Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

İran'da yolun sonu mu, sonun başı mı? -1-

İran’daki gelişmeleri, yıllardır İran’ı ve Ortadoğu’yu yakından takip eden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Atay Develioğlu ile masaya yatırdık.

Hale Tuna Kuterdem

ANKARA- İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin başını uygun şekilde örtmediği gerekçesiyle gözaltında olduğu bir sırada hayatını kaybetmesi, ülkede protesto dalgasına yol açtı. Protestolarda şimdiye kadar aralarında güvenlik görevlilerinin de olduğu 500’e yakın kişi öldü. Yasama ve yargı, gözdağı için idam kılıcını sallıyor. Protestoların bu sefer de birkaç haftada bastırılacağı sanılıyordu. Ancak öyle olmadı. İran’daki gelişmeleri, yıllardır İran’ı ve Ortadoğu’yu yakından takip eden Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Atay Develioğlu ile masaya yatırdık.

Hale Tuna Kuterdem: Olaylar nasıl bu kadar uzun sürdü?

Dr. Atay Develioğlu: Birkaç nedeni var. En önemsizinden başlayıp en önemlisine doğru gidecek olursak:

• Birincisi öldürülen kişinin Kürt kökenli olması. İran’da ayrılıkçı Kürt milliyetçiliği güçlü ve her fırsatı değerlendiriyorlar. Bu kadın Kürt olduğu için öldürülmedi. Kürt kimliğinin hiçbir önemi yok. Başörtüsü meselesi gerçekten. Fakat bunu İran’daki Kürt milliyetçileri sahiplendiler. Sanki Kürt olduğu için öldürülmüş gibi davrandılar. Dikkat edin gösteriler Batı'da başladı, dünyadaki Kürt diasporası sahiplendiler ve bu sahiplenmeyi hiç bırakmadılar.

• İkincisi ABD İran'ı her alanda sıkıştırmaya çalışıyor. Nükleer müzakerelerde yeni kozlar elde etmeye çalışıyor. Bir buçuk yıldır devam eden müzakereler var. Orada her iki taraf da taviz koparmaya çalışıyor. Amerikalılar İran'ı buradan sıkıştırabileceklerini gördüler. Ve bütün dünyadaki bu gösterileri Batı devletleri destekledi. Şunu söylemek istemiyorum: “Zaten İran devleti de ülke içindeki göstericiler de dışındaki göstericiler de Batı tarafından satın alınmış ajanlardır.” Hiç ilgisi yok. Ama şu var, Batılı devletler bu gösterilere destek verince gösteriler uzun sürdü. Batı bu gösterilerin dünya çapında ses getirmesini ve uzun sürmesini destekledi. Hele Ukrayna Savaşı'nda İran, Rusya’ya dron satınca baskıyı ağırlaştırdılar.

• Diğer neden zaman içinde İran içinde özgürlük isteyenlerin giderek cesaretlenmesi. Yani şöyle söyleyeyim, bu gösterileri bundan 40 yıl önce yapmayı düşünemezdiniz. Yapmaya kalkarsanız da sonunuz toplu mezar olurdu. Dövülürsünüz, hapse atılırsınız, bin kişi mi çıktı meydana bin kişiyi öldürüp toprağa gömerlerdi. Zaman değişti. Zaman içinde yavaş yavaş İran devleti kendi halkının özgürlük taleplerini daha sert bastırmaktan çekinir hale geldi. Diyeceksiniz ki bu mu yumuşak davranışı? Evet İran devletinin yumuşak tavrı. O yüzden gençler daha kendilerine güvenerek sokağa çıkıyor. Özellikle gençler -kadın erkek hepsi- rejimden o kadar soğudular ve rejim içinde kalarak özgürlüğe ulaşmaktan o kadar umutlarını kestiler ki sokağa çıkmakta ve hayatlarını gerekirse tehlikeye atmakta sakınca görmüyorlar. Hem rejim biraz daha yumuşak davranmaya başladı bu 40 yıl içinde hem de gençler daha korkusuz olmaya başladı.

