Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Dünyanın konuştuğu Filistin sloganı

Filistin bayraklarını sallayan kalabalıklar için, tarihi Filistin topraklarındaki baskıdan kurtulma arzusunu ifade ediyor.

AZE Haber Ajansı

FİLİSTİN- ABD'nin başkenti Washington'dan İngiltere'nin başkenti Londra'ya kadar her yerde görüldü. Batı dünyasında Filistin'e destek amacıyla düzenlenen protestolarda, dilden dile yayılan; "From the river to the sea, Palestine will be free-Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak" şeklindeki slogan, İsrail yanlısı gruplar tarafından tartışmaların odağına oturtuldu.

Dünyanın dört bir yanında düzenlenen Filistin'e destek gösterilerinde pankartlara yazıldı, protestolarda yankılandı... İngiltere, Avustralya ve Almanya gibi ülkelerde yasaklanan sloganın kökleri on yıllar öncesine dayanıyor.

Nekbe veya Türkçe karşılığıyla 'Felaket', 1948 öncesi ve sonrasında 750 binden fazla Filistinlinin İsrail çetelerinin saldırılarıyla evlerinden sürülmesini ifade ediyor. Nekbe, Filistinlilerin zihninde derin bir iz bıraktı. Öyle ki, geçtiğimiz haftalarda İsrail'de seslendirilen Gazzelilerin Sina Çölü'ne sürgüne gönderilmesiyle neredeyse 80 yıl sonra yeniden canlandı.

FKÖ, 1964 yılında Yaser Arafat'ın önderliğinde diasporadaki Filistinliler tarafından kurulduğunda, Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar uzanan ve tarihi topraklarını kapsayacak tek bir devlet kurulması çağrısında bulundu. Filistin'in bölünmesine ilişkin tartışma ise, İsrail'in 1948'de kurulmasından önceye dayanıyor. Birleşmiş Milletler tarafından bir yıl önce ortaya atılan, bölgeyi eski İngiliz mandasının yüzde 62'sini işgal eden bir Yahudi devletine ve ayrı bir Filistin devletine bölmeyi öngören bir plan vardı. Bu plan dönemin Arap liderleri tarafından reddedilmişti. FKÖ liderliği daha sonra iki devletli çözüm ihtimaline yeşil ışık yaktı. Ancak 1993'teki Oslo Barış Süreci'nin ve ABD'nin 2000 yılında Camp David'de nihai bir anlaşmaya aracılık etme girişimlerinin başarısızlığı, ikinci bir İntifaya yani kitlesel Filistin ayaklanmasına yol açarak o zamandan beri tutumların sertleşmesine sebep oldu.

Londra'daki Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS) akademisyen olan Nimer Sultani, sloganın 'Tarihi Filistin'in tüm sakinleri için eşitlik ihtiyacını' ifade ettiğini belirtiyor.

Al Jazeera'ya konuşan İsrail'in Filistin kökenli vatandaşı Sultani, "Apartheid'i ve Yahudi üstünlüğünü destekleyenler eşitlikçi sloganı sakıncalı bulacaktır" dedi. Hukukçu Sultani, "Filistinlilerin herkes gibi eşitlik, özgürlük ve onur içinde yaşamalarının inkar edilmesi, sorunun özü olmaya devam ediyor" ifadesini kullandı. Sultani, "Siyonistlerin ve İsrail yanlısı propagandacıların, İsrail'in bir devlet olarak varlığı ile Yahudi üstünlüğünün ideolojik aygıtı arasındaki ayrımı ortadan kaldırmaya yönelik girişimi" olarak gördü. Buna göre bahsedilen 'özgürlük', Britanya'nın 1917 Balfour Deklarasyonu aracılığıyla Yahudilere Filistin'de bir ülke kurma hakkını tanımasından bu yana Filistinlilerin kendi geleceklerini tayin etme haklarının hayata geçirilmesinin engellendiği gerçeğine gönderme yapıyor.

Tüm dünyada yankılanan slogan, Filistin bayraklarını sallayan kalabalıklar için, tarihi Filistin topraklarındaki baskıdan kurtulma arzusunu ifade ediyor.