Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Türkiye’ye Musul daveti
Türkiye’ye Musul daveti
Atatürk anısına özel konser
Atatürk anısına özel konser
123456789
Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Devlet Tiyatroları, Avrupa Tiyatro Konvansiyonu'na yeniden katıldı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Kapadokya ziyaretçi rekoru kırdı
Türkiye’ye Musul daveti
Türkiye’ye Musul daveti
Atatürk anısına özel konser
Atatürk anısına özel konser
123456789

"Darbe girişiminde ordunun rolünün iyi araştırılması gerekiyor"

ABD'deki Denver Üniversitesi'nde Brezilya siyaseti uzmanı olarak görev yapan Rafael Ioris, Brezilya'da dün yaşanan faşist darbe girişimini değerlendirirken, "Baskının arkasında kimin olduğuna, ordunun rolüne ve saldırının bize Brezilya demokrasisi hakkında neler söylediğine iyi bakmamız gerekiyor" dedi.

Özgür Çoban

ALMANYA- ABD'deki Denver Üniversitesi'nde Brezilya siyaseti uzmanı olarak görev yapan Rafael Ioris, Brezilya'da dün yaşanan faşist darbe girişimini değerlendirirken, "Baskının arkasında kimin olduğuna, ordunun rolüne ve saldırının bize Brezilya demokrasisi hakkında neler söylediğine iyi bakmamız gerekiyor" dedi. 

Ioris, The Conversation gazetesine Brezilya'daki olaylara ilişkin verdiği röportajda, ülkede dün gerçekleşen darbe girişiminin, ABD'deki Kongre Binası'na yapılan saldırıyla oldukça benzerlik taşıdığını ifade etti. 

Gazetenin soruları ve Ioris'in yanıtları şöyle:

Sayın Ioris saldırının arkasında kim vardı sizce?

Gördüğümüz şey, saldırıyı, son seçimlerden sonra gücü yeniden eline almak isteyen ve Bolsonaro'nun aşırı sağcı gündemini paylaşan binlerce insan düzenledi. Saldırı gerçekleştiğinde Bolsonaro, ülkede olmasa da - bir süre önce ABD'ye kaçtı - yaşananlardan nihai olarak onun sorumlu olduğuna inanıyorum. Görevdeyken siyasi kurumlara güvensizliği teşvik etti, Kongre'nin kapatılmasını savundu ve protestocuların hedef aldığı kurumlardan olan Yüksek Mahkeme'ye sürekli sözlü olarak saldırdı. Tabii ki olanların arkasında başkaları da vardı. Protestolar haftalardır devam ediyor ve binlerce Bolsonaro destekçisinin başkent Brasilia'ya getirilmesi için para veren büyük toprak sahipleri ve iş grupları da dahil olmak üzere büyük fon sağlayanlar var. Sonra ordunun rolü de var. Üst düzey askeri figürler, Bolsonaro'nun aşırı sağcı gündemini uzun süredir desteklediler ve hatta son zamanlarda, saldırı öncesinde ülkenin çeşitli yerlerinde gerçekleşen birkaç darbe yanlısı protestoya tam destek verdiler. Başkentteki kilit kurumların yaşadığı güvenlik eksikliği de merak uyandırıyor. Soru şu olmalı, güvenlik güçleri açısından bir ihmal mi var yoksa suç ortağı mıydılar?

"Ordunun rolü"nü biraz daha açar mısınız?

Şehirlerin güvenliği silahlı kuvvetlerin sorumluluğunda değil ancak ordunun Bolsonaro'nun faşist gündemine devam eden desteği, bu tür görüşlerin devletin askeri ve polisi arasında arasında "meşrulaşmasına" neden oldu. Unutmamak gerekiyor ki Brezilya'daki protestoları kontrol altında tutmakla görevli olan birim polisti. Bolsonaro yanlısı protestocular, ellerinde hiçbir kanıt olmaksızın Lula'yı iktidara getiren seçimlerin hileli olduğunu iddia ediyorlar ve orduyu darbe yapmaya çağırıyorlar. Çoğu, ordunun kendilerine sempati duyduğunu biliyor ve üst düzey askeri figürlerin Lula'nın devrilmesini desteklemesini umuyorlar. Sonuç olarak, Brezilya, silahlı kuvvetleri darbe konusunda uzun bir geçmişe sahip. Son askeri darbe 1964'teydi. Öte yandan, Bolsonaro, bazı üst düzey askeri personeli hükümet pozisyonlarına getirerek Brezilya ordusuyla yakın bağlar geliştirdi. Bolsonaro ile dost olan aşırı sağcı generaller bakan oldu. Buna ek olarak, son sekiz yılda yaklaşık 6 bin muvazzaf askeri personel, hükümette sivil görevlere atandı. Bu bağlamda, hem donanma hem de hava kuvvetlerindeki bazı generaller protestoları açık bir şekilde destekledi. Seçimden bu yana, "askeri müdahale talep edilen" protestoların yasal olduğunu ilan eden generaller dahi oldu. Brezilya ordusunun bazı bölümlerinin olan biteni cesaretlendirdiğini söylemenin oldukça adil olduğunu düşünüyorum. Ancak zamanı geldiğinde silahlı kuvvetler devreye girmedi. Ordu protestoyu beslemiş olabilir, ancak bir darbe söz konusu olduğunda sessiz kaldılar. 

Yani buna darbe girişimi diyebilir misiniz?

Bu oldukça merkezi bir sorudur. Dün olaylar gelişirken, daha çok şiddetli ve kontrolden çıkmış bir protesto gibi görünüyordu. Bazı binaların içindeki yıkım seviyesi bunu kanıtlıyor ancak, Bolsonaro'nun destekçilerini başkente götürmek için kiralanan yüzlerce otobüs vb. faaliyetlerle haftalardır planlanıyordu ve çok iyi finanse edildi. Birçok protestocunun hedefi bir askeri darbeyi tetiklemekti. Yani bu anlamda olanları bir darbe girişimi olarak değerlendiriyorum.

Saldırı bize Brezilya'daki demokrasi hakkında ne anlatıyor?

Brezilya bir yol ayrımında. Bizzat Bolsonaro'nun saldırıları ve yaşanan yolsuzluk skandalları ile demokratik kurumlara olan güven aşındı. Bolsonaro'nun açık bir şekilde demokrasiyi baltalamaya çalışmasına rağmen yine de ülkenin neredeyse yarısı ona oy verdi. Ancak Lula'nın seçilmesi, Bolsonaro'nun demokrasiye yönelik dört yıllık saldırısından sonra daha fazla insanın ülkenin demokratik kurumlarını yeniden inşa etmek istediğini gösteriyor. Yani bu bir dönüm noktası olabilir. Brezilya medyası da protestocuların eylemlerini şiddetle kınadı. Önümüzdeki günlerde ve haftalarda, olanlarla ilgili soruşturmalar yapılacak ve umarım bir dereceye kadar da olsa hesap sorulabilir. Kilit nokta, Lula'nın ordudaki anti-demokratik unsurlarla başa çıkma becerisi olacak.

ABD Kongre Binası'na yapılan saldırıyla yapılan karşılaştırmalar geçerli mi?

Trumpizm ve Bolsonaryanizm, "silah kullanma hakkı"ve "geleneksel aile yapıları" gibi konuları savunan aşırı sağ destekçilerinin eliyle "çalınmış seçim" hikayesini yayıyor sürekli olarak. Ancak ABD ve Brezilya arasındaki en önemli fark, ordunun rolüdür. 6 Ocak 2021'de Washington'da düzenlenen saldırıda, saldırganlar arasında eski askeri personel bulunmasına rağmen, üst düzey ABD askeri yetkilileri saldırıyı kınadı. ABD'deki protestocuların hedefi, 8 Ocak 2023'te Brezilya'daki saldırının aksine bir askeri müdahaleyi tetiklemek değildi. Ancak bariz paralellikler var. Her ikisinde de bir ülkenin demokratik yönünü kabul etmeyi reddeden ve iktidar kurumlarına saldırmaya çalışan aşırı sağcı, güçlü gruplar ve bireyler gördük.

Şimdi saldırıdan sonra yaşananlarda da paralellikler olacak mı merak ediyoruz doğrusu.

ABD'de yetkililer, Kongre saldırısına karışanların çoğunu cezalandırmakla iyi bir iş çıkardı. Aynı şeyi Brezilya'da da göreceğimizden emin değilim. Çünkü ülke genelinde ordu ve polis güçleri içindeki güçlü aşırı sağcı gruplarla uğraşmak zorunda kalabilirler. Bu nedenle, ülke içindeki ve dışındaki demokratik aktörler, Brezilya'da demokrasiyi savunma çalışmalarını desteklemek zorundalar.