"Sendikalar şehir hastanelerinde örgütlenemiyor"

ANKARA- Sendikalar, bölgesel büyük sağlık kompleksleri olarak yapılandırılan şehir hastanelerinde örgütlenme sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Hak-İş'e bağlı Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (Öz Sağlık-İş) Genel Başkanı Devlet Sert, hastanelerde çalışan işçilerin iş kollarının farklı farklı göründüğünü, bu durumun sendikaların örgütlenmesini zorlaştırdığını söyledi.

Öz Sağlık-İş Genel Başkanı Devlet Sert, GAZETE DURUM'a yaptığı değerlendirmede, şehir hastanelerinde yaşanan örgütlenme sorunlarına dikkat çekti. Kendi iş kolunda en büyük sendika konumundaki Öz Sağlık-İş'in Türkiye'nin en büyük üçüncü sendikası olduğunu belirten Sert, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda, Sağlık Bakanlığı'nda, üniversite hastanelerinde örgütlüyüz. Şehir hastanelerinde de örgütlü olmak sendikamızın görevi" dedi. Türkiye'de henüz açılmamış olanlarla birlikte 43 şehir hastanesinin planlandığını hatırlatan Sert, buralarda binlerce işçinin taşeron firmalarda sendikasız çalıştırıldığını ifade etti. Sert, sendikal örgütlenme hakkının anayasada güvence altına alındığını anımsatarak, “Kanun der ki 'İşçi, sendikaya üye olmaya ve üye olmamaya zorlanamaz' ama yasa her ne kadar güvence olsa dahi bu bir zihniyet, emeğe bakış açısı meselesi. Emek üzerinden tabiri caizse emek hırsızlığı yapmak yanlış bir yaklaşım" ifadelerini kullandı.

Sert, sendikal faaliyetlerin Osmanlı zamanında bile var olduğunu hatırlattı ve sendikal örgütlenmeyi engelleyen taşeronları eleştirdi. Osmanlı döneminde ilk toplu sözleşmenin 1800'lerin sonunda yapıldığını belirten Sert, "Mesele araya sendika girsin de birinin hakkını öbürüne versin değil. Biz sendika olarak kurumları düşman olarak değil sosyal ortak olarak görüyoruz. Bu çerçevede, hem kurumun menfaatlerini hem çalışanın menfaatlerini daha adil bir düzeye getirmeye çalışıyoruz. Bunun için bu gayreti sarf ediyoruz” dedi.

Sert, işçilerin taşeron firmaların baskısı karşısında işlerini kaybetmekten korktukları için sendikal faaliyete katılmaktan çekindiğini söyledi. Bu durumun demokratik bir ülkeye yakışmadığını kaydeden Sert, son kararın patronların iki dudağı arasında olmasını eleştirdi. Bu sorunları tüm sendikaların yaşadığına dikkat çeken Sert, şöyle devam etti:

"Mesela bizde aynı işi yapanlar, sağlık ve sosyal hizmet alanında 17 sıra numaralı iş koluna girmiyorlar. Biz yine de elimizden geleni yapıyoruz ama bu defa da büyük taşeronlar süreci engelliyor. İşçiler taşeron üzerinden çalıştığından yetki almakta güçlük çekiyoruz. Eğer sağlık hizmeti veren bir kuruluşta çalışanlarımız kendi sorunlarını gündeme getiremeyecekse, sendikaya üye olamayacaksa, işçilerin motivasyonu düşecek, kurumun işleyişi aksayacaktır."

Sert, daha önce Eskişehir Şehir Hastanesi'nde sendikaya üye olduğu için 22 işçinin iş akdinin feshedildiğini hatırlatarak, haksız fesih uygulamalarının önüne geçmek için sendikaların daha güçlü olması gerektiğini ifade etti. Bunları aşmanın yolunun örgütlü toplumdan geçtiğini vurgulayan Sert, "Sendika, bulunduğu kuruluşa güç katar. Sendikalar daha iyi çalışma ortamları oluşturur. Tabiri caizse sendikanın olduğu yerde bereket vardır" diye konuştu. İşçilere "İster bizim iş kolumuzda olsun, ister farklı iş kollarında olsun, örgütlü olmanın yollarını arasınlar, birlik beraberlik içerisinde hareket etsinler. Hangi sendika olursa olsun o sendika içerisinde faaliyetlerini sürdürsünler" sözleriyle seslenen Sert, "Ancak bu şekilde ve tüm sendikaların topyekûn birlikte çalışması ile sendikal mücadele Türkiye'de bir seviyeye gelecektir” dedi.