ANKARA- Çin, İngiltere tarafından dünyaya silah zoru ile açıldı. Eski adıyla Kanton, yeni adıyla Guangzhou Limanı önünde demirleyen İngiliz savaş gemileri, afyon ticaretini yasaklayan Çin’i serbest ticarete açtı. Çinlilere Afganistan’dan aldıkları afyonu satıp, yerine barut, kâğıt, ipek, porselen aldılar. Ülke öyle bir hale geldi ki saraydaki prensler bile afyondan başını kaldıramıyordu.
1839’da başlayan bu açılma, Şanghay’ın sömürge olması, Çinlilerin İngilizlerin bulunduğu parklara ve lokantalara girememesi ile devam etti.
Çin, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Japon işgalinde dehşeti yaşadı. Nanking kentinde halk 1937’de toplu tecavüze uğradı, kılıçtan geçirildi, sokaklarda ceset yığınları üst üste istif edildi.
Komünist devrim, ülkede 1959-61 yılları arasında Mao’nun milyonlarca kişinin açlıktan ölmesine yol açtı. Kimi kaynaklara göre 15- kimi kaynaklara göre 55 milyon insan açlıktan can verdi.
Çin, Deng Xioping yönetiminin ardından yeniden yeniden dünyaya açıldı. Öyle bir hale geldi ki 2017 Davos Zirvesi'nde Devlet Başkanı Xi Jinping, serbest ticaretin bir numaralı savunucusu haline gelirken Batılı ülkeler piyasalarını işgal eden Çin mallarına karşı sınırlarını korumacı duvarlarla örme telaşında…
Çin, sömürge olduğu dönemden bu yana çok yol katetti. “Asya’nın devi uyandı” yorumları arasında işe tekstilden başladı, ucuz iş gücü ile piyasaları ele geçirdi. Elde ettiği sermayeyi teknoloji ve eğitime yönlendirdi. Şimdi ABD’nin arka bahçesi olarak gördüğü Latin Amerika’dalar, Afrika’da hemen her köşe başındalar. İtalya’da 200 bin nüfuslu Prato kentinin 50 bini Çinli. Rotterdam, Atina’nın Pire Limanı başta olmak üzere Avrupa’da pek çok limana ortaklar. Son olarak ABD’nin “Ben buradayım” çıkışına rağmen son 6 yıldır Orta Doğu’ya uzandılar. Şimdi Batı için hem ekonomik hem teknolojik hem de askeri açıdan tehdit unsuru. Amerika Birleşik Devletleri’ni alaşağı edip, yerine geçmeye hazırlandığından şüpheleniliyor.
Askeri tehdit olarak Çin
ABD artık Çin’i en büyük tehdit olarak görüyor. Hemen her gün Amerikan basınına, Çin’in demokrasi ve özgürlükleri geri plana atan, otokratik, Leninist bir yönetim olduğu yolunda yazılar çıkıyor, raporlar yayınlanıyor. Hatta “Rusya’nın fırtına, Çin’in ise iklim değişikliği olduğu” yorumları yapılıyor. ABD'nin Çin faktörünü dünyanın başka yerlerindeki askeri varlığını meşrulaştırmak için kullandığı görüşünde olanlar da var.
Çin ile ABD arasında askeri karşılaştırma
Çin’in savaş gemisi sayısı ABD’den daha fazla. Çin’in 355, ABD’nin 295 savaş gemisi var. Ama nitelik olarak ABD açık ara önde.
Çin’in üç uçak gemisi var. Sonuncusunu bu yaz tamamen kendi imkânlarıyla yaptı.
ABD’nin 1,4 milyon askeri, Çin’in ise 2 milyon askeri silah altında.
Çin hipersonik füzeler üretti, ABD henüz yapım aşamasında. İlk 2 denemesi başarısız oldu.
Çin’in Beyaz Belge’si; Çin ordusunun modernizasyonu 2035 yılına kadar tamamlanmasını, komünistlerin iktidara gelmesinin 100. yıl dönümünde yani 2049 yılında dünya çapında bir güç haline getirilmesini öngörüyor.
Amerikan istihbaratına göre Çin siber saldırı ordusu da oluşturdu ve bu alanda ustalaştı. Hatta siber saldırı ile Amerikan altyapısını çökertecek güce eriştiler.
Balistik füze alanına yüz milyonlarca dolar ayıran Çinliler, bölgedeki Amerikan üslerini de menzillerine aldı.
Çin’in elinde 400 civarında nükleer savaş başlığı var. Amerikan istihbaratına göre bu rakam, 2035 yılına kadar bin 500’e çıkarılacak. ABD’nin elinde ise Çin’in 10 katı nükleer başlık mevcut.
Amerikalılar, Çin’in 1979’daki Vietnam Savaşı'nda kısa dönemli çatışmalar hariç, savaş tecrübesi olmamasına güveniyor. Ama Tayvan sorunu dolayısıyla önünde sonunda ABD ile Çin arasında sıcak savaşın kaçınılmaz olduğu görüşünde olanlar da var.
Ve eğer bir savaş olursa da teknolojiler konuşacak. Amerika, gelecekte Çin’in Ay’a üs kurması, dünyanın büyük bölümünü kapsama alanına alıp istihbarat toplama yetilerine sahip olması, kuantum bilgisayarlarında üstünlüğü ele geçirip şifreleri kıracak güce erişmesinden korkuyor.
Hem Çin’in hem de ABD’nin sık sık yörüngeye çıkardıkları uzay uçakları var. Bu uçakların neler yaptığı bilinmiyor. Bilinen, ileride güneş enerjisini toplayıp yeryüzünde istedikleri yere yönlendirerek, orayı alev topuna çevirecek güce erişmelerinin hiç de olanaksız olmadığı…
Ama şimdiye kadar Çin, askeri gücü öne çıkaran, uluslararası sistemi altüst edecek bir tablo vermiyor. Bir daha sömürge günlerine dönmemek için ekonomiye odaklanmış görüntüsü veriyor. Yükselmesini de “barışçıl yükseliş” olarak tanımlıyor.
Henry Kissinger da Çin’in politikalarını binlerce yıllık strateji oyunu olan wei qi ya da go oyununa benzetiyor. Tarihin en eski oyunu olan "go"da düşman taşlarını çevirerek, kıpırdayamaz hale getiriyorsunuz. Oyunda saldırı başvurulacak son çare. En iyi taktik, karşındakini yenilmez olduğuna inandırmak.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply