Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

“Sınav, inanç ve bilim güvenliğine saldırı var!"

AZE Haber Ajansı

ANKARA- AZE Medya Grubu Yayın Kurulu Başkanı Mustafa Balbay, Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a yönelik tehdit, Ankara'daki cemevi saldırıları ve KPSS sorularıyla ilgili şaibeyi, “Sınav, inanç ve bilim güvenliğine saldırı” olarak değerlendirdi. Balbay, “Toplumda kafa karışıklığı yaratan bu olayların bütün yönleriyle aydınlatılması gerekli. Aksi halde bunun devamı seçim güvenliği tehlikesidir” dedi.

Balbay’a yönelttiğimiz “3 soru 3 yanıt” şöyle:

-Sayın Balbay 3 tartışmalı olay, haftanın gündemini belirledi. Ankara’daki cemevi saldırıları, KPSS sorularının bir yayınevi ile paralellik taşıması ve Prof. Esin Davutoğlu Şenol’a tehdit. Birbirinden çok farklı gibi görünen bu olayları nasıl yorumluyorsunuz?

BALBAY- Olaylar farklı ama özü aynı; Türkiye’de güvenli bir toplumsal yaşama tehdit sorunu var. Pek çok alanda kurallar, genel kabul gören uygulamalar, düşünce ve ifade özgürlüğü saldırı altında. Ankara’da 3 cemevine ve Alevi Kültür Derneği’ne aynı anda saldırı düzenlenmesi klasik söylemle manidar. Olayın Alevi yurttaşlarımızın kutsal dönemi olan Muharrem ayının ilk günü yapılması da planlayanların çok ince hesaplar yaptığını gösteriyor. Biz bu alçaklığı Kahramanmaraş’tan, Çorum’dan, Madımak’tan tanıyoruz. Bu topraklarda yaşayan insanlar bir arada yaşama kültürünü edinmiştir. İç barışımız kolay kolay bozulmaz. Ancak bu alçaklığı planlayanların dönemsel hedefleri olabilir. Toplumsal algının yönünü değiştirme amaçlı olabilir. Bütün bunların panzehri dayanışmayı güçlendirmektir. Bu anlamda Diyanet İşleri Başkanı’nın Cemevi’ni ziyarete gitmesini önemsiyorum. Ancak olayın perde gerisindeki kişiler de mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.

-KPSS sorularıyla ilgili soru işaretlerini nasıl karşılıyorsunuz?

BALBAY- Bu, binlerce insanın çalışma yaşamı umutlarıyla oynamaktır. Zaten KPSS pek çok yerinden delindi. Örneğin mülakat, sınavdaki başarıyı ikinci plana itiyor. Bir de sınav sorularının bir yayınevi ile bağlantılı olması bize geçmişi hatırlatıyor. Biliyorsunuz 2012 yılında da üniversiteye giriş sınav sorularının çalındığı, bunun sistematik olarak yapıldığı ortaya çıkmıştı. Ne yazık ki o soruşturmalar gerektiği gibi derinleşmedi. İlk izlenimimiz o ki, yeniden bir cesaretlenme söz konusu. Bu güvensizliği ortadan kaldırmanın başlıca yolu, sadece ÖSYM Başkanı'nı görevden almak ve sınavı yenilemek değildir. Tartışmalı sınavın sonuçları incelenmeli, yeniden yapılacak sınavların sonuçları ile karşılaştırılmalı. Bunun devamında bugün hiç gündemde olmayan örgütlenmeleri konuşuyor olabiliriz.

-Prof. Şenol da sözünü ettiğiniz güvensizliklerden payını aldı. Bu da örgütlü bir yapının sonucu olabilir mi?

BALBAY- Böylesi olaylar genellikle, "Saldırgan zaten meczubun tekiymiş" gibi bir gerekçe ile küçümsenir ve kapanır. Aman diyorum. Kimse bu olayı küçümsememeli. Her şeyden önce topluma gerçekleri, sadece gerçekleri anlatmaya çalışan bir bilim insanının yaşam ve bilim güvenliği söz konusu. Bir kanaat önderine yönelik saldırı tüm topluma yapılmış demektir. Bu anlamda tehdit hepimizedir. Tehdit eden kişinin ifadeye çağrılıp serbest bırakılmasını yadırgadım. 

Bütün bunları topladığımızda yaşamın her alanında bir güvensizlik söz konusu. Bu durdurulmazsa devamı seçim güvenliğidir. Bu tür provokasyonları düzenleyenlerin devletin içinden yardım gördüğü geçmişteki deneyimlerimizle sabittir.