Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

“Bizim hoca Hababam Sınıfı'ndaki Mahmut Hoca değil”

Soruları sızdırıldığı için 4 Ağustos'ta iptal edilen ve 18 Eylül'de tekrarlanan Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) ne olduğu hakkında açıklaması yapılmazken, skandala tepkiler gitgide büyüyor.

İleyda Özmen

ANKARA- Soruları sızdırıldığı için 4 Ağustos'ta iptal edilen ve 18 Eylül'de tekrarlanan Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) ne olduğu hakkında açıklaması yapılmazken, skandala tepkiler gitgide büyüyor. KPSS ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in de araştırılması için suç duyurusunda bulunduğunu belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, olumsuz yanıt aldığını söyledi. Kaya, “Sınavalar şaibeli hale geldikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 19 Kasım'da uzman öğretmenlik sınavı yapamaz. Sınav şimdiden şaibelidir. Öğretmenler zaten iş bırakıyor. Bizim Mahmut Hoca, Hababam Sınıfı'ndaki Mahmut Hoca değil” dedi.

KPSS skandalının, sadece ÖSYM Başkanı'nın görevden alınmasıyla üstünün kapatıldığını dile getiren Kaya, Milli Eğitim Bakanı Özer'in ve YÖK Başkanı'nın da görevden alınması gerektiğini vurguladı. Kaya, MEB'in yaptığı tüm sınavların şaibeli olacağını belirterek, GAZETE DURUM'a şunları söyledi:

Suç duyurusunda bulundum: 31 Temmuz'da yapılan KPSS ile ilgili Milli Eğitim Bakanı Özer'in de araştırılması ve bu konuda yargılanması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundum. Fakat "Bakan hâlâ görevde olduğu için Parlamento onayı gerekiyor ve yargılama yapılmıyor" diye yanıt aldım. Dolayısıyla Bakan Özer soruşturmadan muaf kaldı.

Soruları çalanlar ortada yok: 31 Temmuz'da yapılan sınavdaki usulsüzlüklerden daha fazlası 18 Eylül'de yapıldı. Hem poşetlerin yırtık olması hem sorulardaki benzerlikler ortaya çıktı. Soru önergemize yanıt gelmedi. Belli ki şöyle bir şey yaptılar: 31 Temmuz'da da ÖSYM'nin probleminin olduğunu gördüler ve ÖSYM Başkanı'nı görevden alıp yerine başka birini getirdiler. Soru hazırlayan hocalardan, matbaadan, bekçilerden kimse görevden alınmadı... Yukarıdan aşağıya, ÖSYM Başkanı dışında bu konuda sorumlu olduğu ilan edilen başka kimse yok. Yargı devre dışı, adalet duygusu tamamen ortadan kaldırıldı. Devlet Denetleme Kurulu'ndaki (DDK) müfettişler soruşturma başlattı. Soruşturma başlatma kararından hemen sonra başkanın suçlu olup olmadığına bakılmaksızın görevden alındı. Defalarca çağrı yaptık. Soru çalınmış, hırsız nerede? Evlere giren hırsızların çaldıklarını bulamıyorlar, hırsız çaldığıyla kalıyor. Burada DDK diyor ki “Sorular çalındı ve sınav bu yüzden iptal oldu.” Peki çalanlar nerede? Bu açığa çıkmadığı sürece DDK'daki müfettişleri zan altında. YÖK, soruşturma komisyonu kurdu. Buradan da herhangi bir açıklama gelmedi. Ankara Emniyeti, yayınevlerine operasyon yaptı. Bu operasyonun sonuçları yok. Tümü ortaya çıkarılmadan 18 Eylül'de yeniden sınav yapıldı. Bu sınavda da birebir aynı olan sorular ve poşet skandalı ortaya çıktı.

Soru önergesine yanıt vermediler: Poşet hakkında ÖSYM açıklama yaptı ama bu doğru bir açıklama değildi. Ben milletvekiliyim, soru önergesi vermişim. 15 gün içerisinde bu soruya yanıt vermeleri gerektiği halde herhangi bir yanıt gelmedi. Ben şunu düşünüyorum: Tıpkı 31 Temmuz'da iptal edilen KPSS'nin üzerini nasıl örttülerse bunun da üzerini örtüyorlar. Soruşturmanın selametle yürütülebilmesi için YÖK Başkanı ve Milli Eğitim Bakanı'nın da görevden alınması gerekiyor. Her ne kadar doğrudan birbirleriyle bağlantılı olmasa da denetleme yetkisi olan yerdir orası. Sağlıklı bir soruşturma yapılabilmesi ve delillerin karartılmaması için bu iki kişinin görevden alınması gerekiyordu.

Bizim hoca Hababam Sınıfı'ndaki Mahmut Hoca değil: ÖSYM en güvenilir kurumlardan biriydi. Sınavalar şaibeli hale geldikten sonra MEB, 19 Kasım'da uzman öğretmenlik sınavı yapamaz. Sınav şimdiden şaibelidir. ÖSYM'nin sınavları bu kadar şaibeliyken MEB sınavlarının sorunlu olacağını düşünüyorum. "Öğretmenlerin ekonomik durumları iyi olmadığı için bunu yapıyoruz" dediler. Benim 5 Ekim'de verdiğim kanun teklifinde, öğretmenlerin derecelerine göre maaşlarında iyileştirme yapılması öngörülüyordu. En düşük derecedeki 901 lira, orta derecedeki 3 bin 146 lira, 1. ve 3. dereceye kadar olan öğretmenlere de 4 bin 436 lira maaşlarında iyileştirme teklifi yaptım. Madem öğretmenlerin ekonomik durumunu düşünüyorlar, gelsinler bu kanunu çıkaralım. Bakan, "Öğretmenlerin itirazı yok" diyordu. Öğretmenler iş bırakıyor. Sendikalar birlikte görüşecekler ve ortak hareket edecekler. Öğretmenler ayakta. “Mahmut Hoca hocalık yapamadı”. Bizim hoca Hababam Sınıfı'ndaki Mahmut Hoca değil. O öğrencisini koruyan biriydi. Bizim Mahmut Hoca ne öğrencisini koyuyor ne öğretmenini koruyor.

Çöpe giden milyarlar var: Yardımcı kaynak kitaplar dağıtıldı. Tespitimize göre, özel okullar yardımcı kaynakları ihtiyaç fazlası talep etmiş. Özel okullarla görüşüyorum. Yardımcı kaynakları kullanılmıyor, öğrenciler eve götürüp koyuyor. Ayrıca devlet kurumlarında da yardımcı kaynakların içeriğinde sorunlar olduğu ortaya çıktı. Çöpe giden milyarlar var.