Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

Sağlık emekçileri tek başına yaşayamaz hale geldi

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkezi Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Eylem Kaya Eroğlu, Sağlık Bakanlığı'nın Ek Ödeme Yönetmeliği'ne atıfta bulunarak, “İstanbul'da tek yaşayan asistan ve hemşire arkadaşlarımız kiralarını ödeyemedikleri için evlerini kapatıp, üç dört kişi bir eve çıkıyor" dedi.

Burcu Yıldırım

ANKARA- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkezi Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Eylem Kaya Eroğlu, İstanbul'da tek başına yaşayan asistan hekimlerin ve hemşirelerin kiralarını ödeyemez hale geldiğini belirterek, üç-dört kişinin aynı eve çıkmak zorunda kaldığını söyledi.

Sağlık Bakanlığı'nın “Beyaz Reform” diye tanıttığı Ek Ödeme Yönetmeliği'ni GAZETE DURUM'a değerlendiren Eroğlu, “İstanbul'da tek yaşayan asistan ve hemşire arkadaşlarımız kiralarını ödeyemedikleri için evlerini kapatıp, üç-dört kişi bir eve çıkıyor. Yani yapılan ödemeler, dönemin ekonomik koşullarına göre iyileştirme bile sayılmaz" diye konuştu.

“Reform diye algı yönetiliyor”

Sağlık çalışanları için ortada herhangi bir reformun olmadığını ifade eden SES MYK Üyesi Eroğlu, “Reformun kelime anlamına baktığımızda mevcut olan bir yapıda değişiklik ifade etmesi lazım. Ek Ödeme Yönetmeliği'nde performansı kaldırıp yerine teşviki koymakla reform yapılmıyor. Bizim istediğimiz reform, emekliliğe yansıyacak, temel gelirimizi dikkate alacak ve de yoksulluk sınırının üstünde insanca yaşayacak bir ücret. Yoksulluk sınırının 22 bin, açlık sınırının 8 bin TL olduğu bir dönemde yapılan artışların 'reform' diye nitelendirilmesi, algıyı yönetmekten başka bir şey değil” dedi.

“Makas açılıyor”

Sağlık çalışanlarının yaşam koşullarından bahseden Eroğlu, “İstanbul'da tek yaşayan asistan ve hemşire arkadaşlarımız kira fiyatlarını ödeyemedikleri için evlerini kapatıp, üç dört kişi bir eve çıkıyor. Bekar bir kişinin aylık yaşam maliyeti, İstanbul'da bir ev kirası ediyor. Yani yapılan ödemeler, dönemin koşuluna göre iyileştirmeler zaten değil. Kaldı ki, yapılan ek ödeme ile aynı işi yapan doktorların doktorlarla, hemşirelerin hemşirelerle arasındaki makas açılıyor. Biz tek kalemde ücretlendirme talep ediyoruz. Şu an hekim arkadaşlar arasında 7-8 kalemde bir ücretlendirmeye tekabül ediyor” diye konuştu.

“Halkın sağlık hakkına ciddi bir tehdit doğar”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın aynı zamanda bir hastane patronu olduğunu dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti:

“Sağlık çalışanlarına yapılan ödemenin finansal sürdürülebilirliği, müşteri memnuniyetine bağlanamaz. Teşvik ödemesinin içinde finansal sürdürülebilirliğin geçmesi, hastayı müşteri yerine koyar ve performansa dayanır. Sağlıktan kâr edilmeye çalışılırsa ortada hasta değil, müşteri olur. Hasta müşteriye dönerse farklı kaygılar devreye girer. Nitelikli sağlık hizmeti ortadan kalkar, malzeme güvenliğinden tutun da hasta güvenliğine kadar çok ciddi sorunlar ortaya çıkar ve toplamda halkın eşit sağlık hizmeti alabilme olasılığı ortadan kalkar. Zenginin daha fazla hizmet aldığı, yoksulun hizmet alamadığı bir ortama doğru gideriz. Sonuçta halkın sağlık hakkına ciddi bir tehdit doğar. Özel bir ek ödeme yönetmeliği yayımlanmadığı sürece yapılan cüzi artışlardan üniversite çalışanları, aile hekimleri, Adli Tıp Kurumu, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'ndeki sağlık çalışanları yararlanamayacak." 

