Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Sorunlar çözülmezse hekim göçü artacak!

Eylül ayında 255 hekim, yurt dışına gitmek için “İyi Hal Belgesi” başvurusu yaptı. 2022 yılının ilk dokuz ayında ise 1938 hekim, göç etmek istedi. TTB Merkez Konseyi Üyesi Adalet Çıbık, kötü çalışma koşullarına dikkat çekerek, “Can güvenliği olmadan, güvencesiz çalışma şartlarında ve emeğinin hakkını almadan çalışmak zorunda bırakılmak en çok da genç hekim arkadaşlarımızı tedirgin ediyor. Bu hekimleri tutmamız gerekiyor" dedi.

Burcu Yıldırım

ANKARA- Eylül ayında 255 hekim, yurt dışına gitmek için “İyi Hal Belgesi” başvurusu yaptı. 2022 yılının ilk dokuz ayında ise 1938 hekim, göç etmek istedi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Adalet Çıbık, bir hekimin yetişmesi için uzun bir zaman ve emeğin gerekli olduğuna dikkat çekerek, “Kötü çalışma şartları içinde can güvenliği olmadan, güvencesiz çalışma şartlarında ve emeğinin hakkını almadan çalışmak zorunda bırakılmak en çok da genç hekim arkadaşlarımızı tedirgin ediyor. Genç hekimler ne yazık ki ihtisaslarını bitirdikten ya da tıp fakültesinden mezun olduktan sonra yabancı dil kurslarına giderek, odalarından da denklik ve iyi hal belgelerini alarak yurt dışına gitmek istiyorlar. Çok acı bir durum, bu hekimleri tutmamız gerekiyor. Bu yetişmiş insan gücünün yurt dışına gitmesi, aynı zamanda bir milli servetin de kaybıdır. O yüzden, yaşadığımız sorunların acilen çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.

“Hekim göçü giderek artacak”

Hekim göçüyle ilgili GAZETE DURUM'a konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Çıbık, şu anki sağlık sisteminin çöktüğünü ifade ederek, “Sağlığın yönetilemediğinin herkes farkında. Bu böyle devam ettiği sürece hekim göçü giderek artacak” dedi. Çıbık, hekimleri ve sağlık emekçilerini göç etmeye sürükleyen koşulları yaratan süreci şöyle anlattı: “Bir kere 2003'ten beri bir dünya bankası projesi olan Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın uygulanmaya başlanmasıyla beraber sağlık, neoliberal politikalarla yönetilmeye başlandı ve piyasaya terk edildi. Yani devlet, elini yavaş yavaş sağlıktan çekti ve şu anda da Sağlıkta Dönüşüm Politikası'nın sac ayağı dediğimiz Aile Hekimliği Sistemi, Şehir Hastaneleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) kurulmasıyla yok edilmeye çalışılan sağlık sisteminin sonuçlarını yaşıyoruz.”

“Penceresi, havalandırması olmayan şartlarda çalışıyoruz”

Türk Tabipleri Birliği'nin sağlıkta yaşanan sorunları, hekim göçünü ve halkın sağlığa erişimi noktasında yaşanan aksaklıkları en başından beri raporlayarak uyarılarda bulunduğunu belirten Çıbık, “Diğer taraftan hiçbir meslek grubunun aldığı ücret ya da kazandığı para bu kadar konuşulmazken, sürekli hekim ve sağlık çalışanlarının kazandığı paralar üzerinden bir kamuoyu oluşturuluyor. Sağlık Bakanı dahil herkes bunun üzerinden tweetlerini atıyor. Bu çok üzücü ve rencide edici bir şey. Bizim aslında birinci sorunumuz şiddet. Bu sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte hem hekimler hem bütün sağlık çalışanları aslında canı pahasına sağlık hizmeti veriyor. Biz artık etkin bir şiddet yasanın çıkarılmasını istiyoruz. Öte yandan Şehir Hastaneleri'nde penceresi, havalandırması olmayan, lavabosu ve nöbet odası sorunu olan şartlarda hizmet veriyoruz. Çalışma ortamlarımızın sağlıklı ve güvenli olmasını istiyoruz. Bir diğer önemli konu ise güvenceli çalışma koşulları istiyoruz” diye konuştu.


