu süreçte gerçekten çok değerli öğretmenler yol göstericim oldu. Onları hep örnek aldım. 35 yıllık mesleki gözlemlerimde zaman zaman farkında ya da farkında olmadan hem ailelerin hem de eğitimcilerin çocukların kişilik ve gelişimlerini etkileyen yanlış davranışlar sergilediğini ve bunlardan çocukların nasıl etkilendiğini gözlemleme şansım oldu. İşte bu davranışlar sonucunda çocukların, öğretmenlerin, ebeveynlerin neler hissettiğini ve nelere dikkat etmeleri gerektiğini, tamamıyla birebir yaşadığım anıları yazarak onlara tercüman olmak istedim.

Çocuk Gelişimi Eğitimi Uzmanı ve Yazar Nalan Özdemir 

Kitabınız “Merhaba Ben Ela” diye başlıyor. Ela ismi özel mi?

Evet çünkü bu kitap çocuk dili ile yazıldı. Kitap mesleki hayatımdaki anılardan oluşsa da gerçekten Ela yeğenimin çocuğu ve o da okul öncesi eğitim kurumuna gidiyor. Bir çocuğun anne rahminden başlayıp, okul öncesi eğitim kurumundan mezun olana kadar yaşadığı olumlu ve olumsuz olaylar sonucunda hissettiği duyguların ifadesi. Kitap çocuk ağırlıklı olmakla birlikte, anne babanın, eğitimcinin duygularına da çocuk dili ile yer verilmiştir. Pandemi sürecinde yazıldı bu kitap ve o dönemde Ela ile çok daha fazla zaman geçirdiğim için ona benden bir hatıra kalsın istediğim için isim “Ela’nın Anaokulu Anıları” oldu.

Kitabınızın içeriği için “Çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gereken noktalar” dediniz, bunu biraz açabilir misiniz?

Öncelikle çocuğu dünyaya getirmeden önce kendimize sormamız gereken bazı sorular olmalı. Bu soruları kitabımda “doğmamış bir bebeğin seslenişi” başlık altında yazdım. O sorular şöyle: “Anne ve baba olmaya hazırlar mı?”, “Doğum öncesi ve sonrasında bebeğin ihtiyacını karşılayacak ekonomik alt yapıları var mı?”, “Bebek dünyaya gelmeden onun ihtiyaçları ve gelişim dönemleri ile ilgili bilgileri biliyorlar mı?”, “Dünyaya geldiğinde belki diğer bebeklerden farklı olur ise, olduğu gibi kabul edebilecekler mi?”, “Çocuğu yetiştirirken olması gereken tüm imkanları ona sunup, şartlar ne olursa olsun her koşulda anne ve baba olarak çocuklarının yanında olabilecekler mi?” Anneliğin ve babalığın bir okulu yok, çocuğumuz olduktan sonra öğreniyoruz anne ve baba olmayı. Çocuğumuzu ise yetiştirirken kendi yetiştirilme deneyimlerimizden ve çevrede gördüklerimizden faydalanıyoruz. Öncelikle çocuk yetiştirirken, kendimize sormamız gereken en önemli soru şu: Nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyoruz? Anne baba olarak ileride çocuklarımızı nasıl bir insan olarak görmek istiyoruz, kendimize bu sorunun cevabını vermemiz gerekiyor. Eğitimin aile başladığı, okul da devam ettiği ve hayat boyu sürdüğü, zeka gelişiminin yüzde 90’nın ilk 3 yılda tamamlandığı, kişilik gelişiminin büyük bir bölümünün ise 0-6 yaş arasında tamamlandığı gerçeğinden yola çıkacak olursak ve çocuğun temel ve duygusal ihtiyaçlarını bilirsek ona göre davranış sergilersek sağlıklı bireyler yetiştirmiş oluruz. Çocuk güvende olduğunu hissetmek ve bilmek ister. Annenin tenine temas, anneyi emme ile ilk güven duygusunu hisseder ve anne ile güvenli bir bağ oluşturur. Ben senin yanındayım, desteğe hazırım mesajı alması onunda ileride başkaları ile sağlıklı iletişim kurmasına, işbirliğine açık bir birey olarak yetişmesine yardımcı olur. Çocuk var olduğu çevrede kabul ve destek görmek ister. Anne babalar çocukları olduğu gibi kabul etme, olumlu davranışlarını destekleme, olumsuz davranışlarda eleştirisel yaklaşmak yerine yapıcı davranış sergilemek, onun kendisine olan saygısın artmasına vesile olacaktır. Kendini gerçekleştirme de psikolojik bir ihtiyaçtır. Çocuklara yapabilecekleri düzeyde sorumluluk vermek, onları ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirmek, kendini gerçekleştirmelerinde önemli bir rol oynar.


Kitabınızın 2. bölümünde 23 tane konu başlığı görüyorum. Bu konu başlıkları ne demek istiyor?

Bu konu başlıkları hepsi ayrı ayrı konuşulacak, önemli konular. Çocuk bu başlıkları ve diğer başlıklarda bize şu mesajları vermek istiyor:

-Benim bir birey olduğumu kabul edin.

-Lütfen bana ismimle hitap edin (Aşkım, Birtanem vb. değil)

-Benim gelişim dönemi özelliklerimi bilin.

-Kendime ait duygu ve düşüncelerim olduğunu kabul edin.

-Sizi model aldığımı unutmayın.

-Beni koşulsuz sevin.

-Her yaşta ilgi ve sevgi gösterin.

-Beni kimseyle kıyaslamayın.

-Benimle inatlaşmayın.

-Sorduğum sorulara kısa ve öz cevaplar verin.

-Benimle konuşurken benim boy hizama gelin ve göz teması kurarak konuşun.

-Olumlu davranış sergilediğimde takdir edin.

-Beni dinleyin.

-Beni yaramaz, şımarık, dağınık, dikkatsiz vb. etiketlemeyin.

-Başarılı olmam için beni destekleyin.

-Bana güvenin.

-Bana doğru sınırlar koyun.

-Yaş özelliklerime göre sorumluluklar verin.

-Olumsuz davranış sergilediğimde, tepkilerinizi abartıp beni korkutmayın.

-Kendime ve çevreme zarar vermiyorsam bazı davranışlarımı görmezden gelin.

-Oyun benim işim ve oyun yoluyla öğrendiğimi unutmayın.