Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Buruk Öğretmenler Günü

Öğretmenler, 24 Kasım öncesi Öğretmenler Günü heyecanlarının artık kalmadığına dikkat çekerek, yaşadıkları sorunların mesleklerini değersizleştirdiğinden şikayet ettiler.

İleyda Özmen

ANKARA - Öğretmenler, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün gelmesine sevinemiyor. Pek çoğu Öğretmenler Günü heyecanını hissedemiyor. Yıllardır atama bekleyen, özel sektörde zor koşullarda ve düşük ücretlerle çalışan eğitimcilerin tek isteği; öğretmenlik mesleğinin hak ettiği değeri görmesi.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından öğretmenlere gelen kutlama mesajlarını samimi bulmadıklarını ifade ederek, “Öğretmenlere ve mesleğe değer gösterilmediği için öğrenciler hedef meslek olarak öğretmenliği tercih etmiyor” dedi.

Tam 8 yıldır atama bekleyen Yunus Temurçin de Gaziantep'in Karkamış ilçesinde görev yaptığı okula roket düşmesi sonucu hayatını kaybeden Ayşenur Alkan'ı hüzünle anarak, şunları anlattı: “Atama bekleyen öğretmenler canlarıyla mücadele ediyor. Ayşenur da atanamamış bir öğretmendi. Sırf işsiz kalmamak, KPSS kitaplarına, deneme kitaplarına para verebilmek için ücretli öğretmen olarak çalışıyordu.”

Birlik Sendikası Öğretmen Temsilcisi ve özel okul öğretmeni Nihan Soycan da Öğretmenler Günü'nün kutlama değil mücadele gününe dönüştüğünü vurguladı.

Öğretmenler, 24 Kasım öncesi yaşadıkları sorunları ve taleplerini GAZETE DURUM'a aktardı. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Edebali, şunları söyledi:

Kutlamaları da mesajları da samimi bulmuyoruz: Biz özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler ekonomik, sosyal, özlük haklarından yoksunuz. Taleplerimiz de bu doğrultuda. MEB'e bağlı çalışıyoruz. Bizlerin 24 Kasım'da telefonlarımıza mesaj geliyor MEB tarafından. Öğretmenler günümüz kutlanıyor ama birçok uygulamada ise İş Kanunu'na bağlı çalıştığımız için bir öğretmen gibi değil işçi gibi hatta daha güdük haklara sahip olan bir işçi gibi değerlendiriliyoruz. Bu da bize söyleniyor. Bu kutlamaları da mesajları da samimi bulmuyoruz. Öğretmenlerin özeli, kamusu olamaz ve ayrı değerlendirilemez. Öğretmen her zaman öğretmendir. Öğretmenler arasındaki eşitsizliği arttıracak, adaletsiz koşulları daha da arttıracak olan yaklaşımları ve uygulamaları doğru bulmuyoruz. 24 Kasım bizim için sahte bir kutlama. Biz herhangi bir ödül, kutlama değil kendi özlük haklarımızı ve ekonomik haklarımızı talep ediyoruz.

Öğretmenler asgari ücretin altında çalışıyor: Özel sektör öğretmenleri olarak düşük ücretle çalışıyoruz. Şu an özel öğretim kurumlarında yüz binlerce öğretmen, adına özel denilen eğitimi veren öğretmenler, asgari ücret ve bunun altında ücretlerle çalıştırılıyor. Hayat pahalılığı, açlık sınırı ortada. Öğretmenler yoğun bir şekilde mobbinge ve baskıya maruz kalıyor. En acil taleplerimizden bir tanesi daha önce hakkımız olan 2014 yılında elimizden alınan taban maaş uygulamasının tekrar geri getirilmesi. Bununla ilgili Meclis komisyonunda bekleyen kanun teklifleri var. Reddedilen bir araştırma önergesi var. Kanun teklifinin acil bir şekilde Meclis Genel Kurulu'na inmesi, siyasi partilerin kendi çekişmesinin kıskacına takılmadan, seçim sürecinin baskısı altında kalmadan siyasi partilerin buna bir öğretmenin talebi olarak bakması gerektiğini düşünüyoruz. Şu an tartışılan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda (ÖMK) haklarımız yok. Özel sektör öğretmenlerini kapsayan olumlu bir uygulama yok. Bu yüzden bütün öğretmenlerin çalışma koşullarını güvence altına alan, eğitimi, bilimi savunan yeni bir meslek kanunu talep ediyoruz. Mevcut kanun kaldırılmalı. ÖMK öğretmenlerin mesleki sorunlarına, yaşamsal ihtiyaçlarına yanıt vermekten uzak bir kanun. Hiçbir maddesi bizim asıl ihtiyaçlarımızı karşılamıyor.

Öğrenciler öğretmenlik mesleğini tercih etmiyor: Öğrenciler hedef meslek olarak öğretmenliği tercih etmiyor. Aileler de tercih etmiyor. Nedenleri ortada. Öğretmenlik mesleğini isteyen öğrenci sayısı azaldı. Biz “Hangi mesleği istiyorsunuz?” diye sorduğumuzda ya da bize sorulduğunda öğretmenlik mesleği çok az yer alıyor. Atama sayılarının azalması, çok sayıda eğitim fakültesinin olması ve buradan mezun olan öğrencilerin işsizlikle karşılaşması, ataması yapılmayan öğretmenlerin özel öğretim kurumlarına yönelmesi ve burada da kötü çalışma koşullarının olması tabii ki meslekten de uzaklaşmayı getiriyor. Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler de ya ek iş yapıyorlar ya da öğretmenliği bırakıp başka mesleklere yöneliyorlar. Kötü çalışma koşullarını gören veli, çocuğunu neden o mesleğe hazırlasın?