Gençler parlamenter sistem içinde çözümden umudunu kesti

Mesela bundan 15 yıl önce olsa gençler şöyle düşünebilirdi. Bu konuda parlamento üzerinden bir çözüm bulabiliriz, yargı ya da başka kanallar üzerinden çözüm bulabiliriz. Fakat artık gençler sandığa bile gitmiyor. Yani kendi politikacılarına bile başörtüsü yasağını kaldıracağım diyen politikacıya oy vermeye bile gitmiyorlar. Sistemden tümüyle uzaklaştılar, yabancılaştılar. Artık şunu söylüyorlar, “Bu devlet bizim devletimiz değil.” Dünya Kupası’nda İran maçı kaybetti diye gençler sokağa çıktı, kutlama yaptı. Dünyanın hiçbir yerinde bunu göremezsiniz. Kendi rejiminizden ne kadar hoşnut olmazsanız olmayın, siz milli takımınız maç yaptığında takımınızı tutarsınız. İranlı geçlerse takım yenildi diye sokağa çıktılar, kutlama yaptılar. İranlı futbolcular da adeta kerhen çıkıyorlardı sahaya. Enteresan durum. Devlete karşı bir soğumayı gösteriyor, “Biz bu İran'ı istemiyoruz” diyorlar.

Hale Tuna Kuterdem: Peki hangi İran'ı istiyorlar sizce?

Dr. Atay Develioğlu: Bu gençler çok açık biçimde laik, demokratik, hukukun üstünlüğünün ve yargının bağımsızlığının -hiç olmayan bir şey- olduğu bir devlet, Batı tipi bir devleti istiyorlar şu an.

Hale Tuna Kuterdem: Organizeler mi?

Dr. Atay Develioğlu: Hiçbir zaman organize olmadılar. Organize olmaları onları İran devleti açısından daha kolay bir hale getirebilir.

İnternetten haberleşiyorlar, liderleri yok, örgütsüz oldukları için durdurulamıyorlar

Hiçbir zaman ikonik bir liderleri vs. olmadı. Böyle bir eksiklikleri var diye düşünebiliriz ama gördük ki artık internette anlık gelişiyor, WhatsApp’ta yazışıyorlar, bir anda bir yerde binlercesi toplanıyor. Kim çağırdı belli değil. Örgütlü değiller. Eskiden çok büyük bir dezavantaj olurdu ama şimdi belki de avantaj. Örgütsüz oldukları için bu kadar durdurulamıyorlar.

Hale Tuna Kuterdem: İdamlar, yargılanma olayları var ama.

Dr. Atay Develioğlu: Ve biliyorsunuz meclisin bir tavsiye kararı vardı, “Hepsini idam edin” şeklinde. Son duyduğuma göre bu sayı 18 bini geçmiş. Tabii ki bu gözdağı. İdam kararları, daha önce şöyle olurdu: Önce bütün gösteriler yatıştırılır, kesin olarak güvenlik güçleri sokağa hakim olur ve ondan sonra mutlaka idam edilenler olur. İdam edilenler de şu iki suçu aynı anda işlemiş olurlar:

• Batılı istihbarat örgütlerinin adamı olmak,

• Bir güvenlik görevlisi ya da sivili öldürmek.

Asıl idamlar sokağa hakim olduktan sonra başlayacak

Önce sokağa hakim olurlar siz sonra yargıyı görün. İdamlar olacak ve bu sefer idam edilenlerin sayısı çok olabilir. Çünkü öldürülen güvenlik görevlisi sayısı da çok. Deniyor ki 400-500 kişi öldü, bunun 50-60'ı güvenlik görevlisi. Muhtemel olabilir, çünkü daha önce olmadığı kadar ateşli silah kullandı göstericiler. Daha önce nadiren silah kullanırlardı. Şiddet tek taraflı olurdu.

Hale Tuna Kuterdem: İdamlar olayları yeniden alevlendirmez mi?

Dr. Atay Develioğlu: Daha 18 bin kişi yargılanacak. Belki büyük bir kısmı bırakılacak. Hatta “Tutuklanmışlar mı biz gözaltına almıştık sadece” diyecekler. Ama kitlesel yargılamalar olacak ve binler değil belki ama daha çok sayıda idama mahkum olanı göreceğiz. Bir kısmı da çıkıp itiraf edecek. Diyecekler ki "Evet ben CIA ajanıyım, bana silah verdiler."

SÜRECEK...