“Hekimler 72, sağlık çalışanları 65 yaşında kadar çalışacak”

Eroğlu, Ek Ödeme Yönetmeliği'nin “müjde” diyerek reklamının yapıldığını ancak Bakanlığın hiçbir taleplerini yerine getirmediğini söyledi. Bu düzenleme ile birlikte hekimlerin 72 yaşına, sağlık çalışanlarının da 65 yaşına kadar çalışmak zorunda kalacağına dikkat çeken Eroğlu, "Sağlık emekçileri, geçimlerini sağlayabilmek için emekli olmaktan imtina edecek. Teşvik işte bu demek, 'Çalışın' demek. İşte bizim emekliliğe yansıyacak ücretteki artış talebimiz, aynı zamanda yaşlılığımızı da insanca yaşayabilmek için. Türkiye'deki emekçiler yaşlılığında, Avrupa ve dünyadaki birçok yaşlıya göre ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yönetmelik'le birlikte getirilen teşvik ödemesi ve sabit ek ödeme dediğimiz şeyin ikisi de kesinlikle emekliliğe yansımayacak" diye konuştu.


“İflas eden sağlık sisteminin altında sağlıkçılar kaldı”

Sağlık çalışanlarının olay yeri güvenliği alınmayan koşullarla, performans baskısıyla ve idarecilerin mobbingleri ile uğraştıklarını ifade eden Eroğlu, “Sağlık emekçilerinin yükü işte bu. Ölümüne çalışıyoruz. Ağır tehlikeli iş kollarında petrokimya gibi iş sağlığı ve güvenliği açısından türlü riskleri barındıran ve ölümle sonuçlanan kazaların çok olduğu yerlerde çalışıyoruz. Gaziantep'teki kazada da önlem alınmadığı için yararlılara müdahale ederken üç arkadaşımız hayatını kaybetti” dedi.

Eroğlu, sahaya sağlık yeni sağlık emekçilerinin bilinçli olarak alınmadığına, az kişiyle çok ş yapılmaya çalışıldığına dikkat çekti. “Mevcut olan hekimler, hemşireler yurt dışına gidiyor. Kalabilenlerle hizmet üretecek emekçilere ise sağlığın yükü her geçen gün artıyor" diyen Eroğlu, şunları kaydetti:

"Sağlık Bakanlığı'nın hâlâ insanları hasta etmemek adına bir çalışması yok. Birinci basamağı öteliyor. Var olan yatırımların hepsi hasta olunduktan sonra hastalığı tedavi etmek üzerine kurulu. Sağlık alanı enerji ve sanayiden sonra en çok geliri-gideri olan önemli sektörlerden biri. Dolayısıyla sağlık hizmetleri sadece kendimizin değil, uluslararası sermayenin de planlarıyla yönetiliyor. Sağlık emekçileri de bu sistemden en fazla nasibini alan meslek grubu. Ücretten de öte en önemlisi iş güvenliğimizin sağlanmasıdır. İş sağlığı ve güvenliği önlemleri sadece kâğıt üzerinde. Bakın Ekrem Karakaya öldürüldü. Ardından hiçbir şey yapılmadı. Sağlık sistemi iflas etti, altında da sağlık emekçileri kalıyor. Bunun acısı da halk olarak hepimiz yaşayacağız.” 

“Sağlık emekçisiyim randevu bulamıyorum”

Kendisi sağlık emekçisi olduğu halde randevu alamadığını dile getiren Eroğlu, “Sonucumu göstermek için randevu almaya çalıştım ama bir hafta içerisinde sonucumu gösterecek herhangi bir yer bulamıyorum. Sağlık sisteminden faydalanmak isteyen vatandaşlar artık telefonun başında sıra bekliyor. Az önce de kayınvalideme Tokat'tan ultrason randevusu alındı, 14 Ekim tarihine. Ülkenin farklı yerlerinde sorun hep aynı. Acillerdeki o yığılmanın sebebi insanların, en azından bir doktora görünebilmek için gitmesi. Aciller, polikliniğe çevrilmiş vaziyette. Bütün bu manzaralar da şiddete sebep oluyor. Sağlık sisteminin sıkıntısını sağlık emekçileri değil getirdikleri sistem yaratıyor. Vatandaşla birbirine şiddet uygulayarak değil bir araya gelerek hak arama yöntemlerini bulmaları gerekiyor” dedi.

“Birbirimize kenetlenmeye ihtiyacımız var”

Taleplerini sıralayan Eroğlu, “Biz halen emekliliğe yansıyacak, tek kalemde ödeme yapılan, OECD ortalamalarında, herhangi bir teşvike ve gelire bağlanmaksızın temel ücretlerimizde iyileştirme yapılmasını istiyoruz. Ama bizim tüm sağlık emekçileriyle yaptığımız eylemler, Sağlık Bakanlığı'na bizi bölüp parçalamak adına bu Yönetmelik'i yaptırma ihtiyacı hissettirdi. Örgütlü gücümüzü daha da arttırmaya ve birbirimize kenetlenmeye ihtiyacımız var. Onların karşısındaki en büyük korku, emekçilerin dayanışması” diye konuştu.