"Hekimlerin basit talepleri dahi karşılanmıyor"

Aile Hekimliği Modeli ile birinci basamağın özelleştirmenin bir ayağı yapıldığına dikkat çeken Çıbık, şöyle devam etti: “Aile Sağlığı Merkezleri'nin (ASM) hepsi birer işletmedir. ASM'lerde çalışan hekimlerin hepsi sözleşmeli olarak çalışmaktadır. İkinci basamakta da sözleşmeli olan arkadaşlarımız var, sözleşmeye teşvik edilenler var. Yine özel hastanelerde çalışan arkadaşlarımıza şirket kurduruluyor, bir ciro baskısı var. Yine ikinci basamakta, önce adı 'döner sermaye'ydi sonra 'performans' oldu, şimdiki çıkan yönetmeliklerle 'teşvik' oldu, bu sorun var. Sonuç olarak güvenceli çalışarak özlük haklarımız ve aldığımız ücretlerle ilgili de 'performans' ya da 'teşvik' değil, emekliliğimize yansıyacak tek maaş talebimiz var. Bizim nitelikli, kaliteli bir sağlık hizmeti vermemiz için bu kadar basit taleplerimizin yerine getirilmesi gerekiyor. Hekimlik mesleğimizin onuruna yaraşır bir şekilde çalışmak istiyoruz, bu kadar zor değil ki” dedi.

“Hekim göçü aynı zamanda milli servetin de kaybıdır”

Eğitim Araştırma Hastanelerinden hocaların geçici görevle yeni açılacak Şehir Hastanelerine gönderilmesinin konuşulduğundan bahseden Çıbık, “Geride kalan ve eğitim alan asistanlarımızın ya da Şehir Hastanelerine görevlendirilen hocalarımızın durumu ne olacak? Nitelikli, kaliteli eğitim ve bizim mesleğimizin geleceği olan asistanlarımıza, öğrencilerimize sahip çıkmak hepimizin, en önemlisi de kamu otoritesinin görevi” ifadelerini kullandı.

Yaklaşık üç yıldır pandemiyle de mücadele ettiklerini dile getiren Çıbık, şunları kaydetti: “Biz pandeminin başından beri 'COVID bir meslek hastalığı sayılmalıdır' diyoruz. Bunda bile hâlâ illiyet bağı (nedensellik) aranıyor. İşte bu kötü çalışma şartları içinde can güvenliği olmadan, güvencesiz çalışma şartlarında ve emeğinin hakkını almadan çalışmak zorunda bırakılmak en çok da genç hekim arkadaşlarımızı tedirgin ediyor. Genç hekimler ne yazık ki ihtisaslarını bitirdikten ya da tıp fakültesinden mezun olduktan sonra yabancı dil kurslarına giderek, odalarından da denklik ve iyi hal belgelerini alarak yurt dışına gitmek istiyorlar. Çok acı bir durum, bu hekimleri tutmamız gerekiyor. Bizim, yetişmiş insan gücümüz hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. Bir hekimin yetişmesi için yıllar gerekli, emek gerekli... Bu yetişmiş insan gücünün yurt dışına gitmesi, aynı zamanda bir milli servetin de kaybıdır. O yüzden yaşadığımız sorunların acilen çözülmesi gerekiyor. Sağlığı alınır satılır bir meta haline getiren, sağlık çalışanlarını-hekimleri köle, halkı da müşteri haline getiren bu sağlık sistemi terk edilmelidir. Yeni bir sağlık sistemi mümkündür. Yeni bir sağlık sisteminin inşası için biz her zaman iş birliğine hazırız. Gereken neyse bir an önce yapılmalıdır. Çünkü sağlık haktır.”