8 yıldır atama bekleyen öğretmen Yunus Temurçin de Karkamış'taki roket saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ayşenur Alkan'ın atama bekleyen öğretmenlerden biri olduğunu söyleyerek, şunları dile getirdi:

Mülakatlar belimizi büküyor: 2015'ten bu yana atama bekliyorum. 2016 darbe girişiminden sonra ülkede öğretmen alımları azaltıldı. Yapılan atamalarda da mağduriyetler var. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması talep ediyoruz. Ülkemizde ücretli öğretmenlik statüsünde 100 bin öğretmen çalıştırılıyor. Bunların birçoğu da öğretmen değil. Başka fakültelerden mezun olan insanlar. Var olan öğretmen açığı bakanlık tarafından böyle dolduruluyor. Sayıştay raporlarına göre, şu an ülkede 10 büyük ilde 138 bin öğretmen açığı, totalde ise 250 bine yakın öğretmen açığı varken açıklar kapatılmıyor. Yapılan atamaların da süreleri 1-2 seneye tekabül ediyor. Mülakatlar belimizi büküyor.

Artık görevde olmak istiyoruz: Bu yıl belirsizliklerin ortadan kalkmasını, 24 Kasım'da 100 bin öğretmen atamasına dair haber bekliyoruz. Artık görevde olmak istiyoruz. Atama beklerken sinir, stresten kalp krizi geçiren, farklı sektörlerde çalışarak hayatını kaybeden insanlar oldu. Özel sektörde iş bulamıyoruz. Evlilik yapamıyoruz. Farklı sektörlerde bize kimse iş de vermiyor. 500 bine yakın öğretmen atama bekliyor. Sağlık Bakanlığı 85 bin ilana çıktı. Ağustos ayında atama olacak ve netlik var. Polislik alımlarında, bekçilik alımlarında netlik var. Öğretmenler neden bekletiliyor? Bize söylensin ona göre önümüze bakalım.

Ayşenur Öğretmen, deneme kitaplarına para verebilmek için çalışıyordu: Umut ile ümitsizlik arasında sıkışmaktan yoruldum. 8 yıllık süreçte tuvalet de temizledim, çaycılık da yaptım. Bando takımında çekimler yaptım, ücretli öğretmenlik yaptım, marketlerde çalıştım. 2020 KPSS'ye 20 gün kala babamı kaybettim. Atama bekleyen öğretmenler canlarıyla mücadele ediyor. Gaziantep'te ücretli öğretmenlik yapan Ayşenur Alkan öğretmen vefat etti. O da atanamamış bir öğretmendi. Sırf işsiz kalmamak, KPSS kitaplarına, deneme kitaplarına para verebilmek için ücretli öğretmen olarak çalışıyordu. 24 Kasım'da 100 bin öğretmenin atanmasını istiyoruz. Gelecek sene 24 Kasım'da okullarımızda öğrencilerimizle bugünü kutlamak istiyoruz.

Birlik Sendikası Öğretmen Temsilcisi ve özel okul öğretmeni Nihan Soycan da Öğretmenler Günü'nün kutlama değil mücadele gününe dönüştüğüne işaret ederek şöyle konuştu:

Geçinememe sorunumuz var: Her şeyden önce geçinememe sorunumuz var. Ücretlerimiz çok düşük. Geçen sene ocak ayındaki asgari ücret güncellemesinden beri kitlesel halde daha az ücretlerle çalışıyorlar. Dolayısıyla düşük ücretler geçinmemize yetmiyor. Çalıştığımız özel okullarda patronlar ek mesai ücretlerini ödemiyorlar. Haklarımızdan da faydalanamıyoruz. Promosyonlar, özel okullarda neredeyse hiçbir zaman söz konusu olmadı. Bunun dışında çok yoğun mesaiyle çalışıyoruz. Haftada 40-45 saat derse giren öğretmenlerimiz var. Bu yüzden personel kısıtlamasına gidiliyor. İş yükümüzün arttığı bir dönemden geçiyoruz. İş güvencesi sorunumuz var. Bizim sözleşmelerimiz senelik olarak imzalanır. Dolayısıyla bir sonraki sene aynı kurumda çalışıp çalışmayacağınıza emin olmadan çalışıyoruz. MEB'in bu konularda denetimi ve öğretmenlerin haklarını koruyacak bir şekilde davranma sorumluluğu var. Fakat öğretmenlerin hiçbir sorununa değinmeyen, sektör içerisinde rekabeti oluşturacak bir meslek kanunu çıkarıldı. Atanmama sorunu da hâlâ devam ediyor.

Öğretmenler “Sessiz istifa” haline sürükleniyor: Eskiden toplumda özellikle 24 Kasım'da saygınlık görüyorduk. 24 Kasım canlı geçiyordu. Öğretmenlerin daha fazla mesleklerine sarıldığını görürdük. Fakat şu an bir motivasyonsuzluk söz konusu. Öğretmenlerin özellikle özel sektörde çalışan öğretmenlerin “Sessiz istifa” haline sürüklendiğini görüyorum. Öğretmenler daha fazla iş yapmak istemiyor. 24 Kasım bizim için kutlama günü değil mücadele gününe dönmüş durumda. Öğretmenlere hediyeler, festivaller hazırlanarak yaşanan durum telafi edilmeye çalışılıyor ama yaşadığımız durumun telafi edilir bir yanı kalmadı. Biz bu özel günleri kendi haklarımızı daha yüksek sesle dile getirmek için bir alan olarak görmeye başladık.