Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

KAMALA HARİS DONALT TRUMP’ A KARŞI NE KADAR ŞANSLI

Seçime iki aydan daha az bir zaman kaldı ve iki aday seçime doğru birbirine yakın sonuçlarla yürüyor

AZE Haber Ajansı

KAMALA HARİS DONALT TRUMP’ A KARŞI NE KADAR ŞANSLI?

Kamala Haris bugün “devler ligine” çıkıyor… Trump ile karşı karşıya olacağı bir münazara Haris için tabir yerinde ise tam bir devler ligi olacak. Trump’ın bu münazara sırasında Haris’in üzerine gideceği en önemli başlıklar, Biden- Haris yönetimi süresince ülkeye giren yasa dışı göçmenler ve ekonomi olacak. Türkiye saatiyle sabaha karşı 04:00 da gerçekleşecek olan bu münazara gerçekten Haris için çok önemli. Başkan Biden Trump ile 27 Haziran 2024 tarihinde bir münazaraya katılmış ve bu münazara Biden’in başkan adaylığının sonunu getirmişti. Haris ise 21 Temmuz’da başkan adaylığını Biden’den almış ve bugüne kadar hiçbir yayında demeç vermemişti. Başkan adaylığı açıklandığından bugüne kadar Haris’in tek bir röportajı vardı o da banttan yapılmış, bu durum dahi ciddi eleştirilere neden olmuştu. Trump karşısında iyi bir performans sergileyemeyeceği konusu gündeme gelmiş Haris’in canlı yayında münazara ustası hatta laf cambazı Trump karşısında Biden’den daha kötü bir duruma düşeceği korkusu taşıdığı konuşulmuştu.

Şu an seçime iki aydan daha az bir zaman kaldı ve iki aday seçime doğru birbirine yakın sonuçlarla yürüyor. Münazara kararsız seçmenin tavrını ve seçim yönelimini şekillendirecek. Adayların münazara yapması Amerikan seçimlerinin en önemli kulvarı. Amerikan seçmeni başkan adayının iktidara geldiğinde uygulayacağı politikalarla birlikte Amerikan Başkanının ne kadar Amerikan halkının dilini konuştuğuna da önem veriyor. Trump bu bağlamda Haris’in biraz daha önünde gibi görünüyor. Amerika hali hazırda dolaylı olarak iki bölgede süren silahlı çatışmaya taraf görünüyor. Bu taraf olma durumu ise taktir edileceği üzere Amerika’nın mevcut yönetiminin dış politikası ve bu politikayı uygulayan Biden ve Haris’in Amerikan halkının gözünde sorumlu tutulduğu bir durum. Beraberinde ekonominin durumu, göçmen politikası Haris’in yanıtlaması gereken başlıklar olarak öne çıkacak ve aslını söylemek gerekirse Amerika’nın mevcut yönetimi bütün bu başlıklarda tatmin edici cevaplar veremeyebilir. Haris bu bağlamda en büyük sınavını bu münazara ile Amerikan halkının önünde verecek. Hatırlanmalı ki 2019 yılında Demokrat Partinin ön seçimlerinde bir münazaraya katılan Haris çok kötü olduğu performansı ile yenilgiye uğramış ve çekilmek zorunda kalmıştı. Dolayısıyla bugün Haris için Trump’a olduğundan daha önemli birgün.

Trump’un önceliği ekonomi, hayat pahalılığı, göçmen sorunu gibi başlıklarla Haris’i köşeye sıkıştırmak olacaktır. 2020 yılı itibariyle pandeminin küresel etkisinden Amerika’da nasibini almış durumda, başkanlığı ve hatta bir önceki seçimlerdeki göçmen politikaları ve halkına verdiği taahhütler üzerinden Haris’in üzerine gidecek olan Trump göçmen sorunu ile birlikte ekonominin kötüye gidişini bağdaştıracak. Son kırk yılın en yüksek faiz oranlarının ve en yüksek enflasyonun yaşandığı Amerika’da sorumluluğun büyük kısmını mevcut iktidara yüklerken, yine son üç yılda kaçak olarak ülkeye giren on milyona yakın göçmeni de bu sorumluluğa ortak edecek gibi görünüyor. Biden ve Haris’in uygulamış olduğu “açık kapı” politikası bugün Trump için önemli bir argüman olarak kullanılacaktır. Trump, siyaset sahnesine çıktığı ilk günden itibaren göçmenler hakkında çok da insan haklarını önceleyen söylemler kullanmadı. Amerikan halkının ülkesine gelerek ekonomiyi çıkmaza sokan, işlerini elinden alan, güvenlik sorunlarını yaratan kesim olarak gördüğü göçmenleri Haris’in aleyhine kullanması şaşırtıcı olmayacak. 

