Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Çocuklara deneyim fırsatı vermiyor

Klinik Psikolog ve Yazar Süleyman Hecebil, çocukları elektronik aletlerden, oyunlardan, oyuncaklardan ve internetten uzak tutmanın hem gerçekçi hem doğru olmadığını belirterek, "Çocukları yönetemediğimiz zaman elektronik aletlere yönlendiriyoruz. Anne babanın zaten kendisi gırtlağına kadar elektronik dünyaya batmışsa bütün çocuklar bağımlı olmaya adaylar. Elektronik aletler çocuklara deneyim fırsatı vermiyor” dedi.

İleyda Özmen

ANKARA- Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından oluşturulan ve hekimlerin hastalıkların teşhis gruplamasında kullandığı ICD sınıflamasına, “oyun bağımlılığı” da bir hastalık olarak eklendi. Ebeveynlerin oyun bağımlılığında çok önemli rol oynadığına dikkat çeken Çocuk Psikolojisi Derneği Başkanı Klinik Psikolog ve Yazar Süleyman Hecebil, “Çocukları elektronik aletlerden, oyunlardan, oyuncaklardan ve internetten uzak tutmak hem gerçekçi değil hem doğru değil. Çocukları yönetemediğimiz zaman elektronik aletlere yönlendiriyoruz. Anne babanın zaten kendisi gırtlağına kadar elektronik dünyaya batmışsa bütün çocuklar bağımlı olmaya adaylar. Elektronik aletler çocuklara deneyim fırsatı vermiyor” dedi.

Klinik Psikolog Hecebil, çocukların neden elektronik bağımlısı olduğunu, bu bağımlılığın sebebini ve ailelerin çözüm olarak neler yapması gerektiğini GAZETE DURUM'a anlattı. Okullarda ve aile hayatında merak duygusu karşılanmamış ve hobisi olmayan çocukların elektronik alet bağımlısı olduğunu söyledi. Hecebil, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Çocuklar neden elektronik aletlere bağımlı?

Çocukları elektronik aletlerden, oyunlardan, oyuncaklardan ve internetten uzak tutmak hem gerçekçi değil hem doğru değil. Böyle bir dünyaya geliyor çocuklar. Onları bu dünyadan uzak tutacak anne-babalar da tamamen bu dünyanın içine girmiş durumdalar. Önemli olan şey, çocuğun gelişimini engelleyecek, yaşına uygun olmayan materyallerle karşılaşacak durumları önlemeye çalışmak. Çocukların dikkat süreleri en fazla 15 dakikadır. Bilgisayar oyunlarını hazırlayanlar bunu çok iyi fark etmiş durumdalar. Okuldaki derslerin içeriğini oluştururken görmediğimiz ne kadar problem varsa, bilgisayar oyununda çözmüşler. Bilgisayar oyunlarını hazırlayanlar sürekli değişen renklerle, müziklerle çocukların ilgisini uzun süre boyunca ekranda tutmayı başarıyorlar. Bu oyunlar çocuklarımıza gerçek hayatta yapamayacakları durumları oyunlarda yapabiliyormuş gibi gösteriyor. Örneğin, şiddet, insan öldürmek, bir canlıya ateş etmek, ağaç kesmek, tarlada anında bütün mahsulü toplamak gibi. Çocukların hayatları boyunca hiçbir zaman deneyimleyemedikleri veya deneyimleyemeyecekleri şeyleri sanki gerçekten yapıyormuş gibi hissettiriyorlar. Oysa çocukların öğrenmeleri ve gelişmeleri için en temel ihtiyaçları deneyimdir. Çocukların sosyal, akademik, insan ilişkileri açısından deneyimlere ihtiyaçları var. Deneyimlemeden öğrenilen bilgiler kalıcı olmaz. Elektronik aletler çocuklara deneyim fırsatı vermiyor.

Elektronik aletler çocuklara nasıl bir hayat sunuyor?

Elektronik aletler çocuklara “-muş gibi” yaşamlar sunuyor. Örneğin bir çocuk bilgisayarda futbol oynarken çok güzel gol attığını deneyimliyor ama parmağıyla ama “Hadi gel sahada topa vur” dediğimizde, hayatı boyunca gerçek hayatta deneyimlemediği bir şeyi başarma ihtimali olmuyor. Bu da hayal kırıklığına sebep oluyor. Çocukluk döneminin en büyük özelliği, gerçeklik algısının yetişkinlerdeki gibi henüz oluşmuş durumda olmaması demek. Hatta çocukluk dönemi yarı hipnotik dönem demek. Özellikle 3. ve 4. sınıfa kadar yarı hipnotik haldeler. Yani gerçek ve gerçek olmayan arasında gidip geliyorlar. Çünkü zihin gelişimini, oluşumunu tamamlamamış. Oyunlarda çok fazla şiddet ve saldırganlık var. Oyun oynayanı daha çok oyunda tutabilmek için ödüller var, geri bildirimler var. Ama geri bildirimler aslında talimat. “Yeniden dene”, “Bir dahaki sefere”, “Neredeyse kazanıyordun” gibi uyarılar geri bildirim değil. Yenilince üzgün surat çıkıyor,  sanki çocukların duygularına eşlik ediyormuş gibi çocukları yanıltıyor. Bütün bilgisayar oyunları haz peşinde koşturan oyunlardır. Finaller müthiş bitiyor. Başarı duygusunu yaşatan, haz verici bir final oluyor.

Elektronik aletlere ve ekran oyunlarına hangi çocuklar bağımlı oluyor?


Bunlar, okullar ve aileler tarafından merak duygusu korunamamış çocuklar. Çocuğun temel ihtiyacı merak. Bu ihtiyacı karşılanamamış çocuklar bağımlı oluyor. Çocuklar her şeyin içini merak ediyor. Hazır bilgiyle öğrenmek değil, daha ötesini, sebebini merak ediyorlar. Eğer eğitim-öğretim programlarımızda ve evdeki ebeveyn tavırlarımıza çocuklarımızda merak duygusunu koruyamazsak çocuklar bilgisayar bağımlısı olur. Çünkü dünyada merak edecekleri bir şey kalmıyor. Bir de hobisi olmayan çocuklar bağımlı oluyorlar. Örneğin sanatla, resimle, sporla ilgilenmeyen, kendi başına kaliteli vakit geçiremeyen çocuklar bağımlı oluyor. Ve bu çocuklarımız kaybedeceklerini hissettikleri oyunu yeniden başlatıyorlar. Sonuna kadar gitmiyorlar. Çünkü çocuklar süreç odaklı değil sonuç odaklılar. Oysa deneyim, süreç odaklı kazanılır. Bu yüzden çocukların kaybetmeye tahammülleri yok. Kaybetmek istemiyorlar. Bunlar bilgisayarın “sonuç odaklı çocuk modeli” yüzünden ortaya çıkıyor.

“Bağımlılık” nasıl oluşuyor?

Her çocuk elektronik alet ve oyun bağımlısı olma adayıdır. Okuldan, dersten keyif almıyorsa kendini oraya ait hissetmiyor ve kitaplarda merak edeceği bir şey kalmamışsa, bir hobisi yoksa, anne-babanın zaten kendisi gırtlağına kadar elektronik dünyaya batmışsa, bütün çocuklar bağımlı olmaya adaylar. Anne-babanın tutumu, hafta sonunu, akşam saatlerini nasıl geçirdikleri, alışkanlıkları çok önemli. Çocuklar elektronik aletle oynadığında anne babaya sorun çıkarmıyor. Bu da anne babanın rahat olmasına ol açıyor. Yemek yemeyen çocuklara ilk verilen şey telefon oluyor. Bu da küçük yaşlarda bağımlılığın temelini atıyor. Oyunların hepsi asla denetlenmemiş. İçerik açısında çocuğa uygunluk testi yapılmamış. Bazı oyunlar iyi hazırlanırsa çocuklar için bilişsel gelişimler gerçekleştirilebilir. Buna karşı da değiliz ama baktığımız zaman bugün silahla karşısındakine ateş eden oyunların çocuklara verebileceği hiçbir şey yoktur. Sadece saldırganlığı, öfkeyi normalleştirir. Oyunlar çocuğa sorumluluk yüklüyor. Bu yüzden çocuk oyunu bırakamıyor. Oyunlardaki dünya, kontrolsüz bir dünya. Oyunlarda çocuklara verilen gizli mesajlar da var. Çocuklar buna maruz kalıyorlar ve bir süre sonra zaten oyunun parçası oluyorlar.

Dijitalleşen dünyada hepimiz ister istemez elektronik aletlerle yakından ilgilenmek zorunda kalıyoruz. Çocuklarda bu yüzden teknolojiden uzak kalamıyor. Peki anne ve babaların neler yapması gerekiyor?

Kesinlikle elektronik aletler hayatımızda yer almalı ama hayatımızın merkezinde yer almamalı. İhmal edilmiş çocuklar daha çok bağımlılık geliştiriyorlar. Ailede sınırlar net değilse, ailede evetler ve hayırlar yerinde kullanılmıyorsa, anne ve baba ortak karar vermiyorsa, aile içinde sınırlar geçirgen ve değişkense çocuklar bunu kullanır ve bağımlılık başlar. Çocukların lise 2'ye kadar telefona ihtiyacı yok ama ilkokul ikinci sınıftan itibaren her çocukta telefon var. Bu çocuklar elbette bağımlı olur. Okul servislerinde telefon ellerinden düşmüyor. Bu çocuklar camdan dışarı bakıp hangi yoldan geçtiklerini bile merak etmiyorlar. Dışarıda neler oluyor ilgilenmiyorlar. Çocukları yönetemediğimiz zaman elektronik aletlere yönlendiriyoruz. Derslerde tablet kullanılıyor bunu kabul ediyorum ama akıllı tahtaları sürekli kullanarak sanki uzaktan eğitim yapıyormuş gibi çocukların tüm eğitim hayatını elektronik aletlerle doldurmayı uygun bulmuyorum. Akıllı tahtalar televizyon gibi, edilgen ve pasif çocuklar meydana getiriyor. Hiç kımıldamıyorlar, sadece parmakları hareket ediyor. Beyinin çok az bölümü çalışıyor. Çocuklar hep aynı şeyleri yaptığı için beyinde yeni bir öğrenme gelişmiyor. Bu nedenle işlevsel anne-babaya ihtiyaç var. Çocuk anne-babayı yönetmemeli. Ailelerin en büyük hatalarından bir tanesi “çocuk mutlu olsun” diyerek her şeyi yapmak. Bu çok yanlış. Çocuğun mutlu olması için üretmesi lazım. Aileler, çocuklarına sahte mutluluk vermeye çalışmasın.

Klinik Psikolog Süleyman Hecebil