Haris ise zincir marketlere açacağı savaş ile fahiş fiyatları düşürerek ekonomide bir ferahlamaya yol açacak politikaları uygulayacağını ifade ediyor. Trump’un bu siyasi hedeflere vereceği cevap çok açık: “iktidarsın düzeltseydin”… o halde görünen o ki; Haris Trump’un Amerikan demokrasisi ve özgürlüğü için bir tehdit olduğu iddiasıyla seçimlere kadar rasyonel söylemleri geliştirecektir.

Gerçekten Haris bu politik söylemleri kabul ettirebilmek için hukukçu kimliğini ve birikimini hali hazırda insan hakları üzerinden kullanabilecek durumda değil. Öyle ki, mevcut iktidarın destek verdiği İsrail Filistin topraklarında insan hakları hukukunun ve insancıl hukukun tüm evrensel kaidelerini yerle bir ederken Haris hukukun üstünlüğü ve insan yaşamına vermiş olduğu değeri vurgulayamayacak gibi görünüyor.

Haris’in son dört yıldır Biden ile iktidarda kaldığı sürede Amerika halkına ve demokrasisine sunmuş olduğu akılda kalan bir başarıda muhakkak ki yok. Amerika’yı yakından takip edenler böyle bir etkiyi hatırlamakta güçlük çekecektir ancak unutmamak gerekir ki bir savcı olarak konuşma pratiği açısından Kamala Haris tüm olumsuzluklara rağmen Biden performansından daha iyi bir performans sergileyebilir. Kamala Haris bu bağlamda ilk başlarda geliştirmiş olduğu söylemlerden uzaklaşmış durumda. Savcılık geçmişine atıfta bulunarak suçlularla verdiği mücadelenin bir suçlu olarak ifade ettiği Trump içinde geçerli olacağı dilini sıklıkla kullanırken bugünlerde bu dilin gerisinde durmaya gayret ediyor. Muhtemeldir ki Trump’un Amerika halkı içinde yer alan İsrail karşıtı gurupların oyunu garantilemek pahasına İsrail -Filistin savaşına atıfla her an bir hamle yapabileceğini düşünüyor. Bu hamle seçimlerden önce koltuğu garantilemek için Netanyahu’nun arkasındaki Amerika desteğini çekmek bile olabilir. Bugün gelinen noktada İsrail’de öne çıkan Netanyahu karşıtı eylemler de Trump’un elini kuvvetlendirebilir seçim öncesi.

Diğer taraftan Haris’in kadın ve siyahi olması Trump için önemli bir dezavantaj olabilecektir. Trump saldırgan bir tutum içine girerek - ki bu tutum Trump için çok normal bir davranış olacaktır – Haris’in kişiliğine saldırıda bulunursa ya da münazara esnasında sözünü keserek Haris’i aşağılamak isterse özellikle siyahi kadın seçmenlerden ciddi bir oy kaybı yaşayacaktır. Haris genel itibari ile kişilik olarak sakin ve nezaketli bir tavır sergilemeye gayret ediyor bunu önceki senelerde sözünü kesen Mike Pence’e de yapmış olduğu gibi kıvrak bir zekâ ile yapabiliyor.

Öyle ki münazaranın kurallarından bir tanesi Haris’in kurmayları tarafından belirlenmek istendi ve Trump’un mikrofonunun açık olması istendi. Amaç malum Trump’un kendi nezaketsizliğini ön plana çıkararak somut politik söylemler ve vaatlerde bulunamayacağı bilinen Haris’in arkasında kalmasını sağlamaktı. Bu durum reddedildi. Trump’un zorunlu olarak nezaket kurallarına uymasını sağlayarak başkanlık koltuğuna bir adım daha yaklaşmasını garantilemekti. Bütün bunlara rağmen Trump’ın işaret ettiği ve halkın önüne serdiği somut politika söylemleri yine Haris’in önüne geçebiliyor.

Dolayısıyla hukukçu kimliği, göçmen bir ailenin üyesi ve siyahi bir kadın olması gibi avantajlarına rağmen görünen o ki, Haris Trump karşısında somut politikalarla gelmediği müddetçe Biden iktidarının siyasi hataları ve başkan yardımcısı olarak eleştirilen bu politikalara destek vermesi ile anılacak. Bu imaj Haris’in Trump ile başa baş gittiği eyaletlerde dahi bugün yapılacak olan münazarada özellikle ekonomi ve göçmenler konusunda somut vaatler sunamaz ise oy kaybetmesine neden olacaktır.

Dr. Öğr. Üye. Zeynep Deniz ALTINSOY

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi